2017 NBA Draftı bu gece düzenlenecek. Bir sezon boyunca kolejlerinde en iyi bireysel performansı göstererek NBA'e kapak atma uğraşında olan bu gençlerden bazıları, diğerlerinden daha dikkat çekici konumda. Bu gençleri, sizler için bir araya getirdik ve 5'er maddede özetlemeye çalıştık. İşte o 10 isim:
FRANK NTILIKINA:
- 1998 doğumlular arasında, bu NBA Draftında Frank Ntilikina kadar Avrupa'da uzun vakit geçiren yok. Geçtiğimiz Eylül ayında sezona başlayan Ntilikina, FIBA Basketbol Şampiyonlar Liginde 14 maç oynadı, FIBA 18 Yaş Altı Avrupa Basketbol Şampiyonasında oynadı (Aralık ayına ertelenen) ve Fransız Ligi playofflarında da forma giydi.
- Maç başına 5.8 sayı, 2.2 ribaund ve 1.7 asist ortalamayı 19 dakika civarı sürede yakalayan Ntilikina'nın takımında veteran guardlar bulunuyor ve yetenek havuzu bu takımın içinde kendisine bulduğu şansı iyi değerlendiriyor. Takımının rotasyonunda önemli bir parçada yer alan Frank, toplu ve topsuz alanda hücumun pek odak noktası değil.
- Ntilikina'nın en dikkat çeken özelliklerinden biri de, fiziksel durumu. 1.98 boya 2.13 kulaç uzunluğuna sahip olan Belçika doğumlu point guard, akıcı atletizmiyle de iki guard pozisyonunda da oynayabiliyor. Çok patlayıcı olmasa da, birçok pozisyonu savunabiliyor olması, kendisine değerli bir çok yönlülük kazandırıyor.
- Hücumun odak noktası olmadığını söyledik, fakat kendisi bunu bozmaya dair girişimler de yapıyor. Ntilikina'nın şut sokma oranı giderek yükseliyor. Bu da, 18 yaşındaki oyuncunun kendi şutunu yaratma sorunu açığını kapatması için önemli. Onun dışında da, oyunla ilgili iyi bir hissiyata sahip olan oyuncu, ikili oyunlarda etkili ve cüssesini pasörlüğünde iyi kullanarak, hız değişimleriyle ve savunmanın kendisine nasıl oynarsa o şekilde üzerine gidişiyle, potaya da yönelebiliyor.
- Savunma tarafında ise, drafttaki bire bir savunmacılar arasında, Ntilikina belki de en pişmiş isim denilebilir. Kendisi profesyonel seviyede bir süredir önemli bir rol oynadığı için, bu alanda sıkıntı çekmiyor. Tam saha boyunca tecrübeli guardları sıklıkla savunmasıyla, Ntilikina zeki, sıkı, pozisyonunu alan, penetre eden oyuncuları ön sezileriyle durdurabilen bir savunmacı.
LAURI MARKKANEN:
- Markkanen'in babası Pekka, Kansas Üniversitesi'nde kolej basketbolu oynamıştı. Annesi Riikka da profesyonel basketbol oynadı. Babası profesyonellere geçemediği için, tüm gözler Lauri'nin NBA kariyeri üzerinde olacak.
- Markkanen, son yıllarda drafttan gelen en iyi şut atan uzunlardan biri. Kendisinin oyunu, takım yöneticileri tarafından Kristaps Porzingis'inkine benzetiliyor.
- Markkanen, boyuna göre olan yetenekleriyle dikkat çekiyor. Kendisi Finlandiya'dan ve oyununun gelişiminin sebeplerinden biri de Avrupa oyununa sahip olması. Markkanen çocukluktan beri çoğunlukla guard oynamış olduğu için, top hakimiyeti gayet iyi. Arizona Üniversitesi'ne gelmeden önce, FIBA kuralları altında Finlandiya Milli takımında forma giymişti. Kolej basketbolunun farklı kurallarını öğrenme süreci bir uyum süreci olurken, FIBA kuralları sonrası, şut saatinin benzerliğinden ötürü NBA ortamına alışması bir nebze daha kolaylaşabilir.
- Markkanen NBA'e geçtiğinde, bu kendisinin ilk profesyonel deneyimi olmayacak. Lise basketbolu oynamak yerine, zamanında kendisi Finlandiya'nın Pro B liginde oynamıştı. FIBA U20 2016 Avrupa Şampiyonasında turnuvanın en iyi oyuncuları arasında seçilen Markkanen, Avrupa tecrübesiyle, Arizona'da geçirdiği zamanda içinde ABD'de bulunmasıyla birlikte Amerikan kültürünü de edinişiyle, (Amerikan basketol oyunu tarzını da) tüm bunları oyununda bulunduruyor olacak.
