Süper Lig'de bir haftayı daha geride bıraktık. 26. haftada zirve yarışını sürdüren üç büyükler maçlarını kazanırken, Sivasspor, Manisa deplasmanında berabere kalarak yara aldı. Fenerbahçe, Konya deplasmanında rahat bir oyun ile farklı kazanırken, Galatasaray ve Beşiktaş kalecilerini devleştiği maçlarda galibiyete uzandılar. Şimdi ligimizde bu hafta oynanan maçların değerlendirmelerine hep birlikte göz atalım.
SKOR KİMSEYİ ALDATMASIN...
Ligde oynadığı son 12 maçtan 11'ini kazanan ve yalnızca Kayseri deplasmanında sahadan boynu bükük ayrılan Beşiktaş, şampiyonluğa inanmış bir görüntü veriyor. Trabzonspor maçında da taraftarıyla bütünleşerek çok önemli üç puanı almasını bildiler. Holosko'nun takıma neler kattığı ortadı, Cisse'nin yokluğunda Holosko savunmasına da gelerek, defansına yardım ediyor. Delgado mükemmel golü ve asistiyle yine klasını konuşturdu. Yalnız bu farklı skor kimseyi kandırmamalı, Beşiktaş oyunu 90 dakika domine edemiyor. Oyunun belli bölümlerinde rakibini bunaltıyor, daha sonra ise rakibinin baskı kurmasına engel olamıyor. Şu ana kadar bu oyun anlayışlarıyla, biraz da şanslarının yardımıyla istedikleri sonuçları aldılar ancak yine de Beşiktaş'ın futbolu güven vermiyor. Siyah-beyazlıların savunması en zayıf yönü' Ofansif oyuncularının çokluğu, Cisse ve Serdar Kurtuluş'un yokluğunda savunma büyük hatalar yapıyor. Rüştü gününde olmasaydı belki de Beşiktaş liderliği kaybedecekti. Maçın hakemi ile ilgili çok fazla bir şey söylememe gerek yok, neler olduğunu herkes gördü. İbrahim Toraman'ın yaptıklarına ayrıca değinmek istiyorum. Futbolcuda hırs olmalı, evet ama bu rakibini sakatlama boyutuna varacaksa işte orada durmalı. İbrahim Toraman, sanki karşısında düşman askeri varmış gibi Trabzonsporlu oyunculara müdahalelerde bulundu. Bir de yaptığı sert müdahalelere sonrasında gördüğü kartlara itirazı var ki gören de o tabanını göstererek rakibine gireni başkası sanacak. Beşiktaş taraftarı ise alkışı yine haketti, Barış Memiş'in gördüğü haksız karttan sonra gösterdikleri tepki bazı yerlere gerekli mesajı vermiş olsa gerek. Ligde bir hedefi kalmayan Trabonspor ise elinden gelen mücadeleyi yaptı. Her şey Yattara ve yeni yıldız adayı Barış Memiş'ten bekleniyor. Yattara, İnönü'de yine klasik şovunu yaptı. Gerçekten mükemmel bir oyuncu, bu yetenekle dünyanın en önde gelen takımlarında rahatlıkla forma giyebilir ama kafa olarak da kendini geliştirmesi lazım. Barış Memiş'ten ise takımı bir günde sırtlaması beklenmemeli, çok iyi bir kumaşı var ve Trabzonspor'a uzun yıllar bir aksilik olmazsa başarıyla hizmet edeceği kesin.
