Divan Aysal’ı zorlayacak

Sporx.com yazarlarından Osman Tanburacı, Galatasaray Divan Kurulu toplantısı öncesinde sarı kırmızılı camiadaki son durumu değerlendirdi.

Haber; Sporx.com
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Divan Aysal’ı zorlayacak
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
08 Şubat 2012 01:31
Yarın Galatasaray Spor Kulübü Divan Kurulu toplantısı var. Yaklaşan Mali Genel Kurul öncesi Başkan Ünal Aysal'ın geçimsiz yönetimini yenilemek için Olağanüstü Seçim Genel Kurulu toplamayı düşündüğü dönemde bu toplantı epey hararetli geçeceğe benzer.
Galatasaray'da Aysal yönetimine karşı büyük bir muhalefet var. Eteklerdeki taşlar dökülecek. Ve yıllar önce başlayan acımasız muhalefet şimdi rövanşa dönüşecek.
Bunda baş sorumlu;
Galatasaray'da kurumlar arasındaki 'kuvvetler ayrılığı' prensibini çiğneyenlerdir.
Galatasaray'ı tek elden yönetmeye kalkanlardır.
Fikre ipotek koyanlardır.
Parayı ilkelerin önünde tutanlardır.

Galatasaray bugünlere nasıl geldi bir anımsayalım.

Galatasaray nedir?
Galatasaray sportif kültürdür. Ocaktan yetişenlerin bu ülkede yarattığı değerler bütünüdür. Bu değerlerin başında;
Sevgi, saygı, kardeşlik, yasalara uyum, etik değerleri koruma ve ilkelere sadakat gelir.
Galatasaray için akıl ve ilkeler çok önemlidir.
Kendi değerini bilen akıl, nasıl olsa parayı kazanır.
Ancak bu nitelikli duruş ne yazık ki son 15 senedir yıkılmıştır.

Galatasaray, koltuk uğruna kardeşiyle kavga eder hale gelmiştir.
Camia, senden olanlar benden olanlar diye ayrılmıştır.

Galatasaray'da para babası yoktur.
Galatasaray kültür ocağıdır. Oradan yetişenler paradan çok, saygınlık ve mesleki değer peşinde koşar. Galatasaray camiasında 'para babası' azdır. Saysan bir elin parmaklarını geçmez:
Galatasaray'ı bugünlere getirenler Ali Sami Yen'le başlayan ilke savunucuları; Abidin Daver, Fethi İsfendiyaroğlu, Suphi Batur, Selahattin Beyazıt, Mustafa Pekin gibi salt Galatasaray aşkına görev yapan başkanlardır. Bunlara Alp Yalman, UEFA Kupası kazandıran ve kovulmaktan beter edilen Faruk Süren'i de katabilirsiniz.

Galatasaray 106 yıllık geçmişinde zor zamanlar da yaşamıştır ama bugünkü gibi asla camia içinde husumetler doğmamıştır.
1933'lerdeki Ateş Güneş olayı okullu-okulsuz ayrımı sonucu Galatasaray'ın tarihinde derin bir iz bırakan ayrışımdır.
Galatasaray bugün ikinci Ateş Güneş olayını yaşamak üzeredir.



Süren ve Adnan Polat'ın gönderilişleri
Hatırlayın, UEFA Kupası alan Başkan Faruk Süren 'Naylaon Süren' manşetleriyle yıpratılarak görevinden ayrılmak durumunda bırakılmış, son örnek Adnan Polat da acımasızca ibra edilmeyerek Galatasaray camiasına yakışmayacak bir şekilde yönetimiyle birlikte başkanlıktan uzaklaştırılmıştır.
Galatasaraylı bunları gayet iyi bilmektedir.
Galatasaray'da artık paralı başkan hükümdarlığı başlamış ve Ünal Aysal bu tercihle göreve getirilmiştir. Aysal'ın kimliği, kişiliği her Galatasaraylı gibi takdire şayandır ama geliş biçimi ve amaç Galatasaraylının tarihten bu güne gelişindeki ilkelerine ters düşmektedir.
Aysal, işaretle ve parası sayesinde koltuğa oturtulmuş bir başkan havasındadır.

Galatasaray artık paranın esaretine girmiş ve birbirinden değerli üyeleri paranın kudreti karşısında fikrini dahi söyleyemez hale gelmiştir.
Galatasaray koltuk hırsıyla bölünmüştür.
Galatasaray'ı bugünlere getirenler de herkesçe malumdur.

