Koç, Aydınlar'ı topa tuttu ve açıkladı...

Fenerbahçe'nin eski yöneticilerinden Ali Koç, hafta sonu yapılacak kongre öncesi açıklamalarda bulundu.

Haber; Sporx.com, Fotoğraf; AA
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
Ali Koç
Ali Koç
01 Kasım 2013 10:54
Fenerbahçe Spor Kulübü'nün eski yönetim kurulu üyesi ve 1907 Derneği'nin başkanı Ali Koç, hafta sonu yapılacak kongreyle ilgili basın toplantısı düzenledi. Ali Koç, 3 Temmuz süreciyle ilgili birbirinden çarpıcı açıklamalarda bulunarak dönemin TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar'ı adeta topa tuttu. Aydınlar'ı sert bir dille eleştiren Koç, Fenerbahçe Kulübü başkan adayı olmayacağını ve yönetimde de yer almayacağını açıkladı. 

"KUTSAL FENERBAHÇE TARAFTARI'NA..."

"Kongremizin, camiamıza yakışan bir şekilde ve Fenerbahçe'ye hayırlı geçmesini temenni ediyorum. Bildiğiniz gibi ben Fenerbahçe'de son yönetim kurulu seçimlerinde affımı istemiştim. Fenerbahçe'miz için çok kritik bir dönemi yönetici olarak yaşadım. Bu zorlu süreçte Fenerbahçe'nin büyüklülüğünü farklılığını bir kez daha yaşadım ve bu camianın mensubu olmaktan gurur duydum.

Çok büyük sıkıntıları olan bu camia, taraftarı sayesinde ekonomisini büyüterek atlattı. Bu camiayı böylesine büyük kılan kutsal Fenerbahçe taraftarına saygılarımı iletmek isterim."

"DOĞRU BİLDİKLERİMİ PAYLAŞMAK İSTİYORUM"

"Yönetimden ayrıldığım o günden bu yana şahsımla ilgili pek çok iddialar, alakam olmayan kişi ve kurumlarla bağdaştırmalar, ortaya atılan bir iddianın geçrek olduğu sorgulanmadan gerçekmiş gibi günlerce bu konuda yazı yazmalar, hem 3 Temmuz süreci için hem de bugüne kadar bir açıklama yapmadım. ancak bilhassa 3 Temmuz süreciyle ilgili sürecin kamuoyunda çarpıtılarak anlatılmasından dolayı bazı bilgilerin paylaşılması gerektiğini düşündüm.

Başkan olduğum 1907 Fenerbahçe Derneği ile ilgili açıklamalar yapacağım. Ardından 3 Temmuz süreciyle ilgili kendime göre hepinizin bildiği konuları özetlemeye çalışacağım. Bizim doğru bildiklerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum."

"1907 F.BAHÇE DERNEĞİ DÜŞÜNCE KURULUŞUDUR"

"1907 Fenerbahçe Derneği'nin kurulduğu günden bu yana tek amacı vardır; o da Fenerbahçe Spor Kulübü'nü desteklemek ve projeler üretmek. Derneğimizin tüzüğünde açıkça ifade edildiği gibi kulübümüzün menfaatleri doğrultusunda sorumluluk almaya mecburuz. Pek çok yönetimlerde 1907 yönetiminden isimler kulüp yönetiminde yer almıştır. Derneğimiz bugüne kadar Fenerbahçe'nin seçim dönemlerinde taraf olmamaya özen göstermiştir. Bu yüzden bir taraf seçmemiz söz konusu değildir, olamaz.

