Efes'in Varlık Sebebi

Eskiden ligimiz ÜLFES (Ülker ve zamanın Efes Pilsen’i üzerinden oynanan bir lig manasına geliyordu) formatında iken çoğumuz lig maçlarına hiç bakmaz, sadece Avrupa maçlarına odaklanırdık.

Haber; Sporx.com Yazarlar
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Efes'in Varlık Sebebi
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
04 Ocak 2013 17:02
Eskiden ligimiz ÜLFES (Ülker ve zamanın Efes Pilsen’i üzerinden oynanan bir lig manasına geliyordu) formatında iken çoğumuz lig maçlarına hiç bakmaz, sadece Avrupa maçlarına odaklanırdık.

Çünkü Tofaş’ın rekabetçi takımlar kurmayı bırakmasının ardından sadece bu ikili Avrupa’da Final Four ümidini bizlere bahşediyordu.

Ülker’in daha iddiasız takımlar kurması nedeniyle de Avrupa’daki en iyi takımımız Anadolu Efes’ti. Zaten iki Final Four başarımızı da onlarla yakalamıştık. O dönemde tuttuğu kulüp takımından basketbol medeti bulamayan çoğu genç de Efes’in maçlarına gitmeye, takımı desteklemeye ve marşlar bestelemeye başlamıştı.

Bir dönem gelmişti ki Efes’in maç için bedava servis kaldırmasına bile gerek kalmamıştı. Çünkü Oktay Mahmuti döneminde Final Four’un kıyısından dönen takımlar insana büyük keyif veriyordu. Bazen televizyondan izlemesi yetmiyordu.

Fakat kulüp takımlarının sponsorlar kanalıyla iddialı takımlar kurması, sponsorların organik bağlarla takım kurmayarak likit parayı direkt kulüplere aktarması, futboldaki olduğu gibi çetin bir mücadeleyi basketbola taşıdı.

İşte kulüp takımları böyle bir atılım yaparken Anadolu Efes’in David Blatt, Perasovic, Ergin Ataman, Ufuk Sarıca dönemindeki başarısızlıkları denk gelince iş Efes için şeker renk aldı. Hem televizyon reytingleri hem de tribün desteği düşmeye başladı. Çünkü kendi takımı Beşiktaş, Fenerbahçe ya da Galatasaray için hem bilet hem de yol parası vermeye başlayan güruh, bir de Efes için para harcamaktan imtina eder oldu.

İşte bu dönemde Oktay Mahmuti’nin Efes’in başına geçişi çok önemliydi. Ancak Mahmuti o antik dönemlerdeki heyecanı yeniden kazandırabilirdi.

Fakat ilk tur gruplarındaki keyifsiz görüntü Top 16 öncesinde işleri sarpa sardırdı. Allah’tan Panathinaikos maçı geldi de yeniden Efes’e ısınmayı başardık. Tabii ki bunda Diamantidis’in olmamasının da büyük etkisi vardı.

Ama ne olursa olsun Anadolu Efes bu maçı da kaybetseydi hem Top 16’yla ilgili hülyalarını çöpe atacak, hem de kendisine ısınmak isteyen insanları iyice uzaklaştıracaktı. Beklediğimiz oldu ve Anadolu Efes farklı bir oyunla yeniden poker masasında pot artırmaya başladı.

Üstüne üstlük 14 sayılık bir makas, üçlü hatta dörtlü averajlarda işinize çok yarayabilir. Yeter ki gerçek rakipleriniz arasından iki deplasman maçı çalın.

Maç olarak çok büyük keyif vermese de Efes’in zarları tekrar eline alabilmesi yeterliydi. Aynı şekilde Kerem Tunçeri’nin olmadığı bir maçta yapılan 15 asist de yüksek öneme haizdi. Jamon Gordon ve Jordan Farmar gibi iki oyun kurucuya sahipseniz, 15 gayet yüksek bir rakamdır.

Maçı ne getirdi derseniz söyleyebileceğim iki kalem var. Birincisi üçlük yüzdesi, ikincisi de serbest atış yüzdesi. Çünkü ribaund ve asist rakamlarında iki takım da (sırasıyla 31 ve 15) birbirine eşitti.

Fakat Efes serbest atış yüzdesinde 92’ye 80 ve üçlük yüzdesinde 41’e 30’luk yüzdelerle rakibinin önünde maçı bitirdi.

Dediğimiz gibi maç keyfi olarak bir OKC-Heat keyfi vermese de 1-0 olsun bizim olsun türünde maçlardan biriydi. Eğer bu başarıldıysa fazla laf söz etmeye gerek yok.

Umarım bugünkü takım görüntüsü, amiyane tabirle kolej takımı görüntüsü, ilerideki maçlarda da sürer. Aksi halde sezon sonunda “Anadolu Efes varlık sebebini kaybetti” başlıklı bir yazı yazmak zorunda kalacağım.

https://twitter.com/erdi_aydemir

GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
Tümü
 Reklam