Teknik direktör ve yorumcu Ersun Yanal, Milliyet gazetesinde Türk futboluna dair ilginç değerlendirmelerde bulundu.
İşte Yanal'ın yazısı:
"Çok genç nüfusa sahip bir ülkeyiz. Bu genç nüfusu spor, kültür ve sanat alanlarına yönlendirmeliyiz.
Spor ve sanatta gelişmiş ülke standartlarında yerimizi almamız için bu oluşumu destekleyecek ciddi bir sisteme ihtiyacımız var.
Bunun da iki yolu bulunuyor:
Birincisi kulüpler ve kültür sanat merkezleri... İkincisi ise okullar...
İlköğretim ve üniversitelerde, ABD ile ilerlemiş ülkelerde olduğu gibi sporu okullara sokmanın bir yolunu bulmalıyız. Her öğrenci iyi bir fizikçi, matematikçi, edebiyatçı veya hukukçu olamayacaktır.
Birçok öğrenci spor, kültür ve sanat alanında gelişim gösterebilmeli ve bu alanda gelecek kaygısı taşımadan ilerlemeleri için gerekli organizasyonu kurmalıyız. Bu konuda öğrencileri yönlendirecek ve cazip kılacak bir sistem oluşturmamız gerekir. Öğrencilerimizi küçük yaşta sistematik bir şekilde spora, kültür-sanata çekmediğimiz sürece ciddi bir atılım yapamayız.
Her öğrencinin beden eğitimi dersinin pekiyi olduğu ülkemizde maalesef iyi ve başarılı sporcular yetiştiremiyoruz! İspanya denildiğinde akla ilk gelen Barcelona ve Real Madrid futbol kulüpleri oluyor. Ancak İspanyollar kısa sürede birçok branşta büyük atılım yaptılar. Nerdeyse her branşta çok başarılı bir spor ülkesi haline geldiler ve gelişmeye devam ediyorlar.
Avrupa, dünya şampiyonalarında ve olimpiyatlarda büyük başarı elde ettiler. Lokomotif spor dalları futbolun yanı sıra diğer branşları, üst düzeye taşımayı başardılar. Kültür ve sanatta da üst düzey bir ülke olma yönünde ciddi bir atılım içersindeler.
Ülkemizde de şartları ve koşulları oluşturarak ciddi bir organizasyonla spor, kültür-sanat alanında ileri ülkeler seviyesine gelebiliriz. Bunu başarabilecek genç bir nüfusa sahibiz...
Futbol üzerinden gidecek olursak; futbolla uğraşan birçok profesyonel ve amatör kulübümüz var. Alt yapıya ilgi ve yatırım yok denecek kadar az. Dönemsel futbol okulları, ticari halı saha organizasyonlarıyla alt yapımız asla ilerlemeyecektir. Ciddi bir sisteme ihtiyacımız var.
Futbolda yarışmacı mı, tüketici mi, yoksa üretici miyiz?
Belli değil...
Futbol endüstrisini ülkemizde harekete geçirmeliyiz. Bunun için ciddi altyapı çalışmaları ve yatırımlar yapmamız gerekmekte. Özümüze dönüp kendi değerlerimizi çıkartmak zorundayız. 300 bin nüfuslu İzlanda bugün Avrupa Futbol Şampiyonası’na katılabiliyor. Birçok sporcu yetiştirebiliyor. Bu tip ülkeler belli sistematik çalışmalar sonrasında bugünlere gelmeyi başardılar. Ülke olarak artık sporda ciddi adımlar atmak zorundayız.
Avrupa’nın önde gelen ülkelerinin gerisindeyiz. Türk futbolu olarak genç oyunculara Avrupa’nın üst düzey liglerine göre çok daha az şans veriyoruz. U21 futbolcu kullanım sayısında Hollanda 100 futbolcu açık ara önde. Yine Fransa 85 oyuncu ile fark yaratmış durumda. Ligimizde bu sayı ise sadece 20. Skora endeksli bir futbol yapımız var. Günlük yaşıyoruz. Yarışırken, yetiştirmek, öğretmek konusunda sıkıntılıyız.
