SPORX ÖZEL – Son dönemlerde UEFA'dan ve CAS'tan ardı ardına kötü haberler alan Türk futbolunda Fenerbahçe'nin gerekçeli kararından sonra Beşiktaş'ın gerekçeli kararının detayları da ortaya çıktı...
Tıpkı Fenerbahçe'nin CAS gerekçeli kararında olduğu gibi Beşiktaş'ın gerekçeli kararının detaylarına da yine Türk medyasından ulaşan ilk yayın organı sporx.com oldu...
UEFA'nın geçen yıl verdiği bir yıllık men cezasına rağmen dosyasının açık olduğunu belirtmesinden dolayı gözünü CAS'ın gerekçeli kararına çeviren Beşiktaş'ta 37 sayfalık bu karar siyah-beyazlıları bir nebze olsun rahatlattı. Üç CAS hakemi Fabio Ludica, Martin Schimka ve Efraim Barak tarafından tamamlanan ve 37 sayfayı bulan Beşiktaş'ın gerekçeli kararında CAS heyetinin UEFA'nın bir yıllık idari cezanı yeterli bulması Beşiktaş için yeni bir disiplin soruşturmasına gerek duyulmadığı yönünde yorumlara da neden oldu.
“Sonuç olarak bu kararlar ışığında ; Cas heyeti, Beşiktaş'ın, 24 Temmuz 2013 tarihinde UEFA Tahkim Kurulunun verdiği karara karşı yaptığı itiraz reddedilmesine, UEFA Tahkim Kurulunın 11 Temmuz 2013 tarihli kararı onanmasına karar verilmiştir” sözleriyle noktalanan kararda, heyet, Yargıtay süreciyle ilgili bölümde “Yukarıda da belirtildiği gibi UEFA, ortadaki bulgular üzerine kendi değerlendirmesini yapmadan ve aldığı kararın temelini oluşturan diğer etkenleri neler olduğunu açıklamadan yalnızca yerel mahkemenin bulgularına güvenemez.
Şike suçundan dolayı yerel mahkeme tarafından verilmiş olan mahkumiyet kararı, disiplin soruşturmasının başlatılmasını doğrular niteliktedir. Temyize giden taraf, yazılı kanunlar gereği bahsi geçen maç ve maç hakkında yapılan işlemlerden sorumludur. Böylece, yerel mahkeme tarafından verilen suç teşkil eden mahkumiyet cezası, UEFA'nın bizzat kendisi tarafından verilen kararı ve elde edilen izlenimleri destekleyebilir, doğrulayabilir ve pekiştirebilir. Bu bilgiler doğrultusunda; Yargıtay tarafından verilen karar, mevcut davada UEFA Tahkim Kurulu'nun itiraz edilmiş kararının doğruluğunun apaçık bir kanıtı olarak kullanılabilir” sözleri dikkat çekti.
Cas hakem heyeti, bir yıllık cezanın onanmasıyla ilgili olarak 206 ve 207 nolu paragrafında “Yukarıda bahsedilen konular göz önünde bulundurularak; Jüri, temyize giden tarafın (Beşiktaş) iki yöneticisinin doğrudan veya dolaylı olarak maçın sonucunu etkileme eylemine dahil olduğu ve UEFA'nın da 2.08 maddesi uyarınca temziye giden tarafı (Beşiktaş) 2013-2014 sezonunda UEFA Avrupa Ligi'ne göndermediği sonucuna varmıştır. Yukarıda bahsi geçen konuların nihayetinde; söz konusu kulüp tarafından yapılan temyiz başvurusu reddedilmiş olup, bir sonraki karar uygun bulunmuştur” sözlerine yer verdi.
37 SAYFALIK GEREKÇELİ KARARDAN ÖNEMLİ SATIRBAŞLARI
UEFA yargılamasıyla ilgili bölümden bir kısım...
91. Sanık, duruşmada ve cevabında bir çok talepte bulunmuştur. Sanığın cevabında yer alan gerekçeler aşağıdaki gibidir;
1. Söz konusu dava, ulusal bir kupayı kazanarak Avrupa kulüplerinin yarıştığı bir turnuvaya katılma amacıyla, en üst düzey yetkililerinin çok ciddi ve sonuçları oldukça fazla kişiyi etkileyecek olan şike eylemlerine dahil olmuş bir Avrupa kulübünü konu almaktadır.
2. Türkiye'deki ulusal mahkemeler, yalnızca sportif kanunların değil aynı zamanda kriminal kanunların çiğnendiğine de kanaat getirdikleri için önemli hapis cezaları vermiştir.
4. Söz konusu kulüp ve yöneticilerinin hukuk dışı, adaletsiz, yasalara aykırı ve kanunsuz eylemleri kabul edilemez olup, gerektiği şekilde ele alınmalıdır. Bahsi geçen kulüp tarafından yapılan tüm savunmalar alakasız olmakla birlikte yanlıştır da. Bu da, kulübün fiilen kendisini savunmak için başka bir yolu olmadığını göstermektedir.
5. UEFA, temyize giden kararın kendi bütünlüğü içerisinde doğrulanması gerektiği konusunda oldukça nettir. Gerçekte, Söz konusu kulüp, doğrudan veya dolaylı olarak ulusal düzeyde bir maçın sonucunu etkileme ve ayarlama eylemi ile 2.08. madde gereğince 2013-2014 sezonunda Avrupa'ya gönderilmemiştir. Bu sebepten bu itiraz reddedilmelidir.
6. Bahsi geçen kulübün başkan yardımcısı S. (Serdar Adalı) ve aynı kulübün eski teknik direktörü T'nin, (Tayfur Havutçu) Türkiye Yüksek Suç Mahkemesi tarafından, 11 Mayıs 2011 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile oynanan 49. Ziraat Türkiye Kupası final maçına ilişkin olarak şike eylemlerine dahil olduklarından dolayı suçları bulunmaktadır.
7. a. Söz konusu kulüp; kulüp yöneticilerinin, I. A.'nın (İbrahim Akın) menajeri olan Y (Yusuf Turanlı) ile görüşmeler yapıldığını ve transfer teklifi yapıldığını kabul etmiştir. Gizli toplantıları da içeren bahsi geçen görüşmeler Türkiye Kupası Finali'nin olduğu hafta gerçekleşmiştir.
c. Mevcut kanıtlar, söz konusu kulübün savunmasının mantıksız ve kanıtlanmamış olduğunu göstermektedir. Yapılan teklifteki şartlar ve kayıtlarda yer alan konuşmalar, menajerin teklifleri kulübün adına yaptığını ve söz konusu tekliflerin transfer teklifi yapılan oyuncuların karşılaşmada nasıl bir performans sergileyecekleri etkilemeyecek cinsten gizli ve samimi olmadığını göstermektedir.
d. Diğer bir deyiş ile davada yer alan bilgilerin temelinde ve mevcut kanıtlar Türkiye Kupası finalininde şike yapılmasının amaçlandığı aşikardır.
8. Bahsi geçen kulübün ceza alması için, kulüp yetkililerinin söz konusu oyunculara Türkiye Kupası Finali öncesin transfer teklifinde bulunmaları dahi ceza almaları için yeterlidir. Çünkü, maçın kazanılması durumunda söz konusu kulüp Avrupa'ya gidebilecekti. Yukarıda da bahsedildiği gibi bu uygunsuz eylemler daha da ileriye gitmiş ve menajerin oyuncuları tam kabiliyetleri ile oynamamaları gerektiğini söylemesine kadar varmıştır.
9. a. TFF'nin aldığı kararlar, CDB'nin ve AB'nin kararlarını engelleyemez.
10. Kulüp tarafından açıklanmış sözomona tanıklara ilişkin;
a. T, S, Z, X ve Z'den hiçbiri, İsviçre yasaları nezdinde tanık değildirler. Çünkü, hepsinin taraflardan en biri ile bağlantısı bulunmaktadır. Bahsi geçen kişiler, taraflardan en az birinin temsilcileridirler.
Söyleyecekleri hiçbir şey, öneriden daha öte bir ifade olmayacaktır.
b. Kriminal suçlamalar ışığında, Y. tanık olarak çağırılamaz.
c. Sözümona 'uzman' tanıklar C,B, ve D aslında tanık değillerdir ve dava ile ilgili olarak sunabilecekleri alakalı ve kabul edilebilir delilleri yoktur.
Beşiktaş bölümünden....
145. Temyize giden taraf; UEFA'nın, Türkiye Futbol Federasyonu'nun ve komitelerinin raporlarını ve gerekçeli kararlarlarını gözden geçirmede ve değerlendirmede başarısız olduğunu belirtti.
146. CAS 2010 / A / 2172 maddesinde kararlaştırıldığı üzere UEFA, şikede yerel mahkemenin kararlarına güvenmekle yükümlüdür. Spor bağlamında, spor yönetim kurulu bu tür kararlara güvenebilmeli çünkü bu CAS'ın CAS 2009/A/1920 maddesinde ele alındığı gibi, aynı kaynaklara ve üstlenilen soruşturmalara sahip değildir.
