Real Valladolid Başkanı Ronaldo Nazario, şike, futbolcular, başkanlık eğitimi, sevdiği takımlar ve transfer hakkında Marca'ya konuştu.
İşte Ronaldo Nazario'nun çarpıcı açıklamaları:
"Başkanlığın ilk yılı nasıl geçti?"
- Maçlar sırasında kendimi çok kez tuttum. Taraftarlar ve oyuncular istedikleri gibi tepkiler verebiliyordu ama ben içimde tutmak, sessiz kalmak zorundaydım. Bir oyuncudan daha çok acı çekiyorsun. Oyuncuyken, maçı değiştirebilme kapasitem vardı. Şimdiyse bu kadar etkim yok.
"Saha kenarında yaşadığın en acı verici an hangisiydi?"
- Çok fazla var. Her şeyin kötü gittiğini gördümüz anlar yaşadık. VAR hataları oldu, kendi hatalarımızdan puan kayıpları yaşadık ama ne olursa olsun tüm acılarımızı günün sonunda Vallecas'ta yaşadık. Girona maçındaki penaltı, Levante maçında oyuncumuzun atılması derken çok zor anlarımız oldu. Ancak, en sonunda yaşadığımız mutluluk ve eğlence hepsine değdi.
"ŞİKEYİ ANLAYABİLMEK KOLAY DEĞİLDİR"
"Valencia ile oynanan maçta şike yapıldığını hissettiniz mi?"
- Bunu anlayabilmek kolay değildir. Valencia zaten Şampiyonlar Ligi için oynuyordu ve bir galibiyet serisi yakalamışlardı. Her şey çok karmaşık. Tanrıya şükür ki son haftaya küme düşme tehlikesiyle girmedik.
"Neden teknik direktör değil de başkan olmayı seçtiniz?"
- Teknik direktör olmak gibi bir düşüncem hiçbir zaman yoktu. Ben de daha çok yönetim aklı var. Bu nedenle takım almak istedim. 2 yıldır Avrupa'da takım arıyordum. Sonrasında, ABD'den Fort Lauderdale Strikers'ı bulduk ancak MLS'te bir takım satın almak 150 milyon dolara mal oluyordu. Sonra Valladolid ihtimali doğdu. Kulübü satın alırken aklımızda her şey belliydi, planlarımız vardı. Kulüp sahibi olmak bir hobidir ancak biz büyük bir şehrin takımı aldık.
"FUTBOLU BİLMEDEN BAŞKANLIK YAPILIR"
"Başkanlık yaparken kimlerden esinleniyorsunuz?"
- Üç başkan bana ilham veriyor. Massimo Moratti, Florentino Perez ve Corinthians'tan Andres Sanchez. Florentino, en çok sohbetimin olduğu ve bağlantı kurduğum başkan. Kulüp ve şehir üstünde çok büyük bir etkisi vardır. Madrid'e transfer olduğumda oraya giden üçüncü 'Galactico'ydum ve her şey yolundaydı. Büyük bir fubol projesiydi. Florentino, sadece en iyi oyuncuları almaya odaklı bir başkandır. Bunu Brezilya'da deneyen ise Corinthians'tır. Ben transfer olurken , bana direkt olarak para ödemediler. Bunun için sponsor buldular ve transferi hallettiler.
"Futbolu bilmeden iyi bir başkan olmak mümkün müdür?"
- Evet olabilirsiniz. Kulüp başkanlığı tamamen yönetme kapasitesiyel alakalı. Fakat, futbolu biliyor olmam bana başka türlü avantajlar sağlıyor. Futbol sonuçlar oyunudur, bir kumar değildir. Kötü sonuçlar arka arkaya geldiğinde herkesi bir yemekte topladım ve konuştum. Ardından işler düzeldi. Ben futbolcuların nasıl daha iyi oynayacağını biliyorum ve onlar aistediklerini verdim.
"2.5 YIL LONDRA'DA EĞİTİM ALDIM"
"Başkan olmadan önce pazarlama ve reklam dallarında hazırlıklar yıllardır yapıyor muşsun?"
