Bir spor yılı daha bitiyor. Dedikodular kol geziyor… Hepsine kulak asacak olsan futbola lanet okuman gerekecek. Akıllı adamlar öylesine rayting peşinde koşuyor ki 'en akıllısı direkte bağlı' desen cuk oturacak!...
Hıncal Uluç Ankaragücü maçı öncesi melanet tefrikası yayınlıyor…
Ahmet Çakar, Erman Toroğlu'nun koltuğuna oturmak için neredeyse amuda kalkacak. Her türlü kötü senaryoyu başarıyla sahneye koyuyor. Amacı dikkat çekmek…
Bir hengamedir gidiyor. Futbol sezonunda akıtılan terler çeşme olup akarken üç-beş boşboğazın lafazanlığı ile koca sezon lekeleniyor.
Trabzon-Fenerbahçe maçları liste başı!
Aziz Yıldırım'ın şampiyonluk için amacını aşan mevsim başı tiratlarına ve zaman zamanki gereksiz çıkışlarına Ankaragücü Asbaşkanı öyle bir perçin vurdu ki ortalık sallandı!
Trabzon, Ziraat Türkiye Kupası'nı kazanınca çeneler düştü; Kupa Trabzon'un lig Fener'in diyenler tavan yaptı. Oysa Fenerbahçe bu sezon futbol oynamadan finale geldi, ligde de kayda değer tek maç oynamadan son iki haftaya en kuvvetli şampiyon adayı olarak girdi. Koca sezonda Fenerbahçe'nin yaptığı iki şey vardı; ligin ikinci yarısında Galatasaray'ı da Beşiktaş'ı da yenmek… Bu iki maç işi bitirdi.
Bugün dil bağı çözülenler Fener'in bu başarısını görmezden geliyor.
Ancak; bir de vicdani yargı var; Fenerbahçe maçında Beşiktaş'ın hakkı resmen yendi. Fener Beşiktaş'ı her türlü hile ile yendi ama bu sonuç doğrudan Bursaspor ve Galatasaray'ı ilgilendiriyordu. Onlar sustu herkes konuştu!
Bu söylediklerimle puan cetvelini yeniden yapın bakalım şartlar ne oluyor'
Hazır Anayasa değişikliği varken FB de 25 yılda bir Kupa alsın
Hani Aziz Yıldırım; 'üç sene şampiyon olacağız' diyor ya…
Olur belki…
Ama Türkiye Kupa için galiba Meclis kararı gerekecek.
Ben Aziz Bey'in yerinde olsam Meclis'e önerge verdirir, hazır Anayasa değişiklikleri yapılırken Anayasa'ya bir madde daha koydurur en azından Fenerbahçe'nin çeyrek asırda bir Türkiye Kupası'nı kazanmasını garanti altına aldırırdım!
Bu arada çok merak ettiğim bir şey daha var;
Her zaman konuşan Fenerbahçe işler kendi lehine dönünce neden süt dökmüş kedi gibi susuyor. Fenerbahçe Ziraat Kupası'nı kaptırdı 'tık' yok!
Neden'
Aman lig de kaçmasın…
Fener de beylik numaraya yattı. Daum'un arkasına geçti. Onunla devem edeceğiz diyorlar.
Tıpkı takım son maçlarda dağılmasın diyen Beşiktaş'ın Mustafa Denizli ile sözleşme uzatması dümeni gibi…
Bunlar Türkiye'nin kara alın yazısı.
Her yıl ısıtıp ısıtıp milletin önüne konan keşkek yemeği.
Öte yandan Daum ve Mustafa Denizli bu kadar başarısızken medya hiç durmadan Rijkaard'ın üzerine oynayarak Galatasaray'ı karıştırma geyretindeydi… Adamı her gün kovdular. Mehmet Topal'ı, Arda'yı gün aşırı yurt dışına transfer ettiler…
Zavallı çocuk Arda'nın tozunu attılar…
JO'yu 'alemci' diye yerden yere vurdular.
Davit ve Kazım Kazım'ın olaylarını kedi bokunu örter gibi örttüler…
Baroş'un gaddarca sakatlanışını es geçip kulak üstüne yattılar…
Galatasaraylı eski futbolcular da Galatasaray'ı neredeyse ipe çektiler!
Böylesine at cambazlığı yapılan bir ortamda, dili uzun aklı kısalar diyarında bir sezon daha tamamlanıyor.
Allah sonumuzu hayretsin!
Haaa… TFF var mıydı Allah aşkınıza' Ya MHK'
Onlar resmen güdümlü olarak mevsim bitirdiler.
Günahları boynuna ama toplum her şeyi biliyor.
Birkaç cesur insan da işte böyle gerçekleri haykırıyor ama ne gam!
Davulcu osuruğuna karışıp gidiyor o sesler…
Affet beni Tayfun Talipoğlu katılamadım, yurt dışındaydım…
Geçen akşam Tayfun Talipoğlu'nun Türk spor medyasıyle ilgili bir programı vardı onu seyrettim. Seçkin gazeteci dostlarım oradaydı. Çok da güzel konuştular, Atilla Gökçe gazeteciliğin inceliklerinden bahsederken mest oldum. Ahmet Çakır kardeşim, Naci Arkan da döyle, Emrah Kayalıoğlı da…
Ancak başka gerçekler de var Türk futbolunun fevkalade irtifa kaybederek bu günlere gelmesinde, o da şudur;
TSYD görevini yapmıyor.