- Markkanen'ın oyunu, Efsane isim Dirk Nowitzki ile kıyaslanıyordu. İki oyuncu da Avrupa'dan ve iyi şut atabiliyor, fakat bu tamamen uyan bir karşılaştırma değil. Bunu Lauri de böyle düşünüyor ve açıklaması da şu şekilde: "Bazı insanlar söylüyor, ama o kadar benzer olduğumuzu düşünmüyorum. Bazı benzer noktalar var tabii ki, ikimizin de şut atması gibi. O da 2.13 boyundaydı. Ama kendisinden önce hiçbir oyuncudan sonra oyununu şekillendirmedi. Ben farklı oyunculardan ufak hareketler almaya çalışıyorum, ama çocukken en çok Kobe Bryant ve Dwyane Wade'i severdim. Tabii ki onlar benim pozisyonumdan oyuncular değiller, ama çocukken çoğu zaman 2 veya 3 oynardım."
DENNIS SMITH:
- Çapraz bağlarını koparması üzerinden 18 ay geçen Dennis Smith, N.C. State'in en dikkat çeken isimlerinden biri oldu. Smith, vaktiyle şaşırtıcı derecede bazı parlak olmayan gösterileri ve koçunun kovulmasına neden oluşu, Wolfpack taraftarlarını pek üzmüştü.
- Buna rağmen ACC Yılın Çaylağı seçildi ve Konferans beşlerinde ikinci takımda yer alıyordu. 20.1 sayı, 5.1 ribaund, 6.8 asist ve 2.2 top çalma rakamları, harikaydı. Güçlü kalıbı ile patlayıcılığı ve sıçrama yeteneği birleşince, bir sürü 'en iyi hareket' listesinde yer aldı ve NBA seviyesine vücut olarak kendini hazır etmeyi başardı.
- Çembere sağ ve soldan gidebilen, sıçrama yeteneği sayesinde smaç vurarak pozisyon veya atletizmiyle akrobatik turnikeler bırakabilen Smith, harika bir ilk adıma ve iyi ayak oyunlarına sahip. Temastan asla kaçınmıyor. İkilik bölgesinden %50 ile şut atan (biraz az) fakat bunu faul alabilme ve serbest atışlarında etkili oluşuyla örtebiliyor.
- Yarı sahadaki ilk adımıyla gösterdiği hız ile gelecek vadeden Dennis Smith, güzel top hakimiyeti hareketleriyle sadece kendisi için değil, takım arkadaşları için de pozisyon yaratabilen bir isim. Etrafında genelde şut atamayan oyuncular bulunduğu için kendi şut kullanan ve bunun dışında 6.8 asist ortalaması ile oynayan Smith, bu rakamında da en iyi 100 oyuncu içinde 4. sırada. Sahayı iyi gören Smith, iki eliyle de ikili oyunlar sonrası rahatça pasını gönderebiliyor.
- Bunların dışında zayıf yönleri ise, karar vericiliği ve mentalitesi üzerinde biraz daha çalışması gerektiği. Saha içindeki liderliğinde pek konuşkan bir isim değil. Özellikle takım arkadaşlarıyla oluşturduğu kimya ve gösterdiği vücut dili, pek olumlu değildi. Smith, hala skorerliğini ve pas yeteneğini nasıl bir arada kullanabileceğini keşfetmeye çalışıyor. Zaman zaman topu elinde fazlaca tutarak zor şutlar da deneyebiliyor. Her zaman çok pas vermeye yönelik oynamayabiliyor ve driplingini çok gereksiz yerlerde keserek top kaybı da yapabiliyor.
MALIK MONK:
- Sezonun en etkili skorerlerinden biri olan Malik Monk, harika bir skorer. Ülkenin en etkili 12. hücumuna sahip takımı Kentucky Wildcats'in kritik oyuncularından Monk, takımının Elite Eight seviyesine çıkmasında da maç başına 19.8 sayı ile katkı verdi.
- Öncelikle en dikkat çeken noktası atletik özellikleri olan Monk, 1.93 boyunda ve kulaç uzunluğu da boyuyla aynı. Potada oldukça sert bitirmeler yapabilen ve 42 inch (1.06m) sıçrayabilen Monk, hızlı ilk adımı ve çabukluğuyla birlikte, dripling sonrası şutunu yaratmada da oldukça etkili. Biraz boy ve uzunluktan kaybetse de, başka yönleriyle bunu kapatıyor.
- Patlayıcılığı dışında, Monk'un şutör olarak etkisi, kendisini draftın en iyi oyuncularından biri yapıyor. Üçlük çizgisi dışından da ısınabilme özelliği olan Monk, hızlı hücumlarda atletizmini de oldukça iyi kullanıyor.
- Maç başına denediği 8.1 üçlük denemesinin %40'ında isabet bulan Monk, draft sınıfının en etkili şutörlerinden biri. Şutlarının %80'i de çemberin uzağından geliyor.
- Bazı durumlarda savunmacılarının yanından geçip gidebilse de, kendisinin işleyebildiği noktaları elinden alan savunmacılara karşı bazen sorun yaşadığını görüyoruz. Savunmada da, yanal stance hareketinde çevik olsa da, cüssesi ve gücünü oyunun bu tarafında daha da iyi kullanmalı.
JONATHAN ISAAC:
- 2.11 boyunda ve 95 kg ağırlığında olan Jonathan Isaac, lise yıllarında yaşadığı fiziksel gelişmenin sonucu olarak bu şekle girdi. Bir pivot vücudunda forvet olan Isaac, 2.15 kulaç uzunluğuna sahip ve ayakları da çok hızlı. Bu da onu iyi bir savunmacı yapıyor ve hızlı hücumlarda korku yaratmasının yanı sıra, savunmada adam değişme ve ters açıdan blok koyma gibi şeyleri de yapabiliyor.