GALATASARAY AYKUT'A DUACI
Teknik Direktörsüz ve önemli oyuncularından yoksun yoluna devam eden Galatasaray, Başkent deplasmanında çok zorlu bir virajı kayıpsız geçti. Ankaraspor'un etkili hücum silahları karşısında savunması zaman zaman zorlanan sarı-kırmızılılar, formda golcüsü Ümit Karan ile altın değerinde 3 puanı hanesine yazdırdı. Orkun'dan kaleyi devraldıktan sonra ortaya koyduğu performansla parmak ısırtan Aykut, Ankara'da takımının galibiyetinde en büyük paya sahip isim oldu. Son dakikada, Servet'in ıskası sonucunda Tayfun'un yakın mesafeden vuruşunu müthiş bir refleks ile çıkarışı jeneriklikti. Lincoln, geçtiğimiz maçlara göre daha istekli olsa da takımına yeterli verimi sağlayamıyor. Evet, Lincoln belki kendisini çoğu ikili mücadelede yere bırakıyor ancak hakem Brezilyalı oyuncuya yapılan faulleri de bu önyargısı yüzünden vermemezlik yapamaz. Hele Erhan Albayrak'ın attığı tekmenin ardından oyunu devam ettirmesi tam bir komediydi. Ankaraspor ise kaliteli kadrosu ve oyun anlayışıyla ligden düşmeyi kesinlikle haketmiyor. Mali sorunu da bulunmayan Başkent ekibinin ligden düşeceğine de pek inanmıyorum. Tita, kanattan getirdiği toplar ile Galatasaray savunmasını oldukça yıprattı, Mehmet Yılmaz ve De Nigris'i attığı ince paslar ile beslemeye çalıştı. Bu iki forvet de ellerinden gelen mücadeleyi gösterdiler ancak golü bulamadılar. Cezalı Neca ve sakat Bilal olsaydı, Galatasaray'ın işi çok daha zor olacaktı.
F.BAHÇE GOL ATMAK İSTERSE...
Fenerbahçe ilginç bir takım, gol atmak istedikleri zaman atıyorlar. Konya'da ilk yarı adeta herkesi uyuttuktan sonra Ceyhun'un golü her şeyin başlangıcı oldu. Zico, yine Sevilla maçında başvurduğu değişikliği Koyaspor karşısında da yaptı ve oyunun kaderini değiştirdi. Semih Şentürk'ün profesyonelliğini ise ayakta alkışlamak lazım. Yedek kalsa da kendini hep hazır tutuyor ve takımı için son derece kritik gollere imza atıyor. Zico'nun hep golü yedikten sonra harekete geçmesi ise ilginç, Avrupa maçlarında çift forvet ile sahaya çıkmayabilir ancak, çoğu kişinin de söylediği gibi lig maçlarında çift forvet ile oyuna başlamasının daha yararlı olacağını düşünüyorum. Kezman, Alex, Deivid, Gökhan ve kaleci Serdar ortaya koydukları performans ile sivrildiler. Fenerbahçe'yi anlattıktan sonra, Konyaspor'a bir göz atalım. Konyaspor'un ne yaptığını anlamak gerçekten çok zor. Bu nasıl bir savunmadır akıl almıyor, Fenerbahçe'nin attığı dört golde play-statiton da atılmış goller gibiydi ve savunma bu golleri yalnızca izledi. Bu kadar basit gol yiyen bir takım Süper Lig'den düşerse hiç üzülmemeli. Washington ve Tehoue gibi oyuncuları Fenerbahçe karşısında yedek oturtmak bence yanlış bir karar. Bu iki oyuncu da çok hareketli ve bitirici vuruşlara sahip. Konyaspor'un bir an evvel toparlanması gerekiyor yoksa kötü son sürpriz değil. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim Alex'i tutması için görevlendirilen Yusuf'un oyunda kaldığı sürece ne yaptığını anlayan varsa lütfen bana da anlatsın.
MANİSA'YA YAZIK OLDU...
Kısıtlı kadrosu ve mali imkansızlıklarıyla şampiyonluk mücadelesini sürdüren Sivasspor, Manisa deplasmanında adeta ecel terleri döktü. Bursa deplasmanında, etkili bir oyun sergileyemeyen Sivasspor, son dakikada bulduğu golle galibiyete uzanmıştı. Oyuncuların inancı ve biraz da şansıyla şampiyonluk yarışını sürdüren Yiğidolar'ın ilerleyen haftalarda işi hiç kolay olmayacağa benziyor. Manisaspor ise üç puanı hakettiği karşılaşmada, kalecisinin yaptığı hata sonucunda sahadan mağlubiyet ile ayrıldı. Göze hoş gelen bir futbol oynayan Manisaspor'da, yeni teknik direktörü Levent Eriş'in neler katacağını ilerleyen haftalarda göreceğiz. Tarzanlar'da kaleci tercihlerini ise yanlış buluyorum, Martinez ve Ufuk varken, Bülent'in kaleye geçmesinin nasıl bir açıklaması olabilir.
