Aslı Kalaç: "Arina, Ana, Melissa! Çılgınlar"

Fenerbahçe Opet'in yıldız orta oyuncusu Aslı Kalaç ile CEV Şampiyonlar Ligi yarı finallerine kısa bir süre kala özel ve samimi bir söyleşi gerçekleştirdik.

Haber; Sporx.com, Fotoğraf; Fenerbahce.org
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Aslı Kalaç: 'Arina, Ana, Melissa! Çılgınlar'
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
01 Nisan 2023 10:54
Son güncelleme 01 Nisan 2023 11:34
Fenerbahçe Opet'in milli orta oyuncusu Aslı Kalaç, CEV Şampiyonlar Ligi yarı finalinde VakıfBank ile karşılaşacakları maçlar öncesinde Sporx'ten Hakan Celep ve 4Bir4Bir'den Hakan Eyüpoğlu'na açıklamalarda bulundu.

Aslı Kalaç, son yılların en başarılı takımı olan Imoco'ya karşı net bir şekilde galip gelmeleriyle ilgili "Açıkçası maçı yenebileceğimize karşı umudumuz vardı. Ama bu kadar kolay olmasını kimse beklemiyordu." dedi.

- Takım olarak çok iyi form yakaladınız. Bunu nasıl başardınız?

Takım olarak bizim önemli hedefimiz bu dönemlerde form yakalamaktı. Sezon başı maçlarını biraz daha hazırlık maçları gibi geçirmemiz lazımdı. Çünkü ne önemli dönemlerde takım pik noktasını yaşamalıydı. İstenilen amaca da ulaşıldı. Bu yüzden mutluyuz. Çok verimli sonuçlar da alıyoruz. Şu anda kulüp olarak en büyük hedefimiz, Cumhuriyet'in 100'üncü yılında bütün branşlarda kupa kazanmak. Süper Kupa'yla başladık, darısı diğer kupalar inşallah! Amacımız adım adım o kupalara da ilerlemek olacak. 


"EN BÜYÜK HEDEFİMİZ 4 KUPA!"

- 4'te 4 hedefiniz var. Bunu başarabilecek misiniz?

En büyük hedefimiz o. Neden olmasın? Çünkü baktığınız zaman son dünya şampiyonu Imoco'yu çeyrek finalde eledik. Çok net bir skorla eledik. Türkiye Kupası'nda belki finalde karşılaşmayı düşündüğümüz Eczacıbaşı'nı çeyrek finalde net bir skorla geçtik. Şimdi önümüzde VakıfBank var. VakıfBank'la da Türkiye Kupası'nda finalde karşılaşma şansımız var. Şampiyonlar Ligi'nde onlarla oynayacağız, lig böyle devam ederse Play-Off yarı finalinde VakıfBank'la oynayacağız. VakıfBank uzun bir süre karşılaşacağız gibi duruyor. VakıfBank'ı çok iyi tanıyoruz. Geçen sezon da final etapları hep VakıfBank'la oynandı. Bu sezon inşallah gülen taraf biz olacağız.

- Şimdi yarı finalde VakıfBank'la karşılaşacaksınız. Nasıl bir eşleşme bekliyorsun?

Aslında onu demek istemiştim. Geçen sezon yoktum ama maçları yakında takip etmiştim. Çünkü seyir zevki çok yüksek maçlardı. Şampiyonlar Ligi yarı finalinde altın sette kaybetmiştik. Bence biraz üzüntümüz de var. Ligdeki seride son maçı alsaydık, şampiyon olacaktık. Sonra seri beşinci maça uzadı. Bu sene gülen taraf biz olmak istiyoruz. Geçen sene ben yoktum ama dışarıdan yorum yapabilirim. Takım olarak şu an daha iyi gözüküyoruz. Bunun da meyvelerini almak istiyoruz.

"IMOCO! HALA ŞOKTAYIM"

- Imoco'yu bu kadar rahat geçebileceğinizi düşündünüz mü?

