Fatih Terim'den Hatayspor maçı sonrası açıklamalar

Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Hatayspor maçı sonrası konuştu.

Haber; Sporx.com
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Fatih Terim'den Hatayspor maçı sonrası açıklamalar
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
24 Ağustos 2021 00:13
Son güncelleme 24 Ağustos 2021 03:09
Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Hatayspor karşılaşmasının ardından açıklamalarda bulundu. İşte Fatih Terim'in açıklamaları...

"1-0 mağlup başladık oyuna. Genelde son zamanlarda böyle başlıyoruz. Geriye dönüşümüz iyi oldu ama özellikle ilk yarı çok gol kaçırdık. Şöyle özetleyebiliriz. 75 dakika hangi düşüncemiz, hangi planımız varsa onu oynamaya çalıştık ve de iyi oynadık. Oradan sonra ikinci santrforu ve Ömer'i alınca, biraz daha değişik oynamaya başladık. B planımızdı bu. A planımızla 8-10 pozisyona girdik, bol bol. Beraberliği yakaladık, galibiyeti kaçırdık derken epeyidir duran toptan, yan toptan atmıyorduk. Luyindama'nın golü geldi. Galip gelmesi gereken takım Galatasaray'dı, doğrusu da buydu. 3 puan önemliydi.

İnanın bana bazılarımız jet-lag oldu. İskoçya, Giresun, Danimarka'ya gidiyorsunuz. 30 derece sıcaklık farkı, 1-2 saat farkı, 3 günde 1 oynuyoruz. Buna rağmen bu takım 75 dakika bu oyunu oynuyorsa galibiyet hakkıdır. Oyuncularımı kutluyorum. Pes etmediler, etmemeleri lazım. Daha iyi oynayacağız, herkes emin olabilir. Bugünün 3 puanı değerli. Bazen duran toplardan, bazen frikiklerden kornerlerden gol gelebilir ama mesele galibiyet almak. Bugün iyi oynadık. Birçok korner kullandık, şut attık, ortalar yaptık. İlk yarı pas yüzdemiz daha yüksekti. Bence güzel bir maç oldu. Bir de tabii Olimpiyat Stadı, psikolojik olarak rüzgar bir öyle bir böyle. İki tarafa da öyle. Bir de koş koş bitmiyor gibi. Ona rağmen şükür kazanmayı bildik. Önemli bizim için...

(Morutan transferi) Devam ediyor. Galatasaraylılar merak etmesin. Başkanımız, yönetimimiz, biz devam ediyoruz. Hiç beklemeden kendilerine ilk ağızdan haberi veririz ama o ve diğerleri inşallah Galatasaray'ın doğal felsefesinde, bu seneki yapılanmasında, ileriye dönük planlamasında yetenekli ve genç oyuncular var. Bu sayı devam edecek. Oyuncuların bazılarından çıkacağız, bazıları gelecek. Morutan'ı beğeniyorum. Sağolsun FCSB Başkanı da gerekli şekilde açıklamaları yapıyor. Rahat olsunlar. Biz onları mutlu etmek için daha birçok isim açıklayacağız.

Galatasaray, kararlıdır bu konuda. Genç, izlediğimiz, yetenekli oyuncuları transfer ediyoruz. Bu planımızdan vazgeçmiş değiliz. 8 Eylül'e kadar transfer devam ediyor, 10 Eylül'de TFF'ye liste vereceğiz 14 yabancı maksimum ile. 2 Eylül'de UEFA listemizi vereceğiz. Bu iki tarih arasında bazı oyuncularımızla görüşüyoruz, bazı oyuncularımıza talep var, inşallah sonlandıracağız. Galatasaray, yaptığı plan içerisinde yüksek gibi görünebilir bonservisler ama kendi maaşlarının daha az olduğu bir prensip silsilesiyle devam ediyor. Gerek başkanımız, bizatihi transferleri sağolsun arıyor kendisi, ilgileniyor. Yöneticilerimizle beraber hepsine teşekkür ediyorum. Biz bu planı uygulamaya devam ediyoruz. Morutan'ı beğeniyorum, arkadaşlarımız izledi. Sağolsun serüvene nasıl başladığımızı biliyorsunuz. 15'lerden 10'a 9'a 8'e iniyoruz. Teşekkürler haberlerini alıyoruz. Çok az beklersiniz, ufak tefek şeyler kaldı. Her an kulübümüz, geldiği zaman Galatasaraylılar'ı bekletmez. O ve kafamızda başka diğer planlar da var. Bunları oluştuğu zaman, tam olduğu zaman paylaşmaktan imtina etmeyiz. Ancak bitti demeden bitti dememeli. Sadece skor değil. Buna alışkınsınızdır bizim tarafımızdan. Yine öyle yapıp genç bir oyuncuyu aramıza katmak istiyoruz. Çok da küçük bir nüans var.