147. Jüri, UEFA ulusal veya uluslararası yönetim kurulunun, tahkim kurulunun veya yerel mahkemenin taraflarına güvenmek ya da güvenmemek konusunda takdir yetkisine sahiptir. Ancak bunu yaparken, UEFA, bu bağlamdaki seçimleri için sebeplerini belirtmeli ve neden bir çok karar emrindeyken, diğerlerine değil de bu türden kararlara güvendiğini sebepleri ile açıklamalıdır.
148. Ayrıca jüri, CAS 2011/A/2528 maddesindeki bulgulara, sporun bütünlüğünü koruma amaçlı etkili mücadelenin, ivedi tepkilere bağlı olduğuna katılmaktadır. Bu bağlamda, CAS veya UEFA kararını vermek için bütün iç çıkar yollarının tüketilmesi gibi yerel prosedürlerin sonlanmasını bekleyemez.
Ancak, CAS veya UEFA, yüksek mahkemenin kararı söz konusu olmadıkça özellikle güvendiği kararlar nihai olmadığında dikkatli olmalıdır.
149. Mevcut davada; UEFA AB, Türkiye'de farklı temyizlerin konusu olarak hükmü bulunmayan Yüksek Mahkemenin kararının yani sanıkların temsilcilerinin Kupa finali ile ilişki içinde olan şikeye dahil olduğunu açıkça ifade etmiştir. UEFA AB özellikle öncen önlerine konulan kayıtları incelerken TFF komitelerinin çözüm ve kararlarının neden yanlış olduğunu düşündüğünü açıklamadı.
150. Jüri, UELR'nin 2.08 nolu maddesi gereğince diğer olaylarda alınan kararlara güvenmek amacıyla sunulan ihtimalin dikkatlice değerlendirilmesine ve bu kararlar doğrultusunda incelenen mevcut kanıtların davanın esasına uygun olup olmadığını değerlendirmeden körü körüne güvenilmesine izin verilmemesini dikkate almaktadır.
151. Jüri sonuç olarak, gelecek hükmünde buna elverişli tüm kanıtları göz önünde bulunduracak ve ele alınan davada kurumsal ve sportif yetkililer tarafından önceden ifade edilen kararlara özel bir ilgi göstereceklerdir.

c. Mevcut kanıt 2.08 UELR nolu madde ile ilgili olduğunu göstermektedir.
1. Temyize giden taraf, şikeden çıkara sağlayacaktı.
152. CAS içtihat bilimine göre, (CAS 2010/A/2067) maçta veya maçlarda kulübün yetkilileri tarafından şike yapılıp yapılmadığı incelemesindeki ilgili değerlendirmede kulübün belirli maç veya maçları kazanmasındaki çıkarlarının kapsamı ve doğasıdır. Bunlar göz önüne alındığında yukarıda bahsedilen davada şunu belirtti; "Jüri'nin bulgularına göre FC X'in sıralaması maç oynandıktan sonra lehine değişiyorsa şike kapsamına alınabilir"
153. Futbol kulüpleri açısında Avrupa Kupalarında yer almak oldukça önemlidir. Bahsi geçen 2011/
2012 sezonunda iki UEFA Şampiyonlar Ligi'nde üçü ise UEFA Avrupa Ligi'nde olmak üzere toplamda 5 takım ülkelerini Avrupa'da temsil edeceklerdi. Sezon sonunda puan durumuna göre ilk iki sırada yer alan takım UEFA Şampiyonlar Ligi'ne gidecekken, Türkiye Kupası'nın kazanan takım ve ligi 3. ve 4. sırada noktalayan takımlar ise UEFA Avrupa Ligi'ne katılma hakkı elde edeceklerdi. Süper Lig'deki son iki maçtan önce Fenerbahçe 76 puan ile birinci sırada bulunurken, temyize giden taraf ve Kayserispor'un 50'şer puanı vardı. Temyize giden kulüp, averaj farkı ile 5. sırada yer alıyordu.
Dolayısıyla, temyize giden tarafın söz konusu final maçından önce 2012/2013 UEFA Avrupa Ligi'ne katılabileceği kesin değildi.
154. Söz konusu şartlar göz önünde bulundurulduğu takdirde bu durum tartışmaya açık değildir.
Temyize giden taraf, özellikle de 2011/2012 sezonunda UEFA Avrupa Ligi'ne katılma olanağı elde edecek olması göz önünde bulundurulduğunda kupa finalini kazanması ile sportif ve finansal bazda çıkar sağlamıştır.
155. Daha önce yukarıda bahsi geçen CAS'ın hukuk anlayışı ile bağdaştırıldığı takdirde; Temyize giden taraf Kupa Finali'nde şike yaparak şüphesiz ki kendi lehine çıkar elde edebilirdi. Bu durum, temyize giden tarafın söz konusu maçın sonucu değiştirmek adına girişimde bulunduğu sonucunu çıkarmak için yeterli değildir ancak dava kapsamında göz önünde bulundurulması için konu ile alakalı bir etkendir.
ii. Bahsi geçen karşılaşmanın sonucu etkilemek için girişimde bulunulmuştur.
156. Söz konusu görüşmelerde yer alan Y.'nin ve kulüp yetkililerinin, bahsi geçen futbolculara sözde transfer tekliflerini iletmek ve final maçında en iyi performanslarını sahaya yansıtmamaları konusunda telkinde bulunmak amacıyla iletişim kurdukları münazaalı değildir.

157. Jüri, söz konusu maçın yaklaştığı günlerde Y. ile futbolcular arasında geçen konuşmaları baştan aşağı analiz etmiştir. Bu inceleme sonucunda; Y, bahsi geçen final maçının sonucunu etkilemek için futbolculara maçta iyi oynamamalarını söylemiştir. Y, bahsi geçen futbolculara temyize giden kulübe transferleri konusunda anlaşıldığını söylemiş ve bu futbolcuları söz konusu anlaşmanının sözde şartları hakkında bilgilendirmiştir. Y. ayrıca, aynı futbolculara final maçını temyize giden kulübün kazanmasının kendilerinin çıkarına olduğunu ve böylece bu kulübün 2011-2012 sezonunda UEFA Avrupa Ligi'ne katılabileceğini ifade etmiştir.
158. Y., futbolcuları yalnızca kendi inisiyatifi dahilinde hareket etmediği ve söz konusu kulübün temcilcileri ile işbirliği içerisinde olduğu konusunda bilgilendirmiştir.
159. Bu bağlamda temyize giden taraf hakkındaki kanı Y'nin kendi inisiyatifinde hareket ettiği yönünde olsa da; Sanık olan taraf, Y'nin kendisi adına değil de yetkililerin istekleri doğrultusunda hareket ettiğini iddia etmektedir.
iii. Temyize giden tarafın temsilcileri ve Y'nin arasındaki iletişim ve görüşmeler.
Jüri'nin elinde bulunan T. ve Y. arasındaki ilk konuşmalar, 4 Mayıs 2011 günü saat 14:20'ye aittir.
Bahsi geçen telefon görüşmelerinin özeti aşağıdaki gibidir.
T. ve Y., detayları girmeden spesifik olmayarak K'nın olası transferi hakkında konuştular.
Y., bir çok kulübün K. ile ilgilendiği konusunda T'yi bilgilendirdi.Oyuncular ile ilgili konuşma aşağıdaki gibidir.
...
161. 6 Mayıs 2011 tarihinde X., ertesi gün için temyize giden tarafın temsilcileri ile bir görüşme ayarlamak için Y'yi aradı. X., Y.'den özellikle yalnız başına gelmesini istedi ve Y. de bu talebi kabul etti.
162. 7 Mayıs 2011 tarihinde S., Z. ve Y'nin katıldığı bir görüşme gerçekleşti. Söz konusu görüşme Bursa'da, yani temyize giden tarafın maçının olduğu yerde gerçekleşti.
163. Z'nin yeminli ifadesine göre; bahsi geçen görüşme Y., T.'ye Galatasaray'ın oyuncular üzerinde çok büyük baskı oluşturduğunu söylediği için aniden organize edildi. İddiaya göre; toplantıda yer alan şahıslar, bahsi geçen oyuncuların transferleri hakkında konuştular. Özellikle de, İstanbul Büyükşehir Belediyespor'da kiralık olarak forma giyen F. ve I.'nın olası takasına ilişkin konuşuldu.
164. 9 Mayıs 2011 tarihinde; S., Z. ve Y. arasında bir başka toplantı gerçekleştirildi. Bu toplantı yine, görüşmeden önce Y. ile aşağıdaki konuşmayı gerçekleştiren X. tarafından organize edildi.
....