Bir kere son dünya şampiyonuyla oynadık. Ondan önce her sene Şampiyonlar Ligi'nde final oynayan bir takım Imoco. Yani şu anda dünyanın en iyi takımlarından bir tanesi. Açıkçası maçı yenebileceğimize karşı umudumuz vardı. Ama bu kadar kolay olmasını kimse beklemiyordu. Hele ki burada 3-0 kazandık. Kendi evimizdeydik, taraftarlarımız mükemmel bir atmosfer yaratmıştı. Onları yardımı bizim için çok önemliydi. Fakat en azından oradaki maçta bu kadar kolay şekilde ilk iki sette bitirebileceğimizi düşünmüyorduk. Hatta kendi aramızda konuştuğumuzda da 'Burada daha farklı olabilir her şey! Biz konsantrasyonumuzu bozmayalım. Biz panik yapmayalım, onlar panik yapması gereken takım' diye konuşuyorduk. Ben hâlâ şoktayım. Gerçekten inanılmazdı. Gerçekten voleybolu unuttular bir anda! Öyle bir kıvama geldiler. Çok mutluyum, çok gururluyum. Bunun devamını gelmesini umuyorum. 


- Fenerbahçe'nin diğer takımlara göre artıları neler? Hangi yönünüze daha çok güveniyorsunuz?

Bizim en büyük artımız hatta Imoco maçı sonrası Santarelli de söylemiş. Şu an üç tane köşeden erkek gücüne sahip, çok yüksek olan iki smaçörümüz ve bir pasör çaprazımız var. Resmen havaya topu atıyoruz, öldürüyorlar. En büyük artımız bu. Üç tane çok iyi atak yapan oyuncumuz var. Ve çok iyi servis atan bir takımız. İyi servis attığımız zaman çok rahat blok defans kurabiliyoruz. Çok iyi servis atan oyuncularımız da var. Çok iyi servis atınca iyi blok defans kuruyoruz. Sonrasında çok çıkıyor ve çıkan topu öldüren bolca adamlarımız var zaten. Bunun dışında takımın atmosferi de çok iyi! Yani herkes birbiriyle çok iyi anlaşıyor. Herkes birbirine yardım etmek için uğraşıyor.

- Bu biraz orta oyuncuların top alma şansını düşürüyor diyebilir miyiz?

Tabii ki öyle ama yapacak bir şey yok. Sonuçta benim de başka görevlerim var. Benim en büyük önceliğim blok yapmak. Yapamadığımda da pozitif bir şekilde top sektirmek. Ben top alamadığım zamanlarda buna daha çok konsantre olmak zorundayım. Çünkü takıma o şekilde fayda sağlayayım. Keza servis atmak da bizim için çok önemli. Ben genelde pozisyon gereği Arina ve Vargas'ın ortasında geliyorum. İki tane riskli servis atan adamlar var. Benim arada attığım servisin hem kaliteli olması lazım. Diğerlerine nazaran daha az hata yapmam lazım ki, onlar o riski almaya devam edebilsinler. Benim de bunlara öncelik vermem gerekiyor.

"ARINA, MELISSA, ANA! ÇILGINLAR"

- Büyük bir hücum gücünüz var. Arina, Vargas ve Cristina hakkında söylersin?

Antrenman kalitemiz çok yükseliyor. Antrenmanda blok yaptığım kişiler Vargas ve Arina oluyor. Onlardan sonra maçlara çıktıktan sonra daha rahat blok yapabiliyorum. Çünkü antrenmanda üst seviye atak yapan isimler oluyor. Onlara karşı çalışmak çok daha farklı oluyor. Kişilik olarak zaten üçünün de yaşı çok daha genç. Hâlâ da çocuk ruhlular. İnanılmazlar. Vargas zaten benim gibi çılgın. Ana ve Arina da çok iyiler. Bence çok daha iyi olacaklar. Böyle devam ederlerse, gelecek yıldızları diyebilirim.

- Aslı sezon içerisinde ciddi bir sakatlık yaşadın ama geri dönüşün çok iyi oldu. O süreçte neler yaptın?

