New York Knicks, yoksa Carmelo'suz daha mı iyi?

New York Knicks ekibi her sene yeni bir dramasıyla, bitmek bilmeyen takas söylentileri içerisinde oynamaya çalıştığı basketbol ile ve takım sahibi Phil Jackson'ın takım içi düzenine yerli yersiz karışmasıyla tam anlamıyla bir kaos ortamı içerisinde.

Haber; Sporx.com
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
New York Knicks, yoksa Carmelo'suz daha mı iyi?
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
03 Şubat 2017 17:21
Son güncelleme 03 Şubat 2017 17:23
New York Knicks ekibi her sene yeni bir dramasıyla, bitmek bilmeyen söylentiler ve takaslar içerisinde oynamaya çalıştığı basketbol ile ve takım sahibi Phil Jackson'ın takım içi düzenine yerli yersiz karışmasıyla tam anlamıyla bir kaos ortamı içerisinde.

Bundan 5 sene önce Denver Nuggets'tan gelerek Knicks'e büyük umutlar aşılayan ve bugün bile ligin en tehlikeli skorerlerinden biri olan Carmelo Anthony, sezon içerisinde özellikle geçtiğimiz ay içerisinde başında dolanan takas dedikodularıyla uğraşmak zorunda kalıyor.

Sabırsız ve aksiyonu seven New York seyircisi, aslında bu konuda pek sabırsız sayılmaz. Çünkü geçtiğimiz 3 sezondur playoff yüzü göremeyen Knicks'lilerin bu sezon başında Derrick Rose ve Joakim Noah'yı kadroya katarak belli ölçüde vaadi olduğunu görebiliyorduk. Hem de 'unicorn' Kristaps Porzingis'in kendine iyice yatırım yapmaya devam etmesi ve oldukça etkili bir oyuncu olmasıyla birlikte, Carmelo'nun da skorerliği eklenince Knicks, kağıt üzerinde etkili takımlardan biri olabilirdi.

Peki ne oldu?

Rose beklenenden bir tık daha verimli oldu. Carmelo eski patlayıcılığında olmasa da güzel maçlar çıkardı. Porzingis'in gelişimini, bire bir pozisyonlarda yapabildiklerini, sahada akıllıca kararlar vermesini seyrettik. Ama şu var ki, savunma anlamında bu takım potasında maç başına 108.5 sayı görüyor ki, bu alanda NBA'in 6. sırasında yer alıyorlar.



Carmelo'nun savunmada çok efor harcamadığını zaten biliyoruz, fakat bu açığı bir nebze kapatabilecek Noah bekleneni verebildi mi? Vermedi. Bu alanda (Sakatlığı sonrası eski mobilitesini kaybettiği için) büyük risk alan Knicks yönetimi, bunun bedelini ödüyor gibi duruyor.

Bunca zaman 'Carmelo'nun takas edilmesi lazım' şeklinde söylenen laflar arasında şunu söylemek lazım ki, Carmelo kendi istemeden hiçbir yere gidemez. Çünkü bilindiği gibi kontratında takas vetosu maddesi bulunuyor. Yani son söz onda kalıyor ve apar topar bir yere gönderilemiyor.

Kendisi bu opsiyonu kaldırmakta pek de istekli gözükmüyor. Melo birkaç yıl önce Chicago Bulls'un teklifini kabul etmeyip Knicks'te 5 yıllık 124 milyon dolara kalmaya karar verince, herkes doğal olarak bunu para için yaptığını söylüyordu. Lakin şöyle bir durum var ki, Melo New York'u çok seviyor. Her demecinde Knicks'i oyuncuların gelmek istediği nokta yapmak istediğini, ailesinin orayı çok sevdiğini de ekleyip duruyor. Melo bilindiği gibi Brooklyn doğumlu ve çocukluğu da burada geçti (Bir süre de Baltimore'da) O yüzden New York ile arasındaki bağ tartışılmaz derecede kuvvetli.

Knicks taraftarına illallah ettiren durum ise kağıt üzerinde NYK'te hiçbir başarı kazanamaması. Playofflarda en fazla 2012'de Indiana ile yarı final görebilen Knicks takımları, Boston ve Miami ekiplerine karşı da ilk turda elenmişlerdi.

Carmelo oyun olarak yine de izlenmesi zevk veren sayısız performanslar ortaya koysa da, takım genel olarak oynanan oyunla bekleneni veremiyor, sistemi oturmuş bir basketbol izletemiyordu.

Asıl konuya gelirsek, NYK, Knicks taraftarı ve Phil Jackson'ın bu denli istediği kadar Melo'suz daha mı iyi?

