Dünya Kupası'nda ilk dört gruptaki maçlar sonunda görüldü ki, turnuvaya en hazır takım Almanya. D Grubu'nda mücadele eden Almanya Avustralya'yı 4-0 yendi ama maç içinde verdiği takım görüntüsü esas ön plana çıkan unsur oldu. Özellikle Löw'ün ileride solda Podolski, sağda Müller ve ortada Klose hücum üçlüsü çok güzel varyasyonlar yaptı. Orta sahada Mesut'un ileri çıkışları ve arkadaşlarına yarattığı pozisyonlar Alman takımının artılarıydı. Savunmada da sağlam görüntü veren Panzerler bu gruptan rahat çıkacaklarını gösterdiler. İkincilik için üç takım yarışacak ama Sırbistan'ı 1-0 yenen Gana bir adım önde. Gana, Sırbistan karşısında çok acemi hatalar yapmasına rağmen kazanmayı bildi. Gana ilerde de böyle oynarsa Sırbistan maçındaki kadar şanslı olmaz. Sırbistan ise kötü günündeydi. İkinci maçta 3 puan alamazlar ise şansları çok azalacak.
İngiltere kaleci sorununu aşamıyor
C Grubu'nun favorilerinden İngiltere ABD karşısında tam bir hayal kırıklığı yarattı. Maçın başında Gerrard'ın golü hazırlanış bakımından çok iyiydi ama İngiltere takımı 90 dakikada başka olumlu bir iş yapmadı. Eski Dünya Kupası maçlarında daha iyi görüntü veren ABD takımı ise bu sefer vasattı. İngiliz kaleci Robert Green'in ikramı olmasa ABD'nin gol atacağı yoktu. İngiltere'nin kaleci sorunu yıllardır var, bir türlü bu problemi çözemediler. 1966'dan beri kupaya hasret olan İngilizler bu sefer de ilk maç sonunda pek umut vermedi. Grubun diğer iki takımının mücadelesi ise belki de turnuvanın oynanan en kötü maçlarından biri olacak. İki takım da maç bitse de gitsek görüntüsündeydi. Son dakikalarda Slovenya'nın golü adeta bir talih kuşuydu. İngiltere ve ABD'nin puan kaybettiği maç sonunda Slovenya'nın 3 puan alması grupta Slovenya'ya az da olsa bir avantaj sağladı.
Arjantin'in savunması arızalı
B Grubu'nda ilk maçlar sonunda iki kazanan, iki de kaybeden takım vardı. Arjantin ve Güney Kore gülerken, Yunanistan ve Nijerya turnuvaya yenilgi ile başladılar. Arjantin, Nijerya maçına çalışılmış bir golle başladı. 35 yaşındaki tecrübeli orta saha oyuncusu Juan Sebastian Veron'un ortasında gerilerden gelen Gabriel Heinze güzel bir kafa vuruşuyla topu ağlara yolladı. Veron maçtan sonra yaptığı açıklamada bu pozisyonu Maradona'nın onlara çalıştırdığını söyleyerek hocalarını onore etti. Hücum hattında çok güzel varyasyonlar deneyen Arjantin, Nijerya kalecisini sadece bir kez geçebildi. Özellikle Messi'nin hazırladığı pozisyonları bir bir harcayan Arjantin, savunmasındaki hatalarla ileriki maçlar için iyi sinyaller vermedi. Grubun diğer maçında ise Güney Kore fırtınası vardı. Agresif oyun tarzı ile Güney Kore adeta Yunanistan'ı pes ettirdi ve hızlı oyunu ile maçı aldı götürdü. Güney Kore bu oyun anlayışını devam ettirirse gruptan rahat çıkar.
Fransa'nın ahı gitmiş vahı kalmış
A Grubu'nda ev sahibi Güney Afrika Meksika önünde ilk yarı adeta tel tel döküldü. Meksika özellikle Giovani dos Santos'un başlattığı akınlarla etkili oldu. Meksika kimi zaman becerisizlikten kimi zamanda Güney Afrika kalecisinin başarılı performansı nedeni ile gole ulaşamadı. İkinci yarı toparlanan Güney Afrika seyirci desteğini de arkasına alarak Meksika kalesine gelmeye başladı ve Tshabalala'nın muhteşem golüyle öne geçti. Gol kadar Güney Afrika'nın gol sevinci de görülmeye değerdi. Daha sonraki dakikalarda hücum yerine savunmayı düşünen Güney Afrika kalesini iyi savunamadı ve beraberlik golüne engel olamadı. Güney Afrika öne geçtikten sonra aynı oyun anlayışını sürdürse, Meksika'yı yenerdi ama tecrübesizliğinin kurbanı oldu. Grubun diğer maçında ise 1998 Dünya Şampiyonu Fransa, Uruguay ile golsüz berabere kaldı. Futbolun önde gelen ülkelerinden biri olan Fransa'nın performansı ise tam bir hayal kırıklığıydı. Koca 90 dakika boyunca tek gol pozisyonu yakalayan Fransa, bu futboluyla turnuvada çok fazla ilerleyemez. Uruguay ise daha çok savunmayı düşünen ve Forlan bir fırsat yakalar da atar oyun anlayışını benimseyen bir takım portresi çizdi.