165. İkinci toplantı, temyiz eden tarafın I.'nın transferi için ödenecek ücret hakkında bilgi edinmek isteyen Y'nin talebi üzerine düzenlendi. (TFF ETİK KOMİTESİ)
166. 9 Mayıs 2011'de saat 19:22'de yapılan görüşmenin ardından T., Y'yi aradı ve telefon görüşmesinin içeriği aşağıdaki gibidir;
...
11 Mayıs 2011'de yani maç günü saat 11:41'de T., Y'yi aradı ve telefon görüşmesinin içeriği aşağıdaki gibidir;
....
169. Beşiktaş, maç öncesindeki hafta yapılan bu konuşmaların ve buluşmaların, şike için değil transfer için yapıldığının düşünülmesini isterken, yaşanan olayların da şu şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor:
- Tayfur Havutçu transfer listesini 2011'in Mart ayında Serdal Adalı'ya verdi.
- Tayfur Havutçu ve Yusuf Turanlı Beşiktaş'ın transfer planlarını 29 Mart ve 4 Mayıs 2011 tarihleri arasında 50'den fazla telefon görüşmelerinde tartıştı.
- Bu görüşmeler Türkiye Kupası yarı finallerinden önce başladı, yani Beşiktaş finale çıkacağını bilmezken, finalde kiminle karşılaşacağından da habersizdi.
170. TFF Etik Kurulu'nun raporu ve TFF Disiplin Kurulu'nun raporu da aynı nedenlerle aynı yerde dururken, TFF de bunun üzerine yetkililerin yanlış bir şey yapmadığına karar verdi.

171. Tayfur Havutçu ve Yusuf Turanlı arasında yapılan görüşmeler analiz edildiğinde, CAS kullanılan dilin şüpheli olduğuna karar vermiştir. CAS Tayfur Havutçu ve Yusuf Turanlı arasında geçen telefon konuşmalarında transfer kelimesinin çok fazla kullanılmasını da özellikle şüpheli buldu.
172. CAS ayrıca, kulüpte geçici teknik direktörlük yapan Tayfur Havutçu'nun, teknik direktörlük geleceği için büyük önem taşıyan bir maçın öncesinde, gelecek sezon için yapılacak oyuncu transferleri konusunda bu kadar gergin olmasını da yadırgamaktadır.
173. Ayrıca, kulüp yetkilileri ve Yusuf Turanlı arasında yapılan görüşmeler büyük bir gizlilik içinde yapılmaktadır. CAS, iki tarafın da saklayacak bir şeyi olmadığını belirttiği bu görüşmelerin, neden bu kadar fazla önlem alınarak yapıldığını da anlayamamıştır.
174. Bu bağlamda, CAS, iki tarafın da herhangi bir suç izi bırakmamak için, kaçamak kelimeler kullanarak yapılanları gizlemek isteyeceğini hatırlatır. Şike ile alakalı olan telefon konuşmalarında insanlar, duyulma ya da dinlenme ihtimalini göz önünde bulundurarak, doğrudan kelimeleri söylemekten kaçınacaktır. Ayrıca CAS'ın, şike aktiviteleri ile alakalı toplantıların da, kuşkusuz mümkün olduğu kadar az insanla, gizlilik içerisinde gerçekleşeceğinden kuşkusu yoktur.
175. CAS; eğer kanıtlarla sunulsaydı, Beşiktaş'ın Yusuf Turanlı'ya transfer teklifleri verdiğini belirttiği teorisini de kabul etmeye hazır olabilirdi. Bu kanıtlar (i) Tayfur Havutçu ve Serdar Adalı arasında, ismi geçen oyuncuların da içinde olduğu, transfer edilebilecek oyuncuların listesi ve (ii) 4 Mayıs 2011 tarihi öncesinde Tayfur Havutçu ve Yusuf Turanlı arasında yapılan telefon konuşmalarının samimi bir şekilde ismi geçen oyuncuların transferiyle alakalı olması. Bununla birlikte, CAS; Beşiktaş'ın ispat yükümlülüğünü yerine getiremediğini zannetmektedir.
176. Mart 2011'in sonunda Tayfur Havutçu'dan, Serdal Adalı'ya verilen transfer listesi için CAS, TFF Etik Kurulu'nun ile aynı sonuca vararak, Beşiktaş'ta bir dosya bulunmadığını farketmiştir. Bu konuda, elde edilen tek kanıt, kulübün şu anda ya da eski yöneticilerinin verdiği ifadelerdir.
177. Tayfur Havutçu, Serdal Adalı, Z. ve X.'in yazılı ve sözlü ifadeleri dikkatle incelenmeliydi, çünkü bu kişiler hem Beşiktaş'a yakınken, hem de şike eylemlerinde şüpheli konumundadır. Bu bağlamda, CAS bu kişilerin, özellikle Türkiye'de hapis cezaları alanların, suçunu isnad etmesinin zor olduğunu düşünür.
178. Bu bağlamda, transfer edilecek oyuncuların listesinin elle tutulacak bir kanıdı olmadığı için, CAS bunu kanıt olarak alamaz.
179. CAS, 29 Mart ve 4 Mayıs arasında Tayfur Havutçu ve Yusuf Turanlı'nın 50'nin üzerinde görüşme yapmasını kanıt olarak almıştır.
180. Bununla birlikte, CAS'a bu telefon konuşmalarının içeriği sağlanmamıştır.
181. Bu bakımdan, bu konuşmaların içeriği ile ilgili kanıt zorunluluğu olan Beşiktaş, CAS'a bu içeriği sağlamalıydı.
182. Etik Kurulu'nun bir üyesi olan B., sözlü ifadesinde Tayfur Havutçu ve Yusuf Turanlı arasında 4 Mayıs 2011 tarihinde geçen konuşmanın Etik Kurulu'ndaki dosyada bulunduğunu belirtti. Duruşmanın sonunda, CAS'a bununla ilgili kanıtların neden sunulmadığı sorulduğunda, Beşiktaş neden dosyada olmadığını açıklayamadı ve bu telefon konuşmalarına değinen Etik Kurulu'nun kararına dikkat çekti.
183. Buna ek olarak, Tayfur Havutçu ile 4 Mayıs 2011 tarihinden önce yapılan telefon konuşmalarının içeriği ile ilişkili, CAS, davanın önemli bir parçası olan Yusuf Turanlı'ya sorular sormak istedi.
184. Bu noktada, Beşiktaş, Yusuf Turanlı'yı "güvenilirlik konusunda ciddi şüpheleri" olduğu gerekçesiyle gönüllü olarak şahit olarak çağırmadı. Beşiktaş, Yusuf Turanlı'nın Etik Kurulu'na yaptığı sözlü ifadenin, maç öncesinde oyuncuların performansını etkilemek üzerine yöneticilerinin herhangi bir eylemde bulunmadığı yönünde yeterli kanıt olduğunu düşünüyordu.

185. CAS bu düşünceyi kabul edemez. İlk olarak, Yusuf Turanlı Etik Kurulu'na verdiği ifadede, oyuncuların maçta en iyi performanslarını göstermemesi yönünde bir şey söylemediğini belirtirken, Beşiktaş tarafından bu yalan olarak kabul edildi. İkincisi, tanıkların güvenilebilirliğini CAS belirler, taraflar değil.
186. CAS ayrıca, Mart 2011'den başlayarak Beşiktaş'ın Yusuf Turanlı'ya oyuncular için yaptığı teklifler ile ilgili kanıt sunamadığını ve ayrıca maçtan önce yapılan yoğun toplantı ve görüşmelerin oyuncu transferi ile ilgili olduğu yönünde kanıt sunamadığını düşünmektedir.
Gerekçeler....
187. CAS, sıradaki maddelerin, UEFA'nın, yetkililerin maçın sonucunu etkileyecek davranışlarda bulunulduğu yönündeki pozisyonunu destekleyeceğini düşünmektedir.
a. zamanlama
- Çok açık ki, görüşmeler basit bir transfer ihtimali araştırmasının ötesine gitmiştir. Birçok telefon konuşması yapılmış ve güvence için toplantılar da yapılmıştır.
- Çok açık ki, görüşmelerin büyük bir kısmı, Kupa Finali'nde oynayacak olan takımların belli olduğu 22 Nisan 2011 tarihinden sonra gerçekleşmiştir. Nisan ayının daha erken zamanlarında da transfer ihtimali için araştırmalar yapılsa da, çok açık ki katılımcıların belli olmasından sonra, Kupa Finali haftasına doğru yükselerek giden bir trafik vardır. Beşiktaş, görüşmelerin daha sonra da arttığını kabul etmiştir.
