Ferdi Kadıoğlu'nun Brighton'a transferini, Milliyet'ten Mert Aydın değerlendirdi.
İşte o değerlendirme....
Brighton, İngiltere'nin en popüler sayfiye şehirlerinden birisi. Artık, Fenerbahçeli milli futbolcu Ferdi Kadıoğlu'nun hünerini göstereceği yer.
Önce bir kenti tanıyalım. 18. yüzyıldan bu yana sağlık turizminin de merkezlerinden birisi bu küçük şehir. Sonrasında komşu kasaba Hove ile birleşip yaklaşık 300 bin nüfuslu bir kente dönüşmüş. Ünlü iskelesinin yanı sıra plajları, incik boncuk satıcıları, sokak yemeği kültürüne katkıları ve renkli sakinleriyle turizm cenneti. Brighton için, "Britanya'nın resmi olmayan 'renkli' başkenti" deniyor. Nüfusun yaklaşık yüzde 10'u kendisini bu gruptan biri olarak niteliyor. Bunların yanında Brighton aynı zamanda bir üniversite şehri.
LAKABI MARTILAR
Şehrin futbol takımı Brighton and Hove Albion. Martılar lakabını tabii ki şehrin deniz kıyısında olması sayesinde almış. 1901'de kurulan kulüp, tarihinin büyük bölümünü alt liglerde geçirdi. En büyük başarısı kuşku yok ki 1982-83 sezonunda FA Cup finaline yükselmiş olmaları. Manchester United karşısında Wembley'de 2-2 berabere kalan Martılar, tekrar maçını 4-0 kaybettiler.
Brighton'ın adını duyurması ise son dönemde oldu. Önce Graham Potter yönetiminde oynadıkları karakterli futbolla saygı kazandılar. Potter, bu performansıyla kendisini Chelsea'de buldu. Herkes Potter sonrası Brighton'ın düşüşe geçeceğini düşünüyordu. Ama enerjik İtalyan Roberto de Zerbi, ön baskı ve pas futboluyla Brighton'a Avrupa kapısını açtı. Geçtiğimiz sezon sonunda De Zerbi, Fransa'nın Marsilya takımının başına geçti. Tipik bir teknik direktör takımı olan Brighton'ın başına kim geçecekti? Kulüp yine ilginç bir seçim yaptı. 31 yaşındaki Alman (babası İsviçreli) Fabian Hürzeler ile anlaşıldı.
HURZELER, EMRE CAN İLE BİRLİKTE OYNADI
Bayern Münih'te futbola başlayan Hürzeler, Emre Can ile beraber oynadı. Ama teknik adamlığa ilgisi ve yeteneği daha fazlaydı. 23 yaşında işin oyunculuk kısmından hocalık kısmına geçiş yaptı. 30 yaşında Almanya 2. Ligi'ni St Pauli ile kazanarak bir anda futbol piyasasının gözdesi haline geldi Hürzeler. Hele bir de Brighton'ın başında ilk maçında Everton deplasmanından 3-0'lık galibiyetle dönünce.
FERDİ'NİN RAKİBİ GAMBİYALI MINTEH
Gelelim Ferdi'ye. Hürzeler'in en önemli özelliği 3'lü savunmanın önündeki kanat beklerini bir anlamda başrolde düşünmesi. Yani Brighton'ın Ferdi transferini, "Kaliteli oyuncu. Kadroda bulunduralım" mantığıyla değil, bilinçli transfer olarak nitelendirebiliriz. Geçen sezon Almanya 2. Ligi'nde en çok pas yapan ikinci takımdı St Pauli. Ama ara pas sayısı düşüktü. Yani bir blok halinde hücum ediyorlardı. Ferdi'nin toplu ve topsuz koşularını hayal ediyor belli ki Hürzeler. Tabii Ferdi'nin rakibi de var. İlk maçta asist yapan Gambiyalı Minteh.
İşte o değerlendirme....
Brighton, İngiltere'nin en popüler sayfiye şehirlerinden birisi. Artık, Fenerbahçeli milli futbolcu Ferdi Kadıoğlu'nun hünerini göstereceği yer.
Önce bir kenti tanıyalım. 18. yüzyıldan bu yana sağlık turizminin de merkezlerinden birisi bu küçük şehir. Sonrasında komşu kasaba Hove ile birleşip yaklaşık 300 bin nüfuslu bir kente dönüşmüş. Ünlü iskelesinin yanı sıra plajları, incik boncuk satıcıları, sokak yemeği kültürüne katkıları ve renkli sakinleriyle turizm cenneti. Brighton için, "Britanya'nın resmi olmayan 'renkli' başkenti" deniyor. Nüfusun yaklaşık yüzde 10'u kendisini bu gruptan biri olarak niteliyor. Bunların yanında Brighton aynı zamanda bir üniversite şehri.
LAKABI MARTILAR
Şehrin futbol takımı Brighton and Hove Albion. Martılar lakabını tabii ki şehrin deniz kıyısında olması sayesinde almış. 1901'de kurulan kulüp, tarihinin büyük bölümünü alt liglerde geçirdi. En büyük başarısı kuşku yok ki 1982-83 sezonunda FA Cup finaline yükselmiş olmaları. Manchester United karşısında Wembley'de 2-2 berabere kalan Martılar, tekrar maçını 4-0 kaybettiler.
Brighton'ın adını duyurması ise son dönemde oldu. Önce Graham Potter yönetiminde oynadıkları karakterli futbolla saygı kazandılar. Potter, bu performansıyla kendisini Chelsea'de buldu. Herkes Potter sonrası Brighton'ın düşüşe geçeceğini düşünüyordu. Ama enerjik İtalyan Roberto de Zerbi, ön baskı ve pas futboluyla Brighton'a Avrupa kapısını açtı. Geçtiğimiz sezon sonunda De Zerbi, Fransa'nın Marsilya takımının başına geçti. Tipik bir teknik direktör takımı olan Brighton'ın başına kim geçecekti? Kulüp yine ilginç bir seçim yaptı. 31 yaşındaki Alman (babası İsviçreli) Fabian Hürzeler ile anlaşıldı.
HURZELER, EMRE CAN İLE BİRLİKTE OYNADI
Bayern Münih'te futbola başlayan Hürzeler, Emre Can ile beraber oynadı. Ama teknik adamlığa ilgisi ve yeteneği daha fazlaydı. 23 yaşında işin oyunculuk kısmından hocalık kısmına geçiş yaptı. 30 yaşında Almanya 2. Ligi'ni St Pauli ile kazanarak bir anda futbol piyasasının gözdesi haline geldi Hürzeler. Hele bir de Brighton'ın başında ilk maçında Everton deplasmanından 3-0'lık galibiyetle dönünce.
FERDİ'NİN RAKİBİ GAMBİYALI MINTEH
Gelelim Ferdi'ye. Hürzeler'in en önemli özelliği 3'lü savunmanın önündeki kanat beklerini bir anlamda başrolde düşünmesi. Yani Brighton'ın Ferdi transferini, "Kaliteli oyuncu. Kadroda bulunduralım" mantığıyla değil, bilinçli transfer olarak nitelendirebiliriz. Geçen sezon Almanya 2. Ligi'nde en çok pas yapan ikinci takımdı St Pauli. Ama ara pas sayısı düşüktü. Yani bir blok halinde hücum ediyorlardı. Ferdi'nin toplu ve topsuz koşularını hayal ediyor belli ki Hürzeler. Tabii Ferdi'nin rakibi de var. İlk maçta asist yapan Gambiyalı Minteh.
Fenerbahçe