- Florida State'teki tek yılında 2 blok ve 2 top çalma ortalamalarına sahipti.
- İnce yapısına rağmen, Draft Express'te Isaac ribaund yüzdesi sıralamalarında 5. idi. Çoklu yetenekleri kendisinin savunma ribaundı alması sonrası sahanın öbür tarafında asist yapabilmesini sağlıyor.
- Bir pivota göre iyi top hakimiyetine sahip olan Isaac, ikili oyunlarla, bir anda kaldırıp attığı şutlarla ve paslı oyunuyla o aşamada işlevi iyi olacak kadar topa aslında hakim değil. Kendisi asist/top kaybı oranında 29. sırada yer alıyordu. Bu da, pozisyonları zorlamadığı anlamına ve iyi bir basketbol IQ'su olduğu anlamına geliyor. Kendisi istekli bir pasör.
- Astımı olduğu söyleniyor. Vücudu kalıplı değil ve savunduğu oyuncular kendisine vücut koyduğu takdirde yanından geçebiliyor. Şutu ise istikrarsız.
DE'AARON FOX:
- Kentucky çıkışlı olan 19 yaşındaki oyun kurucu De'Aaron Fox, 1.93 boyunda ve geçen sezon %24.6 üçlük yüzdesiyle 16.7 sayı, 4.6 asist, 1.6 top çalma istatistikleriyle oynadı.
- Fox'un en büyük özelliği pasları ve potaya penetreleri. NCAA'de tüm rakiplerine karşı çok hızlı kaldığı için durdurulması çok güçlüydü. Hızlı hücumları iyi yönetiyor ve bir nevi yeni nesil John Wall gibi. Tıpkı John Wall'da olduğu gibi şutu iyi değil ama Fox'un şutları biraz Shaun Livingston gibi, sadece daha hızlısı.
- NCAA'de en iyi pasör oyun kurucu olarak gösterenlerin sayısı az değildi. Hızı, yetenekleri ve çalışkanlığı nedeniyle şutlarını geliştireceği de düşünülüyor. Çoğuna göre bu draftın en yetenekli oyuncusu durumunda. Harika ve zeki bir pasör. Bencil değil. Ünlü koç John Calipari, 19 yaşındaki bu gence tüm hücumun sorumluluğunu güvenerek vermişti.
- Fox'un ayakları çok hızlı ve savunmada kesinlikle geçilmeyecek türden bir oyuncu. Zeki olması nedeniyle ön alanda topa baskıyı artıracak türden biri. Atletizmi nedeniyle de rakip oyun kurucular açısından kabus eşleşme haline gelebilir. Birkaç sezon sonra NBA'in en iyi savunmacı gardları arasına girmesi sürpriz olmaz...
- De'Aaron Fox'un şutu çok büyük bir problem. Her şeyi iyi olan bir oyuncu fakat modern oyunda şutu olmayan bir oyun kurucuyu sahada barındırabilmek çok güç. Fakat, çok çalışkan bir oyuncu olması, şut mekaniğinde bir sıkıntı olmaması nedeniyle bunu 1-2 sezon içerisinde elit seviyeye çıkarabileceği düşünülüyor.
JOSH JACKSON:
- Kansas çıkışlı 20 yaşındaki kısa forvet, 2.03 boyunda. Geçen sezon NCAA'de %38 üçlük ile 16.3 sayı, 7.4 ribaunt, 3 asist, 1.7 top çalma ve 1.1 blok ortalamaları yakaladı.
- Draft analist raporlarına göre; Josh Jackson, hücumda oldukça esnek bir oyuncu. Atletik bir oyuncu ve şutları da oldukça iyi. Hücumdaki silahları oldukça fazla. Lige girdikten sonra direkt olarak bir takım da süre alabilecek durumda...
- Josh Jackson, hücumda çok esnek bir oyuncu olarak gösterilse de savunmada da oldukça başarılı bir oyuncu olarak gösterilmesi. Lisede ve kolejde muhteşem bir savunma oyuncusu olarak belirtilse de, analistlere göre NBA'de asla elit bir savunmacı olamayacak. Savunmada konsantrasyonu hiç dağılmıyor ve en azından bu açıdan değerli bir oyuncu olabilir...
- Jackson ile ilgili en büyük sorunun yeterince kaslı olmaması olduğu söyleniyor. Bir nevi Lakers'ın seçtiği Brandon Ingram gibi. Hücumda hızlı olması avantaj ama NBA'in aşırı kaslı forvetleri onu savunmada saklaması zor bir oyuncu haline getirebilir.
- Jackson'ın antrenmanlardan keyif alan, salondan çıkmayan ve aşırı çalışkan bir oyuncu olduğu belirtiliyor. Eksik noktaları için sürekli çalıştığı ve kendini geliştirmeye çalıştığı ifade ediliyor.