- Daha sonra bu adımların neden atılmadığı konusunda mantıklı bir sebep sunulamamıştır. Başka kulüplerin de ilgisinin olduğu öne sürülerek, bunun baskı oluşturduğu belirtilmiş, ancak ikna edici kanıtlar ortaya koyulamamıştır. Daha da ötesinde, bu birkaç gün sonra yeni adımlar atılmasını engelleyecek bir şey değildir. Transfer döneminin başladığı Haziran'dan önce bir anlaşma yapılamazken, oyuncuların kulübüne de teklif yapılmamıştır. Kupa finalinden önce harekete geçmenin bir acelesi yoktur.
- Oyuncuları almak isteyen kulübün, maç sonrasına kadar beklemesi uygundur, çünkü çok açık ki, karşı takımdan iki oyuncu ile bu tarz görüşmeler yapmak uygunsuzdur.
b. Kulüp Başkanı'nın İfadesi
188. Kulübün Başkanı Yıldırım Demirören, incelemeler doğrultusunda Etik Kurulu'na sözlü bir ifade verdi. CAS'a tanık olarak çağırılmamasına rağmen, Etik Kurulu'na verdiği ifadelere güvenilebilir.
189. Başkan, Bay Schuster'in istifasının ardından, yardımcısı Tayfur Havutçu'ya bir şans vermeye karar verdiklerini belirtti. O anda bir sözleşme imzalamamışlardı. Türkiye Kupası kazanılınca, Beşiktaş ve Tayfur Havutçu arasında bir kontrat imzalandı.
190. Başkan, Serdal Adalı'nın Futbol Şubesi'nin başkanı olduğunu ve transferden sorumlu olduğunu kabul etti. Ayrıca, transferle alakalı konularda her adıma dahil olmadığını ve görüşmelerin ciddi bir seviyeye gelmesinin ardından bilgilendirildiğini itiraf etti.

191. Bay Demirören, İbrahim Akın ile ilgili olarak, eski bir oyuncuları olduğunu ve her yıl bazılarının onun kulübe geri dönmesi yönünde görüş bildirdiklerini doğruladı. Bununla beraber, İbrahim Akın'a bakış açısını şu şekilde açıkladı:
"Bizim transfer komitemiz onunla konuşarak, anlaşmış olsa bile, ben kesinlikle onu transfer etmezdim. Gönderdiğim bir oyuncuyu tekrar almamın bir anlamı yok. (...) İbrahim Akın'ın transferine hiçbir zaman izin vermezdim"
192. Başkan, İskender Alın ile de görüşmediğini belirtirken, kendisini bilmediğini ve takip etmediğini söyledi.
193. CAS, başkanın pozisyonunu, İbrahim Akın'ın transferi ve bir dereceye kadar İskender Alın'ın transferinin kulübün gündemine giremeyeceği yönünde güçlü bir dayanak olarak düşünüyor.
194. Buna ek olarak, bu ifade gösteriyor ki; kulübün imza için kupanın kazanılmasını beklemesi, Tayfur Havutçu'nun da maçı kazanmak için büyük bir isteğe sahip olmasına neden olmuştur.
c. IBB Spor'a maçtan önce ulaşılmadı ve transferler yapılmadı
195. Taraflar, Beşiktaş'ın maçta önce İBB Spor ile iletişime geçmediğini kabul etti. Tayfur Havutçu verdiği sözlü ifadede, kulübün transfer dönemi başlamadan hiçbir zaman başka kulüplerle pazarlığa girmeyeceğini söyledi.
196. Bunun yanında Beşiktaş, Türkiye'de yaz transfer döneminin başladığı 23 Mayıs ve 1 Haziran 2011 arasında Serdal Adalı'nın İBB Spor Başkanı ile 3 kez buluştuğunu kabul etti. Beşiktaş, Serdal Adalı ve İBB Spor Başkanı'nın 1 Haziran günü İbrahim Akın'ın transferi için buluştuğunu belirtti. Beşiktaş ayrıca, İskender Alın'ın Beşiktaş'ın transfer listesinden düştüğünü ve bu pazarlıklarda konu olmadığını belirtti.
197. İbrahim Akın'ın transferi de, iddialara göre İBB Spor'un istediği yüksek bonservis bedeli nedeniyle gerçekleşmedi.
d. Kulübün, Yusuf Turanlı ya da oyuncularla ilgili kanıtlarının olmaması
198. CAS, ifadelerinin çok değerli olduğunu düşündüğü, ancak kulüple ilişkili olmayan isimleri Beşiktaş'ın tanık olarak çağımamasını dikkat çekici buldu.
199. Beşiktaş, oyunculardan, Yusuf Turanlı'dan ya da 3. bir taraftan herhangi bir kanıt getirmedi. Beşiktaş, Serdal Adalı ve Tayfur Havutçu'nun mahkum olmasına karşı ve onların suçsuz olduğu iddialarına yönelik, bu tanıkları çağırarak ifade vermelerini sağlamalıydı. CAS, bu kişilere soru sorarak, özellikle de Yusuf Turanlı'ya, onların güvenebilirliğini sınayabilirdi.
200. Panel, Beşiktaş'ın duruşmada belirttiği gibi, dava ceza mahkemelerinde devam ederken, UEFA'nın Yusuf Turanlı'yı çağırarak kanıt vermesini isteyecek taraf olmadığı konusuna katıldı.
e. Yusuf Turanlı'nın yalan söylüyor olması için inanılabilir veya kanıtlanabilir bir sebebin olmaması
201. CAS, Yusuf Turanlı'nın, kulüp yetkilileri ile yaptığı görüşmelere ilişkin, karşıt sebeplerin tatmin edici olmadığını ve kanıtların yetersiz olduğunu düşündü.
202. Bu bakımdan, kulüp, Yusuf Turanlı'nın amacının spekülasyon yaratmak olduğunu belirtti. Oyunculara, kulüp yetkililerin tam performanslarını vermemesini istediği yönünde yalan söylediği ve bunu yapmaları durumunda anlaşmanın gerçekleşeceği yönünde yalan söylediği ve maaş anlaşmalarının bile yapıldığı yönünde yalan söylediği ve kanıtların gösterdiği bütün konular hakkında Yusuf Turanlı'nın yalan söylediği ifade edildi. Kulüplerin söylemine göre, Yusuf Turanlı her şeyi karışık bir kurnazlığın içinde yönetti.
203. CAS, şuna dikkat çekmek istiyor ki, eğer Yusuf Turanlı yöneticilerin isteği ile hareket etmiş olmasaydı, herkese yalan söylemiş olur ve bu şemada yanlız kalırdı. Özellikle, çok eski dostu olan Tayfur Havutçu ve iki oyuncusuna yalan söylemiş olurdu. Bu da demek oluyor ki, yalanlarının anlaşılması durumunda, iki tarafı da kaybedebilirdi.
204. Son olarak, eğer Galatasaray gibi diğer büyük kulüpler de oyuncular ile ilgilenmiş olsa, Yusuf Turanlı transferden komisyon almayı garantilemiş olabilirdi.
205. Yukarıda da belirtildiği gibi UEFA, ortadaki bulgular üzerine kendi değerlendirmesini yapmadan ve aldığı kararın temelini oluşturan diğer etkenleri neler olduğunu açıklamadan yalnızca yerel mahkemenin bulgularına güvenemez. Şike suçundan dolayı yerel mahkeme tarafından verilmiş olan mahkumiyet kararı, disiplin soruşturmasının başlatılmasını doğrular niteliktedir. Temyize giden taraf, yazılı kanunlar gereği bahsi geçen maç ve maç hakkında yapılan işlemlerden sorumludur. Böylece, yerel mahkeme tarafından verilen suç teşkil eden mahkumiyet cezası, UEFA'nın bizzat kendisi tarafından verilen kararı ve elde edilen izlenimleri destekleyebilir, doğrulayabilir ve pekiştirebilir. Bu bilgiler doğrultusunda; Yargıtay tarafından verilen karar, mevcut davada UEFA Tahkim Kurulu'nun itiraz edilmiş kararının doğruluğunun apaçık bir kanıtı olarak kullanılabilir.
206. Yukarıda bahsedilen konular göz önünde bulundurularak; Jüri, temyize giden tarafın (Beşiktaş) iki yöneticisinin doğrudan veya dolaylı olarak maçın sonucunu etkileme eylemine dahil olduğu ve UEFA'nın da 2.08 maddesi uyarınca temziye giden tarafı (Beşiktaş) 2013-2014 sezonunda UEFA Avrupa Ligi'ne göndermediği sonucuna varmıştır.
207.Yukarıda bahsi geçen konuların nihayetinde; söz konusu kulüp tarafından yapılan temyiz başvurusu reddedilmiş olup, bir sonraki karar uygun bulunmuştur.
Bu kararlar ışığında ;
CAS'ın aldığı kararlar şu şekilde: Beşiktaş'ın, 24 Temmuz 2013 tarihinde UEFA Tahkim Kurulunun verdiği karara karşı yaptığı itiraz reddedildi.
UEFA Tahkim Kurulunın 11 Temmuz 2013 tarihli kararı onaylandı.