Kuruluşundan bu yana derneğimiz kendisini Fenerbahçe'nin bir düşünce kuruluşu olarak yansıtmıştır. Pek çok proje ile kulübümüzün geleceğine katkıları olmuştur. 93-97 yılında 11 milyon dolar bütçe yaratarak basketbol şubesinin idaresini üstlendik. Fenerbahçeliler'in alınteriyle inşaa edilen stadımızda birçok kombine sattık. Halka arz çalışmalarına aktif şekilde katıldık. 90 yıldır tescil edilmeyen Fenerbahçe Spor Kulübü ambleminin tesciline eşlik ettik. 3 milyon TL basketbol şubesine katkıda bulunduk ve daha birçok projede yer aldık. "

"AYDINLAR İLE KİŞİSEL HUSUMETİM YOKTUR"

"Basında yer alan "1907 Fenerbahçe üyelerini oy kullanmaya yönlendirdi" haberlerinin yakından uzaktan alakası yoktur. Hepimizin iş yerinde herkes nasıl münferit oy verebiliyorsa 1907 Derneği için de aynısı geçerlidir. Bu tarz iddialar dernek içerisnde ciddi rahatsızlık yarattığı için bunları sizinle paylaştım.

Benim bugüne kadar Mehmet Ali Aydınalr ile ilgili ya açıkta ya da özelde herhangi bir kişisel sıkıntım olmamıştır. Buna mukabil, Fenerbahçe için de kendisine göre en iyileri yapmaya çalıştığından şüphem yoktur. Kişisel sorunum olsaydı 2012'de Bakü'de kazandığımız Avrupa Bayan Voleybol Şampiyonası'nda ilk teşekkür edeceğimiz kişi kendisi olmazdı. Burada ben ilk defa bu düzeyde ismini telafuz etmek zorunda olduğum için ama bunları büyük resmi görerek değerlendirmenizi rica ediyorum. Bunlar son derece önemli konulardır. Türk spor tarihinin sayfalarına geçecek unsurlardır. Er ya da geç gerçekler her zaman ortaya çıkmaktadır."

"GERÇEKLERİ ÖĞRENMEK F.BAHÇELİLER'İN HAKKI"

"3 Temmuz'da spor hukukunun temel prensiplerine uygun bir süreç yönetilseydi bu kadar işlerin içinden çıkılmaz bir durum olmayacağını özellikle vurgulamak istiyorum. Alınan kararları ve sergilenen yönetim anlayışını alt alta koyarsak nerdeyse sürecin tariflenen vehametini aşacak derecede büyük yanlışlık, başarısızlık yaşandığını görüyoruz.

Dolayısıyla Fenerbahçe Kulübü'nün maruz kaldığı 3 Temmuz süreciyle ilgili doğru bilmeniz gereken bazı noktalar vardır. Yanlış anlatılan bazı şeyler bizleri artık sessiz kalmamaya zorluyor. Fenerbahçeliler'in bu gerçekleri meydana geldiği şekilde öğrenmeleri haklarıdır."

"GİZLİLİK İHLALLERİNE KİMSE BİR ŞEY DEMEDİ"

"Bize göre yaşanan hukuk ihlallerinden bahsetmeyeceğim, haksız muameleleri derinlemesine tartışmayacağım ancak hafızalarınız tazelemek adına bir özet yapma ihtiyacı duyuyorum. 3 Temmuz sabahı dünya spor tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir operasyonla güne başladık. Operasyonda gizlilik olmasına rağmen sanki bir halkla ilişkiler kampanyası yapılıyor gibi her şeyi an be an takip eder duruma geldik. Gizlilik ihlallerine kimse bir şey demedi, sizler de bu konuda bir hamle yapmadınız. Basın yasağı dahi çok uzun bir süre getirilmedi."

"BASİT KONULAR UYGULANSAYDI..."

"Son 2 yılda ülkemizde basın yasağı getirilen davaları bir inceleyin. Önemlisi de var önemsizi de var. Bu sizin Fenerbahçe'ye değil Türk futboluna sorumluluğunuzdur. Şahsen sırf bu iki nedenden dolayı benim için bu operasyona çok farklı gözle bakmam neden olmuştur. Zira bahsettiğim basit konular uygulansaydı, ülkemizde taraftarlar arasında yıllarca tamir edilemeyecek nefret tohumları ekilmezdi. Uluslararası arenada Türkiye'nin imajı azami şekilde zarar görmezdi. Ve kulüplerimiz UEFA nezdinde haklarını kuvvetli şekilde savunabilirlerdi."

"FENERBAHÇELİLER SUÇLU HALE GETİRİLMEYE..."