İyi bir sezon başlangıcı yapmıştım. Şampiyonlar Ligi'ndeki Stuttgart maçında ayak tarak kemiğimde kopmalı kırık oluştu. Ben aslında maçta onu anlamadım. Ayak bileğimi burktum sandım ve bir sonraki sete başladım. Fakat sonra fark ettim ki; bunun ayak bileğimle alakası yok. Tamamen başka bir şey ve beni yürütmemeye başladım. Daha sonra devam edemeyeceğimi söyledim. Zaten o an duruma baktıklarında daha farklı bir şey çıkacağını söylediler. Bunu bekliyorduk. Maalesef de beklenen sonuç çıktı. Çok üzüldüm. Bu benim Fenerbahçe'deki ilk sezonum. Ve bir Fenerbahçeli ailede büyüdüm. Çok iyi başlamıştım. Süper Kupa'yla başladım. Şu an hedefler büyük. Diğer kupaların da peşindeyiz. Aileme bu gururu yaşatıyorken, bu sakatlığı yaşamak beni çok üzdü. Sekiz haftalık bir süreç verdi. Ama buradan kondisyonerimiz Marco ve fizyoterapistlerimiz Umut ve Tome'nin katkıları çok büyük. Tabii ki de kendi azmim sayesinde beş buçuk hafta sonra ilk antrenmanıma çıktım. Onlar olmasaydı bu kadar çabuk dönebilir miydim bilmiyorum. Tabii ki benim hırsım ve daha çabuk sahalara dönebilmek isteğim vardı. Bu kadar hedef varken, saha kenarından değil de saha içinde olmak istediğim. O azimle geri döndüm. Ufak tefek ağrılar oluyor ama şu anda iyi durumdayım. 

"MACRIS, DÜNYANIN EN İYİLERİNDEN"

- Macris ve Buse'yle olan uyumun nasıl?

Macris dünyanın en iyi pasörlerinden bir tanesi. Zaten Macris'e bir şey söylemenize gerek kalmıyor. Bir tane alçak pas attığında gidip, 'Biraz daha yükseltir misin?' dememe gerek kalmıyor. Zaten dönüp, 'Bu alçak sana. Bir dahakine şöyle yapacağım' diyor. Ya da bir topa hatalı girdiğimde o düzeltiyor. Tecrübeli ve deneyimli bir pasör olduğu için kesinlikle uyumu otomatikman yakalıyorsunuz. Hatta benim en beğendiğim anlardan bir tanesiydi. Bolu maçında manşetle kurşun pas atmıştı. Bu tarz şeyleri de yapabiliyor. Antrenmanda geriye dönüp pas atmaya çalışıyor. Buse'yle Milli Takım'da da beraberdik. Her zaman uyumumuz vardı. Zaten dışarıda da çok görüştüğümüz birisi. Saha içerisinde sadece bir göz hareketimize bakıyor. Neyi yanlış neyi doğru yaptığımızı anlayabiliyoruz.

- Aslı, Milli Takım'da yeni bir döneme giriliyor. Aslı'nın Milli Takım hedefi nedir?

Milli Takım'da yeni bir dönem başlıyor. Heyecanlıyız. Santarelli'nin gerek milli takım gerekse Imoco'da yaşattığı başarıları hepimiz görüyoruz. Çok genç, dinamik bir antrenör. Bizim takımımız da çok genç ve dinamik bir takım! Aramızda birkaç tane ablamız var. Onlar da tecrübelerini ortaya koyuyorlar. Hem takım hem de Santarelli'nin genç ve dinamikliğiyle çok iyi bir uyum yakalayacağımızı düşünüyorum. Ben tabii ki de heyecanlıyım. Bu sene de kadroya girersem elimden geleni yapmaya çalışacağım. Çok önemli turnuvalar var. Hepsinde olmayı dört gözle bekliyorum.

"FORMULA 1'DE ALONSO'YU DESTEKLİYORUM"

- Gizem Örge'ye Formula 1'i sevdirebildin mi?

Bu sene Grand Prix'i yeni başladı. İşte ayak üstü, 'Başladı mı? Sen bana bir anlat da arayı yakalayayım' diye soruyor. Ama Gizem benim gibi sporu bir türlü sevemedi. Ama işte Hamilton, Leclerc'ı görmeyi, sponsorları falan beğendi. 'Ne güzel hayat' diyor. Ben çok yakından takip ediyorum.

- Favorini soralım o zaman?

Ben hiçbir zaman Red Bull'cu değilim. Ama bu sene Aston Martin'de Alonso çok iyi başladı. Şu an Alonso'yu destekliyorum. Geçen sene tabii ki de Ferrari'yi tutuyordum. Leclerc'i tutuyordum. Red Bull'u hiçbir zaman tutamayacağım. Gerçek üreticileri destekliyorum. Aston Martin sonuna kadar devam edebilir mi bilemiyorum ama Alonso ne kadar giderse o kadar destekleyeceğim. O yaşta bu performansı gösterebiliyor müthiş bir şey!

Tümü
 Reklam