ÖZEL HABER : Barlas ATEŞLİ – Yusuf YILMAZ
Yasal Uyarı: Bu haber kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Tıpkı Fenerbahçe'nin CAS gerekçeli kararında olduğu gibi Beşiktaş'ın gerekçeli kararının detaylarına da yine Türk medyasından ulaşan ilk yayın organı sporx.com oldu...
UEFA'nın geçen yıl verdiği bir yıllık men cezasına rağmen dosyasının açık olduğunu belirtmesinden dolayı gözünü CAS'ın gerekçeli kararına çeviren Beşiktaş'ta 37 sayfalık bu karar siyah-beyazlıları bir nebze olsun rahatlattı. Üç CAS hakemi Fabio Ludica, Martin Schimka ve Efraim Barak tarafından tamamlanan ve 37 sayfayı bulan Beşiktaş'ın gerekçeli kararında CAS heyetinin UEFA'nın bir yıllık idari cezanı yeterli bulması Beşiktaş için yeni bir disiplin soruşturmasına gerek duyulmadığı yönünde yorumlara da neden oldu.
“Sonuç olarak bu kararlar ışığında ; Cas heyeti, Beşiktaş'ın, 24 Temmuz 2013 tarihinde UEFA Tahkim Kurulunun verdiği karara karşı yaptığı itiraz reddedilmesine, UEFA Tahkim Kurulunın 11 Temmuz 2013 tarihli kararı onanmasına karar verilmiştir” sözleriyle noktalanan kararda, heyet, Yargıtay süreciyle ilgili bölümde “Yukarıda da belirtildiği gibi UEFA, ortadaki bulgular üzerine kendi değerlendirmesini yapmadan ve aldığı kararın temelini oluşturan diğer etkenleri neler olduğunu açıklamadan yalnızca yerel mahkemenin bulgularına güvenemez.
Şike suçundan dolayı yerel mahkeme tarafından verilmiş olan mahkumiyet kararı, disiplin soruşturmasının başlatılmasını doğrular niteliktedir. Temyize giden taraf, yazılı kanunlar gereği bahsi geçen maç ve maç hakkında yapılan işlemlerden sorumludur. Böylece, yerel mahkeme tarafından verilen suç teşkil eden mahkumiyet cezası, UEFA'nın bizzat kendisi tarafından verilen kararı ve elde edilen izlenimleri destekleyebilir, doğrulayabilir ve pekiştirebilir. Bu bilgiler doğrultusunda; Yargıtay tarafından verilen karar, mevcut davada UEFA Tahkim Kurulu'nun itiraz edilmiş kararının doğruluğunun apaçık bir kanıtı olarak kullanılabilir” sözleri dikkat çekti.
Cas hakem heyeti, bir yıllık cezanın onanmasıyla ilgili olarak 206 ve 207 nolu paragrafında “Yukarıda bahsedilen konular göz önünde bulundurularak; Jüri, temyize giden tarafın (Beşiktaş) iki yöneticisinin doğrudan veya dolaylı olarak maçın sonucunu etkileme eylemine dahil olduğu ve UEFA'nın da 2.08 maddesi uyarınca temziye giden tarafı (Beşiktaş) 2013-2014 sezonunda UEFA Avrupa Ligi'ne göndermediği sonucuna varmıştır. Yukarıda bahsi geçen konuların nihayetinde; söz konusu kulüp tarafından yapılan temyiz başvurusu reddedilmiş olup, bir sonraki karar uygun bulunmuştur” sözlerine yer verdi.
37 SAYFALIK GEREKÇELİ KARARDAN ÖNEMLİ SATIRBAŞLARI
UEFA yargılamasıyla ilgili bölümden bir kısım...
91. Sanık, duruşmada ve cevabında bir çok talepte bulunmuştur. Sanığın cevabında yer alan gerekçeler aşağıdaki gibidir;
1. Söz konusu dava, ulusal bir kupayı kazanarak Avrupa kulüplerinin yarıştığı bir turnuvaya katılma amacıyla, en üst düzey yetkililerinin çok ciddi ve sonuçları oldukça fazla kişiyi etkileyecek olan şike eylemlerine dahil olmuş bir Avrupa kulübünü konu almaktadır.
2. Türkiye'deki ulusal mahkemeler, yalnızca sportif kanunların değil aynı zamanda kriminal kanunların çiğnendiğine de kanaat getirdikleri için önemli hapis cezaları vermiştir.
4. Söz konusu kulüp ve yöneticilerinin hukuk dışı, adaletsiz, yasalara aykırı ve kanunsuz eylemleri kabul edilemez olup, gerektiği şekilde ele alınmalıdır. Bahsi geçen kulüp tarafından yapılan tüm savunmalar alakasız olmakla birlikte yanlıştır da. Bu da, kulübün fiilen kendisini savunmak için başka bir yolu olmadığını göstermektedir.
5. UEFA, temyize giden kararın kendi bütünlüğü içerisinde doğrulanması gerektiği konusunda oldukça nettir. Gerçekte, Söz konusu kulüp, doğrudan veya dolaylı olarak ulusal düzeyde bir maçın sonucunu etkileme ve ayarlama eylemi ile 2.08. madde gereğince 2013-2014 sezonunda Avrupa'ya gönderilmemiştir. Bu sebepten bu itiraz reddedilmelidir.
6. Bahsi geçen kulübün başkan yardımcısı S. (Serdar Adalı) ve aynı kulübün eski teknik direktörü T'nin, (Tayfur Havutçu) Türkiye Yüksek Suç Mahkemesi tarafından, 11 Mayıs 2011 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile oynanan 49. Ziraat Türkiye Kupası final maçına ilişkin olarak şike eylemlerine dahil olduklarından dolayı suçları bulunmaktadır.
7. a. Söz konusu kulüp; kulüp yöneticilerinin, I. A.'nın (İbrahim Akın) menajeri olan Y (Yusuf Turanlı) ile görüşmeler yapıldığını ve transfer teklifi yapıldığını kabul etmiştir. Gizli toplantıları da içeren bahsi geçen görüşmeler Türkiye Kupası Finali'nin olduğu hafta gerçekleşmiştir.
c. Mevcut kanıtlar, söz konusu kulübün savunmasının mantıksız ve kanıtlanmamış olduğunu göstermektedir. Yapılan teklifteki şartlar ve kayıtlarda yer alan konuşmalar, menajerin teklifleri kulübün adına yaptığını ve söz konusu tekliflerin transfer teklifi yapılan oyuncuların karşılaşmada nasıl bir performans sergileyecekleri etkilemeyecek cinsten gizli ve samimi olmadığını göstermektedir.
d. Diğer bir deyiş ile davada yer alan bilgilerin temelinde ve mevcut kanıtlar Türkiye Kupası finalininde şike yapılmasının amaçlandığı aşikardır.
8. Bahsi geçen kulübün ceza alması için, kulüp yetkililerinin söz konusu oyunculara Türkiye Kupası Finali öncesin transfer teklifinde bulunmaları dahi ceza almaları için yeterlidir. Çünkü, maçın kazanılması durumunda söz konusu kulüp Avrupa'ya gidebilecekti. Yukarıda da bahsedildiği gibi bu uygunsuz eylemler daha da ileriye gitmiş ve menajerin oyuncuları tam kabiliyetleri ile oynamamaları gerektiğini söylemesine kadar varmıştır.
9. a. TFF'nin aldığı kararlar, CDB'nin ve AB'nin kararlarını engelleyemez.
10. Kulüp tarafından açıklanmış sözomona tanıklara ilişkin;
a. T, S, Z, X ve Z'den hiçbiri, İsviçre yasaları nezdinde tanık değildirler. Çünkü, hepsinin taraflardan en biri ile bağlantısı bulunmaktadır. Bahsi geçen kişiler, taraflardan en az birinin temsilcileridirler.
Söyleyecekleri hiçbir şey, öneriden daha öte bir ifade olmayacaktır.
b. Kriminal suçlamalar ışığında, Y. tanık olarak çağırılamaz.
c. Sözümona 'uzman' tanıklar C,B, ve D aslında tanık değillerdir ve dava ile ilgili olarak sunabilecekleri alakalı ve kabul edilebilir delilleri yoktur.
Beşiktaş bölümünden....
145. Temyize giden taraf; UEFA'nın, Türkiye Futbol Federasyonu'nun ve komitelerinin raporlarını ve gerekçeli kararlarlarını gözden geçirmede ve değerlendirmede başarısız olduğunu belirtti.
146. CAS 2010 / A / 2172 maddesinde kararlaştırıldığı üzere UEFA, şikede yerel mahkemenin kararlarına güvenmekle yükümlüdür. Spor bağlamında, spor yönetim kurulu bu tür kararlara güvenebilmeli çünkü bu CAS'ın CAS 2009/A/1920 maddesinde ele alındığı gibi, aynı kaynaklara ve üstlenilen soruşturmalara sahip değildir.