Alt yapıdan çok daha fazla oyuncuyu Süper Lig’e taşımalıyız. Liglerinde U21 futbolcu kullanmakta İtalya 35, İngiltere 40, İspanya 50, Almanya ise 55 gibi ciddi sayılara ulaşmış ülkeler.
Fenerbahçe'nin savunması ön planda
Ligimizde yaptığı takım savunması ile ön plana çıkan Fenerbahçe, Avrupa’da da istatistiklerde adından söz ettiriyor. Ligde kalelerinde sadece 19 gol gördüler. Bu rakam sarı-lacivertlilerin savunma gücünün en büyük göstergesi. Avrupa liglerine bakıldığında Fenerbahçe’nin kalesine en az şut çekilen 6. takım olduğunu görüyoruz. Sarı-lacivertliler, Avrupa’da savunma konusunda birçok takımı geride bırakmış durumda. Juventus 2.15, Napoli 2.33 Atletico Madrid 2.38, Bayern Münih 2.43, Fiorentina 2.78, Fenerbahçe ise 3.04 ile takım savunması ile dikkatleri üzerine çekiyor.
Beşiktaş devlerle yarışıyor
Bu sezon ligimizin en güçlü hücum gücüne sahip takımı Beşiktaş. Etkili ön oyuncularıyla ligimizin 57 golle en golcü takımı. Siyah-beyazlıların hücum etkinliği oldukça iyi. Öyle ki Avrupa liglerinde pozisyonları gole çevirme yüzdesinde 5. sıradalar. Bu konuda Avrupa’nın önde gelen takımlarını geride bıraktı siyah-beyazlılar. Pozisyonları gole çevirme konusunda İbrahimoviçli Paris Saint Germain yüzde 20.36 ile birinci sırada.
Messi'li Barcelona ise 20.12 ile ikinci, Dortmund 19.86 ile üçüncü, Mönchengladbach 19.57 ile dördüncü, Beşiktaş ise 19.07 ile beşinci sırada."
İşte Yanal'ın yazısı:
"Çok genç nüfusa sahip bir ülkeyiz. Bu genç nüfusu spor, kültür ve sanat alanlarına yönlendirmeliyiz.
Spor ve sanatta gelişmiş ülke standartlarında yerimizi almamız için bu oluşumu destekleyecek ciddi bir sisteme ihtiyacımız var.
Bunun da iki yolu bulunuyor:
Birincisi kulüpler ve kültür sanat merkezleri... İkincisi ise okullar...
İlköğretim ve üniversitelerde, ABD ile ilerlemiş ülkelerde olduğu gibi sporu okullara sokmanın bir yolunu bulmalıyız. Her öğrenci iyi bir fizikçi, matematikçi, edebiyatçı veya hukukçu olamayacaktır.
Birçok öğrenci spor, kültür ve sanat alanında gelişim gösterebilmeli ve bu alanda gelecek kaygısı taşımadan ilerlemeleri için gerekli organizasyonu kurmalıyız. Bu konuda öğrencileri yönlendirecek ve cazip kılacak bir sistem oluşturmamız gerekir. Öğrencilerimizi küçük yaşta sistematik bir şekilde spora, kültür-sanata çekmediğimiz sürece ciddi bir atılım yapamayız.
Her öğrencinin beden eğitimi dersinin pekiyi olduğu ülkemizde maalesef iyi ve başarılı sporcular yetiştiremiyoruz! İspanya denildiğinde akla ilk gelen Barcelona ve Real Madrid futbol kulüpleri oluyor. Ancak İspanyollar kısa sürede birçok branşta büyük atılım yaptılar. Nerdeyse her branşta çok başarılı bir spor ülkesi haline geldiler ve gelişmeye devam ediyorlar.
Avrupa, dünya şampiyonalarında ve olimpiyatlarda büyük başarı elde ettiler. Lokomotif spor dalları futbolun yanı sıra diğer branşları, üst düzeye taşımayı başardılar. Kültür ve sanatta da üst düzey bir ülke olma yönünde ciddi bir atılım içersindeler.