- Evet, bu dersleri çok sevdim. Kariyerim boyunca şirket sahibi olma isteğim vardı ve bu konularda çok meraklıydım. Şirketlerle, sponsorlarla birebir ilişkiler kurdum. Londra'da 2.5 yıl boyunca reklamcılık ve pazarlama eğitimleri aldım.
"Pique'nin başkanı olduğu bir kulüp ile senin başkanı olduğun bir kulübü izlemek keyifli olur."
- Bence Pique'de de o yetenekler var. Çok zeki ve kapasiteli bir insan. Her zaman iş dünyasının içinde ve onda çok büyük bir potansiyel görüyorum. Messi ile güçlü bir birliktelikleri var. Onu ne zaman 'şeref tribünü'nde görürüm bilmiyorum. Şu an futbol hayatı devam ediyor zaten. Bence, eski futbolcular kulüp alarak yatırım yapma konusuyla daha fazla ilgilenmeli.
"GIRONA'NIN BÜTÇESİ BİLE 3 KATIMIZ"
"Avrupa Süper Ligi projesini nasıl değerlendiriyorsun?"
- Bence Avrupa'da bu fikir iş yapmaz. Şampiyonlar Ligi zaten çok heyecan verici bir lig. Bu tip bir mücadele, ulusal liglere ve tarihsel rekabetlere çok büyük zararlar verir. Şampiyonlar Ligi'nin şu andaki modeli biraz daha geliştirilebilir. Avrupa Süper Ligi için düşündükleri takvime göre ulusal ligler ne zaman oynanacak. Futbolcular mahvolur. Televizyon gelirleri bir miktar artar ama iki yıl sonra düşer.
"Valladolid gibi bir kulüple büyüklere karşı mücadele etmek ne kadar zor?"
- Çok zor ama imkansız değil. Bu sezon ligin en düşük bütçelerinden birine sahiptik. Girona'nın bile bizden 3 kat daha fazla bütçesi vardı. Bu sezon futbol tanrıları bize yardım etti. Gelecekte sadece TV gelirlerine bağımlı olmadan ayakta duran bir kulüp inşa edeceğiz.
"MBAPPE, BANA BENZİYOR, SEVİYORUM"
"Başkan sen olsaydın ve Sergio Ramos sana gelip "Çin'e bedava gitmek istiyorum." deseydi cevabın ne olurdu?"
- Kadromda Sergio Ramos yok ve onun kazandığı parayı ödeyemem. Bizim durumumuzda Calero'yu birçok takım istiyor. Serbest kalma bedeli düşük, sadece 11 milyon euro. Bizimle masaya oturup pazarlık yapmaları gerekiyor. Hem onu, hem de kulübün geleceğini düşünerek hareket etmek gerekiyor.
"İnsanlar, Kylian Mbappe de seni görüyor. Ne düşünüyorsun?"
- Evet, bana çok benziyor. Onu izlemeyi seviyorum. Çok hızlı ve kararlı bir genç. Sadece 20 yaşında ve onu 3 yıldır en üst seviyede izliyoruz. Çok yetenekli bir genç. Onu satın almak için ne kadar paraya ihtiyaç olduğunu hayal bile edemiyorum. Şimdilerde yıldızlara çok fazla paralar ödeniyor. Bizim zamanımızda bir yıldız için 40 milyon yeterdi. Zidane için 100 ödendi ve o rakam o gün için çok çok fazlaydı.
"Bugün oynuyor olsaydın, bonservisin ne kadar olurdu."
- Bilemiyorum. Çok fazla olurdu herhalde.
"MADRID, BİR DEVRİM PEŞİNDE"
"Tanıdığın bir başkana Mbappe'yi transfer etmesi tavsiyesinde bulundun mu?"
- Buna gerek yok ki. Mbappe veya Neymar. Bu oyuncular çok büyük potansiyeller ve transfer pazarı da çok eğlenceli. Biz bile bu işten keyif alıyoruz. Bu yaz 5-6 oyuncuyu transfer etmek istiyoruz. Madrid ise küçük çaplı bir devrim peşinde.
"Vinicius seni şaşırttı mı?"