TSYD gibi köklü, saygın, dirayetli olması gereken bir kurum ne yazık ki bahar dalı gibi boyun eğiyor haşin rüzgarlara…
Böyle bir derneği olan meslek erbabı nasıl olur da yöneticilerin dümen suyuna girmez!
Dümen suyuna giren meslek erbabı nasıl olur da özgürce fikrini söyler'
Söyleyen de olursa kafasını keserler billahi!
Şimdi moda 'sahibinin sesi olmak'
Futbolu bırakıp medya koltuğuna oturan kaç futbolcu eskisi var bir görün bakalım.
Devir eyvallah devri!
Ağam, paşam geçiyor günler…
Meslek saygınlığı ayaklar altında…
Eğer ki 'emrin olur' demezseniz yok edilirsiniz.
Etrafınıza bir bakın tavuk gibi boğazlanmış kaç gazeteci var görürsünüz…
Göremezsiniz…
Hatta duyamazsınız…
Duysanız da…
Geçersizdir…
Bir fıkra ama cuk oturacak
Adamı şahit olarak mahkemeye çıkartmışlar.
Hakim sormuş;
-Evladım bu adam diğerine küfretmiş gördün mü'
Şahit cevaplamış;
-Evet efendim bu adam ötekine ana avrat küfretti. Hem de çok kötü…
Hakim yinelemiş;
-Oğlum küfür ederken gördün mü'
-Görmedim ama duydum efendim. Arada paravana vardı. Görmedim duydum. Çok fena küfürler etti bu adam… Yemin ederim duydum ve utandım.
Hakim şahiti azarlayarak salondan çıkartmış;
-Mahkemeyi boş yere işgal etme! Duymakla olmaz görmek lazım…
Şahit yerinden kalkmış tam kapıdan dışarı çıkarken, caaaart diye osurmuş…
Hakim;
-Bre ne yaparsın. Utanmaz mısın sen… deyince
Şahit hiç istifini bozmadan hakime dönmüş;
-Bir şey yapmadım ki sayın hakim bey…
-Yaptın, resmen osurdun!
-Gördün mü hakim bey'
Hakim;
Görmedim ama duydum!
Şahit;
Duymakla polmaaaaz hakim bey. Görmen gerek. Duymakla olmaz!...
Siz hep medyadan palavraları duyuyorsunuz…
Duymakla olmaz!
Görmek gerek…
Kıssadan hisse!
Hıncal Uluç Ankaragücü maçı öncesi melanet tefrikası yayınlıyor…
Ahmet Çakar, Erman Toroğlu'nun koltuğuna oturmak için neredeyse amuda kalkacak. Her türlü kötü senaryoyu başarıyla sahneye koyuyor. Amacı dikkat çekmek…
Bir hengamedir gidiyor. Futbol sezonunda akıtılan terler çeşme olup akarken üç-beş boşboğazın lafazanlığı ile koca sezon lekeleniyor.
Trabzon-Fenerbahçe maçları liste başı!
Aziz Yıldırım'ın şampiyonluk için amacını aşan mevsim başı tiratlarına ve zaman zamanki gereksiz çıkışlarına Ankaragücü Asbaşkanı öyle bir perçin vurdu ki ortalık sallandı!
Trabzon, Ziraat Türkiye Kupası'nı kazanınca çeneler düştü; Kupa Trabzon'un lig Fener'in diyenler tavan yaptı. Oysa Fenerbahçe bu sezon futbol oynamadan finale geldi, ligde de kayda değer tek maç oynamadan son iki haftaya en kuvvetli şampiyon adayı olarak girdi. Koca sezonda Fenerbahçe'nin yaptığı iki şey vardı; ligin ikinci yarısında Galatasaray'ı da Beşiktaş'ı da yenmek… Bu iki maç işi bitirdi.
Bugün dil bağı çözülenler Fener'in bu başarısını görmezden geliyor.
Ancak; bir de vicdani yargı var; Fenerbahçe maçında Beşiktaş'ın hakkı resmen yendi. Fener Beşiktaş'ı her türlü hile ile yendi ama bu sonuç doğrudan Bursaspor ve Galatasaray'ı ilgilendiriyordu. Onlar sustu herkes konuştu!
Bu söylediklerimle puan cetvelini yeniden yapın bakalım şartlar ne oluyor'
Hazır Anayasa değişikliği varken FB de 25 yılda bir Kupa alsın
Hani Aziz Yıldırım; 'üç sene şampiyon olacağız' diyor ya…
Olur belki…
Ama Türkiye Kupa için galiba Meclis kararı gerekecek.
Ben Aziz Bey'in yerinde olsam Meclis'e önerge verdirir, hazır Anayasa değişiklikleri yapılırken Anayasa'ya bir madde daha koydurur en azından Fenerbahçe'nin çeyrek asırda bir Türkiye Kupası'nı kazanmasını garanti altına aldırırdım!