"Hep masumiyet karinesinden bahsediliyor. Ben o gün başkan olsaydım adli birimlere giderdim gizlilik ihlalinin önlenmesinin neden önem teşkil ettiğini bir şekilde anlatıp bunun için çaba sarf ederdim. Arkasından gerekirse devletimizin en tepesine giderek lütfen ve lütfen basın yasağı getirin, bu normalin dışında bir talep değildir. "Bakın basın yasağı gelen davalara" derdim ve bunun için mücadele ederdim. Sizler ve TFF bu konuda girişimlerde bulunsaydı sizce şimdi bu konumda olur muyduk?

Kimseye savunma hakkı vermeden basında çıkan iddialar üzerinde Fenerbahçeliler suçlu hale getirilmeye çalışıldı. Yapılan medya kampanyası sonrasında bazı rakiplerimizin tutumu, Fenerbahçe karşıtı kurumların yıkıcı bir şekilde konuyu ele almaları hem TFF'yi hem de UEFA'yı baskı altına almıştır. Gizlilik ihlali ve basın yasağı getirildseydi iki kuruluş da olağan dışı davranışlarda bulunmayacaklardı"

"AYDINLAR, MASUMİYET KARİNESİNE İNANIYORSA..."

"Tüm bu yaşananlar kamuoyu baskısı altında kalan TFF, durumu idare etmek adına 1. Etik Kurulu Raporu diye bir şey ortaya attı. Hiçbir savunma alınmadan sadece 21 Temmuz itibariyle emniyetimizden gelen bilgilere dayanarak verilen kararın hiçbir kıymeti olmaması gerekirken ilerleyen süreçte bu rapor ne yazık ki UEFA'nın temel dayanağı haline gelmiştir.

Mehmet Ali Aydınlar masumiyet karinesine inanyorsa savunma hakları kullanılmadan nasıl böyle bir rapor hazırlanmasına göz yumdu. 18 günde daha ortada fol yok yumurta yok. Ve emniyetten hangi bilgilerin de geldiğini bilmiyoruz. Bildiğimiz bir şey var bu rapora belgeler yollandıktan sonra 31 kişi daha gözaltına alındı. Binlerce sayfa daha yeni bilgiler oluştu ama buna rağmen F.Bahçe'nin kaderi durumu idare etmek için ortaya atılan Etik Kurulu Raporu nedeniyle bu hale gelmiştir."

"AYDINLAR'IN ÜZERİNDE BASKI KURULDU"

"İstenilen her ortamda bunları Türk spor tarihinin iyiliği için tartışılmaya hazırım. Hatırlayacaksınız kozmik oda gibi şeyler anlatıldı. Neden Etik Kurulu Raporu bu odada hazırlandı? Çünkü gizli kalması isteniyordu. Peki nasıl oldu da bu medyaya sızdı? Bu odada bir medya mensubu var, kendisi biliyor kimlerle paylaşıldığını...

İnşallah o da bir gün çıkar bunu anlatır. Doğal olarak bu aşamada Aydınlar'ın üzerinde baskı kuruldu. Şu söyleyeceğim ibareyi bana Ünal Aysal da aynen ifade etmiştir, benzer ifadeyi de Aydınlar Four Seasons Otel'de kendisine Platini'nin söylediğini ifade etmiştir. O baskı, "Siz üzerinizden F.Bahçe formasını çıkamaradıınız için alacağınız kararlarla tüm ülkeyi kötüye sürüklüyorsunuz" cümlelerinden oluşuyor.

Ve Aydınlar'ın o dönemde yaptığı açıklamalarda sık sık "Alacağım kararlardan dolayı bütün ülkeyi riske atamazdım" dediğini görüyoruz. Halbuki bir takımın şike suçundan dolayı bütün ülkenin cezalandırıldığının örneği yoktur "

"WHATSAPP'DAN ORGANİZE OLMADI DEĞİL Mİ?"

