Baş döndüren bir azmin hikayesi: Can Özüpek!

Üç adım atlama branşında Türkiye'nin ufkunu genişleten ve yeni ufuklara doğru yol alan Milli atletimiz Can Özüpek, Sporx.com'a konuştu.

Haber; Sporx.com, Fotoğraf; Sporx.com
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Baş döndüren bir azmin hikayesi: Can Özüpek!
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
01 Mart 2019 07:51
TURKSPORU'nun gelecek vaad eden ve ışık saçan genç atletlerinden Can Özüpek, İskoçya'nın Glasgow şehrinde düzenlenecek 2019 Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası öncesi Sporx.com'dan Hakan Celep'e özel açıklamalar yaptı.

Üç adım atlama branşında Türkiye'nin ufkunu genişleten ve yeni ufuklara doğru yol alan Milli atletimiz, 16.77'lik Türkiye U23 rekorunun da sahibi. Can, Balkan Salon Atletizm Şampiyonası'nda da şayet ufak bir sakatlığı olmasa bronz değil altın madalya kazanabileceğini de belirtti.

SONUNCULUKTAN TÜRKİYE ŞAMPİYONLUĞUNA...
BAŞ DÖNDÜREN BİR AZMİN HİKAYESİ!

Atletizme nasıl başladığını anlatan Can Özüpek, "Atletizme Balıkesir'de başladım. Lise 2'ye gidiyordum. Bir sıra arkadaşım vardı. Kendisi atletizmle uğraşıyordu. Bana, "Birlikte gidelim." dedi. Ben de atletizmi seviyordum, önerilerde bulundu. 1 ay kadar sonra ben de gitmeye başladım. Çok hoşuma gitti, çok sevdim. Yaparken çok profesyonel değildik tabii ki. İlk başladığımda 2-3 gün gidiyordum, sonra gitmiyordum. İzmir'de bir salon şampiyonası vardı. O dönemki antrenörüm Çiğdem İzgin, tüm takımı oraya götürdü. Ben orada ilk yarışımda 60 metre koştum, uzun atladım. 60 metrede 59 kişi vardı, 59'uncu oldum. Uzun atlamada da en sonuncu bendim. Çok kötü sonuçlar aldım. Çok üzüldüm ama demoralize olmadım. 'Gelecek sene daha iyisini yapmak istiyorum." dedim. Bu kez daha profesyonel çalıştım ve isteyerek yapmaya devam ettim." diyerek anlattı.



"HER GÜN BAĞCILAR'DAN İSTİNYE'YE..."


Balıkesir'den İstanbul'a geçiş sürecini de aktaran Türkiye şampiyonu sporcumuz, "Balıkesir'deydim. 3 adım atladım, 10.50 gibi bir derecem vardı o zamanlar. Sonra onu da yapamadım. Antrenörüm, 110 metre engelli yapmama karar verdi. Koşmaya başladım ve 1.5 sene engelli koştum. Balıkesir'de üniversiteyi kazandım. Ardından, hocamla anlaşmazlık yaşadım. Atletizme devam etmeyi çok istiyordum. Balıkesir'de de yapabileceğim başkaları yoktu, İstanbul'a gelmeye karar verdim. Dayımın evinde kalmaya başladım, Bağcılar'da oturuyordu. Ben de ENKA'ya gitmeye başladım, İstinye'ye. Bağcılar'dan İstinye'ye gidiyordum her gün. O dönem spordan bir kazancım da yoktu." ifadelerini kullandı.

"KARİYERİMİN DÖNÜM NOKTASI, IŞIK BAYRAKTAR"