Bu arada çok merak ettiğim bir şey daha var;
Her zaman konuşan Fenerbahçe işler kendi lehine dönünce neden süt dökmüş kedi gibi susuyor. Fenerbahçe Ziraat Kupası'nı kaptırdı 'tık' yok!
Neden'
Aman lig de kaçmasın…
Fener de beylik numaraya yattı. Daum'un arkasına geçti. Onunla devem edeceğiz diyorlar.
Tıpkı takım son maçlarda dağılmasın diyen Beşiktaş'ın Mustafa Denizli ile sözleşme uzatması dümeni gibi…
Bunlar Türkiye'nin kara alın yazısı.
Her yıl ısıtıp ısıtıp milletin önüne konan keşkek yemeği.
Öte yandan Daum ve Mustafa Denizli bu kadar başarısızken medya hiç durmadan Rijkaard'ın üzerine oynayarak Galatasaray'ı karıştırma geyretindeydi… Adamı her gün kovdular. Mehmet Topal'ı, Arda'yı gün aşırı yurt dışına transfer ettiler…
Zavallı çocuk Arda'nın tozunu attılar…
JO'yu 'alemci' diye yerden yere vurdular.
Davit ve Kazım Kazım'ın olaylarını kedi bokunu örter gibi örttüler…
Baroş'un gaddarca sakatlanışını es geçip kulak üstüne yattılar…
Galatasaraylı eski futbolcular da Galatasaray'ı neredeyse ipe çektiler!
Böylesine at cambazlığı yapılan bir ortamda, dili uzun aklı kısalar diyarında bir sezon daha tamamlanıyor.
Allah sonumuzu hayretsin!
Haaa… TFF var mıydı Allah aşkınıza' Ya MHK'
Onlar resmen güdümlü olarak mevsim bitirdiler.
Günahları boynuna ama toplum her şeyi biliyor.
Birkaç cesur insan da işte böyle gerçekleri haykırıyor ama ne gam!
Davulcu osuruğuna karışıp gidiyor o sesler…
Affet beni Tayfun Talipoğlu katılamadım, yurt dışındaydım…
Geçen akşam Tayfun Talipoğlu'nun Türk spor medyasıyle ilgili bir programı vardı onu seyrettim. Seçkin gazeteci dostlarım oradaydı. Çok da güzel konuştular, Atilla Gökçe gazeteciliğin inceliklerinden bahsederken mest oldum. Ahmet Çakır kardeşim, Naci Arkan da döyle, Emrah Kayalıoğlı da…
Ancak başka gerçekler de var Türk futbolunun fevkalade irtifa kaybederek bu günlere gelmesinde, o da şudur;
TSYD görevini yapmıyor.
TSYD gibi köklü, saygın, dirayetli olması gereken bir kurum ne yazık ki bahar dalı gibi boyun eğiyor haşin rüzgarlara…
Böyle bir derneği olan meslek erbabı nasıl olur da yöneticilerin dümen suyuna girmez!
Dümen suyuna giren meslek erbabı nasıl olur da özgürce fikrini söyler'
Söyleyen de olursa kafasını keserler billahi!
Şimdi moda 'sahibinin sesi olmak'
Futbolu bırakıp medya koltuğuna oturan kaç futbolcu eskisi var bir görün bakalım.
Devir eyvallah devri!
Ağam, paşam geçiyor günler…
Meslek saygınlığı ayaklar altında…
Eğer ki 'emrin olur' demezseniz yok edilirsiniz.
Etrafınıza bir bakın tavuk gibi boğazlanmış kaç gazeteci var görürsünüz…
Göremezsiniz…
Hatta duyamazsınız…
Duysanız da…
Geçersizdir…
Bir fıkra ama cuk oturacak
Adamı şahit olarak mahkemeye çıkartmışlar.
Hakim sormuş;
-Evladım bu adam diğerine küfretmiş gördün mü'
Şahit cevaplamış;
-Evet efendim bu adam ötekine ana avrat küfretti. Hem de çok kötü…
Hakim yinelemiş;
-Oğlum küfür ederken gördün mü'
-Görmedim ama duydum efendim. Arada paravana vardı. Görmedim duydum. Çok fena küfürler etti bu adam… Yemin ederim duydum ve utandım.
Hakim şahiti azarlayarak salondan çıkartmış;
-Mahkemeyi boş yere işgal etme! Duymakla olmaz görmek lazım…
Şahit yerinden kalkmış tam kapıdan dışarı çıkarken, caaaart diye osurmuş…
Hakim;
-Bre ne yaparsın. Utanmaz mısın sen… deyince
Şahit hiç istifini bozmadan hakime dönmüş;
-Bir şey yapmadım ki sayın hakim bey…
-Yaptın, resmen osurdun!
-Gördün mü hakim bey'
Hakim;
Görmedim ama duydum!
Şahit;
Duymakla polmaaaaz hakim bey. Görmen gerek. Duymakla olmaz!...
Siz hep medyadan palavraları duyuyorsunuz…
Duymakla olmaz!
Görmek gerek…
Kıssadan hisse!