"Rapordan birkaç gün sonra ülkemizi küçük düşürecek bir durum yaşandı. UEFA yetkilisi Türk savcısını ziyaret ederek bilgi temin etmeye çalıştı. Burada hiçe sayılan TFF'ydi ama onlar bunu marifet gibi sundular. Cornu'ya methiyeler dizdiler. Halbuki "Ya UEFA sen ne yapıyorsun? Benim savcım bu işin üstüne gidiyor. Burada kurallar var. Ben bu davaya bakacağım sen kimsin de buraya geliyorsun. Sana kim bu hakkı veriyor kardeşim?" denmez miydi?

Cornu havaalanına indiğinde TFF'yi arayıp "Ben geldim" demedi ya da savcıyla Whatsapp'tan organize olmadı değil mi? İnsanların zoruna gidiyor. TFF'nin dik durması gerekiyordu. Ancak CAS davasında Cornu'yu yalancı konumuna soktular. Hangisi doğru? Cornu neden yalan söylesin? İnşallah bu da bir gün ortaya çıkacaktır."

"SPOR HUKUKUNDA BİR İLK YAŞANDI"

"Fenerbahçe'nin yüzde 1 bile şike yapmama olasılığı yok mu?" dediler, "Yok" dedi. Fenerbahçe'ye karşı karar almalarının kendilerini sıkıntıya sokacağını söylüyor Cornu. Burada UEFA'ya değil muhattaplarına kızalım. Cornu2nun ziyaretinde bir yol haritası kurgulandı ve onun ülkeden ayrılmasından sonra meşhur Infantino mektubu TFF ve oradan da bize ulaştı.

Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'nden men edildiğini ve Trabzonspor'un dahil edildiğini öğrendik. Biliyor musunuz spor hukuku tarihinde bir ilk yaşanıyor. Spor hukukunda belirlenen hiçbir resmi sürecin işletilmeden, tam kimin neyle suçlandığı bilinmeden, hiçbir savunma alınmadan Fenerbahçe cezalandırıldı. Bunun hesabını er ya da geç birileri verecek. Çünkü gerçekler ortaya çıkacaktır. Ondan sonraki süreçte 25-26 Ağustos kritik bir süreçti bizim için."

"BİZİM KOLUMUZU KANADIMIZI KIRDILAR"

"Biz futbol hukukuna inandık, futbol dünyasının mahkemesine başvurduk. Çok önemli oyuncularımızla yollarımızı ayırdık ama onların yerini doldurmalıydık. İmkan ve zaman sınırlıydı. Bu niye önemli? Hatırlayın Fenerbahçe o sezon yarım puanla şampiyonluğu kaçırdık Ama bizim kolumuzu kanadımızı kırdılar. Her puan para demekse ekonomik olarak da bize zarar verdiler. Hukuk prensiplerini uygulamadılar, bilgisiz ve tecrübesiz oldukları ve bir kısmının da kötü niyetli olduğu için."

"8 TAKIMDAN BAHSEDİYORDU, NE OLDU O TAKIMLAR?"

"Sürece iyi niyetli yaklaşmış olabilirler ancak muhtelif nedenlerden dolayı UEFA'ya karşı dik duramayarak UEFA'nın olağandışı taleplerine boyun eğerek ilgili takımların ve Türk fubbolunun çıkarlarını koruyamadı. Bundaki temel neden ise Aydınlar ve yakın ekibnin daha sürecin ilk günlerinden itirabern Fenerbaçhe'nin suçluluğuna peşinen inanmalarıdır. Zaten F.Bahçe yönetimi olarak Aydınlar'la ters düştüğümüz nokta budur. Ne şartlarda şampiyonluğumuzu bile bizler suçluluğumuzu savunmaya çalışırken TFF Başkanı daha sürecin ikinci gününde savcıya yaptığ ziyaretten sonra iddiaların tümüne itibar ederek spor hukukunun belirlenmiş sürecini uygulamak yerine zararın neresinden dönersek kardır düşüncesiyle süreci yönetmek istemiştir.

Vahim. Bu laf çok kullanıldı. 8 takımdan bahsediyordu ne oldu o takımlar? Neden Beşiktaş ve Fenerbahçe'ye kaldı bu iş?"