Ülke şikeyle sarsılırken…

Medyada, Galatasaray'ın Borsa'daki hisselerinin bir biçimde Galatasaray Eğitim Vakfı'na geçeceği haberleri dolaşmaktadır.
Oysa bu hisseler geçen yönetim döneminde büyük fedakarlıklarla piyasadan toplanmıştır.
Galatasaray daha beş sene önce yine para dar boğazını aşmak için elden çıkardığı ve Ünal Aysal'ın eline teslim ettiği hisseleri, geri alırken de büyük zararlara uğramıştı.
Bu hisseler, dün Galatasaray'ın kasasına girmişken bugün Aysal yönetiminde yine satıştadır.
Hem de Genel Kurul yetkisi aşılarak.

Polat Yönetimi'nin 'idari yönden ibra edilmemesi' üzerine acaba bu durum önce Divan Kurulu'nda sonra da Mali Genel Kurul'da nasıl karşılanacaktır?

Galatasaray'da alışılmamış şekilde bir karmaşa vardır. Üstelik Türk futbolunun şikeyle çalkalandığı bu günlerde Galatasaray'ın tek vücut olması gerekirken…

Terim istenmiyor

Galatasaray'da büyük bir kesim Terim'i istememektedir.
Aysal'ın, Terim'i Florya'ya getiriş biçimi de camiayı rahatsız etmiştir.
Aysal;
'Bizi ancak Terim kurtarır. Florya'da disiplini ancak Terim sağlar'
derken Galatasaray'ın itibarını da zedelemiştir.

Şu da çok iyi biline ki;
Galatasaray'ı ve Florya'yı sadece Ünal Aysal'ın basiretli yönetimi kurtarır.
Bu görev Genel Kurul tarafından Ünal Aysal'a verilmiştir.
Büyük Galatasaray camiasının verdiği görevi Aysal bir teknik direktöre devredemez!
Sorumluluğu ona yıkıp hocanın arkasına gizlenemez!
Bu camia için büyük zuldür.

Aysal; daha önce küfretmekten mahkeme kararıyla 3 ay hapis cezası yemiş ve 5 sene gözetim altına alınmış Terim'i 'Galatasaray'ı ancak o kurtarır' diye göreve getiriyorsa acaba bu düşüncedeki bir Başkan'dan Galatasaray nasıl kurtulur onu da sorgulamak gerekir.

Futbol takımının başarısı Galatasaray'ı ayakta tutmaz!
Galatasaray'ı ayakta tutan ilkeleridir.
Bu şartlarda Galatasaray şampiyon da olsa aczin ifadesiyle göreve getirilenler Galatasaray'ın gururu olamaz.

Galatasaray bugüne kadar ne yönetimler gördü ne hocalar ne futbolcular…
Galatasaray 14 sene şampiyon da olmadı ama ilkelerinden hiç sapmadı.

Aysal yönetimi de kendi içinde huzursuz

Başkan Aysal gelirken verdiği sözleri unutmuş gözüküyor.
Aysal'ın transfer için verdiği iddialı demeçler de havada kaldı.
Aysal Yönetimi'nin sen-ben kavgası da ayyuka çıktı.
Mali boyut da bir önceki yönetime atfedilen basiretsizlikleri çoktan aştı.

Gaziantep'te yapılmak istenen 'huzur' yemeğine de hiç bir yönetici katılmıyorsa bu yönetim nasıl başarılı olur?
Galatasaray'ı nasıl temsil eder.
Şike olayından sonra doğru tavır koymak Galatasaray'ın ilkeli tutumuysa, Aysal yönetiminin iç savaşı hangi ilkeyle bağdaşır?
Aysal; Terim, Bülent Tulun ve bir kısım yönetici arasında sıkışıp kalmıştır.
Yolların ayrılma zamanı yakındır.

Ayrıca futbol takımı da stresten yıpranmış Fenerbahçe'nin, ancak iki puan önündeyse ve takım hala iyi futbol oynamıyorsa buna başarı demek mümkün müdür? Başkan Aysal'ı zor günler bekliyor.
Galatasaray'ı da…
Böyle gitmez!

Yarınki Divan Kurulu bu açıdan son derece önemlidir.
Galatasaraylı artık hoşgörüyü, sevgi, saygıyı bir tarafa bırakmış kavgaya hazır vaziyette beklemektedir.

Ali Sami Yen
'den bugüne, ilkeleriyle ayakta kalan Galatasaray artık paranın ve muhteris insanların yönetimine girdiyse asalet nereye gitti acaba?
Yarınki Divan Kurulu toplantısında etekteki taşlar dökülecek.
Dökülmezse eğer Mali Genel Kurul çok daha sancılı geçecek.
GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
Tümü
 Reklam