SKOR KİMSEYİ ALDATMASIN...
Ligde oynadığı son 12 maçtan 11'ini kazanan ve yalnızca Kayseri deplasmanında sahadan boynu bükük ayrılan Beşiktaş, şampiyonluğa inanmış bir görüntü veriyor. Trabzonspor maçında da taraftarıyla bütünleşerek çok önemli üç puanı almasını bildiler. Holosko'nun takıma neler kattığı ortadı, Cisse'nin yokluğunda Holosko savunmasına da gelerek, defansına yardım ediyor. Delgado mükemmel golü ve asistiyle yine klasını konuşturdu. Yalnız bu farklı skor kimseyi kandırmamalı, Beşiktaş oyunu 90 dakika domine edemiyor. Oyunun belli bölümlerinde rakibini bunaltıyor, daha sonra ise rakibinin baskı kurmasına engel olamıyor. Şu ana kadar bu oyun anlayışlarıyla, biraz da şanslarının yardımıyla istedikleri sonuçları aldılar ancak yine de Beşiktaş'ın futbolu güven vermiyor. Siyah-beyazlıların savunması en zayıf yönü' Ofansif oyuncularının çokluğu, Cisse ve Serdar Kurtuluş'un yokluğunda savunma büyük hatalar yapıyor. Rüştü gününde olmasaydı belki de Beşiktaş liderliği kaybedecekti. Maçın hakemi ile ilgili çok fazla bir şey söylememe gerek yok, neler olduğunu herkes gördü. İbrahim Toraman'ın yaptıklarına ayrıca değinmek istiyorum. Futbolcuda hırs olmalı, evet ama bu rakibini sakatlama boyutuna varacaksa işte orada durmalı. İbrahim Toraman, sanki karşısında düşman askeri varmış gibi Trabzonsporlu oyunculara müdahalelerde bulundu. Bir de yaptığı sert müdahalelere sonrasında gördüğü kartlara itirazı var ki gören de o tabanını göstererek rakibine gireni başkası sanacak. Beşiktaş taraftarı ise alkışı yine haketti, Barış Memiş'in gördüğü haksız karttan sonra gösterdikleri tepki bazı yerlere gerekli mesajı vermiş olsa gerek. Ligde bir hedefi kalmayan Trabonspor ise elinden gelen mücadeleyi yaptı. Her şey Yattara ve yeni yıldız adayı Barış Memiş'ten bekleniyor. Yattara, İnönü'de yine klasik şovunu yaptı. Gerçekten mükemmel bir oyuncu, bu yetenekle dünyanın en önde gelen takımlarında rahatlıkla forma giyebilir ama kafa olarak da kendini geliştirmesi lazım. Barış Memiş'ten ise takımı bir günde sırtlaması beklenmemeli, çok iyi bir kumaşı var ve Trabzonspor'a uzun yıllar bir aksilik olmazsa başarıyla hizmet edeceği kesin.
GALATASARAY AYKUT'A DUACI
Teknik Direktörsüz ve önemli oyuncularından yoksun yoluna devam eden Galatasaray, Başkent deplasmanında çok zorlu bir virajı kayıpsız geçti. Ankaraspor'un etkili hücum silahları karşısında savunması zaman zaman zorlanan sarı-kırmızılılar, formda golcüsü Ümit Karan ile altın değerinde 3 puanı hanesine yazdırdı. Orkun'dan kaleyi devraldıktan sonra ortaya koyduğu performansla parmak ısırtan Aykut, Ankara'da takımının galibiyetinde en büyük paya sahip isim oldu. Son dakikada, Servet'in ıskası sonucunda Tayfun'un yakın mesafeden vuruşunu müthiş bir refleks ile çıkarışı jeneriklikti. Lincoln, geçtiğimiz maçlara göre daha istekli olsa da takımına yeterli verimi sağlayamıyor. Evet, Lincoln belki kendisini çoğu ikili mücadelede yere bırakıyor ancak hakem Brezilyalı oyuncuya yapılan faulleri de bu önyargısı yüzünden vermemezlik yapamaz. Hele Erhan Albayrak'ın attığı tekmenin ardından oyunu devam ettirmesi tam bir komediydi. Ankaraspor ise kaliteli kadrosu ve oyun anlayışıyla ligden düşmeyi kesinlikle haketmiyor. Mali sorunu da bulunmayan Başkent ekibinin ligden düşeceğine de pek inanmıyorum. Tita, kanattan getirdiği toplar ile Galatasaray savunmasını oldukça yıprattı, Mehmet Yılmaz ve De Nigris'i attığı ince paslar ile beslemeye çalıştı. Bu iki forvet de ellerinden gelen mücadeleyi gösterdiler ancak golü bulamadılar. Cezalı Neca ve sakat Bilal olsaydı, Galatasaray'ın işi çok daha zor olacaktı.