"AYDINLAR'IN YOL HARİTASI, FENERBAHÇE ALEYHİNE"

"Aydınlar'ın izlediği yol haritası, Fenerbahçe aleyhine kararlar alınmasına neden olmuştur. UEFA'dakiler insan değil mi? Siz gizlilik ihlaline müsaade edeceksiniz, kamu vicdanını belli bir noktaya getireceksiniz ondan sonra da her açıdan adil bir yargılma için dua edeceksiniz.

Sayın Aydınlar'ın spor hukuku konusunda bilgisiz ve tecrübesiz olması önemli unsurlardan bir tanesidir. Allahtan savcımız dik durabildi. UEFA'nın müfettiş ziyareti planlanırken "Ne alakası var senin muhattabın benim" demesi daha doğru olmaz mıydı? Kararsızdı. Çok ciddi gel gitler yaşadı. Milli maçlardan dolayı liglerin ertelenebileceğini söyledi. Önce vaktinde başlayacak dedi, sonra ertelenebilir dedi. "Ben olduğum sürece Ağustos'ta lig olmayacak" dedi."

"AYDINLAR, MANİPÜLASYONA AÇIK KONUMA GELDİ"

Sonra takvim sıkışınca "Ne yapayım şike sürecinden geç başladı" dedi. Kendi istifasını hatırlayın. Ettim dedi, etmedim dedi, sonra tekrar ettim dedi. Hangi ruh hali içinde bu işi yönetmeye çalıştığını anlatmaya çalışıyorum. Ne kadar çok konuşursa o kadar çelişkiye düştü. Paylaşma ve danışma kültüründen uzak bir görüntü sergiledi. Bu konuları daha katılımcı şekilde ilerletse çoğu sorun yaşanmazdı. Play-off oynanacağını bile TFF yönetim kurulu üyeleri basından öğrenmedi mi? Bu nasıl bir ekip ruhudur. Yaşadığı şeyler yüzünden Mehmet Ali Aydınlar ne yazık ki yönetim anlayışıyla manipülasyona açık bir konuma geldi.

Ve kendisinin üzerinde yaratılmak istenen "Fenerbahçe formasını üzerinden çıkarmadığı için ülkeye zarar verecek" psikolojisi ne yazık ki işe yaradı."

"TECRÜBELİ YARDIMCISI NİYE ANLATMADI?"

"Sayın Aydınlar, 18 Eylül'de gerçekleştirdiği basın toplantısında "Ben onlara 3 fırsat sundum hiçbirinden yararlanmadılar. Yararlansalar konu böyle olmadı" diyor. Bize sorarsanız tek bir fırsat dahi yoktu. Kimlerin neyle suçlandığı bilinmezken, hiçbir şekilde savunma alınmazken "Kendisinden şüphe edenler Avrupa'ya gitmesin" demenin neresi fırsattır? Sormak istiyorum böyle bir yaklaşımı hangi Fenerbahçeli kabul edebilirdi? İkinci ve üçüncü fırsatlar daha uzun.

Sayın Mehmet Ali Aydınlar dedi ki; "Bana sorsalardı Trabzonspor'un yerine Bursaspor'un alınmasını uygun görürdüm" dedi. Bize göre bu bilgisizlik örneğidir. Zira UEFA talimatları incelendiğinde göreceksiniz ki bir takım kendini gönüllü çektiği takdirde onun yerine gidecek takımı UEFA istediği yerden belirler. Ancak ve ancak bir takımı UEFA ya da TFF bir turnuvadan çektiği takdirde sıradaki gider. Ancak turnuvaya katılım kriterlerlerini sağlaması halinde gider. Dolayısıyla Trabzonspor'un bu durumda gideceği aşikar. "Bana sorsalar" diyor. Kimse sormadı mı acaba? Bu benim için algılaması güç bir unsur.

Haydi yeni başkan oldu tecrübesizdi. Peki etrafındaki insanlar neden anlatmadı kendisine. Tecrübeli başkan yardımcısından bahsediyor hani o niye anlatmadı? 26 Temmuz 2011'deki Kulüpler Birliği toplantısında Avrupa'ya gidecek takımların 31 Mayıs'ta UEFA'ya bildirildiğini, o takımların gideceğini ve aksi takdirde başka kimsenin gitmeyeceğini söylemişti. O zamanlar menüde o vardı."