JAYSON TATUM:
- 2.03 boyunda ve 93 kg ağırlığında olan Tatum'ın 2.11'lik bir kulaç uzunluğu var. Genel olarak bire bir oyunlarda oldukça etkili olduğu görülen Tatum'ın oyunu Carmelo Anthony, Rudy Gay ve Marcus Morris ile karşılaştırılıyor.
- Kullandığı aldatıcı adımlar, iki kere topu yere vurup kendisine pozisyon yaratabilmesiyle bu konuda iyi olan Tatum, üçlük çizgisi gerisinden %34 ile şut atıyor ve catch-and-shoot denemelerinin de %41'ini sokuyor.
- Tatum'ın orta mesafe ağırlıklı oyunu, kendisini Duke'un en çok şut kullanan oyuncusundan biraz daha az efektif bir oyuncu yaptı. Kennard %63 ile şut atarken (gerçek şut yüzdesi) Tatum %57 ile atıyor.
- Pota altında kendisinden daha az atletik olan Kennard'la neredeyse aynı yüzdede basket atan Tatum, iki sayılık şutlarında çember yakınından şutlarının %33'ünü denemesine rağmen (Kennard'ın %18) %10 daha az isabet buldu.
- Fiziksellik ve odaklanma sorunu biraz sıralamasını etkiliyor. Çoğu zaman, savunduğu oyuncu kendisinden büyükse sırtı dönükken yanından geçip gidebiliyor.
LONZO BALL:
- Babası LaVar Ball ve Tina Ball, geçmişte kolej basketbolu oynamıştı ve oğullarının bu spora erken başlamasını istedi. LaVar, kendisini ve iki küçük kardeşi LiAngelo ve LaMelo'ya Lonzo liseye başlayana kadar koçluk yaptı.
- Chino Hills Lisesi'nde oynadığı sezonda, okuldaki sol yılında 35-0 giderek sonrasında California eyaleti şampiyonluğunu aldı. Husky'ler ülkenin en iyi lise takımlarından biri oldu ve neredeyse her ödüle layık görüldükten sonra, Lonzo beş yıldızlı bir NBA adayına dönüştü.
- 2015'te UCLA'de oynama talebi sonrası takımdaki ilk yılında yıldızlaşan Ball, ülkenin asist rakamı en yüksek NCAA oyuncusu oldu ve ayrıca sezonluk asist rekorları kırdı. Takımıyla Sweet 16 sıralamasına kadar yükseldi.
- Güçlü point guard, UCLA NCAA turnuvasından elendiğinde NBA draftına girme niyetini duyurmuştu. Washington'daki ilk yıl öğrencisi Markelle Fultz, en çok aranan üniversite öğrencilerinden biri olarak gösteriliyor. 2015-2016 sezonunda Washington ve UCLA bir araya geldiğinde, iki düzineden fazla NBA yöneticisi eylemde bulunan oyuncuları izlemek için hazır bulunuyordu. Los Angeles Lakers draftta iki numaralı seçime sahip ve Celtics de büyük olasılıkla Markelle'i almak için sahip oldukları birinci sırayı kullanacak gibi.
- Dikkat çekici kişiliğe sahip babası, Nike, Under Armour ve diğer şirketlerden üç oğlu için 1 milyar dolarlık ayakkabı anlaşması yapmak istedi ve geri çevrildi. Kendi Big Baller Brand'ini kuran LaVar, Lonzo'nun özel ayakkabı modeli olan ZO2'yi 495 dolardan ön siparişe açtı. Basketbolseverler ve hatta profesyoneller, tek bir NBA oyununda bile oynamayan birisi için bu kadar yüksek fiyat biçilmesini ağır bir şekilde eleştirmişti.
MARKELLE FULTZ:
- DeMatha Lisesinde basketbol oynayan Fultz, üçüncü yılına kadar scout sitelerinin çoğunda yer almamıştı bile. O yaz döneminde patlama yaşayan Fultz, Washington'a geçtikten sonra sıralamalarda hızlıca yükselmişti.
- Fultz hakkında kalan birkaç meşru soru işareti var, ancak üniversite ekibinin performansı bunlardan biri değil. Washington, playofflara kalamadı, ancak Fultz elinden gelen her şeyi yaptı. Maç başına 23,2 sayı ortalaması, 2'lik bölgede 50,2, üçlük bölgesinde %41,7 ile şut soktu.
- İdeal point guard nasıl olmalı gibi bir soru sorulursa, cevabı Fultz olur. Uzun, atletik, potaya gidebilen, smaç vurabilen ve estetik bir şekilde top süren bir oyuncu. Uzak mesafeden oldukça etkili bir şutör olan ve harika da bir pasör olan Fultz, 'snake dribble' adı verilen ikili oyun sonrası çıkan boşlukta orta mesafeden atılan şutu da çok güzel atıyor.
- Genelde Fultz ile gelen eleştirilerden en çoğu efor ve odaklanmasıyla ilgili. Savunması sorgulanan bir oyuncu. Topsuz alanda ve arkasından potaya kat edilen oyuncuları tutması konusunda sıkıntılar yaşayan bir oyuncu, ve bazen oldukça fazla top kaybı yapabiliyor.
