Geçen haftaki yazıdan devam edelim. Geçen hafta ödülleri değerlendirirken Messi konusuna girmemiştim, çünkü ona apayrı bir pencere açmak istedim.
En iyi oyuncu ödülünü neden 4 senedir Messi kazanıyor? Ronaldo gibi dünyanın gördüğü en hızlı ve en güçlü oyuncularından birine rağmen. Iniesta gibi büyük maçlarda gerekli olan olağanüstü bir oyun zekasına ve cesur bir yüreğe rağmen. Xavi gibi, Alex Feguson’un “herhalde en son 5 yıl önce pas hatası yapmıştır” dediği bir beyine rağmen.
Bu arada yeri gelmişken, Figo bir konuda haklı sayılır. “Eskiden bu ödülü kazanmak daha zordu,” deyişinden bahsediyorum. Yalnız bir yere kadar haklı, çünkü bazen gerçekten daha zordu ama bazen de çok daha kolaydı.
Bazen daha zordu, çünkü sadece 80lerin sonunda ve 90ların başında kapışan yıldızlar şunlardı: Van Basten, Bergkamp, Baggio, Mattheaus, Michael Laudrup, Papin, Hoddle, Waddle, Savicevic, Vialli, Stoichkov, Gascoigne, Scifo, Lineker, Hagi, Futre, Möller, Elkjaer-Larsen, Rush, Mikhailichenko, Koeman, Cantona,Klinasmann. Bu oyuncuların herbiri bugün ilk 3’e girebilir.
Veya Figo bin yılın ilk ödülünü kazanırken Zidane, Shevchenko, Henry, Rivaldo, Batistuta, Beckham, Mendieta gibi büyük oyuncuları geride bırakmıştı.
Konuyu dağıtmayalım ve gelelim Messi’ye.
Neden ben?
Neden Messi? İlk anda aklıma gelenleri sayayım:
Öncelikle, Messi sayesinde çok mantıklı bir performans endeksiyle tanıştık 2012’de: Bir takvim yılı içerisinde en fazla gol.
Sezon kavramının ülkeden ülkeye değiştiğini düşünürsek takvim yılı hesabı çok daha mantıklı. Ve bu alanda Messi’nin kırdığı rekor akıl alır gibi değil: Tam 91 gol.
Yalnız burada dikkate alınması gereken birkaç detay var ki Messi seçimini daha da anlamlı hale getiriyor:
1- Bu 91 golü izlediğinizde penaltılar dışında kolay gol bulmak çok zor. Çoğunda Messi aynı zamanda atağı başlatan oyuncu. Vuruşların çoğu ise zor vuruşlar. Üstelik hepsinde de ya topsuzken ya da topla ilerlerken akıllıca bir hamle ile rakibini devre dışı bırakıyor.
2- 91 golün yanında tam 22 asisti var. İşte bu çok çarpıcı. Ligde Iniesta’dan (23) hemen sonra
ikinci.
3- Bu 91 golün 69 karşılaşmada atıldığını söylemek bahane değil, tam tersine, durumu daha da inanılmaz kılıyor. Bir takvim yılında 52 hafta olduğunu düşünürsek, bir yılda 69 üst düzey maç oynamak, böyle ufak tefek ve rakip savunmaların içinde sakatlanma tehlikesiyle dolanan bir
oyuncu için hayret verici.
4- Messi’nin yaz aylarında Avrupa Şampiyonası veya Olimpiyat gibi bir turnuvası olmadığını hatırlarsak, bu istatistikler daha da çılgın bir yere gidebilirmiş diyebiliyoruz.
5- Messi kendini sürekli geliştiriyor. Casillas’a attığı harika frikik Ronaldo’nun tüm frikik gollerinden güzeldi belki de.
6- Bütün bu başarıların yanında Messi genç yaşına rağmen sinir bozucu derecede mütevazı. Faullerde rakibine kart göstertmek veya yerde fazladan kıvranmak gibi bir çabası yok. Kendi
sözleriyle “bunun bir oyun olduğunu unutmuyor” ve “sadece iyi vakit geçirmeye çalışıyor.” Bu seviyede azıcık bile şımarık olmamayı aklım almıyor.