"UEFA DA TOPU TFF'YE ATIYOR"

"Fenerbahçe Spor Kulübü'nün Şampiyonlar Ligi'nden çekilmesini bir genel sekreter mektubunu takiben bizeden istiyor. O arada da danışmanlarını topla, UEFA'ya git gel diyor. Şaka gibi. Bu mektubun Türkçesini okumuşsunuzdur. Mektup özenle yazılmış. Hiçbir şekilde UEFA'yı zan altında bırakmadan yazılmış. UEFA'nın ne kadar titiz bir oyun oynadığını göstermek istiyorum. O örnek Çarşamba gecesi Fenerbahçe'nin men edilip Trabzonspor'un Avrupa'ya alınmasından sonra TFF ve UEFA'nın yaptığı açıklamalardır. TFF, "UEFA bunu istediği için bu kararı aldık" diyor ancak UEFA da topu TFF'ye atıyor.

UEFA yolladığı mektupta Fenerbahçe kendini Avrupa'dan çeksin, yoksa TFF çeksin, o da olmadı benim turnuvalarım oynanırken Fenerbahçe bir ceza yerse, ceza çok daha ağır olur diyor. Ben çekerim demiyor çünkü onu yapacak cesareti yok. Aba altından sopa gösteriyor. Zaten Aydınlar F.Bahçe formasını üzerinden atamamanın derdinde. "Aman bütün ülke benim yüzümden yanacak" diyor."

"SANKİ BİZİMLE ALAY ETMEKTEDİR"

"Bu sergilenen yaklaşımı kabul etmemiz, bizlerin tescilen suçlu ilan edilmesi noktasına götürecek ve tüm hukuki savunma haklarımızdan feragat ediyor konumuna gelecektir. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Tüzük gereği Fenerbahçe'yi Avrupa'dan çekemezdik. Genel Kurul'a gitmemiz gerekiyordu. 18 saat gibi kısa bir sürede bunun olamayacağı aşikardı.

Kulüpte mektubu aldıktan sonra toplantı yaptık ve Avrupa'dan çekilmemeye karar verdik. Ve bu görüşümüzü TFF'ye ilettik. Saat 12 süresini 17'ye uzattık dediler. Kendisini ziyaret ederek açıkça UEFA'nın bir karar alamayacağını ve kararı TFF'ye aldırmaya çalıştığını, kendilerine blöf yapıldığını ve hukuksuz baskıya boyun eğmemeleri gerektiğini, eğer UEFA'nın elinde yeterli bilgi varsa cezaları kendilerinin vermesi gerektiğini dile getirdik.

Bizler kulübümüz adına can derdindeyken olayları yanlış yansıtılması çok manidardır ve sanki bizimle alay etmektedir."

"UEFA'NIN BU KADAR CÜRET ETMESİ TFF'NİN OLMAYAN DURUŞUNDAN"

"2010-11 şampiyonluk kupamızın kendisi sayesinde müzemizde olduğunu iddia ediyor. İşin aslı böyle değildir. UEFA ile yaptığımız görüşme TFF'nin ayarladığı bir görüşmedir. UEFA'nın bizimle görüşmeyi istemesi üzerine düzenlenmiştir. UEFA avukatı bize "Görüşmeyi siz talep ettiniz" derken biz de UEFA'dan talep geldi diye biliyorduk.

CAS davasının geri çekilmesi, geri çekilmeyle birlikte hem UEFA'ya dava açılmaması istenmiştir. Aynı anlaşmada TFF tarafından yürütülecek disiplin süreci neticesinde UEFA'dan men edilmesi ve bunun kabul edilmesi istenmiştir. Aynı sözleşmede UEFA disiplin kurulu ek cezalar uygulayabilir. Uyguladığı takdirde bu anlaşma geçersizdir maddesi var. Kısacası pek çok şeyden feragat etmemiz bekleniyor.

UEFA'nın bu kadar şeye cüret etmesi TFF'nin olmayan duruşundan kaynaklanmıştır. Bu anlaşma kabul etmeyeceğimiz bir anlaşmaydı. Çok kısa bir süre sonra TFF istifa ettiği için görüşme sona erdi."