- Hayır, çünkü onu Flamengo'da izlemiştim. Çok kaliteli bir oyuncu ve 40 milyon euro'yu kesinlikle hak ediyor. Onu ilk 11'e koydular ve ne kadar kaliteli olduğunu gördüler. Biraz kararlılık problemi var ama henüz 18 yaşında olduğunu unutmamak lazım.
"Ve Rodrigo?"
- Rodrigo henüz 19 yaşında. Teknik kapasitesi çok yüksek ve çok hızlı. Brezilya Milli Takımı'nın geleceğinde de yeri olan 2 büyük yetenek ve Madrid'de de çok etkili olacaklardır.
"BİR TIR GİBİ BARÇA'NIN ÜSTÜNDEN GEÇTİ"
"Ajax'ın Real Madrid'i 4-1 ve Liverpool'un Barcelona'yı 4-0 yendiği maçlarda tribündeydiniz. Ne düşündünüz?"
- Çok büyük sürprizlerdi. Şampiyonlar Ligi'nde gruplardan sonraki maçlar çok çılgın geçti. Seviye çok yükseldi ve maçların kalitesi yıkıcıydı. Barcelona gibi bir takımın bile Anfield'da nasıl dağıldığını gördünüz. Liverpool, bir tır gibi Barcelona'nın üstünden geçti. Real Madrid ve Barcelona'nın bu sezonki problemi istekti. Rakiplerine karşı kararlı gözükmediler.
"Hangi takım favorin?"
- Tüm iyi futbol oynayan takımları seviyorum. Liverpool'un Barcelona'ya karşı oynadığı maçtaki tutku, çok farklıydı. Hiç öylesini görmemiştim.
"YOLSUZLUĞUN TAM KARŞISINDAYIZ"
"Valladolid Başkanı olarak takım kaptanının bahis şikesine karıştığını duyunca ne düşündün?"
- Çok şaşırdım. Umarım aklanır. Borja benim arkadaşım ve yapabilecek bir şeyim yok. Elimden gelen bir durum da yok. Soruşturmaların sağlıklı olacağına inanıyoruz. Biz şeffaf olmaya çalışan bir kulübüz. Futbolda bu tip şeylerin yeri yok. Umarım, Borja'nın durumu bir yanlış anlamadır. Kulüp olarak yolsuzluğun tam karşısındayız.
İşte Ronaldo Nazario'nun çarpıcı açıklamaları:
"Başkanlığın ilk yılı nasıl geçti?"
- Maçlar sırasında kendimi çok kez tuttum. Taraftarlar ve oyuncular istedikleri gibi tepkiler verebiliyordu ama ben içimde tutmak, sessiz kalmak zorundaydım. Bir oyuncudan daha çok acı çekiyorsun. Oyuncuyken, maçı değiştirebilme kapasitem vardı. Şimdiyse bu kadar etkim yok.
"Saha kenarında yaşadığın en acı verici an hangisiydi?"
- Çok fazla var. Her şeyin kötü gittiğini gördümüz anlar yaşadık. VAR hataları oldu, kendi hatalarımızdan puan kayıpları yaşadık ama ne olursa olsun tüm acılarımızı günün sonunda Vallecas'ta yaşadık. Girona maçındaki penaltı, Levante maçında oyuncumuzun atılması derken çok zor anlarımız oldu. Ancak, en sonunda yaşadığımız mutluluk ve eğlence hepsine değdi.
"ŞİKEYİ ANLAYABİLMEK KOLAY DEĞİLDİR"
"Valencia ile oynanan maçta şike yapıldığını hissettiniz mi?"
- Bunu anlayabilmek kolay değildir. Valencia zaten Şampiyonlar Ligi için oynuyordu ve bir galibiyet serisi yakalamışlardı. Her şey çok karmaşık. Tanrıya şükür ki son haftaya küme düşme tehlikesiyle girmedik.
"Neden teknik direktör değil de başkan olmayı seçtiniz?"
- Teknik direktör olmak gibi bir düşüncem hiçbir zaman yoktu. Ben de daha çok yönetim aklı var. Bu nedenle takım almak istedim. 2 yıldır Avrupa'da takım arıyordum. Sonrasında, ABD'den Fort Lauderdale Strikers'ı bulduk ancak MLS'te bir takım satın almak 150 milyon dolara mal oluyordu. Sonra Valladolid ihtimali doğdu. Kulübü satın alırken aklımızda her şey belliydi, planlarımız vardı. Kulüp sahibi olmak bir hobidir ancak biz büyük bir şehrin takımı aldık.