7- Milli Takım performansını eleştirenlere de tek bir Brezilya maçında attığı 3 golle cevap verdi Messi. Özellikle de son golü defalarca sıkılmadan izledim.
8- Messi’nin bu performansına benzer performansı ben şahsen sadece Brezilyalı Ronaldo ve Marco Van Basten’de gördüm hayatımda. Bir de Maradona’da tabii.
Rakipler…
Ronaldo’nun 2012’de ödülü kazanması için nedenler vardı tabii. Örneğin Avrupa Şampiyonası’nda takımına yaptığı katkı. Ancak bunu çok abartmamak gerekiyor, çünkü hem yarı finale kadarki rakipleri formsuzdu hem de yaptığı etkili hücum pres dışında olağanüstü bir oyun sergilemedi. En azından Iniesta kadar değil.
Ayrıca Ronaldo’nun üstün olduğu güç ve hız zamanla yok olacak özellikler. Çünkü zaman hepimize olduğu gibi ona da acımayacak. Ancak Messi’nin üstünlüğü oyunzekasında olduğu için geç yaşlara
kadar izleyebiliriz kendisini.
Aslında ödüle daha yakın olması beklenen kişi Iniesta’ydı. Hatta Messi bile onun kazanmasını
bekliyordu. Çünkü UEFA’nın Avrupa’da Yılın Futbolcusu ödülü Iniesta’ya gitmişti. Iniesta, 2010 Dünya
Kupası’ndaki olağanüstü performansıyla ödülü daha fazla haketmişti belki ama Messi’yi aşamamıştı.
Bu kez UEFA, kendi şampiyonasında Iniesta’nın bir kere daha yıldızlaşmasına uzak kalamadı ve bu
ufak tefek utangaç adama ödülü verdi.
Sonsöz…
Yazının içinde Messi’Yi anlatırken ne kadar çok hayret nidası kullandığımı farketmişsinizdir. “İnanılmaz, olağandışı, akıl almaz, hayret verici”. Sadece bu bile Messi’yi anlatmaya yetiyor sanırım.
İyi de Messi ile bir Federer vakası daha yaşayacak mıyız? Bıkmadan sıkılmadan 1 numara olmayı sürdürecek mi? Artık yeni soru bu…
En iyi oyuncu ödülünü neden 4 senedir Messi kazanıyor? Ronaldo gibi dünyanın gördüğü en hızlı ve en güçlü oyuncularından birine rağmen. Iniesta gibi büyük maçlarda gerekli olan olağanüstü bir oyun zekasına ve cesur bir yüreğe rağmen. Xavi gibi, Alex Feguson’un “herhalde en son 5 yıl önce pas hatası yapmıştır” dediği bir beyine rağmen.
Bu arada yeri gelmişken, Figo bir konuda haklı sayılır. “Eskiden bu ödülü kazanmak daha zordu,” deyişinden bahsediyorum. Yalnız bir yere kadar haklı, çünkü bazen gerçekten daha zordu ama bazen de çok daha kolaydı.
Bazen daha zordu, çünkü sadece 80lerin sonunda ve 90ların başında kapışan yıldızlar şunlardı: Van Basten, Bergkamp, Baggio, Mattheaus, Michael Laudrup, Papin, Hoddle, Waddle, Savicevic, Vialli, Stoichkov, Gascoigne, Scifo, Lineker, Hagi, Futre, Möller, Elkjaer-Larsen, Rush, Mikhailichenko, Koeman, Cantona,Klinasmann. Bu oyuncuların herbiri bugün ilk 3’e girebilir.
Veya Figo bin yılın ilk ödülünü kazanırken Zidane, Shevchenko, Henry, Rivaldo, Batistuta, Beckham, Mendieta gibi büyük oyuncuları geride bırakmıştı.
Konuyu dağıtmayalım ve gelelim Messi’ye.
Neden ben?
Neden Messi? İlk anda aklıma gelenleri sayayım:
Öncelikle, Messi sayesinde çok mantıklı bir performans endeksiyle tanıştık 2012’de: Bir takvim yılı içerisinde en fazla gol.
Sezon kavramının ülkeden ülkeye değiştiğini düşünürsek takvim yılı hesabı çok daha mantıklı. Ve bu alanda Messi’nin kırdığı rekor akıl alır gibi değil: Tam 91 gol.