Buna hem rakamlarla, hem de izlediklerimizle yanıt bulabiliriz.

Öncelikle Melo, ekmek parasını bire bir basketbol üzerinden kazanan bir basketbolcu. Bu konuda artık ustalaştığını bilmeyen yok. Her üçlü tehdit pozisyonuna geçtiğinde kesinlikle birbirinden farklı hareketleri izleyebileceğimiz ve inanılmaz bir bileğe sahip olan Carmelo'nun, basketbolun fundamentallarından en önemlilerini yüksek seviyede oyununda barındırdığını biliyoruz. Kim ne derse desin, hala ligin en büyük skor tehditlerinden biri.

Ama bu durumun doğurduğu etkiler artık günümüz basketbolunda artıdan çok eksiye gidiyor gibi gözüküyor.



Takımların olabildiğince hızlı pas çevirdiği, en uygun adamın değil, ilk boş adamın şut kullanmaya yöneldiği oyunda Carmelo'nun topu kullanırken oyunu yavaşlatması, hatta çoğunlukla durdurması, bu sistemin sürekliliğine oldukça zarar veriyor. %43 ile aslında çok da kötü bir yüzdeyle şut atmasa da, artık kaçan her şut, aslında bir top kaybı değerinde çünkü takımlar hızlı hücuma daha hızlı çıkıyorlar.

O zaman Carmelo sahadayken ve sahada değilken Knicks'in durumuna rakamlarla bakmak gerekir:

Bu sezon Melo, Knicks'le birlikte 1657 dakika sahada kalmış ve Knicks de onsuz 778 dakika oynamış.

Knicks, Melo ile sahada %49.8 ile isabet bulurken, Melo'suz bu rakam %49.3.

New York kadrosu Carmelo ile sahada ribaundların %50.9'unu toplarken, Melo'suz bu rakam %51.4.

NYK, Melo sahadayken %52.3 asist oranına sahipken, Melo olmadan %58.0 oranında daha çok asist yapmış.

Top çalma yüzdeleri ise Melo varken %6.7, yokken 8.4. Bloklar için ise bu rakamlar sırayla 8.7 ile 11.3.

Ama şu var ki, takım Carmelo ile %13.3 oranında top kaybı yaparken, onsuz topa sahip olamıyor gibi. Rakam %17.2'ye çıkıyor.

Ve izleyicileri en çok ilgilendiren nokta, Knicks, melosuz hücumda ne kadar iyi?

New York tayfası, Carmelo sahadayken 110.0 hücum reytingine sahipken, o sahada yokken bu rakam 104.9'a geriliyor.

'Sevgi-nefret' ilişkisi gibi. Melo ile çoğu zaman olmuyor, ama Melo'suz da olmuyor. Savunma rakamlarında artış görüyoruz fakat bu rakamlar kötünün iyisi olan rakamlar, ki zaten bahsettiğimiz gibi maç başına yedikleri sayı ortalaması da bunun bir özeti. Hücum tarafında ise işler daha farklı.

Topu Carmelo gibi pozisyon var ederek üretebilecek belki de Derrick Rose var, o da Melo kadar istikrarlı değil. Daha yüzdeli şut atıyor (%45) ama bire bir pozisyonlardan çok deliğe gitmeyi tercih eden bir oyuncu Rose.

Ama sahada neredeyse yapamadığı şey yok gibi olan Porzingis, bu alanda Melo'yu yakalayamayacak olsa da (Oyun tarzı olarak) saha içinde maç başına bulduğu basket sayısı Melo'dan çok uzakta değil. (Porzingis 6.9 isabet, Melo 8.3 isabet)

Porzingis etrafında yeniden yapılanmaları daha olası duran Knicks takımı, bunu yaparken Melo'dan kurtulmamalı. Takımın simge ismi Melo, belli bir oyun stiline, Phil Jackson'ın dediği gibi topu elinde 2 saniyeden fazla tutmadan gezdirebildikleri bir sisteme kendini aşılasa daha sağlıklı sonuçlar alınabilir. Fakat hayatı boyunca alıştığı bir oyundan bir insanı vazgeçirmek de kolay iş değil.

Chicago Bulls yıldızı Dwyane Wade nasıl artık daha çok üçlük isabeti bulmaya başladıysa, (2011'den beri ilk defa maç başına 2'nin üzerinde üçlük deniyor ve 2.5 denemede 0.8 isabet buluyor.) Melo da belli şeyler uğruna bir şeyleri değiştirebilir. Belki o zaman sahada drama yerine galibiyet sonrası yapılan röportajlar görürüz...

YAZI: DOĞUŞ ÇİFTÇİ

GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
Tümü
 Reklam