"FUTBOLU BİLMEDEN BAŞKANLIK YAPILIR"
"Başkanlık yaparken kimlerden esinleniyorsunuz?"
- Üç başkan bana ilham veriyor. Massimo Moratti, Florentino Perez ve Corinthians'tan Andres Sanchez. Florentino, en çok sohbetimin olduğu ve bağlantı kurduğum başkan. Kulüp ve şehir üstünde çok büyük bir etkisi vardır. Madrid'e transfer olduğumda oraya giden üçüncü 'Galactico'ydum ve her şey yolundaydı. Büyük bir fubol projesiydi. Florentino, sadece en iyi oyuncuları almaya odaklı bir başkandır. Bunu Brezilya'da deneyen ise Corinthians'tır. Ben transfer olurken , bana direkt olarak para ödemediler. Bunun için sponsor buldular ve transferi hallettiler.
"Futbolu bilmeden iyi bir başkan olmak mümkün müdür?"
- Evet olabilirsiniz. Kulüp başkanlığı tamamen yönetme kapasitesiyel alakalı. Fakat, futbolu biliyor olmam bana başka türlü avantajlar sağlıyor. Futbol sonuçlar oyunudur, bir kumar değildir. Kötü sonuçlar arka arkaya geldiğinde herkesi bir yemekte topladım ve konuştum. Ardından işler düzeldi. Ben futbolcuların nasıl daha iyi oynayacağını biliyorum ve onlar aistediklerini verdim.
"2.5 YIL LONDRA'DA EĞİTİM ALDIM"
"Başkan olmadan önce pazarlama ve reklam dallarında hazırlıklar yıllardır yapıyor muşsun?"
- Evet, bu dersleri çok sevdim. Kariyerim boyunca şirket sahibi olma isteğim vardı ve bu konularda çok meraklıydım. Şirketlerle, sponsorlarla birebir ilişkiler kurdum. Londra'da 2.5 yıl boyunca reklamcılık ve pazarlama eğitimleri aldım.
"Pique'nin başkanı olduğu bir kulüp ile senin başkanı olduğun bir kulübü izlemek keyifli olur."
- Bence Pique'de de o yetenekler var. Çok zeki ve kapasiteli bir insan. Her zaman iş dünyasının içinde ve onda çok büyük bir potansiyel görüyorum. Messi ile güçlü bir birliktelikleri var. Onu ne zaman 'şeref tribünü'nde görürüm bilmiyorum. Şu an futbol hayatı devam ediyor zaten. Bence, eski futbolcular kulüp alarak yatırım yapma konusuyla daha fazla ilgilenmeli.
"GIRONA'NIN BÜTÇESİ BİLE 3 KATIMIZ"
"Avrupa Süper Ligi projesini nasıl değerlendiriyorsun?"
- Bence Avrupa'da bu fikir iş yapmaz. Şampiyonlar Ligi zaten çok heyecan verici bir lig. Bu tip bir mücadele, ulusal liglere ve tarihsel rekabetlere çok büyük zararlar verir. Şampiyonlar Ligi'nin şu andaki modeli biraz daha geliştirilebilir. Avrupa Süper Ligi için düşündükleri takvime göre ulusal ligler ne zaman oynanacak. Futbolcular mahvolur. Televizyon gelirleri bir miktar artar ama iki yıl sonra düşer.
"Valladolid gibi bir kulüple büyüklere karşı mücadele etmek ne kadar zor?"
- Çok zor ama imkansız değil. Bu sezon ligin en düşük bütçelerinden birine sahiptik. Girona'nın bile bizden 3 kat daha fazla bütçesi vardı. Bu sezon futbol tanrıları bize yardım etti. Gelecekte sadece TV gelirlerine bağımlı olmadan ayakta duran bir kulüp inşa edeceğiz.
"MBAPPE, BANA BENZİYOR, SEVİYORUM"
"Başkan sen olsaydın ve Sergio Ramos sana gelip "Çin'e bedava gitmek istiyorum." deseydi cevabın ne olurdu?"