Yalnız burada dikkate alınması gereken birkaç detay var ki Messi seçimini daha da anlamlı hale getiriyor:
1- Bu 91 golü izlediğinizde penaltılar dışında kolay gol bulmak çok zor. Çoğunda Messi aynı zamanda atağı başlatan oyuncu. Vuruşların çoğu ise zor vuruşlar. Üstelik hepsinde de ya topsuzken ya da topla ilerlerken akıllıca bir hamle ile rakibini devre dışı bırakıyor.
2- 91 golün yanında tam 22 asisti var. İşte bu çok çarpıcı. Ligde Iniesta’dan (23) hemen sonra
ikinci.
3- Bu 91 golün 69 karşılaşmada atıldığını söylemek bahane değil, tam tersine, durumu daha da inanılmaz kılıyor. Bir takvim yılında 52 hafta olduğunu düşünürsek, bir yılda 69 üst düzey maç oynamak, böyle ufak tefek ve rakip savunmaların içinde sakatlanma tehlikesiyle dolanan bir
oyuncu için hayret verici.
4- Messi’nin yaz aylarında Avrupa Şampiyonası veya Olimpiyat gibi bir turnuvası olmadığını hatırlarsak, bu istatistikler daha da çılgın bir yere gidebilirmiş diyebiliyoruz.
5- Messi kendini sürekli geliştiriyor. Casillas’a attığı harika frikik Ronaldo’nun tüm frikik gollerinden güzeldi belki de.
6- Bütün bu başarıların yanında Messi genç yaşına rağmen sinir bozucu derecede mütevazı. Faullerde rakibine kart göstertmek veya yerde fazladan kıvranmak gibi bir çabası yok. Kendi
sözleriyle “bunun bir oyun olduğunu unutmuyor” ve “sadece iyi vakit geçirmeye çalışıyor.” Bu seviyede azıcık bile şımarık olmamayı aklım almıyor.
7- Milli Takım performansını eleştirenlere de tek bir Brezilya maçında attığı 3 golle cevap verdi Messi. Özellikle de son golü defalarca sıkılmadan izledim.
8- Messi’nin bu performansına benzer performansı ben şahsen sadece Brezilyalı Ronaldo ve Marco Van Basten’de gördüm hayatımda. Bir de Maradona’da tabii.
Rakipler…
Ronaldo’nun 2012’de ödülü kazanması için nedenler vardı tabii. Örneğin Avrupa Şampiyonası’nda takımına yaptığı katkı. Ancak bunu çok abartmamak gerekiyor, çünkü hem yarı finale kadarki rakipleri formsuzdu hem de yaptığı etkili hücum pres dışında olağanüstü bir oyun sergilemedi. En azından Iniesta kadar değil.
Ayrıca Ronaldo’nun üstün olduğu güç ve hız zamanla yok olacak özellikler. Çünkü zaman hepimize olduğu gibi ona da acımayacak. Ancak Messi’nin üstünlüğü oyunzekasında olduğu için geç yaşlara
kadar izleyebiliriz kendisini.
Aslında ödüle daha yakın olması beklenen kişi Iniesta’ydı. Hatta Messi bile onun kazanmasını
bekliyordu. Çünkü UEFA’nın Avrupa’da Yılın Futbolcusu ödülü Iniesta’ya gitmişti. Iniesta, 2010 Dünya
Kupası’ndaki olağanüstü performansıyla ödülü daha fazla haketmişti belki ama Messi’yi aşamamıştı.
Bu kez UEFA, kendi şampiyonasında Iniesta’nın bir kere daha yıldızlaşmasına uzak kalamadı ve bu
ufak tefek utangaç adama ödülü verdi.
Sonsöz…
Yazının içinde Messi’Yi anlatırken ne kadar çok hayret nidası kullandığımı farketmişsinizdir. “İnanılmaz, olağandışı, akıl almaz, hayret verici”. Sadece bu bile Messi’yi anlatmaya yetiyor sanırım.
İyi de Messi ile bir Federer vakası daha yaşayacak mıyız? Bıkmadan sıkılmadan 1 numara olmayı sürdürecek mi? Artık yeni soru bu…
GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