"AYDINLAR'IN PLANI GERÇEKLEŞSEYDİ..."

"Fenerbahçe'nin kazandığı ödüllerin iadesi söz konusuydu. Aydınlar da 2010-11 sezonunu yok saymayı planladığını ifade etmiştir. Aydınlar'ın planı gerçekleşseydi kupamız yok sayılacaktır. Hal böyleyken kupanın müzede yer almasından kendisine pay çıkarmasını anlayamıyorum."

"BAŞKAN ADAYI OLMAYI..."

"Son 1 haftadır basında şahsımla ilghili bazı iddialar ortaya çıkmaktadır. Buradaki fitili ateşleyen haberlerden bir tanesi de geçen hafta bir yöneticinin oğluyla yemek yiyip yönetime katılıyorum görüşünü vermemdir. Ne öyle bir yemek yapıldı, ne bir yönetici ya da oğluyla görüştüm ya da bu bağlamda bir şey söyledim. Bizim gibi insanların F.Bahçe'ye katkı vermesi için resmi bir görevde yer alması gerekmemektedir. Başkan adayı olmayı düşünmediğimi sizlerle paylaşmak isterim."



"ŞARTLAR MÜSAİT OLDUĞU ANDA DA..."

"Son 1 senedir aile şirketimizle yaşadıklarımız, aldığımız sorumluluklar ve öncelikler nedeniyle bu kararı aldım. Şartların en müsait olduğu anda da daha önce yaptığım gibi her Fenerbahçeli gibi tekrar görev almayı düşünmekteyim.

Sizden bir ricam var, hiçbir zaman sizlerle saygı ve sevgide kusur etmedik. Sizlerden rica ediyorum bizim dediklerimize inanın. Çok fazla spekülasyon yapılıyor. Benim görüşlerimi dinlemenizi rica ederim."



"BU NASIL BİR SEÇİM VAADİ?"

"Benim rengim zaten belli. O konuda fazla bir şey söylemem gerekmiyor. Bir konuda ciddi rahatsızlığımız sizlerle paylaşmak istiyorum. F.Bahçe Başkan Adayı olan birinin seçim vaadi olarak "Şike yapmayacağım" demesi ve bunu düzeltmemesi, ben ve benim gibi düşünenler için hayal kırıklığıdır. Bu yaklaşım tüm camiaya büyük bir haksızlıktır.

Saha dışında ne olursa olsun siz değil miydiniz saha içinde bir şey yoktur diyen sayın Mehmet Ali Aydınlar? Bu nasıl bir seçim vaadi? Başkan olduğunuz takdirde bu insanların yüzüne nasıl bakacaksınız? Nasıl böyle bir şey söylersiniz? İnşallah düzeltir ve ben de özür dilerim. Ama kabul edilebilecek bir durum değil."

"BEN KULÜBÜN MENFAATİ DEDİKÇE, O "ALİ KOÇ" DEDİ"

"Bu toplantıyı yapmak için çok düşündüm aslında. Aylar öncesinde yapacaktım ancak durdum.

Aydınlar başkan olsaydı, başkanı olduğum derneğin görüşü nedeniyle bu sözleri söyleyemezdim. Ben kulübün çıkarlarını savunmaya çalışırken Aydınlar hep Ali Koç dedi. İnşallah bir gün niye dediğini anlatır. Birden Avrupa'dan men edildiğimizi öğrendik. TFF bu kararın gerçekleşmesine hizmet ederek bir şekilde Fenerbahçe'nin suçlu olduğunu peşinen kabul etti.

Biz de Ali Yıldırım'la birlikte TFF'ye gittik. Aydınlar bizimle görüşmek istemiyordu. Lütfi Arıboğan ve Göksel Gümüşdağ ile görüştük. Böyle olmaz dedik. 'Hem küme düşürün diyorlar hem de yazılı olarak bildirmiyorlar' diyor Aydınlar. Öyle olmadı o iş. Her ay böyle konu gündeme geleceğine bizi küme düşürün, biz yine toparlanırız dedik. Sayın Arıboğan ve Gümüşdağ, bize yardım edin dedik.