110 metre engelliden 3 adım atlamaya geçiş sürecini anlatan Can Özüpek, "3 adıma başladığım ilk seneydi, 110 metre engelli de koşuyordum. Kenan Yarım beni çalıştırıyordu. Çok zorlu bir süreçti. Sadece üniversite öğrenim kredisi alıyordum. 100 TL'sini aylık toplu taşıma biletine yatırıyordum. Bütün ayımı o şekilde geçiriyordum. Ailem ellerinden geldiğince yardımcı olabiliyordu. Bu şekilde bir süreç devam etti, 1-1.5 sene kadar. 110 metre engellide bir gelişim kaydedemedim. Vücudum müsait değildi belki. Antrenörüm Kenan Yarım, 3 adım atlamayı önerdi. İlk yarışımda Türkiye üçüncüsü oldum. 3 adım atlamaya başladığım için Portekizli bir antrenör vardı ENKA'da, Fausto. O dönem tamamen ENKA'ya geçtim ve Fausto ile çalışmaya başladım. Türkiye üçüncüsüydüm ama daha başarılı sporcular vardı. ENKA'nın tesislerinde kalmaya devam edemiyordum. Bu nedenle Bağcılar'dan İstinye'ye gitmeye devam ettim bir süre. Antrenörüm, günde çift antrenman yapmamı istiyordu. Arkadaşlarımın yanında kalıyordum. Yatacak yer olmadığında halıda uyuyordum. Sabah kahvaltısı bile yapamıyordum. Antrenörüm Fausto o zamanlar yemek param kalmadığında harçlık veriyordu. Benim için elinden geleni yapıyordu. Bunları yaşadığım için pişman değilim. Aslında bu süreçler insanı çok güçlendiriyor, pes etmemeyi öğretiyor. Uzun bir süreç böyle geçti ve ardından salonda yarışlar yapıldı. Bu şekilde yaşadığımız için çok iyi dereceler elde edemedik. 3 adımımı geliştiremedim. ENKA'da da önümde başka sporcular vardı, yer edinemedim, kalma imkanı sağlanamadı. Uzun yolculuklar beni çok fazla yıpratıyordu. 2-3 saat yolculuk geçiyordu. Salon yarışlarından sonra benim dönüm noktalarımdan biri Işık Bayraktar'dır, atlamalar koordinatörü. Benimle bir konuşma yaptı. Yarışlar anında testler yapmışlardı. Analizlerin iyi olduğunu söyledi." dedi.



"OLİMPİYAT ÜÇÜNCÜSÜ KAPUSTIN İLE ÇALIŞTIM"

Başarıya ulaşma hikayesini de aktaran Milli sporcumuz, "ENKA'da kalamadığım için Balıkesir'e geri döndüm. Aradan 1-2 ay geçti. Ben antrenmanlarımı Balıkesir'de tek başıma yapmaya çalışıyordum. Balıkesir'in şartları benim branşıma çok fazla elvermiyordu. Ben bir şeyler yapmam gerektiğini düşünüyordum. Işık Hoca ile beni Milli takım kampına alması için konuştum. Işık Hoca da beni Milli takım kampına alabileceğini söyledi. 1-2 hafta sonra çağrıldım. O zamanki antrenörüm Fausto ile beraber İzmir'e kampa gittik. Kampta yapılan testler sonucunda devam etmemi ve sonraki kamplara katılmamı istedi. Antrenörüm de İstanbul'da olduğu için, federasyonun bize sağladığı antrenörlerle devam ettim. O zamanlar, federasyonun sağladığı imkanlarla Olimpiyat üçüncüsü Denis Kapustin ile antrenmanlar yapmayı sürdürdüm. 1.5-2 sene Denis Kapustin ile devam ettim. Vücudum da kendine gelmeye başladı. Fausto ile ayrılmadan önce 15 metre atladım, derecemi 1 metre geliştirdim. 1 sene daha Denis Kapustin ile devam ettim ve 15.60 ile büyüklerde Türkiye üçüncülüğüne ulaştım. Derecelerim iyileşmeye başlayınca ENKA'nın da iyi atletleri arasına girdim ve bana imkan sağlamaya karar verdiler. 2016 yazından sonra antrenörüm Fausto'ya geri döndüm. Onunla beraber çalışmalara başladık. 15.60-15.80 arasında derecelerle büyüklerde Türkiye şampiyonu oldum. o yaz U23 Avrupa Şampiyonası'nda beşinci oldum. Tekrar, Berlin'de Avrupa Şampiyonası'na gittim ve bu şekilde süreç bugünlere geldi." sözleriyle süreci anlattı.

"KENDİME İNANIYORDUM, BU BANA YETERDİ"

Yaşadığı zorlu süreçlerde çalışmaya kendine olan inancıyla devam ettiğini belirten rekortmen atletimiz, "Beni bu süreçte motive eden şey, kendime olan inancımdı. Bana yapamayacağımı söylediler ama ben kendime inanıyordum, antrenörüm bana inanıyordu. Bu bana yeterdi. Ben hiçbir zaman başaramayacağımı düşünmüyordum. Her antrenmana inanarak çıkıyordum. Daha iyisini yapmak istiyordum. Moralimin, motivasyonumun düştüğü zamanlar oldu ama kendimle savaşarak yendim." açıklamasını yaptı.

Anne ve babasının desteğinin kendisi için çok anlamlı olduğunu belirten Can, "Balıkesir'de yaşıyorduk. Annem ve babama İstanbul'a gideceğimi söyledim, atletizm için okulumu bırakacağımı. Bana 'Hayır' demediler. 'Yapma' demediler. Hayalimin bu olduğunu biliyorlardı. Bana izin verdiler, destekleyebilecekleri kadar desteklediler. Ellerinden gelen tüm desteği verdiler. Her zaman yanımda oldular." dedi.