- Fultz, henüz savunma alanında fundamental ve mentalite bakımından istikrarlı olamayan bir oyuncu ve yoğunluk açısından oyunun bu tarafında inanılmaz derecede düşük olabiliyor. Odağını kolay bozabilen, stance'de durmayan, zayıf teknikli ve savunmaya dönerken oldukça tembel bir duruş sergileyebiliyor.
FRANK NTILIKINA:
- 1998 doğumlular arasında, bu NBA Draftında Frank Ntilikina kadar Avrupa'da uzun vakit geçiren yok. Geçtiğimiz Eylül ayında sezona başlayan Ntilikina, FIBA Basketbol Şampiyonlar Liginde 14 maç oynadı, FIBA 18 Yaş Altı Avrupa Basketbol Şampiyonasında oynadı (Aralık ayına ertelenen) ve Fransız Ligi playofflarında da forma giydi.
- Maç başına 5.8 sayı, 2.2 ribaund ve 1.7 asist ortalamayı 19 dakika civarı sürede yakalayan Ntilikina'nın takımında veteran guardlar bulunuyor ve yetenek havuzu bu takımın içinde kendisine bulduğu şansı iyi değerlendiriyor. Takımının rotasyonunda önemli bir parçada yer alan Frank, toplu ve topsuz alanda hücumun pek odak noktası değil.
- Ntilikina'nın en dikkat çeken özelliklerinden biri de, fiziksel durumu. 1.98 boya 2.13 kulaç uzunluğuna sahip olan Belçika doğumlu point guard, akıcı atletizmiyle de iki guard pozisyonunda da oynayabiliyor. Çok patlayıcı olmasa da, birçok pozisyonu savunabiliyor olması, kendisine değerli bir çok yönlülük kazandırıyor.
- Hücumun odak noktası olmadığını söyledik, fakat kendisi bunu bozmaya dair girişimler de yapıyor. Ntilikina'nın şut sokma oranı giderek yükseliyor. Bu da, 18 yaşındaki oyuncunun kendi şutunu yaratma sorunu açığını kapatması için önemli. Onun dışında da, oyunla ilgili iyi bir hissiyata sahip olan oyuncu, ikili oyunlarda etkili ve cüssesini pasörlüğünde iyi kullanarak, hız değişimleriyle ve savunmanın kendisine nasıl oynarsa o şekilde üzerine gidişiyle, potaya da yönelebiliyor.
- Savunma tarafında ise, drafttaki bire bir savunmacılar arasında, Ntilikina belki de en pişmiş isim denilebilir. Kendisi profesyonel seviyede bir süredir önemli bir rol oynadığı için, bu alanda sıkıntı çekmiyor. Tam saha boyunca tecrübeli guardları sıklıkla savunmasıyla, Ntilikina zeki, sıkı, pozisyonunu alan, penetre eden oyuncuları ön sezileriyle durdurabilen bir savunmacı.
LAURI MARKKANEN:
- Markkanen'in babası Pekka, Kansas Üniversitesi'nde kolej basketbolu oynamıştı. Annesi Riikka da profesyonel basketbol oynadı. Babası profesyonellere geçemediği için, tüm gözler Lauri'nin NBA kariyeri üzerinde olacak.
- Markkanen, son yıllarda drafttan gelen en iyi şut atan uzunlardan biri. Kendisinin oyunu, takım yöneticileri tarafından Kristaps Porzingis'inkine benzetiliyor.
- Markkanen, boyuna göre olan yetenekleriyle dikkat çekiyor. Kendisi Finlandiya'dan ve oyununun gelişiminin sebeplerinden biri de Avrupa oyununa sahip olması. Markkanen çocukluktan beri çoğunlukla guard oynamış olduğu için, top hakimiyeti gayet iyi. Arizona Üniversitesi'ne gelmeden önce, FIBA kuralları altında Finlandiya Milli takımında forma giymişti. Kolej basketbolunun farklı kurallarını öğrenme süreci bir uyum süreci olurken, FIBA kuralları sonrası, şut saatinin benzerliğinden ötürü NBA ortamına alışması bir nebze daha kolaylaşabilir.
- Markkanen NBA'e geçtiğinde, bu kendisinin ilk profesyonel deneyimi olmayacak. Lise basketbolu oynamak yerine, zamanında kendisi Finlandiya'nın Pro B liginde oynamıştı. FIBA U20 2016 Avrupa Şampiyonasında turnuvanın en iyi oyuncuları arasında seçilen Markkanen, Avrupa tecrübesiyle, Arizona'da geçirdiği zamanda içinde ABD'de bulunmasıyla birlikte Amerikan kültürünü de edinişiyle, (Amerikan basketol oyunu tarzını da) tüm bunları oyununda bulunduruyor olacak.
- Markkanen'ın oyunu, Efsane isim Dirk Nowitzki ile kıyaslanıyordu. İki oyuncu da Avrupa'dan ve iyi şut atabiliyor, fakat bu tamamen uyan bir karşılaştırma değil. Bunu Lauri de böyle düşünüyor ve açıklaması da şu şekilde: "Bazı insanlar söylüyor, ama o kadar benzer olduğumuzu düşünmüyorum. Bazı benzer noktalar var tabii ki, ikimizin de şut atması gibi. O da 2.13 boyundaydı. Ama kendisinden önce hiçbir oyuncudan sonra oyununu şekillendirmedi. Ben farklı oyunculardan ufak hareketler almaya çalışıyorum, ama çocukken en çok Kobe Bryant ve Dwyane Wade'i severdim. Tabii ki onlar benim pozisyonumdan oyuncular değiller, ama çocukken çoğu zaman 2 veya 3 oynardım."
