Eski Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay, Habertürk Gazetesi'ndeki köşe yazısında Beşiktaş'ın dünyaca ünlü taraftar grubu Çarşı'ya seslendi.
İşte Atalay'ın "Çarşı her şeye karşı mı!" başlıklı o yazısı...
Sporun vazgeçilmez unsurlarından biri de taraftar... Seyircisiz bir müsabakanın ne tadı oluyor, ne de tuzu..
Rakiplerini boğarcasına, sahayı dar edercesine kükreyen bir taraftar, bir kulüp için büyük bir güçtür... Ancak, en ufak bir tökezlemede ise yük... Sahada veya saha dışında yuhalayan, hakaret eden, küfreden, hatta saldıran, yumruklayan bir canavara dönüşebiliyor...
G.Saray’ın başarılarında sahalarını rakipler için kabusa çevirenler, bugün kulüp yönetimi, hocalar ve futbolcular için kabus oldu. Hamzaoğlu, Denizli, Burak, Sabri... Hepsi de nasibini aldı... Fenerliler efsane kaleci Rüştü’yü, Trabzonlular cenazede Kaptan Ogün’ü dövdüler...
Aynı şey diğer takımlar ve dünyanın pek çok ülkesi için de geçerli...
***
Merhum Turgut Özal F.Bahçeli, eşi Semra Özal Beşiktaşlı, oğlu Ahmet Özal G. Saraylı, kızı Zeynep Özal da Trabzonsporlu idi... Gittiği maçlarda bir taraftan alkışlanırken, öbür taraftan da yuhalanabiliyordu...
Eşiyle geldiği, İnönü’deki bir Beşiktaş-Fener maçında farklı tepkileri bir arada yaşamıştı ama sorun yapmamış, sonuna kadar kalmıştı...
Eski Başbakan Mesut Yılmaz, G. Saray taraftarıydı; Ali Sami Yen’de pek sorunu yoktu. F.Bahçe Stadı ise, siyasette ayak sesleri duyulan Recep Tayyip Erdoğan’a atıfta bulunarak ‘‘Türkiye’ye yakışan Fenerli Başbakan’’ pankartları açıyor, tezahüratları yapıyordu...
***
Trabzon’da, 2007’de Karadeniz Oyunları’nın Açılış Töreni’nde, hemşehri tepkisi çok üzücüydü Başbakan için...
2010 Dünya Basketbol Şampiyonası Türkiye-ABD finalinin ödül töreninde Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan’ın bulunduğu ortamda yapılan olumsuz tezahürat can sıkıcıydı...
Yine devletin yapıp G. Saray’a hediye ettiği ve o dönem Başbakan olan Erdoğan’ın da geldiği Türk Telekom Arena Stadı’nın açılışında da yükselen yuh sesleri, geceye gölge düşürdü...
Yüzde yüz provokasyon kokan bu protestolar, G.Saray’da bir iç hesaplaşma mı, yoksa, konuklara tepki miydi doğrusu tam anlaşılamadı...
Ancak özellikle gezi olaylarından sonra statlardaki provokasyonların ardı arkası kesilmedi ve ‘‘Her Yer Taksim, Her Yer Direniş’’ sesleri uzun süre dinmedi...
Son olarak da Beşiktaş Vodafone Arena Stadı’nın kurdelesi, bir protokol açılışıyla Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından kesilince, değişik spekülasyonlara sebep oldu. Sanki devletin zirvesi, taraftar tepkisinden çekinerek, seyircili bir açılışı göze alamamıştı...
***
Gezi olaylarına katılan bir grup yüzünden ‘‘Çarşı Grubu’nun tümüyle suçlu’’ ilan edilmesi veya algısı yanlıştı. Bu süreç yanlış yönetildi... Bunda, o dönemin Bakanı’nın yanlış beyanlarının da rolü büyüktü...
Halbuki içinde her çeşit insanı barındırsa da, sadece Çarşı değil, bütün taraftar gruplarının, siyaseti sporun içine kolay kolay sokmayan, provokasyonu fark ettiğinde de prim vermeyen bir yapısı var...
Başta depremler, terör, dış politika, milli olaylar olmak üzere, her konuda gösterdikleri duyarlılıklar, milli birlik ve beraberliğimiz için, büyük bir güçtür...Atatürk, İnönü ve Prof. Erbakan’a da sahip çıkan bir profildir aynı zamanda...
Kendilerine güven duyan misafirlerine yanlış yapmazlar, aralarında yapan olursa da, onları sustururlar... Taraftar psikolojisini iyi okumalı ve onlarla, sportif dille konuşulması gerekli.
Neticede bu taraftar grupları uzaydan gelmedi. Diğer insanlar hangi partiye, hangi oranda oy veriyorsa, taraftarlar da öyle veriyor... Gazetemiz Habertürk’ün ciddi araştırması böyle diyor.
Devletin zirvesinin, milli ve kulüplerin, futbol, voleybol, basketbol, güreş, atletizm, halter vs müsabakalarını izlemesi, yanlış yapanlar olursa da, üzerine üzerine gitmesi gerekir...
***
Başta Çarşı Grubu olmak üzere Beşiktaş taraftarı, bu ülkenin en büyük senfoni orkestrasıdır... Beethoven’ıdır... Desibel rekorları, yeni ürettikleri sloganlar, besteleri, muhteşem şovlarıyla, hem Beşiktaş’ın, hem de Milli Takım’ın itici gücüdür...
Bursaspor maçında, ‘‘dünyayı hayran bırakan Liverpool tribünleri’’nden esintiler gördük, aynen devam...
Artık Çarşı Grubu’nun da ‘‘Her şeye karşı’’ yargısından kurtulması için yeni stadı fırsat bilerek, özeleştiri yapması ve yenilenmesi lazım...