147. Jüri, UEFA ulusal veya uluslararası yönetim kurulunun, tahkim kurulunun veya yerel mahkemenin taraflarına güvenmek ya da güvenmemek konusunda takdir yetkisine sahiptir. Ancak bunu yaparken, UEFA, bu bağlamdaki seçimleri için sebeplerini belirtmeli ve neden bir çok karar emrindeyken, diğerlerine değil de bu türden kararlara güvendiğini sebepleri ile açıklamalıdır.
148. Ayrıca jüri, CAS 2011/A/2528 maddesindeki bulgulara, sporun bütünlüğünü koruma amaçlı etkili mücadelenin, ivedi tepkilere bağlı olduğuna katılmaktadır. Bu bağlamda, CAS veya UEFA kararını vermek için bütün iç çıkar yollarının tüketilmesi gibi yerel prosedürlerin sonlanmasını bekleyemez.
Ancak, CAS veya UEFA, yüksek mahkemenin kararı söz konusu olmadıkça özellikle güvendiği kararlar nihai olmadığında dikkatli olmalıdır.
149. Mevcut davada; UEFA AB, Türkiye'de farklı temyizlerin konusu olarak hükmü bulunmayan Yüksek Mahkemenin kararının yani sanıkların temsilcilerinin Kupa finali ile ilişki içinde olan şikeye dahil olduğunu açıkça ifade etmiştir. UEFA AB özellikle öncen önlerine konulan kayıtları incelerken TFF komitelerinin çözüm ve kararlarının neden yanlış olduğunu düşündüğünü açıklamadı.
150. Jüri, UELR'nin 2.08 nolu maddesi gereğince diğer olaylarda alınan kararlara güvenmek amacıyla sunulan ihtimalin dikkatlice değerlendirilmesine ve bu kararlar doğrultusunda incelenen mevcut kanıtların davanın esasına uygun olup olmadığını değerlendirmeden körü körüne güvenilmesine izin verilmemesini dikkate almaktadır.
151. Jüri sonuç olarak, gelecek hükmünde buna elverişli tüm kanıtları göz önünde bulunduracak ve ele alınan davada kurumsal ve sportif yetkililer tarafından önceden ifade edilen kararlara özel bir ilgi göstereceklerdir.

c. Mevcut kanıt 2.08 UELR nolu madde ile ilgili olduğunu göstermektedir.
1. Temyize giden taraf, şikeden çıkara sağlayacaktı.
152. CAS içtihat bilimine göre, (CAS 2010/A/2067) maçta veya maçlarda kulübün yetkilileri tarafından şike yapılıp yapılmadığı incelemesindeki ilgili değerlendirmede kulübün belirli maç veya maçları kazanmasındaki çıkarlarının kapsamı ve doğasıdır. Bunlar göz önüne alındığında yukarıda bahsedilen davada şunu belirtti; "Jüri'nin bulgularına göre FC X'in sıralaması maç oynandıktan sonra lehine değişiyorsa şike kapsamına alınabilir"
153. Futbol kulüpleri açısında Avrupa Kupalarında yer almak oldukça önemlidir. Bahsi geçen 2011/
2012 sezonunda iki UEFA Şampiyonlar Ligi'nde üçü ise UEFA Avrupa Ligi'nde olmak üzere toplamda 5 takım ülkelerini Avrupa'da temsil edeceklerdi. Sezon sonunda puan durumuna göre ilk iki sırada yer alan takım UEFA Şampiyonlar Ligi'ne gidecekken, Türkiye Kupası'nın kazanan takım ve ligi 3. ve 4. sırada noktalayan takımlar ise UEFA Avrupa Ligi'ne katılma hakkı elde edeceklerdi. Süper Lig'deki son iki maçtan önce Fenerbahçe 76 puan ile birinci sırada bulunurken, temyize giden taraf ve Kayserispor'un 50'şer puanı vardı. Temyize giden kulüp, averaj farkı ile 5. sırada yer alıyordu.
Dolayısıyla, temyize giden tarafın söz konusu final maçından önce 2012/2013 UEFA Avrupa Ligi'ne katılabileceği kesin değildi.
154. Söz konusu şartlar göz önünde bulundurulduğu takdirde bu durum tartışmaya açık değildir.
Temyize giden taraf, özellikle de 2011/2012 sezonunda UEFA Avrupa Ligi'ne katılma olanağı elde edecek olması göz önünde bulundurulduğunda kupa finalini kazanması ile sportif ve finansal bazda çıkar sağlamıştır.
155. Daha önce yukarıda bahsi geçen CAS'ın hukuk anlayışı ile bağdaştırıldığı takdirde; Temyize giden taraf Kupa Finali'nde şike yaparak şüphesiz ki kendi lehine çıkar elde edebilirdi. Bu durum, temyize giden tarafın söz konusu maçın sonucu değiştirmek adına girişimde bulunduğu sonucunu çıkarmak için yeterli değildir ancak dava kapsamında göz önünde bulundurulması için konu ile alakalı bir etkendir.
ii. Bahsi geçen karşılaşmanın sonucu etkilemek için girişimde bulunulmuştur.
156. Söz konusu görüşmelerde yer alan Y.'nin ve kulüp yetkililerinin, bahsi geçen futbolculara sözde transfer tekliflerini iletmek ve final maçında en iyi performanslarını sahaya yansıtmamaları konusunda telkinde bulunmak amacıyla iletişim kurdukları münazaalı değildir.

157. Jüri, söz konusu maçın yaklaştığı günlerde Y. ile futbolcular arasında geçen konuşmaları baştan aşağı analiz etmiştir. Bu inceleme sonucunda; Y, bahsi geçen final maçının sonucunu etkilemek için futbolculara maçta iyi oynamamalarını söylemiştir. Y, bahsi geçen futbolculara temyize giden kulübe transferleri konusunda anlaşıldığını söylemiş ve bu futbolcuları söz konusu anlaşmanının sözde şartları hakkında bilgilendirmiştir. Y. ayrıca, aynı futbolculara final maçını temyize giden kulübün kazanmasının kendilerinin çıkarına olduğunu ve böylece bu kulübün 2011-2012 sezonunda UEFA Avrupa Ligi'ne katılabileceğini ifade etmiştir.
158. Y., futbolcuları yalnızca kendi inisiyatifi dahilinde hareket etmediği ve söz konusu kulübün temcilcileri ile işbirliği içerisinde olduğu konusunda bilgilendirmiştir.
159. Bu bağlamda temyize giden taraf hakkındaki kanı Y'nin kendi inisiyatifinde hareket ettiği yönünde olsa da; Sanık olan taraf, Y'nin kendisi adına değil de yetkililerin istekleri doğrultusunda hareket ettiğini iddia etmektedir.
iii. Temyize giden tarafın temsilcileri ve Y'nin arasındaki iletişim ve görüşmeler.
Jüri'nin elinde bulunan T. ve Y. arasındaki ilk konuşmalar, 4 Mayıs 2011 günü saat 14:20'ye aittir.
Bahsi geçen telefon görüşmelerinin özeti aşağıdaki gibidir.
T. ve Y., detayları girmeden spesifik olmayarak K'nın olası transferi hakkında konuştular.
Y., bir çok kulübün K. ile ilgilendiği konusunda T'yi bilgilendirdi.Oyuncular ile ilgili konuşma aşağıdaki gibidir.
...
161. 6 Mayıs 2011 tarihinde X., ertesi gün için temyize giden tarafın temsilcileri ile bir görüşme ayarlamak için Y'yi aradı. X., Y.'den özellikle yalnız başına gelmesini istedi ve Y. de bu talebi kabul etti.
162. 7 Mayıs 2011 tarihinde S., Z. ve Y'nin katıldığı bir görüşme gerçekleşti. Söz konusu görüşme Bursa'da, yani temyize giden tarafın maçının olduğu yerde gerçekleşti.
163. Z'nin yeminli ifadesine göre; bahsi geçen görüşme Y., T.'ye Galatasaray'ın oyuncular üzerinde çok büyük baskı oluşturduğunu söylediği için aniden organize edildi. İddiaya göre; toplantıda yer alan şahıslar, bahsi geçen oyuncuların transferleri hakkında konuştular. Özellikle de, İstanbul Büyükşehir Belediyespor'da kiralık olarak forma giyen F. ve I.'nın olası takasına ilişkin konuşuldu.
164. 9 Mayıs 2011 tarihinde; S., Z. ve Y. arasında bir başka toplantı gerçekleştirildi. Bu toplantı yine, görüşmeden önce Y. ile aşağıdaki konuşmayı gerçekleştiren X. tarafından organize edildi.
....
165. İkinci toplantı, temyiz eden tarafın I.'nın transferi için ödenecek ücret hakkında bilgi edinmek isteyen Y'nin talebi üzerine düzenlendi. (TFF ETİK KOMİTESİ)
166. 9 Mayıs 2011'de saat 19:22'de yapılan görüşmenin ardından T., Y'yi aradı ve telefon görüşmesinin içeriği aşağıdaki gibidir;
...