Herhangi bir takımın oyun planına ben bir şey demem. Buna çare bulanlar hakemlerdir. Hakemlerin ben bunu daha sonra maçın sonuna eklerim demek doğru değil. Oyunun momentumu vardır. Momentum kaçınca istersen 10 dakika koy. Oyun, oyunluktan çıkar. Hakemin görevi oyunu oynatmak, güzelleştirmektir. 85, 87'de vakit geçiren takımlar, bu maç için değil genel için konuşuyorum. Benim herhangi bir kuruma, kuruluşa sözüm yoktur hak etmediği sürece...

İlk yarıda 4 kez doktor girdi. Sadece bunlar 5 dakika 58 saniye. 4 dakika verdi. Dolayısıyla, rakip istediği gibi oynar. İster yatar, ister kalkar, ister vakit geçirir. O, onun düşüncesi. Buna müsaade etmeyecek olan hakemlerimiz. O yüzden ben o tarafa bakış açımı çeviriyorum.

Penaltı diyorsunuz. İlk yarı korner pozisyonu, Nelsson'la olanı zaten anlatmaya gerek yok. İkinci yarı da enteresan bir pozisyon var. Diagne kaleciye faul yapmadı, yapsa bile erken düdük çaldınız. Bırakın ne olacaksa olsun, ya gol olursa. Kendileri birbirlerine çarptılar. Düdüğü erken çalınca VAR'ı ortadan kaldırıyor. Velev ki Diagne faul yaptı, çalma düdüğü hemen.

İlk yarıdaki pozisyon için şunu söylüyorum. VAR hakemleri, aktif hakemlerden olmamalı. 1 hafta sonra maç idare edecek. Şöyle bir örnek vereyim, geçen hafta Babel'in ayağına basılan pozisyonda herkes taraflı tarafsız kırmızı ve penaltı dedi. Oradaki VAR kardeşimiz, bu hafta Alanya'da sarı kart gösterdi. VAR ikaz etti, geri döndü kırmızı gösterdi. Onların 1 hafta sonra böyle şeylere maruz kalmasının doğru olmadığını düşünüyorum. Çelişkiler yumağı. Bunlara gerek yok. Orta hakem buna konsantre olmalı. VAR hakemi de o uzmanlık alanına konsantre olmalı.

(Oğulcan Çağlayan konusu) Çok açık yüreklilikle bu konuları kendi aramızda halledebileceğimizi söylemiştim. Halletme konusunda iki tarafın profesyonelleri Florya'da müthiş bir çalışma yaptı. Sonunda 3 aşağı, 5 yukarı, oyuncular, rakamlar anlaşıldı. Avrupa'da bana soruldu, tüm samimiyetimle açıkladım. Daha sonra TFF, Galatasaray, Rizespor bazı şeyler gelişti. Uzağında kalmak istiyorum ama Sayın Başkanımız rahatsız oldukları tarafları anlattılar. O konu Galatasaray ile Rizespor arasında halledilmelidir, halledilir. Ancak, burada çeşitli milli takımlarda hizmet etmiş bir Oğulcan var. Belki daha da edecek. Bizim faydalanamadığımız bir Oğulcan var. O da bu konulardan hayli sıkıntılı. İşin başka boyutları açıkçası ben o taraflarda olmak istemiyorum ama gönlüm Oğulcan'ın oynayabilmesi, iki tarafın da bir noktada buluşması. Ancak tabii ki zaman neler gösterecek. Oğulcan'ın oynamamasından üzüntü duyuyorum tabii ki.

Marcao konusunda bildiğim kadarıyla taban 5, yükseği 10. Öyle bir şeye daha önce 8 verdikleri için tahmin etmek zor değil. Kopyacıdır onlar. Mümkün olan en yüksek cezayı verdiler. Tasvip etmediğimiz bir şeyi savunacak değiliz. Oyuncu bizim oyuncumuz. Ona sahip çıkmak da bizim görevimiz. Kızmak, gereğini yapmak ne kadar görevimizse öteki türlüsü de görevimiz. O da hatasını anladı, özrünü diledi. Hoş bir şey değildi. Oradan az bir ceza beklemiyordum. Ben gittiğim zaman biliyorsun daha önceden yazıyorlar. Alıp söylüyorlar oradan zaten kaç maç ceza alacağımı. Benim de daha önceden yıllardır söylediğim şeylerin aynı fikirde olduğu çok açık. Marcao'nun cezası 2-3 olması imkan yok. Mümkün olsa daha da çıkarırlar. Veren değil sadece veren, gönderen sevk eden herkes var orada.