Ülkemizde de şartları ve koşulları oluşturarak ciddi bir organizasyonla spor, kültür-sanat alanında ileri ülkeler seviyesine gelebiliriz. Bunu başarabilecek genç bir nüfusa sahibiz...
Futbol üzerinden gidecek olursak; futbolla uğraşan birçok profesyonel ve amatör kulübümüz var. Alt yapıya ilgi ve yatırım yok denecek kadar az. Dönemsel futbol okulları, ticari halı saha organizasyonlarıyla alt yapımız asla ilerlemeyecektir. Ciddi bir sisteme ihtiyacımız var.
Futbolda yarışmacı mı, tüketici mi, yoksa üretici miyiz?
Belli değil...
Futbol endüstrisini ülkemizde harekete geçirmeliyiz. Bunun için ciddi altyapı çalışmaları ve yatırımlar yapmamız gerekmekte. Özümüze dönüp kendi değerlerimizi çıkartmak zorundayız. 300 bin nüfuslu İzlanda bugün Avrupa Futbol Şampiyonası’na katılabiliyor. Birçok sporcu yetiştirebiliyor. Bu tip ülkeler belli sistematik çalışmalar sonrasında bugünlere gelmeyi başardılar. Ülke olarak artık sporda ciddi adımlar atmak zorundayız.
Avrupa’nın önde gelen ülkelerinin gerisindeyiz. Türk futbolu olarak genç oyunculara Avrupa’nın üst düzey liglerine göre çok daha az şans veriyoruz. U21 futbolcu kullanım sayısında Hollanda 100 futbolcu açık ara önde. Yine Fransa 85 oyuncu ile fark yaratmış durumda. Ligimizde bu sayı ise sadece 20. Skora endeksli bir futbol yapımız var. Günlük yaşıyoruz. Yarışırken, yetiştirmek, öğretmek konusunda sıkıntılıyız.
Alt yapıdan çok daha fazla oyuncuyu Süper Lig’e taşımalıyız. Liglerinde U21 futbolcu kullanmakta İtalya 35, İngiltere 40, İspanya 50, Almanya ise 55 gibi ciddi sayılara ulaşmış ülkeler.
Fenerbahçe'nin savunması ön planda
Ligimizde yaptığı takım savunması ile ön plana çıkan Fenerbahçe, Avrupa’da da istatistiklerde adından söz ettiriyor. Ligde kalelerinde sadece 19 gol gördüler. Bu rakam sarı-lacivertlilerin savunma gücünün en büyük göstergesi. Avrupa liglerine bakıldığında Fenerbahçe’nin kalesine en az şut çekilen 6. takım olduğunu görüyoruz. Sarı-lacivertliler, Avrupa’da savunma konusunda birçok takımı geride bırakmış durumda. Juventus 2.15, Napoli 2.33 Atletico Madrid 2.38, Bayern Münih 2.43, Fiorentina 2.78, Fenerbahçe ise 3.04 ile takım savunması ile dikkatleri üzerine çekiyor.
Beşiktaş devlerle yarışıyor
Bu sezon ligimizin en güçlü hücum gücüne sahip takımı Beşiktaş. Etkili ön oyuncularıyla ligimizin 57 golle en golcü takımı. Siyah-beyazlıların hücum etkinliği oldukça iyi. Öyle ki Avrupa liglerinde pozisyonları gole çevirme yüzdesinde 5. sıradalar. Bu konuda Avrupa’nın önde gelen takımlarını geride bıraktı siyah-beyazlılar. Pozisyonları gole çevirme konusunda İbrahimoviçli Paris Saint Germain yüzde 20.36 ile birinci sırada.
Messi'li Barcelona ise 20.12 ile ikinci, Dortmund 19.86 ile üçüncü, Mönchengladbach 19.57 ile dördüncü, Beşiktaş ise 19.07 ile beşinci sırada."
GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
Fenerbahçe
