Ali Kemal Denizci: "Pele bana kendime inanmamı söyledi"

Fırtına Kemal lakaplı efsane futbolcu Ali Kemal Denizci, futbolculuk dönemini ve Pele ile olan konuşmasını anlattı.

Haber; Akşam
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Ali Kemal Denizci: 'Pele bana kendime inanmamı söyledi'
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
05 Mayıs 2020 12:00
Trabzonspor efsanesinin doğuşunda teri olan isimlerin başında geliyor Ali Kemal Denizci. Efsane futbolcu o dönemleri Akşam'a anlattı.

Karadeniz esintisinin yavaş yavaş 'Fırtına'ya dönüştüğü yıllarla sohbete başlandı. Denizci o dönem İstanbul'un 3 büyüklerine kafa tutmayı Kıbrıs'ta öğrendiklerini ve buradaki başarının verdiği cesaretle şampiyonluk yürüyüşüne çıktıklarını belirtiyor.

O hikayeyi kendisinden dinleyelim: "1974'te Kıbrıs'ta Barış Kupası düzenlendi. Galatasaray, Beşiktaş ve Kıbrıs Karması ile katıldık. İyi de oynayıp kupayı kazandık. 1. Futbol Ligi'ne yükseldikten sonraki ilk kupamızı alınca kendimize, 'Biz Galatasaray ve Beşiktaş'ı yenerek kupayı aldık, ligde niye almayalım' dedik. Bir dönüm noktasıdır Kıbrıs Barış Kupası Trabzonspor için. Kıvılcım oradan çıktı, kendimize güvenimiz geldi. Anadolu'dan bu işi başaracağımıza inandık ve gerçekten de şampiyonluklar gelmeye başladı."

HOCALARIM BANA KIZARDI AMA…

"Özkan Sümer daha disiplinliydi, hatta o dönemlerdeki en disiplinli isimdi Özkan Hoca. Ahmet Suat Özyazıcı ise belki üst düzey bir eğitim almadı ama çok zekiydi. Halden anlardı. O zamanlar herkes liberolu oynarken Ahmet Suat Özyazıcı iki stoperle oynattı bizi, bekleri hücuma çıkardı. İki hocam da bana kızardı, biraz haylazdım ama sahada elimden gelen her şeyi yaptığım için ses çıkarmazlardı. Çok zor şartlarda çalışıp şampiyonluklar kazandık. Antrenman sahamız düzgün değildi, sokaklarda koşardık, çamur içinde taktik çalışırdık. Ama kenetlenmiştik, bütün takım hep bir aradaydık, kardeştik, dosttuk, kapı komşusuyduk. İnanmıştık ve şampiyonluklar kupalar kazandık. Yokluklarımızla eğlenirdik…"



TRABZON CEVHER DOLU

"Trabzonspor, Trabzon'dan uzaklaşmamalı. Çünkü alt yapı kuvvetli. Mecburen de olsa oynattılar, Yusuf, Abdülkadir, Hüseyin, Uğurcan ve diğerlerini. Yine çıkar. Trabzon başkadır, İlk 11'inde 6-7 Trabzonlu olmalı, potansiyeli vardır, cevher doludur. İki yıl sabredilir, sonra uzun yıllar başarı gelir. Biz amatörden gelerek şampiyonluklar kazandık. Bize güvenmeseler, forma vermeseler Trabzonspor destanı yazılır mıydı?"

İLK MİLLİ FIRTINA

17 yaşında futbola başlayan Ali Kemal Denizci, Trabzonspor, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ta forma giydi. Karadeniz ekibinin ilk milli futbolcusu olan 'Fırtına Kemal' kariyerinde 3 şampiyonluk, 3 Türkiye Kupası ve 3 de Cumhurbaşkanlığı Kupası şampiyonluğu yaşadı. Seri çalımları ve süratiyle ünlü Ali Kemal, kariyerinde çok fazla kırmızı kart gören oyunculardan biriydi. Sağ kanatta rakiplerini adeta süründüren Fırtına Kemal, Avusturya maçında rakibine attığı tokatla da hafızalarda yer etti. Ancak o zaman VAR ve dördüncü hakem olmadığı için attığı tokat yanına kâr kaldı. Ali Kemal Denizci, o efsane dönemleri anlattı.

70'LİK NİNELER AYAKLANDI

"Galatasaray'la anlaşmıştım. Trabzon'a dönerken, uçağı kaçırdım. Fenerbahçeliler beni buldu. Kulüple anlaşmışlar zaten. Daha fazla para verdiler, ben de oraya imza attım. Şimdi olsa farklı olurdu! Hatta o dönem 70'lik nineler bile ayaklanmıştı Trabzon'da. Karşı çıkmışlardı bu transfere. Fenerbahçe büyük camia, orada aslında başarılı da oldum ama gruplar vardı. Yöneticisi, amigosu vs... Teknik direktörü 'Ali Kemal'i oynatırsanız protesto ederiz' diye tehdit ediyorlardı. Çünkü boyun eğmiyordum. Çok sabrettim en son Rausch gelince onu zorla ikna ettim. Kardeşim Osman'ı Fenerbahçe'ye getirdim, ben ayrılıp Beşiktaş'a gittim. Orada Anadolu takımı havası vardı. 15 yıl sonra şampiyon olduk."

