Emre Belözoğlu'nun ilk teknik adamlık deneyiminde henüz bir ayı bile doldurmadan takım üzerinde yarattığı değişiklikler camiada büyük övgüyle karşılandı.
25 Mart'ta oturduğu teknik adamlık koltuğunda milli takım arası nedeniyle tam kadro olarak ancak 1 Nisan'da çalışmaya başlayabilen genç teknik adam, 25 günlük bir sürede yaptığı dokunuşlarla hem Fenerbahçe'nin oyun kimliğini değiştirdi hem de aşıladığı kazanma arzusuyla 'Bitti' denilen sezonda yeniden umuda tutunulmasını sağladı.
ÇOK SEVİLİYOR
Futbolcular tarafından çok sevilen Emre Belözoğlu, ilk etapta takıma özgüven aşıladı, ardından tüm çabasını takım ruhunu oluşturmaya ardından da daha sert oynayan, mücadele eden kazanma arzusunu son ana kadar bırakmayan ekibi yaratmaya harcadı. Aşıladığı 'Şampiyon olacağız' motivasyonuyla futbolcuların üzerlerindeki ölü toprağını attıran Belözoğlu, daha sonra saha içi dokunuşlarla hedefe doğru yürüyüşü başlattı.
SAHA İÇİ DOKUNUŞLAR
Topa daha fazla sahip olan, rakip yarı sanasında baskı kuran, ani presle top kapmaya çalışan bir takım arzuladığını her fırsatta belirten Belözoğlu, Gaziantep ve Başakşehir maçlarında sakatlıklar hariç hayalindeki 11'i ve oyun tarzını sahaya yansıttı. Kanatlarda iki orta saha oyuncusu Pelkas ve İrfan Can Kahveci'yi değerlendiren, beklerin daha fazla hücuma çıkmasını sağlayan Fenerbahçe teknik patronunun önemli dokunuşu Jose Sosa'yı takımın lideri yaparak Fenerbahçe'nin daha önde oynamasını sağlaması oldu. Sosa'yla oyunu daha ilerde oynayan sarı lacivertli ekipte özgür oynayan Pelkas'ta, İrfan Can'da Ozan Tufan da parlamaya başladı.
Rakip kaleye daha kalabalık hücum etmeye başlayan Fenerbahçe de Thiam ve Samatta kulübede otururken sezonun en verimli transferi olarak öne çıkan Valencia tek forvet olarak sivrilmeye başladı. Taraftarların 'Kimse sorumluluk almıyor', 'Kimse itiraz etmiyor, hakkını aramıyor' diye eleştirdiği ekibin saha içi, yedek oyuncular ve görevli personel artık maçları ayakta izliyor. Başakşehir maçında tribündeki yedek oyuncuların seslerinin sahaya ulaşması da değişimin işaretleri olarak yorumlandı.
25 Mart'ta oturduğu teknik adamlık koltuğunda milli takım arası nedeniyle tam kadro olarak ancak 1 Nisan'da çalışmaya başlayabilen genç teknik adam, 25 günlük bir sürede yaptığı dokunuşlarla hem Fenerbahçe'nin oyun kimliğini değiştirdi hem de aşıladığı kazanma arzusuyla 'Bitti' denilen sezonda yeniden umuda tutunulmasını sağladı.
ÇOK SEVİLİYOR
Futbolcular tarafından çok sevilen Emre Belözoğlu, ilk etapta takıma özgüven aşıladı, ardından tüm çabasını takım ruhunu oluşturmaya ardından da daha sert oynayan, mücadele eden kazanma arzusunu son ana kadar bırakmayan ekibi yaratmaya harcadı. Aşıladığı 'Şampiyon olacağız' motivasyonuyla futbolcuların üzerlerindeki ölü toprağını attıran Belözoğlu, daha sonra saha içi dokunuşlarla hedefe doğru yürüyüşü başlattı.
SAHA İÇİ DOKUNUŞLAR
Topa daha fazla sahip olan, rakip yarı sanasında baskı kuran, ani presle top kapmaya çalışan bir takım arzuladığını her fırsatta belirten Belözoğlu, Gaziantep ve Başakşehir maçlarında sakatlıklar hariç hayalindeki 11'i ve oyun tarzını sahaya yansıttı. Kanatlarda iki orta saha oyuncusu Pelkas ve İrfan Can Kahveci'yi değerlendiren, beklerin daha fazla hücuma çıkmasını sağlayan Fenerbahçe teknik patronunun önemli dokunuşu Jose Sosa'yı takımın lideri yaparak Fenerbahçe'nin daha önde oynamasını sağlaması oldu. Sosa'yla oyunu daha ilerde oynayan sarı lacivertli ekipte özgür oynayan Pelkas'ta, İrfan Can'da Ozan Tufan da parlamaya başladı.
Rakip kaleye daha kalabalık hücum etmeye başlayan Fenerbahçe de Thiam ve Samatta kulübede otururken sezonun en verimli transferi olarak öne çıkan Valencia tek forvet olarak sivrilmeye başladı. Taraftarların 'Kimse sorumluluk almıyor', 'Kimse itiraz etmiyor, hakkını aramıyor' diye eleştirdiği ekibin saha içi, yedek oyuncular ve görevli personel artık maçları ayakta izliyor. Başakşehir maçında tribündeki yedek oyuncuların seslerinin sahaya ulaşması da değişimin işaretleri olarak yorumlandı.