"FAUSTO RIBEIRO, ÇOK BÜYÜK BİR DEHA"

Can Özüpek, "Benim buralarda olmamı sağlayan en büyük etken şu anki antrenörüm Fausto Ribeiro. Çok büyük bir deha her konuda, spor olsun normal hayatım olsun çok büyük şeyler kattı, hayata bakış açımı değiştirdi ve spor hayatımda da beni ileriye götürmeye hep devam ediyor. Aynı zamanda hala 100m Avrupa Rekoru onun sporcusuna ait, Francis Obikwelu" ifadelerini kullandı.



"REKORU KIRDIKTAN SONRA SAKATLIK YAŞADIM"


Balkan Atletizm Şampiyonası'ndaki bronz madalyanın ötesini hedeflediğini ancak bir sakatlığı olduğunu açıklayan Can Özüpek, "Balkan Atletizm Şampiyonası'nda gelen bronz madalya benim için hayal kırıklığıydı. Ben birinciliği düşünüyordum. Türkiye rekoru kırdıktan sonra o yarışta belimden bir sakatlık yaşadım, belimi incittim. 2 hafta hiç antrenman yapamadım. Hafif koşular yaparak yarışa girdim. O yarışta da elimden gelenin en iyisini yapıp madalya aldım. Balkan Salon Şampiyonası'nda hedefim altın madalyaydı ama olmadı." ifadelerini kullandı.

"GLASGOW 2019'DA HEDEF 17 METRE!"

Avrupa Atletizm Şampiyonası için hedefini de açıklayan genç atletimiz, "Önümde çok önemli bir Avrupa Salon Şampiyonası var. Berlin'deki başarısızlıktan sonra hedefimi buraya çevirdim. Burada aynı başarısızlığı yaşamak istemiyorum. Glasgow 2019'da hedefim 17 metre. Türkiye'de hiç atlanmamış bir derece. 17 metre atlamak için oraya gidip yarışacağım. Önce seçme yarışı var. Finale kalıp madalya için savaş vermek istiyorum. Ardından 2020'deki Olimpiyatlar. Oraya gidip yapabileceğimin en iyisini yapmak istiyorum." diyerek başarı çıtasını ortaya koydu.



"TURKCELL'İN DESTEĞİ SAYESİNDE..."

Turkcell'in ve TURKSPORU'nun verdiği desteğin çok anlamlı olduğunu belirten başarılı sporcumuz, "Uzun bir süredir Turkcell'in verdiği gibi bir destek yaşanmıyordu atletizmde, maddi ve manevi olarak. Turkcell'in desteği sayesinde, federasyonun bütün gelecek vaad eden sporcuları milli takım kamplarında yer alıyorlar." sözleriyle altını çizdi.

"BAŞARI ÇALIŞTIKÇA GELECEKTİR, HER ZAMAN"

Kariyerine yılmadan devam eden Milli atletimiz, "Sporda başarısızlık sonrası motive eden şey, tamamen başarı ve kendini kanıtlama hırsı. Ben her zaman çıktığımda en iyisini yapabilmek ve o yarışta en iyi olmak için çıkıyorum. Başarısızlık elde ettiğim zaman çok kötü hisler yaşıyorum. Bu beni çok üzüyor ve bir daha bu duyguyu yaşamamak için çalışıyorum." ifadelerini kullandı.

Üç adım atlamaya ve atletizme yeni başlayan sporculara da mesaj veren Can Özüpek, "Önceki konuşmalarımda da söyledim gençlere. Şu an anlattıklarımdan da bu anlaşılabilir. Kim ne derse desin, siz kendinize inanmaktan hiçbir zaman vazgeçmeyin. Başarı çalıştıkça gelecektir, her zaman." diyerek sözlerini noktaladı.

TURKSPORU'nun en büyük destekçisiyiz
Turkcell Pazarlama Direktörü Ömer Barbaros Yiş

Turkcell olarak, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın himayesinde 2020 Olimpiyat Oyunları hedefiyle atletizm branşında başlattığımız uzun süreli iş birliğinin ülkemize getirdiği başarılar bizi mutlu ediyor. Verdiğimiz destek sayesinde sporcularımızın elde ettiği dereceler bizi gururlandırıyor. Şimdi sırada Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası var. Bu organizasyonda yer alacak 15 sporcumuzun da bayrağımızı gönderin en üstüne taşımak için terlerinin son damlasına kadar mücadele edeceğini biliyoruz. Tüm atletlerimize ve antrenörlerimize madalya yolunda başarılar diliyoruz. Sporun birleştirici gücü Turkcell olarak ülkemizin uluslararası tanıtımına katkı yapmak, Türk atletizminin daha da gelişmesi ve ülkemize daha büyük başarılar gelmesi için desteğimizi sürdüreceğiz.



Tümü
 Reklam