HESABI ÖDEYEMEDİK

Ali Kemal Denizci, Kadir Özcan'la şampiyon takımın oyuncusu olarak gittikleri pastanede hesap ödeyecek paraları olmadığını anlatırken çok duygulandı.

Başarılar ve şampiyonluklar peş peşe gelse de o dönem futbolda böyle paralar yok. Ali Kemal Denizci de bu durumu, başlarından geçen çok güzel bir hikayeyle anlatıyor: "Ben açıkçası haylazdım, sanırım eğlenceyi fazla abartıyordum. Ama doya doya yaşadım. Futbolcu arkadaşlarımı biraz örgütlerdim açıkçası. Büyük başarılar elde ettik ama az para kazandık. Onu da geç alırdık. Bir gün rahmetli Kadir Özcan'la pastaneye gittik. İkimiz de birbirimize güvenmişiz. Hesabı ödemeye gelince kaldık öylece. Şampiyon takımın oyuncularıydık ama para yok. O dönem isyan edip paramızı erken almak için yöneticilere baskı yaptık."

BOL SIFIRLAR BİTTİ

Ali Kemal Denizci bundan sonra transfer politikasının da değişeceğini vurguluyor: "Futbolda son yıllarda hoyratça harcamalar yapıldı. İnanılmaz rakamlar. Gerçi bundan sonra bol sıfırlı rakamlarla transfer dönemi bitmiştir. Yapan birkaç yıl sonra kulübün kapısına kilit vurdurur, iflas gelir."

ORTA SAHADA 5 DAKİKA OTURDUM

Ali Kemal Denizci isyankardı. Ankara deplasmanında ise bu isyanını biraz abartır: "Ankara deplasmanında oynuyoruz, maçın son dakikalarında durum berabere. Net bir gol attım, hakem 'ofsayt' diye golü iptal etti. Ben çok kızdım. Çünkü haksızlık var. Ben bağırıyorum ama hakem haksız olduğunu bildiği için hiçbir şey yapamıyor. Kramponlarımı çıkardım, sahanın ortasına oturdum. Neredeyse 5 dakika sürdü protestom, kalkmadım. Hakem beni oyundan da atmıyor. Ahmet Suat Hoca beni çıkardı, yerime de oyuncu sokmadı. O da protestosunu böyle yaptı."

EN-BOY BİLMEM KALEYE ATARIM

Ali Kemal Denizci antrenörlük kursundaki ilginç bir anısını paylaşıyor: "Teknik direktör kursuna gitmişiz. Sonunda sözlü sınav var. Metin Türel kurs hocası. Bana sordu, 'Kalenin eni-boyu kaç metredir?' Bilmiyorum tabii. Herkes bana bakıyor. Hocaya dönüp, 'Ben enine boyuna bakmam, topu içeri sokarım' dedim. Beni severdi Metin Hoca. Başladılar kahkaha atmaya..."

HORONU BIRAKTIM

"Maç oynarken, bir de skor üstünlüğümüz varsa, taraftardan 'horon oyna' tezahüratları gelirdi, ben de onlara uyardım! Topu alınca rakiple aramızda mesafe varsa kısa bir horon oynardım, tribün coşardı. Liverpool maçında bile yaptım. Beni İngilizler o yüzden hiç sevmedi! Bir gün Göztepe maçındaki bir ağabeyim uyardı, 'Büyük futbolcusun, böyle yaparsan rakibini küçültürsün' dedi, daha da yapmadım."

PELE'YLE EFSANE KONUŞMA

- Pele: "Türkiye'de karşı karşıya oynadık mı? Türkiye ve Türk futbolu benim için tatlı hatıralarla doludur..."

- Ali Kemal: "Pele adı ve Pele'nin futbolu benim için idealdir. Ne yazık ki karşı karşıya olamadık."

- Pele: "Ben Brezilya Milli Takımı'ndaki başarılarımla bütün dünyada tanındım, senin de mili takımda başarılı olmanı temenni ederim."

- Ali Kemal: Teşekkürler.

- Pele: "Önce kendine sonra da hocana inan..."

- Ali Kemal: "Benim de başarımda hocamın rolü vardır."



DEVLETİMİZ MÜTHİŞ ÇALIŞIYOR

Denizci: "Bir de cahiller var. Çünkü sokaklarda 'bana bir şey olmaz' diye ortalıkta geziyorlar. Devletimiz müthiş işler yapıyor, sağlıkçılarımız fedakârca çalışıyor. Ama bu düşüncesizler yüzünden ölümler artıyor, evde kalma süresi uzuyor."

BU BAŞKA BİR FELAKET

Denizci koronavirüs izlenimlerini ve hayatımızdaki değişimi ise şöyle anlatıyor: "Korona günlerinde iyice dinlendik. Hep televizyon, kitap olmuyor, düşündüğümüz zamanlar daha çok. Geçmişi, hatalarımızı, ailemizi, geleceğimizi... Artık eski yaşam tarzı olmayacak, her açıdan daha dikkatli olacak insanlar ama biraz da mesafeli… Deprem oldu, binlerce kişi öldü unuttuk, alıştık. Ama bu başka. Karşıdan, yanındakinden ne gelecek diye korkuyor insanlar çünkü."

GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
Tümü
 Reklam