Ligler başladıktan sonra küme düşürme kararı alınması 2 sene kaybettirecekti. Hukukçular bir araya gelsin yol haritası çizsin ve durum değerlendirmesi yapalım dedik. Kulübümüzün temsilcileri ve TFF hukukçuları bir araya geldi. Ama onlar pek o niyette değillerdi. Pişkin pişkin bize yazı yollayın diyorlardı. Ancak biz de niye bunun olamayacağını anlattık."

"CAS'I ÇEKERSEK OLİMPİYATI ALACAĞIMIZA İNANDIRDILAR"

"Yobo'yu 15 dakika süreyle imza attırabildik. CAS davamızın şikeyla alakası yok. Spor tarihginde olmayan bir hukuksuzluk yaşandı ve o yüzden dava açıldı. Hiçbir savunma alınmadan ceza verildi ve bu süreci dava ettik. İngiliz avukatlar "Bundan daha iyi bir dava yok" diyordu. Davayı açtığımız günden itibaren başta Emin bey ve ben kötü kişiler olduk. Bu davayı geri çekmemiz için mütemadiyen baskı altına alındık.

Ülke menfaati nedir? Ülkemiz son 10 yılda müthiş bir atılım yaptı pek çok anlamda. Türkiye'nin 2023'te dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefi var. 2020'ye odaklanıldı ve burada çok önemli 2 tane organizasyon fırsatı vardı. Bunlardan biri olimpiyatlar ve birisi de Avrupa Şampiyonası. Ancak bu fırsatlar milyarlarca dolar yatırım gerektiren konulardır. O dönemde ülkemize ya onu seçin, ya bun seçin telkininde bulunuyorlardı. Tam o dönemde bilhassa Şenes Erzik'in öncülüğünde Fenerbahçe'nin CAS davasını çekmesi halinde 2020 Olimpiyatları'nın ülkemize verileceği inandırılmıştı. Ülke menfaati budur."

"12 NUMARA İLE İLGİLİ BİR BAĞIM YOKTUR"

"UEFA'nın yaptığı davranış olağan dışı bir davranıştır. Başka davalarda yıllarca beklerken neden 3 haftada karar almamız beklendi? TFF yetkilileri neden böyle olduğunu ifade etmelidir.

Ben SPK'dan adamlarımla operasyon engelliyormuşum. Yapmadığım söylemediğim şeyler bana yakıştırıldı. Bu ilk başta Antu.com tarafından atılan bir iddiadır. Sürecin sonlarına doğru başkaları tarafından üstlenilmiştir. 12 Numara ile ilgili bir bağım yoktur ama 3 Temmuz sürecinin başında herkes kafasını kuma gömerken camiamızı ayakta tutan unsurlardan birisi de o."

"UEFA, TFF'Yİ PARMAĞINDA OYNATTI"

"UEFA TFF'yi parmağında oynattı. Ama UEFA'nın böyle topa girmesini sağlayan unsurlar TFF'nin duruşudur. Ketenpereye getirdiniz Aydınlar'ı dedim UEFA yetkililerine de zaten.

UEFA hiçbir hukuksal sorumluluk almadan Türk yetkilileri baskı altına alarak bu kararın alınmasını sağladı. TFF UEFA'ya 'Benim emniyetim, medyam her şeyin üstüne gidiyor, sana ne oluyor da müfettiş yolluyorsun' deseydi daha farklı olurdu. TFF ile yaptığımız görüşmelerde CAS davasının çekilmesiyle ilgili hiçbir konu gündeme gelmedi.

Genel Kurul'dan Mehmet Ali Aydınlar'ın başkan olması halinde 1907 Fenerbahçe Derneği'nin tavrı değişmez. Biz Fenerbahçe'ye hizmet etmeye devam edeceğiz. Fenerbahçe Spor Kulübü'nün branşları sahalarda maç yaparken belli grup taraftarları yönlendirip takıma köstek olacak kültürden gelmiyoruz. Biz hizmet etmekle yükümlüyüz. İnşallah bu 1907 Derneği ayakta kaldığı sürece devam eder."

Tümü
 Reklam