"Ahlı altın kemer" 24 yıldır sahibini arıyor

2001 yılında 640. Kırkpınar Yağlı Güreşleri finalinde sürenin bitmesinin ardından hakemlerin bir güreşçiye ihtar vermeyip mücadeleyi devam ettirmesi sonucu Ahmet Taşçı rakibi Vedat Ergin'in elini kaldırarak çekilmesiyle 3. daimi altın kemeri kazanma hakkını kaybederken, o kemer aradan geçen yıllara rağmen hiçbir pehlivana nasip olmadı.

Haber; AA, Fotoğraf; AA
Sporx'e ücretsiz abone ol,ilk bilen sen ol!
'Ahlı altın kemer' 24 yıldır sahibini arıyor
Klavye okları ile sonraki ya da önceki habere geçebilirsiniz.
08 Temmuz 2021 15:42
Tüm pehlivanların hayalini kurduğu altın kemerin 2 kez sürekli sahibi olan Ahmet Taşçı, 2001 yılında 3. kez daimi kemeri kazanmaya yakın olduğu maçta hakemlere sinirlenip rakibi Vedat Ergin'in elini kaldırıp kaybettiği tarihi maçın perde arkasını anlattı.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, 1982, 1983 ve 1984 yıllarında 3 kez üst üste Kırkpınar'da 1. olan Hüseyin Çokal daimi altın kemerin sahibi oldu.

Aradan geçen 6 yılın ardından çayırda boy göstermeye başlayan Karamürselli Ahmet Taşçı, 1990, 1991, 1992 ile 1995, 1996 ve 1997 yılları finalinde rakiplerini yenerek 2 sürekli altın kemeri almaya hak kazandı.

1999 ve 2000 yıllarında Kırkpınar'da başpehlivan olan Taşçı, 3. sürekli altın kemerin sahibi olmak için 2001 yılı finalinde rakibi Vedat Ergin'le karşılaştı.

Sürenin bitmesinin ardından hakemlerin bir güreşçiye ihtar vermeyip mücadeleyi devam ettirmesi sonucu Ahmet Taşçı, rakibi Vedat Ergin'in elini kaldırarak müsabakadan çekilmesiyle 3. daimi altın kemeri kazanma hakkını kaybetti.

Aradan 24 yıl geçmesine rağmen, güreşseverler arasında "ahlı kemer" olarak adlandırılan o altın kemer hiçbir başpehlivanda daimi olarak kalmadı.

2007, 2008 yıllarında Recep Kara, 2009, 2010 yıllarında Mehmet Yeşil Yeşil, 2011, 2012 yıllarında Ali Gürbüz, 2 yıl üst üste başpehlivan olmasına rağmen 3. yıllarında rakiplerine yenilerek altın kemerin daimi sahibi olmadı.

- "Benim için büyük bir üzüntü"

Ahmet Taşçı, AA muhabirine, 2001 yılında Kırkpınar'ın final güreşinin Vedat Ergin ile kendisi arasında yapıldığını belirterek, o günkü kurallar gereği aktif güreştiği için kemerin hakkının kendisinde olduğunu söyledi.

Bugün de o güreşin videoları izlendiğinde güreşseverlerin bu hakkı teslim ettiğini anlatan Taşçı, şöyle konuştu:

"Hakem heyeti o zaman ihtarı Vedat Ergin'e vermeyip maçı devam ettirdi. Ben de bir önceki maçta Hasan Tuna'yla zorlu maç yapmıştım, puanlamayla çıktım. Vedat Ergin'le aramızda 10 yaştan fazla fark var. Ben o zaman 43 yaşındayım. Ben 3. daimi altın kemeri göz önünde bulundurarak son saniyeye kadar neyim var neyim yoksa ortaya koydum. Süre bitiyor. Eğer süre biterse kural gereği 2 başpehlivandan birini elemek hakemlere kalıyor. Ben de onlara bırakmak istemiyordum. Vedat Ergin'i hakem kulesine kadar sürerek hücum ettim, pasif duruma düşürdüm. Maçı aldığımı düşünerek ortaya geldik. O arada süre de bitti. Saha hakemi o sırada kolumu tuttu kaldıracak diye beklerken hakem kulesine baktım. Normalde kolumu kaldırması lazım. Hakem kulesinden de devam işareti geliyor. Nasıl devam? Süre bitti? O dönem cumartesi ve pazar günleri bu şekilde sonlandırdıkları güreşler olmuştu. 'Tekrar güreşin' deyince kural çiğneniyor. Benim o yorgunluğum, ne varsa ortaya dökmüştüm, hakem güreş deyince ben de 'Alın siz güreşin' diye Vedat Ergin'in kolunu kaldırdım. Döndüm gittim. Normalde orada gidemem. Hakem heyetinin durdurması lazım. Öyle bir kural yok çünkü güreşip ya yenilmen lazım ya da yenmen lazım."

Böylece daimi 3. kemeri kazanma şansını yitirdiğini dile getiren Taşçı, "Daha sonra güreşseverlerden duydum, 'Senin ahlı kemerin bak kimse alamıyor.' gibi sözler çıktı. Herkes de böyle 2 sene alıp 3. yıl kaybeden başpehlivanlar olunca 'Hakikaten ah ettim mi?' diye düşündüm ama ah etmedim. Neticede hakkımız yenmedi değil yendi. Benim için büyük bir üzüntü. İlerlemiş yaşıma rağmen hem ata sporumuza katkımız olsun hem kırılmaz rekora imza atalım hevesiyle çaba ve emek harcamıştım. Kolay değil." ifadelerini kullandı.

- "Belki güreşseverlerin gözünde 3 oldu ama tescilleyemedik"

Taşçı, Kırkpınar'da güreşen başpehlivanların hepsinin "fidan gibi" olduğunu belirterek, Kırkpınar'da 3 yıl üst üste aynı performansı ve gücü korumanın kolay olmadığına dikkati çekti.

"Belki güreşseverlerin gözünde 3 oldu ama tescilleyemedik." diyen Taşçı, şöyle devam etti:

"Bugün o kemerin 'ahlı' olarak anılması, ah etmişliğim de yok ama bu beden bana Allah'ın emaneti. Hak yendiyse de Cenab-ı Allah'ın hakkı yenmiş gibidir, onun da bir bildiği vardır. Bunu şöyle de düşündüm, Edirne Belediye Başkanımıza bu yıl şunu diyebilirim, 'Şu kemeri bana verin de sonraki kemerle çocuklar devam etsin. Yoksa bunlara kemer veremeyeceksin.' Bu da Edirne için iyi olmaz, 8-10 yıl da 1 kemer çıkması lazım. Yağlı güreş zor bir spor. Çok zahmet çekilen bir spor, kemer sahibi olunsun. Çocuklar çalışmalarını onunla taçlandırsın ama bu kemer farklı ve değişik. Bir muamma oluştu."

 

GÜNÜN İLGİ ÇEKEN VİDEOSU
Tümü
 Reklam