F.BAHÇE GOL ATMAK İSTERSE...
Fenerbahçe ilginç bir takım, gol atmak istedikleri zaman atıyorlar. Konya'da ilk yarı adeta herkesi uyuttuktan sonra Ceyhun'un golü her şeyin başlangıcı oldu. Zico, yine Sevilla maçında başvurduğu değişikliği Koyaspor karşısında da yaptı ve oyunun kaderini değiştirdi. Semih Şentürk'ün profesyonelliğini ise ayakta alkışlamak lazım. Yedek kalsa da kendini hep hazır tutuyor ve takımı için son derece kritik gollere imza atıyor. Zico'nun hep golü yedikten sonra harekete geçmesi ise ilginç, Avrupa maçlarında çift forvet ile sahaya çıkmayabilir ancak, çoğu kişinin de söylediği gibi lig maçlarında çift forvet ile oyuna başlamasının daha yararlı olacağını düşünüyorum. Kezman, Alex, Deivid, Gökhan ve kaleci Serdar ortaya koydukları performans ile sivrildiler. Fenerbahçe'yi anlattıktan sonra, Konyaspor'a bir göz atalım. Konyaspor'un ne yaptığını anlamak gerçekten çok zor. Bu nasıl bir savunmadır akıl almıyor, Fenerbahçe'nin attığı dört golde play-statiton da atılmış goller gibiydi ve savunma bu golleri yalnızca izledi. Bu kadar basit gol yiyen bir takım Süper Lig'den düşerse hiç üzülmemeli. Washington ve Tehoue gibi oyuncuları Fenerbahçe karşısında yedek oturtmak bence yanlış bir karar. Bu iki oyuncu da çok hareketli ve bitirici vuruşlara sahip. Konyaspor'un bir an evvel toparlanması gerekiyor yoksa kötü son sürpriz değil. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim Alex'i tutması için görevlendirilen Yusuf'un oyunda kaldığı sürece ne yaptığını anlayan varsa lütfen bana da anlatsın.
MANİSA'YA YAZIK OLDU...
Kısıtlı kadrosu ve mali imkansızlıklarıyla şampiyonluk mücadelesini sürdüren Sivasspor, Manisa deplasmanında adeta ecel terleri döktü. Bursa deplasmanında, etkili bir oyun sergileyemeyen Sivasspor, son dakikada bulduğu golle galibiyete uzanmıştı. Oyuncuların inancı ve biraz da şansıyla şampiyonluk yarışını sürdüren Yiğidolar'ın ilerleyen haftalarda işi hiç kolay olmayacağa benziyor. Manisaspor ise üç puanı hakettiği karşılaşmada, kalecisinin yaptığı hata sonucunda sahadan mağlubiyet ile ayrıldı. Göze hoş gelen bir futbol oynayan Manisaspor'da, yeni teknik direktörü Levent Eriş'in neler katacağını ilerleyen haftalarda göreceğiz. Tarzanlar'da kaleci tercihlerini ise yanlış buluyorum, Martinez ve Ufuk varken, Bülent'in kaleye geçmesinin nasıl bir açıklaması olabilir.
HER GÜN EK 1 MİLYON TL! 5 saniyede doldurun, bu fırsatı kaçırmayın! <<<<<