DENNIS SMITH:
- Çapraz bağlarını koparması üzerinden 18 ay geçen Dennis Smith, N.C. State'in en dikkat çeken isimlerinden biri oldu. Smith, vaktiyle şaşırtıcı derecede bazı parlak olmayan gösterileri ve koçunun kovulmasına neden oluşu, Wolfpack taraftarlarını pek üzmüştü.
- Buna rağmen ACC Yılın Çaylağı seçildi ve Konferans beşlerinde ikinci takımda yer alıyordu. 20.1 sayı, 5.1 ribaund, 6.8 asist ve 2.2 top çalma rakamları, harikaydı. Güçlü kalıbı ile patlayıcılığı ve sıçrama yeteneği birleşince, bir sürü 'en iyi hareket' listesinde yer aldı ve NBA seviyesine vücut olarak kendini hazır etmeyi başardı.
- Çembere sağ ve soldan gidebilen, sıçrama yeteneği sayesinde smaç vurarak pozisyon veya atletizmiyle akrobatik turnikeler bırakabilen Smith, harika bir ilk adıma ve iyi ayak oyunlarına sahip. Temastan asla kaçınmıyor. İkilik bölgesinden %50 ile şut atan (biraz az) fakat bunu faul alabilme ve serbest atışlarında etkili oluşuyla örtebiliyor.
- Yarı sahadaki ilk adımıyla gösterdiği hız ile gelecek vadeden Dennis Smith, güzel top hakimiyeti hareketleriyle sadece kendisi için değil, takım arkadaşları için de pozisyon yaratabilen bir isim. Etrafında genelde şut atamayan oyuncular bulunduğu için kendi şut kullanan ve bunun dışında 6.8 asist ortalaması ile oynayan Smith, bu rakamında da en iyi 100 oyuncu içinde 4. sırada. Sahayı iyi gören Smith, iki eliyle de ikili oyunlar sonrası rahatça pasını gönderebiliyor.
- Bunların dışında zayıf yönleri ise, karar vericiliği ve mentalitesi üzerinde biraz daha çalışması gerektiği. Saha içindeki liderliğinde pek konuşkan bir isim değil. Özellikle takım arkadaşlarıyla oluşturduğu kimya ve gösterdiği vücut dili, pek olumlu değildi. Smith, hala skorerliğini ve pas yeteneğini nasıl bir arada kullanabileceğini keşfetmeye çalışıyor. Zaman zaman topu elinde fazlaca tutarak zor şutlar da deneyebiliyor. Her zaman çok pas vermeye yönelik oynamayabiliyor ve driplingini çok gereksiz yerlerde keserek top kaybı da yapabiliyor.
MALIK MONK:
- Sezonun en etkili skorerlerinden biri olan Malik Monk, harika bir skorer. Ülkenin en etkili 12. hücumuna sahip takımı Kentucky Wildcats'in kritik oyuncularından Monk, takımının Elite Eight seviyesine çıkmasında da maç başına 19.8 sayı ile katkı verdi.
- Öncelikle en dikkat çeken noktası atletik özellikleri olan Monk, 1.93 boyunda ve kulaç uzunluğu da boyuyla aynı. Potada oldukça sert bitirmeler yapabilen ve 42 inch (1.06m) sıçrayabilen Monk, hızlı ilk adımı ve çabukluğuyla birlikte, dripling sonrası şutunu yaratmada da oldukça etkili. Biraz boy ve uzunluktan kaybetse de, başka yönleriyle bunu kapatıyor.
- Patlayıcılığı dışında, Monk'un şutör olarak etkisi, kendisini draftın en iyi oyuncularından biri yapıyor. Üçlük çizgisi dışından da ısınabilme özelliği olan Monk, hızlı hücumlarda atletizmini de oldukça iyi kullanıyor.
- Maç başına denediği 8.1 üçlük denemesinin %40'ında isabet bulan Monk, draft sınıfının en etkili şutörlerinden biri. Şutlarının %80'i de çemberin uzağından geliyor.
- Bazı durumlarda savunmacılarının yanından geçip gidebilse de, kendisinin işleyebildiği noktaları elinden alan savunmacılara karşı bazen sorun yaşadığını görüyoruz. Savunmada da, yanal stance hareketinde çevik olsa da, cüssesi ve gücünü oyunun bu tarafında daha da iyi kullanmalı.
JONATHAN ISAAC:
- 2.11 boyunda ve 95 kg ağırlığında olan Jonathan Isaac, lise yıllarında yaşadığı fiziksel gelişmenin sonucu olarak bu şekle girdi. Bir pivot vücudunda forvet olan Isaac, 2.15 kulaç uzunluğuna sahip ve ayakları da çok hızlı. Bu da onu iyi bir savunmacı yapıyor ve hızlı hücumlarda korku yaratmasının yanı sıra, savunmada adam değişme ve ters açıdan blok koyma gibi şeyleri de yapabiliyor.