- Kadromda Sergio Ramos yok ve onun kazandığı parayı ödeyemem. Bizim durumumuzda Calero'yu birçok takım istiyor. Serbest kalma bedeli düşük, sadece 11 milyon euro. Bizimle masaya oturup pazarlık yapmaları gerekiyor. Hem onu, hem de kulübün geleceğini düşünerek hareket etmek gerekiyor.
"İnsanlar, Kylian Mbappe de seni görüyor. Ne düşünüyorsun?"
- Evet, bana çok benziyor. Onu izlemeyi seviyorum. Çok hızlı ve kararlı bir genç. Sadece 20 yaşında ve onu 3 yıldır en üst seviyede izliyoruz. Çok yetenekli bir genç. Onu satın almak için ne kadar paraya ihtiyaç olduğunu hayal bile edemiyorum. Şimdilerde yıldızlara çok fazla paralar ödeniyor. Bizim zamanımızda bir yıldız için 40 milyon yeterdi. Zidane için 100 ödendi ve o rakam o gün için çok çok fazlaydı.
"Bugün oynuyor olsaydın, bonservisin ne kadar olurdu."
- Bilemiyorum. Çok fazla olurdu herhalde.
"MADRID, BİR DEVRİM PEŞİNDE"
"Tanıdığın bir başkana Mbappe'yi transfer etmesi tavsiyesinde bulundun mu?"
- Buna gerek yok ki. Mbappe veya Neymar. Bu oyuncular çok büyük potansiyeller ve transfer pazarı da çok eğlenceli. Biz bile bu işten keyif alıyoruz. Bu yaz 5-6 oyuncuyu transfer etmek istiyoruz. Madrid ise küçük çaplı bir devrim peşinde.
"Vinicius seni şaşırttı mı?"
- Hayır, çünkü onu Flamengo'da izlemiştim. Çok kaliteli bir oyuncu ve 40 milyon euro'yu kesinlikle hak ediyor. Onu ilk 11'e koydular ve ne kadar kaliteli olduğunu gördüler. Biraz kararlılık problemi var ama henüz 18 yaşında olduğunu unutmamak lazım.
"Ve Rodrigo?"
- Rodrigo henüz 19 yaşında. Teknik kapasitesi çok yüksek ve çok hızlı. Brezilya Milli Takımı'nın geleceğinde de yeri olan 2 büyük yetenek ve Madrid'de de çok etkili olacaklardır.
"BİR TIR GİBİ BARÇA'NIN ÜSTÜNDEN GEÇTİ"
"Ajax'ın Real Madrid'i 4-1 ve Liverpool'un Barcelona'yı 4-0 yendiği maçlarda tribündeydiniz. Ne düşündünüz?"
- Çok büyük sürprizlerdi. Şampiyonlar Ligi'nde gruplardan sonraki maçlar çok çılgın geçti. Seviye çok yükseldi ve maçların kalitesi yıkıcıydı. Barcelona gibi bir takımın bile Anfield'da nasıl dağıldığını gördünüz. Liverpool, bir tır gibi Barcelona'nın üstünden geçti. Real Madrid ve Barcelona'nın bu sezonki problemi istekti. Rakiplerine karşı kararlı gözükmediler.
"Hangi takım favorin?"
- Tüm iyi futbol oynayan takımları seviyorum. Liverpool'un Barcelona'ya karşı oynadığı maçtaki tutku, çok farklıydı. Hiç öylesini görmemiştim.
"YOLSUZLUĞUN TAM KARŞISINDAYIZ"
"Valladolid Başkanı olarak takım kaptanının bahis şikesine karıştığını duyunca ne düşündün?"
- Çok şaşırdım. Umarım aklanır. Borja benim arkadaşım ve yapabilecek bir şeyim yok. Elimden gelen bir durum da yok. Soruşturmaların sağlıklı olacağına inanıyoruz. Biz şeffaf olmaya çalışan bir kulübüz. Futbolda bu tip şeylerin yeri yok. Umarım, Borja'nın durumu bir yanlış anlamadır. Kulüp olarak yolsuzluğun tam karşısındayız.
GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