İşte Atalay'ın "Çarşı her şeye karşı mı!" başlıklı o yazısı...
Sporun vazgeçilmez unsurlarından biri de taraftar... Seyircisiz bir müsabakanın ne tadı oluyor, ne de tuzu..
Rakiplerini boğarcasına, sahayı dar edercesine kükreyen bir taraftar, bir kulüp için büyük bir güçtür... Ancak, en ufak bir tökezlemede ise yük... Sahada veya saha dışında yuhalayan, hakaret eden, küfreden, hatta saldıran, yumruklayan bir canavara dönüşebiliyor...
G.Saray’ın başarılarında sahalarını rakipler için kabusa çevirenler, bugün kulüp yönetimi, hocalar ve futbolcular için kabus oldu. Hamzaoğlu, Denizli, Burak, Sabri... Hepsi de nasibini aldı... Fenerliler efsane kaleci Rüştü’yü, Trabzonlular cenazede Kaptan Ogün’ü dövdüler...
Aynı şey diğer takımlar ve dünyanın pek çok ülkesi için de geçerli...
***
Merhum Turgut Özal F.Bahçeli, eşi Semra Özal Beşiktaşlı, oğlu Ahmet Özal G. Saraylı, kızı Zeynep Özal da Trabzonsporlu idi... Gittiği maçlarda bir taraftan alkışlanırken, öbür taraftan da yuhalanabiliyordu...
Eşiyle geldiği, İnönü’deki bir Beşiktaş-Fener maçında farklı tepkileri bir arada yaşamıştı ama sorun yapmamış, sonuna kadar kalmıştı...
Eski Başbakan Mesut Yılmaz, G. Saray taraftarıydı; Ali Sami Yen’de pek sorunu yoktu. F.Bahçe Stadı ise, siyasette ayak sesleri duyulan Recep Tayyip Erdoğan’a atıfta bulunarak ‘‘Türkiye’ye yakışan Fenerli Başbakan’’ pankartları açıyor, tezahüratları yapıyordu...
***
Trabzon’da, 2007’de Karadeniz Oyunları’nın Açılış Töreni’nde, hemşehri tepkisi çok üzücüydü Başbakan için...
2010 Dünya Basketbol Şampiyonası Türkiye-ABD finalinin ödül töreninde Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan’ın bulunduğu ortamda yapılan olumsuz tezahürat can sıkıcıydı...
Yine devletin yapıp G. Saray’a hediye ettiği ve o dönem Başbakan olan Erdoğan’ın da geldiği Türk Telekom Arena Stadı’nın açılışında da yükselen yuh sesleri, geceye gölge düşürdü...
Yüzde yüz provokasyon kokan bu protestolar, G.Saray’da bir iç hesaplaşma mı, yoksa, konuklara tepki miydi doğrusu tam anlaşılamadı...
Ancak özellikle gezi olaylarından sonra statlardaki provokasyonların ardı arkası kesilmedi ve ‘‘Her Yer Taksim, Her Yer Direniş’’ sesleri uzun süre dinmedi...
Son olarak da Beşiktaş Vodafone Arena Stadı’nın kurdelesi, bir protokol açılışıyla Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından kesilince, değişik spekülasyonlara sebep oldu. Sanki devletin zirvesi, taraftar tepkisinden çekinerek, seyircili bir açılışı göze alamamıştı...
***
Gezi olaylarına katılan bir grup yüzünden ‘‘Çarşı Grubu’nun tümüyle suçlu’’ ilan edilmesi veya algısı yanlıştı. Bu süreç yanlış yönetildi... Bunda, o dönemin Bakanı’nın yanlış beyanlarının da rolü büyüktü...
Halbuki içinde her çeşit insanı barındırsa da, sadece Çarşı değil, bütün taraftar gruplarının, siyaseti sporun içine kolay kolay sokmayan, provokasyonu fark ettiğinde de prim vermeyen bir yapısı var...
Başta depremler, terör, dış politika, milli olaylar olmak üzere, her konuda gösterdikleri duyarlılıklar, milli birlik ve beraberliğimiz için, büyük bir güçtür...Atatürk, İnönü ve Prof. Erbakan’a da sahip çıkan bir profildir aynı zamanda...
Kendilerine güven duyan misafirlerine yanlış yapmazlar, aralarında yapan olursa da, onları sustururlar... Taraftar psikolojisini iyi okumalı ve onlarla, sportif dille konuşulması gerekli.
Neticede bu taraftar grupları uzaydan gelmedi. Diğer insanlar hangi partiye, hangi oranda oy veriyorsa, taraftarlar da öyle veriyor... Gazetemiz Habertürk’ün ciddi araştırması böyle diyor.
Devletin zirvesinin, milli ve kulüplerin, futbol, voleybol, basketbol, güreş, atletizm, halter vs müsabakalarını izlemesi, yanlış yapanlar olursa da, üzerine üzerine gitmesi gerekir...
***
Başta Çarşı Grubu olmak üzere Beşiktaş taraftarı, bu ülkenin en büyük senfoni orkestrasıdır... Beethoven’ıdır... Desibel rekorları, yeni ürettikleri sloganlar, besteleri, muhteşem şovlarıyla, hem Beşiktaş’ın, hem de Milli Takım’ın itici gücüdür...
Bursaspor maçında, ‘‘dünyayı hayran bırakan Liverpool tribünleri’’nden esintiler gördük, aynen devam...
Artık Çarşı Grubu’nun da ‘‘Her şeye karşı’’ yargısından kurtulması için yeni stadı fırsat bilerek, özeleştiri yapması ve yenilenmesi lazım...


























Beşiktaş