- Florida State'teki tek yılında 2 blok ve 2 top çalma ortalamalarına sahipti.
- İnce yapısına rağmen, Draft Express'te Isaac ribaund yüzdesi sıralamalarında 5. idi. Çoklu yetenekleri kendisinin savunma ribaundı alması sonrası sahanın öbür tarafında asist yapabilmesini sağlıyor.
- Bir pivota göre iyi top hakimiyetine sahip olan Isaac, ikili oyunlarla, bir anda kaldırıp attığı şutlarla ve paslı oyunuyla o aşamada işlevi iyi olacak kadar topa aslında hakim değil. Kendisi asist/top kaybı oranında 29. sırada yer alıyordu. Bu da, pozisyonları zorlamadığı anlamına ve iyi bir basketbol IQ'su olduğu anlamına geliyor. Kendisi istekli bir pasör.
- Astımı olduğu söyleniyor. Vücudu kalıplı değil ve savunduğu oyuncular kendisine vücut koyduğu takdirde yanından geçebiliyor. Şutu ise istikrarsız.
DE'AARON FOX:
- Kentucky çıkışlı olan 19 yaşındaki oyun kurucu De'Aaron Fox, 1.93 boyunda ve geçen sezon %24.6 üçlük yüzdesiyle 16.7 sayı, 4.6 asist, 1.6 top çalma istatistikleriyle oynadı.
- Fox'un en büyük özelliği pasları ve potaya penetreleri. NCAA'de tüm rakiplerine karşı çok hızlı kaldığı için durdurulması çok güçlüydü. Hızlı hücumları iyi yönetiyor ve bir nevi yeni nesil John Wall gibi. Tıpkı John Wall'da olduğu gibi şutu iyi değil ama Fox'un şutları biraz Shaun Livingston gibi, sadece daha hızlısı.
- NCAA'de en iyi pasör oyun kurucu olarak gösterenlerin sayısı az değildi. Hızı, yetenekleri ve çalışkanlığı nedeniyle şutlarını geliştireceği de düşünülüyor. Çoğuna göre bu draftın en yetenekli oyuncusu durumunda. Harika ve zeki bir pasör. Bencil değil. Ünlü koç John Calipari, 19 yaşındaki bu gence tüm hücumun sorumluluğunu güvenerek vermişti.
- Fox'un ayakları çok hızlı ve savunmada kesinlikle geçilmeyecek türden bir oyuncu. Zeki olması nedeniyle ön alanda topa baskıyı artıracak türden biri. Atletizmi nedeniyle de rakip oyun kurucular açısından kabus eşleşme haline gelebilir. Birkaç sezon sonra NBA'in en iyi savunmacı gardları arasına girmesi sürpriz olmaz...
- De'Aaron Fox'un şutu çok büyük bir problem. Her şeyi iyi olan bir oyuncu fakat modern oyunda şutu olmayan bir oyun kurucuyu sahada barındırabilmek çok güç. Fakat, çok çalışkan bir oyuncu olması, şut mekaniğinde bir sıkıntı olmaması nedeniyle bunu 1-2 sezon içerisinde elit seviyeye çıkarabileceği düşünülüyor.
JOSH JACKSON:
- Kansas çıkışlı 20 yaşındaki kısa forvet, 2.03 boyunda. Geçen sezon NCAA'de %38 üçlük ile 16.3 sayı, 7.4 ribaunt, 3 asist, 1.7 top çalma ve 1.1 blok ortalamaları yakaladı.
- Draft analist raporlarına göre; Josh Jackson, hücumda oldukça esnek bir oyuncu. Atletik bir oyuncu ve şutları da oldukça iyi. Hücumdaki silahları oldukça fazla. Lige girdikten sonra direkt olarak bir takım da süre alabilecek durumda...
- Josh Jackson, hücumda çok esnek bir oyuncu olarak gösterilse de savunmada da oldukça başarılı bir oyuncu olarak gösterilmesi. Lisede ve kolejde muhteşem bir savunma oyuncusu olarak belirtilse de, analistlere göre NBA'de asla elit bir savunmacı olamayacak. Savunmada konsantrasyonu hiç dağılmıyor ve en azından bu açıdan değerli bir oyuncu olabilir...
- Jackson ile ilgili en büyük sorunun yeterince kaslı olmaması olduğu söyleniyor. Bir nevi Lakers'ın seçtiği Brandon Ingram gibi. Hücumda hızlı olması avantaj ama NBA'in aşırı kaslı forvetleri onu savunmada saklaması zor bir oyuncu haline getirebilir.
- Jackson'ın antrenmanlardan keyif alan, salondan çıkmayan ve aşırı çalışkan bir oyuncu olduğu belirtiliyor. Eksik noktaları için sürekli çalıştığı ve kendini geliştirmeye çalıştığı ifade ediliyor.
JAYSON TATUM:
- 2.03 boyunda ve 93 kg ağırlığında olan Tatum'ın 2.11'lik bir kulaç uzunluğu var. Genel olarak bire bir oyunlarda oldukça etkili olduğu görülen Tatum'ın oyunu Carmelo Anthony, Rudy Gay ve Marcus Morris ile karşılaştırılıyor.