11 Mayıs 2011'de yani maç günü saat 11:41'de T., Y'yi aradı ve telefon görüşmesinin içeriği aşağıdaki gibidir;
....
169. Beşiktaş, maç öncesindeki hafta yapılan bu konuşmaların ve buluşmaların, şike için değil transfer için yapıldığının düşünülmesini isterken, yaşanan olayların da şu şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor:
- Tayfur Havutçu transfer listesini 2011'in Mart ayında Serdal Adalı'ya verdi.
- Tayfur Havutçu ve Yusuf Turanlı Beşiktaş'ın transfer planlarını 29 Mart ve 4 Mayıs 2011 tarihleri arasında 50'den fazla telefon görüşmelerinde tartıştı.
- Bu görüşmeler Türkiye Kupası yarı finallerinden önce başladı, yani Beşiktaş finale çıkacağını bilmezken, finalde kiminle karşılaşacağından da habersizdi.
170. TFF Etik Kurulu'nun raporu ve TFF Disiplin Kurulu'nun raporu da aynı nedenlerle aynı yerde dururken, TFF de bunun üzerine yetkililerin yanlış bir şey yapmadığına karar verdi.

171. Tayfur Havutçu ve Yusuf Turanlı arasında yapılan görüşmeler analiz edildiğinde, CAS kullanılan dilin şüpheli olduğuna karar vermiştir. CAS Tayfur Havutçu ve Yusuf Turanlı arasında geçen telefon konuşmalarında transfer kelimesinin çok fazla kullanılmasını da özellikle şüpheli buldu.
172. CAS ayrıca, kulüpte geçici teknik direktörlük yapan Tayfur Havutçu'nun, teknik direktörlük geleceği için büyük önem taşıyan bir maçın öncesinde, gelecek sezon için yapılacak oyuncu transferleri konusunda bu kadar gergin olmasını da yadırgamaktadır.
173. Ayrıca, kulüp yetkilileri ve Yusuf Turanlı arasında yapılan görüşmeler büyük bir gizlilik içinde yapılmaktadır. CAS, iki tarafın da saklayacak bir şeyi olmadığını belirttiği bu görüşmelerin, neden bu kadar fazla önlem alınarak yapıldığını da anlayamamıştır.
174. Bu bağlamda, CAS, iki tarafın da herhangi bir suç izi bırakmamak için, kaçamak kelimeler kullanarak yapılanları gizlemek isteyeceğini hatırlatır. Şike ile alakalı olan telefon konuşmalarında insanlar, duyulma ya da dinlenme ihtimalini göz önünde bulundurarak, doğrudan kelimeleri söylemekten kaçınacaktır. Ayrıca CAS'ın, şike aktiviteleri ile alakalı toplantıların da, kuşkusuz mümkün olduğu kadar az insanla, gizlilik içerisinde gerçekleşeceğinden kuşkusu yoktur.
175. CAS; eğer kanıtlarla sunulsaydı, Beşiktaş'ın Yusuf Turanlı'ya transfer teklifleri verdiğini belirttiği teorisini de kabul etmeye hazır olabilirdi. Bu kanıtlar (i) Tayfur Havutçu ve Serdar Adalı arasında, ismi geçen oyuncuların da içinde olduğu, transfer edilebilecek oyuncuların listesi ve (ii) 4 Mayıs 2011 tarihi öncesinde Tayfur Havutçu ve Yusuf Turanlı arasında yapılan telefon konuşmalarının samimi bir şekilde ismi geçen oyuncuların transferiyle alakalı olması. Bununla birlikte, CAS; Beşiktaş'ın ispat yükümlülüğünü yerine getiremediğini zannetmektedir.
176. Mart 2011'in sonunda Tayfur Havutçu'dan, Serdal Adalı'ya verilen transfer listesi için CAS, TFF Etik Kurulu'nun ile aynı sonuca vararak, Beşiktaş'ta bir dosya bulunmadığını farketmiştir. Bu konuda, elde edilen tek kanıt, kulübün şu anda ya da eski yöneticilerinin verdiği ifadelerdir.
177. Tayfur Havutçu, Serdal Adalı, Z. ve X.'in yazılı ve sözlü ifadeleri dikkatle incelenmeliydi, çünkü bu kişiler hem Beşiktaş'a yakınken, hem de şike eylemlerinde şüpheli konumundadır. Bu bağlamda, CAS bu kişilerin, özellikle Türkiye'de hapis cezaları alanların, suçunu isnad etmesinin zor olduğunu düşünür.
178. Bu bağlamda, transfer edilecek oyuncuların listesinin elle tutulacak bir kanıdı olmadığı için, CAS bunu kanıt olarak alamaz.
179. CAS, 29 Mart ve 4 Mayıs arasında Tayfur Havutçu ve Yusuf Turanlı'nın 50'nin üzerinde görüşme yapmasını kanıt olarak almıştır.
180. Bununla birlikte, CAS'a bu telefon konuşmalarının içeriği sağlanmamıştır.
181. Bu bakımdan, bu konuşmaların içeriği ile ilgili kanıt zorunluluğu olan Beşiktaş, CAS'a bu içeriği sağlamalıydı.
182. Etik Kurulu'nun bir üyesi olan B., sözlü ifadesinde Tayfur Havutçu ve Yusuf Turanlı arasında 4 Mayıs 2011 tarihinde geçen konuşmanın Etik Kurulu'ndaki dosyada bulunduğunu belirtti. Duruşmanın sonunda, CAS'a bununla ilgili kanıtların neden sunulmadığı sorulduğunda, Beşiktaş neden dosyada olmadığını açıklayamadı ve bu telefon konuşmalarına değinen Etik Kurulu'nun kararına dikkat çekti.
183. Buna ek olarak, Tayfur Havutçu ile 4 Mayıs 2011 tarihinden önce yapılan telefon konuşmalarının içeriği ile ilişkili, CAS, davanın önemli bir parçası olan Yusuf Turanlı'ya sorular sormak istedi.
184. Bu noktada, Beşiktaş, Yusuf Turanlı'yı "güvenilirlik konusunda ciddi şüpheleri" olduğu gerekçesiyle gönüllü olarak şahit olarak çağırmadı. Beşiktaş, Yusuf Turanlı'nın Etik Kurulu'na yaptığı sözlü ifadenin, maç öncesinde oyuncuların performansını etkilemek üzerine yöneticilerinin herhangi bir eylemde bulunmadığı yönünde yeterli kanıt olduğunu düşünüyordu.

185. CAS bu düşünceyi kabul edemez. İlk olarak, Yusuf Turanlı Etik Kurulu'na verdiği ifadede, oyuncuların maçta en iyi performanslarını göstermemesi yönünde bir şey söylemediğini belirtirken, Beşiktaş tarafından bu yalan olarak kabul edildi. İkincisi, tanıkların güvenilebilirliğini CAS belirler, taraflar değil.
186. CAS ayrıca, Mart 2011'den başlayarak Beşiktaş'ın Yusuf Turanlı'ya oyuncular için yaptığı teklifler ile ilgili kanıt sunamadığını ve ayrıca maçtan önce yapılan yoğun toplantı ve görüşmelerin oyuncu transferi ile ilgili olduğu yönünde kanıt sunamadığını düşünmektedir.
Gerekçeler....
187. CAS, sıradaki maddelerin, UEFA'nın, yetkililerin maçın sonucunu etkileyecek davranışlarda bulunulduğu yönündeki pozisyonunu destekleyeceğini düşünmektedir.
a. zamanlama
- Çok açık ki, görüşmeler basit bir transfer ihtimali araştırmasının ötesine gitmiştir. Birçok telefon konuşması yapılmış ve güvence için toplantılar da yapılmıştır.
- Çok açık ki, görüşmelerin büyük bir kısmı, Kupa Finali'nde oynayacak olan takımların belli olduğu 22 Nisan 2011 tarihinden sonra gerçekleşmiştir. Nisan ayının daha erken zamanlarında da transfer ihtimali için araştırmalar yapılsa da, çok açık ki katılımcıların belli olmasından sonra, Kupa Finali haftasına doğru yükselerek giden bir trafik vardır. Beşiktaş, görüşmelerin daha sonra da arttığını kabul etmiştir.
- Daha sonra bu adımların neden atılmadığı konusunda mantıklı bir sebep sunulamamıştır. Başka kulüplerin de ilgisinin olduğu öne sürülerek, bunun baskı oluşturduğu belirtilmiş, ancak ikna edici kanıtlar ortaya koyulamamıştır. Daha da ötesinde, bu birkaç gün sonra yeni adımlar atılmasını engelleyecek bir şey değildir. Transfer döneminin başladığı Haziran'dan önce bir anlaşma yapılamazken, oyuncuların kulübüne de teklif yapılmamıştır. Kupa finalinden önce harekete geçmenin bir acelesi yoktur.