Türk futboluna birçok genç kardeşimizi hediye ettiğim söylenebilir. Dokunduğum, yardım ettiğim, vesile olduğum... Onları büyük oyuncu olarak görmek mutlu ediyor. Ben gençlere çok güveniyorum. Hayatım boyunca güvendim. Yardımcılarım da genç. Ben de genç antrenörlüğe, futbolculuğa başladım. Çok genç a milli takımda oynadım. Hele şimdikilere güvenmemek elde değil. Z kuşağı yakında Florya'da olacak. Var ama kafamda başka bir plan var. Bu yaş almış ve yahut tecrübeli dediğimiz doğru ve iyi profesyonellerin bizle olmayacağı manasına gelmez. Ne hepsi tecrübeli olur, ne hepsi genç. Karışımın fazlası genç olacak ama. Kısa süre oynamasına rağmen Barış'ın birkaç hareketi hoşuma gitti. Pazartesi perşembe oynuyoruz. New York'un yarısına gittik, İskoçya. Bir o kadar daha gitsek New York. Kolay değil. Bizim öğretmek istediğimiz, Galatasaray'ın ne olduğunu gösterip o ağırlığı taşımaları. Ayrıca fizik, taktik olarak geliştirmek. Herkesin geldiği noktadan daha ileride olduğu bir gerçek. Çok mutlu oluyorum, başarılı görmekten onları. Çok çalışarak o formaları almalarından... O formayı aldıktan sonra hafif kaprislerinden... Büyük oyuncu havalarını bir anda takınmalarından da hoşlanıyorum. O bir güven ve ben oldum duygusudur. Ben hoşlanırım dik adamlardan, kendine güvenenlerden. Bazıları hoşlanmayabilir. Bize daha çok lazım onlardan. Galatasaray, her oyuncunun ederi tamamsa vermekten çekinmez. Kim olursa olsun. Bu sirkülasyonun ancak Galatasaray'ı hem sahada hem dışarıda başarılı edeceğine inanıyorum.

SORU: Sadece saha içindeki performansınız başarıyı getirir mi?

Biz sahada iyi oynarsak, mücadele edersek ne olursa olsun başkanımız ve yöneticilerimiz bizi koruyacak, Galatasaray'ın hakkını arayacaktır. Teknik konular dışında bir şey söylememe gerek yok. Gereğini başkanımız ve yöneticilerimiz yok. Biz teknik direktörlere kalan sahanın içinde kalmak. Haksızlığı onlar ifade ediyorlar. Biz Galatasaray'ın hakkını kimseye yedirmeyiz diyorlar zaten.

YABANCI SINIRI HAKKINDA

Algoritma gibi duruyor bu sınırlamalar. Matematiği iyi bileceksiniz. Yanınızda sadece 2 tane adam olacak, 'Aman böyle yapmayalım' diyen olacak. TFF'nin uhdesinde, tasarrufunda olan bir şey ama listeyi gördünüz mü, nelerden oluşuyor? 97 doğumlular, kendi takımında yetişmiş, 8 yabancı burada, 6 orada... Birçok şey var. A listesi, B listesi bu dersin UEFA gibi, çok daha basit olur. Son yıllardaki yükselen Türkiye Ligi'nin kalitesi, dışarıya ihraç ettiğimiz oyuncu sayısı göz ardı edilmemeli. Ancak, Türk futbolunun kurtuluşunu bunda buldular. Çünkü, açıklamalar beni doyurmuyor. Kamuoyunu tatmin ediyor mu bilmiyorum. Biz geçen sene ilan ettik böyle olacak diyor. Tamam oynuyoruz. Birçok sıkıntı olacak. Seneye 4, sonra 5 diyor. Böyle bir ülke, örnek var mı bilmiyorum. Romanya'da var sadece yani. Bu tarafta var mı, peki. Dolayısıyla yaptık oldu, peki biz de oynuyoruz, diyecek bir şey yok. Esasında çok şey var da sezona iyi başladık. Zaten ne dediğimize bakılıyor, aman 1-2 hafta hiç olmazsa sevk edilmeden idare edilelim.

FCSB BAŞKANI BECALI'NIN AÇIKLAMALARI İÇİN TIKLAYIN...



Tümü
 Reklam