- Kullandığı aldatıcı adımlar, iki kere topu yere vurup kendisine pozisyon yaratabilmesiyle bu konuda iyi olan Tatum, üçlük çizgisi gerisinden %34 ile şut atıyor ve catch-and-shoot denemelerinin de %41'ini sokuyor.
- Tatum'ın orta mesafe ağırlıklı oyunu, kendisini Duke'un en çok şut kullanan oyuncusundan biraz daha az efektif bir oyuncu yaptı. Kennard %63 ile şut atarken (gerçek şut yüzdesi) Tatum %57 ile atıyor.
- Pota altında kendisinden daha az atletik olan Kennard'la neredeyse aynı yüzdede basket atan Tatum, iki sayılık şutlarında çember yakınından şutlarının %33'ünü denemesine rağmen (Kennard'ın %18) %10 daha az isabet buldu.
- Fiziksellik ve odaklanma sorunu biraz sıralamasını etkiliyor. Çoğu zaman, savunduğu oyuncu kendisinden büyükse sırtı dönükken yanından geçip gidebiliyor.
LONZO BALL:
- Babası LaVar Ball ve Tina Ball, geçmişte kolej basketbolu oynamıştı ve oğullarının bu spora erken başlamasını istedi. LaVar, kendisini ve iki küçük kardeşi LiAngelo ve LaMelo'ya Lonzo liseye başlayana kadar koçluk yaptı.
- Chino Hills Lisesi'nde oynadığı sezonda, okuldaki sol yılında 35-0 giderek sonrasında California eyaleti şampiyonluğunu aldı. Husky'ler ülkenin en iyi lise takımlarından biri oldu ve neredeyse her ödüle layık görüldükten sonra, Lonzo beş yıldızlı bir NBA adayına dönüştü.
- 2015'te UCLA'de oynama talebi sonrası takımdaki ilk yılında yıldızlaşan Ball, ülkenin asist rakamı en yüksek NCAA oyuncusu oldu ve ayrıca sezonluk asist rekorları kırdı. Takımıyla Sweet 16 sıralamasına kadar yükseldi.
- Güçlü point guard, UCLA NCAA turnuvasından elendiğinde NBA draftına girme niyetini duyurmuştu. Washington'daki ilk yıl öğrencisi Markelle Fultz, en çok aranan üniversite öğrencilerinden biri olarak gösteriliyor. 2015-2016 sezonunda Washington ve UCLA bir araya geldiğinde, iki düzineden fazla NBA yöneticisi eylemde bulunan oyuncuları izlemek için hazır bulunuyordu. Los Angeles Lakers draftta iki numaralı seçime sahip ve Celtics de büyük olasılıkla Markelle'i almak için sahip oldukları birinci sırayı kullanacak gibi.
- Dikkat çekici kişiliğe sahip babası, Nike, Under Armour ve diğer şirketlerden üç oğlu için 1 milyar dolarlık ayakkabı anlaşması yapmak istedi ve geri çevrildi. Kendi Big Baller Brand'ini kuran LaVar, Lonzo'nun özel ayakkabı modeli olan ZO2'yi 495 dolardan ön siparişe açtı. Basketbolseverler ve hatta profesyoneller, tek bir NBA oyununda bile oynamayan birisi için bu kadar yüksek fiyat biçilmesini ağır bir şekilde eleştirmişti.
MARKELLE FULTZ:
- DeMatha Lisesinde basketbol oynayan Fultz, üçüncü yılına kadar scout sitelerinin çoğunda yer almamıştı bile. O yaz döneminde patlama yaşayan Fultz, Washington'a geçtikten sonra sıralamalarda hızlıca yükselmişti.
- Fultz hakkında kalan birkaç meşru soru işareti var, ancak üniversite ekibinin performansı bunlardan biri değil. Washington, playofflara kalamadı, ancak Fultz elinden gelen her şeyi yaptı. Maç başına 23,2 sayı ortalaması, 2'lik bölgede 50,2, üçlük bölgesinde %41,7 ile şut soktu.
- İdeal point guard nasıl olmalı gibi bir soru sorulursa, cevabı Fultz olur. Uzun, atletik, potaya gidebilen, smaç vurabilen ve estetik bir şekilde top süren bir oyuncu. Uzak mesafeden oldukça etkili bir şutör olan ve harika da bir pasör olan Fultz, 'snake dribble' adı verilen ikili oyun sonrası çıkan boşlukta orta mesafeden atılan şutu da çok güzel atıyor.
- Genelde Fultz ile gelen eleştirilerden en çoğu efor ve odaklanmasıyla ilgili. Savunması sorgulanan bir oyuncu. Topsuz alanda ve arkasından potaya kat edilen oyuncuları tutması konusunda sıkıntılar yaşayan bir oyuncu, ve bazen oldukça fazla top kaybı yapabiliyor.
- Fultz, henüz savunma alanında fundamental ve mentalite bakımından istikrarlı olamayan bir oyuncu ve yoğunluk açısından oyunun bu tarafında inanılmaz derecede düşük olabiliyor. Odağını kolay bozabilen, stance'de durmayan, zayıf teknikli ve savunmaya dönerken oldukça tembel bir duruş sergileyebiliyor.
GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