- Oyuncuları almak isteyen kulübün, maç sonrasına kadar beklemesi uygundur, çünkü çok açık ki, karşı takımdan iki oyuncu ile bu tarz görüşmeler yapmak uygunsuzdur.
b. Kulüp Başkanı'nın İfadesi
188. Kulübün Başkanı Yıldırım Demirören, incelemeler doğrultusunda Etik Kurulu'na sözlü bir ifade verdi. CAS'a tanık olarak çağırılmamasına rağmen, Etik Kurulu'na verdiği ifadelere güvenilebilir.
189. Başkan, Bay Schuster'in istifasının ardından, yardımcısı Tayfur Havutçu'ya bir şans vermeye karar verdiklerini belirtti. O anda bir sözleşme imzalamamışlardı. Türkiye Kupası kazanılınca, Beşiktaş ve Tayfur Havutçu arasında bir kontrat imzalandı.
190. Başkan, Serdal Adalı'nın Futbol Şubesi'nin başkanı olduğunu ve transferden sorumlu olduğunu kabul etti. Ayrıca, transferle alakalı konularda her adıma dahil olmadığını ve görüşmelerin ciddi bir seviyeye gelmesinin ardından bilgilendirildiğini itiraf etti.

191. Bay Demirören, İbrahim Akın ile ilgili olarak, eski bir oyuncuları olduğunu ve her yıl bazılarının onun kulübe geri dönmesi yönünde görüş bildirdiklerini doğruladı. Bununla beraber, İbrahim Akın'a bakış açısını şu şekilde açıkladı:
"Bizim transfer komitemiz onunla konuşarak, anlaşmış olsa bile, ben kesinlikle onu transfer etmezdim. Gönderdiğim bir oyuncuyu tekrar almamın bir anlamı yok. (...) İbrahim Akın'ın transferine hiçbir zaman izin vermezdim"
192. Başkan, İskender Alın ile de görüşmediğini belirtirken, kendisini bilmediğini ve takip etmediğini söyledi.
193. CAS, başkanın pozisyonunu, İbrahim Akın'ın transferi ve bir dereceye kadar İskender Alın'ın transferinin kulübün gündemine giremeyeceği yönünde güçlü bir dayanak olarak düşünüyor.
194. Buna ek olarak, bu ifade gösteriyor ki; kulübün imza için kupanın kazanılmasını beklemesi, Tayfur Havutçu'nun da maçı kazanmak için büyük bir isteğe sahip olmasına neden olmuştur.
c. IBB Spor'a maçtan önce ulaşılmadı ve transferler yapılmadı
195. Taraflar, Beşiktaş'ın maçta önce İBB Spor ile iletişime geçmediğini kabul etti. Tayfur Havutçu verdiği sözlü ifadede, kulübün transfer dönemi başlamadan hiçbir zaman başka kulüplerle pazarlığa girmeyeceğini söyledi.
196. Bunun yanında Beşiktaş, Türkiye'de yaz transfer döneminin başladığı 23 Mayıs ve 1 Haziran 2011 arasında Serdal Adalı'nın İBB Spor Başkanı ile 3 kez buluştuğunu kabul etti. Beşiktaş, Serdal Adalı ve İBB Spor Başkanı'nın 1 Haziran günü İbrahim Akın'ın transferi için buluştuğunu belirtti. Beşiktaş ayrıca, İskender Alın'ın Beşiktaş'ın transfer listesinden düştüğünü ve bu pazarlıklarda konu olmadığını belirtti.
197. İbrahim Akın'ın transferi de, iddialara göre İBB Spor'un istediği yüksek bonservis bedeli nedeniyle gerçekleşmedi.
d. Kulübün, Yusuf Turanlı ya da oyuncularla ilgili kanıtlarının olmaması
198. CAS, ifadelerinin çok değerli olduğunu düşündüğü, ancak kulüple ilişkili olmayan isimleri Beşiktaş'ın tanık olarak çağımamasını dikkat çekici buldu.
199. Beşiktaş, oyunculardan, Yusuf Turanlı'dan ya da 3. bir taraftan herhangi bir kanıt getirmedi. Beşiktaş, Serdal Adalı ve Tayfur Havutçu'nun mahkum olmasına karşı ve onların suçsuz olduğu iddialarına yönelik, bu tanıkları çağırarak ifade vermelerini sağlamalıydı. CAS, bu kişilere soru sorarak, özellikle de Yusuf Turanlı'ya, onların güvenebilirliğini sınayabilirdi.
200. Panel, Beşiktaş'ın duruşmada belirttiği gibi, dava ceza mahkemelerinde devam ederken, UEFA'nın Yusuf Turanlı'yı çağırarak kanıt vermesini isteyecek taraf olmadığı konusuna katıldı.
e. Yusuf Turanlı'nın yalan söylüyor olması için inanılabilir veya kanıtlanabilir bir sebebin olmaması
201. CAS, Yusuf Turanlı'nın, kulüp yetkilileri ile yaptığı görüşmelere ilişkin, karşıt sebeplerin tatmin edici olmadığını ve kanıtların yetersiz olduğunu düşündü.
202. Bu bakımdan, kulüp, Yusuf Turanlı'nın amacının spekülasyon yaratmak olduğunu belirtti. Oyunculara, kulüp yetkililerin tam performanslarını vermemesini istediği yönünde yalan söylediği ve bunu yapmaları durumunda anlaşmanın gerçekleşeceği yönünde yalan söylediği ve maaş anlaşmalarının bile yapıldığı yönünde yalan söylediği ve kanıtların gösterdiği bütün konular hakkında Yusuf Turanlı'nın yalan söylediği ifade edildi. Kulüplerin söylemine göre, Yusuf Turanlı her şeyi karışık bir kurnazlığın içinde yönetti.
203. CAS, şuna dikkat çekmek istiyor ki, eğer Yusuf Turanlı yöneticilerin isteği ile hareket etmiş olmasaydı, herkese yalan söylemiş olur ve bu şemada yanlız kalırdı. Özellikle, çok eski dostu olan Tayfur Havutçu ve iki oyuncusuna yalan söylemiş olurdu. Bu da demek oluyor ki, yalanlarının anlaşılması durumunda, iki tarafı da kaybedebilirdi.
204. Son olarak, eğer Galatasaray gibi diğer büyük kulüpler de oyuncular ile ilgilenmiş olsa, Yusuf Turanlı transferden komisyon almayı garantilemiş olabilirdi.
205. Yukarıda da belirtildiği gibi UEFA, ortadaki bulgular üzerine kendi değerlendirmesini yapmadan ve aldığı kararın temelini oluşturan diğer etkenleri neler olduğunu açıklamadan yalnızca yerel mahkemenin bulgularına güvenemez. Şike suçundan dolayı yerel mahkeme tarafından verilmiş olan mahkumiyet kararı, disiplin soruşturmasının başlatılmasını doğrular niteliktedir. Temyize giden taraf, yazılı kanunlar gereği bahsi geçen maç ve maç hakkında yapılan işlemlerden sorumludur. Böylece, yerel mahkeme tarafından verilen suç teşkil eden mahkumiyet cezası, UEFA'nın bizzat kendisi tarafından verilen kararı ve elde edilen izlenimleri destekleyebilir, doğrulayabilir ve pekiştirebilir. Bu bilgiler doğrultusunda; Yargıtay tarafından verilen karar, mevcut davada UEFA Tahkim Kurulu'nun itiraz edilmiş kararının doğruluğunun apaçık bir kanıtı olarak kullanılabilir.
206. Yukarıda bahsedilen konular göz önünde bulundurularak; Jüri, temyize giden tarafın (Beşiktaş) iki yöneticisinin doğrudan veya dolaylı olarak maçın sonucunu etkileme eylemine dahil olduğu ve UEFA'nın da 2.08 maddesi uyarınca temziye giden tarafı (Beşiktaş) 2013-2014 sezonunda UEFA Avrupa Ligi'ne göndermediği sonucuna varmıştır.
207.Yukarıda bahsi geçen konuların nihayetinde; söz konusu kulüp tarafından yapılan temyiz başvurusu reddedilmiş olup, bir sonraki karar uygun bulunmuştur.
Bu kararlar ışığında ;
CAS'ın aldığı kararlar şu şekilde: Beşiktaş'ın, 24 Temmuz 2013 tarihinde UEFA Tahkim Kurulunun verdiği karara karşı yaptığı itiraz reddedildi.
UEFA Tahkim Kurulunın 11 Temmuz 2013 tarihli kararı onaylandı.
ÖZEL HABER : Barlas ATEŞLİ – Yusuf YILMAZ


























Beşiktaş