C Grubu'nun favorilerinden İngiltere ABD karşısında tam bir hayal kırıklığı yarattı. Maçın başında Gerrard'ın golü hazırlanış bakımından çok iyiydi ama İngiltere takımı 90 dakikada başka olumlu bir iş yapmadı. Eski Dünya Kupası maçlarında daha iyi görüntü veren ABD takımı ise bu sefer vasattı. İngiliz kaleci Robert Green'in ikramı olmasa ABD'nin gol atacağı yoktu. İngiltere'nin kaleci sorunu yıllardır var, bir türlü bu problemi çözemediler. 1966'dan beri kupaya hasret olan İngilizler bu sefer de ilk maç sonunda pek umut vermedi. Grubun diğer iki takımının mücadelesi ise belki de turnuvanın oynanan en kötü maçlarından biri olacak. İki takım da maç bitse de gitsek görüntüsündeydi. Son dakikalarda Slovenya'nın golü adeta bir talih kuşuydu. İngiltere ve ABD'nin puan kaybettiği maç sonunda Slovenya'nın 3 puan alması grupta Slovenya'ya az da olsa bir avantaj sağladı.

B Grubu'nda ilk maçlar sonunda iki kazanan, iki de kaybeden takım vardı. Arjantin ve Güney Kore gülerken, Yunanistan ve Nijerya turnuvaya yenilgi ile başladılar. Arjantin, Nijerya maçına çalışılmış bir golle başladı. 35 yaşındaki tecrübeli orta saha oyuncusu Juan Sebastian Veron'un ortasında gerilerden gelen Gabriel Heinze güzel bir kafa vuruşuyla topu ağlara yolladı. Veron maçtan sonra yaptığı açıklamada bu pozisyonu Maradona'nın onlara çalıştırdığını söyleyerek hocalarını onore etti. Hücum hattında çok güzel varyasyonlar deneyen Arjantin, Nijerya kalecisini sadece bir kez geçebildi. Özellikle Messi'nin hazırladığı pozisyonları bir bir harcayan Arjantin, savunmasındaki hatalarla ileriki maçlar için iyi sinyaller vermedi. Grubun diğer maçında ise Güney Kore fırtınası vardı. Agresif oyun tarzı ile Güney Kore adeta Yunanistan'ı pes ettirdi ve hızlı oyunu ile maçı aldı götürdü. Güney Kore bu oyun anlayışını devam ettirirse gruptan rahat çıkar.

A Grubu'nda ev sahibi Güney Afrika Meksika önünde ilk yarı adeta tel tel döküldü. Meksika özellikle Giovani dos Santos'un başlattığı akınlarla etkili oldu. Meksika kimi zaman becerisizlikten kimi zamanda Güney Afrika kalecisinin başarılı performansı nedeni ile gole ulaşamadı. İkinci yarı toparlanan Güney Afrika seyirci desteğini de arkasına alarak Meksika kalesine gelmeye başladı ve Tshabalala'nın muhteşem golüyle öne geçti. Gol kadar Güney Afrika'nın gol sevinci de görülmeye değerdi. Daha sonraki dakikalarda hücum yerine savunmayı düşünen Güney Afrika kalesini iyi savunamadı ve beraberlik golüne engel olamadı. Güney Afrika öne geçtikten sonra aynı oyun anlayışını sürdürse, Meksika'yı yenerdi ama tecrübesizliğinin kurbanı oldu. Grubun diğer maçında ise 1998 Dünya Şampiyonu Fransa, Uruguay ile golsüz berabere kaldı. Futbolun önde gelen ülkelerinden biri olan Fransa'nın performansı ise tam bir hayal kırıklığıydı. Koca 90 dakika boyunca tek gol pozisyonu yakalayan Fransa, bu futboluyla turnuvada çok fazla ilerleyemez. Uruguay ise daha çok savunmayı düşünen ve Forlan bir fırsat yakalar da atar oyun anlayışını benimseyen bir takım portresi çizdi.