Müstehap kelimesi birçok yerde karşımıza çıkar. Türkçe'de sözlük anlamı olarak sevilen, sevimli ya da yapılması mümkün olan iyi iş anlamındadır.
Dini olarak müstehap kelimesi ise Hz. Muhammed(S.A.V)'in bazı zamanlarda yapmayı bazı zamanlarda ise yapmamayı tercih ettiği eylemlere denir. Müstehap eylemler Peygamber efendimizin ömründe az da olsa yaptığı ve sevdiği hususlardır.
Müstehap eylemlerin dinen yapılması iyi sayılır ancak yapılmadıkları zaman herhangi bir sakınca da yoktur. Peygamber efendimizin bazen yapıp bazen terk ettiği eylemlerdir.
Müstehap eylemlere sünnet-i gayr-ı müekkede de denir. Müstehap eylemlerin din ile birlikteliği olsa da ikili ilişkilerin daha güzel ve verimli olmasını sağlayan edep ve adap kurallarıdır.
Müstehap kelimesinin aynı zamanda eş anlamda olduğu mendup, nâfile, tatavvu, âdâb gibi ifadeler de vardır. Müstehap ya da mendup fiiller Hz. Muhammed (S.A.V)'in tavsiyelerini ve ahlakını topluma yansıtmaya çalışır.
Müstehap fiil örnekleri ise şöyledir;
Sıcak mevsimlerde öğle namazının serin vakitte kılınması,
Sabah namazının hava aydınlanıncaya kadar kılınması,
Yeni doğan çocuğa yedinci gün isim takmak,
Güzel koku sürmek ve güzel kıyafetler giymek gibi…
TEŞRiK TEKBiRi NE ZAMAN BAŞLAR NE ZAMAN BİTER
Hz. Peygamberin, bayramının arefe günü sabah namazından başlayarak bayramın son günü ikindi namazına kadar, ikindi namazı da dahil olmak üzere farzlardan sonra teşrik tekbirleri getirdiğine dair rivayetler vardır (Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra, III, 315; Darekutni, es-Sünen, III, 439, 440)

Buna göre Hanefilerde tercih edilen görüşe göre arefe günü sabah namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar 23 vakit, her farzın ardından teşrik tekbiri getirmek, kadın erkek her Müslümana vaciptir. Teşrik günlerinde kazaya kalan namaz aynı günlerde kaza edilirken teşrik tekbirleri de getirilir. Teşrik günleri çıktıktan sonra kaza edilmeleri halinde ise tekbir getirilmez. Namaz kaza edilmedikçe tekbirler kaza edilmez (Serahsi, el-Mebsut, II, 43-44; ibnü'l-Hümam, Feth, II, 82). Şafii mezhebine göre ise teşrik tekbirleri sünnettir (Maverdi, el-Havi, II, 500-501).
TEŞRiK TEKBiRi NEDiR? TEŞRiK TEKBiRi NaSIL GETiRiLiR?
Teşrik tekbirleri, arefe günü sabah namazıyla başlayan ve Ramazan bayramının üç gününü kapsayan zaman dilimine ve zilhicce ayının belli günlerinde farz namazların ardından söylenen tekbire verilen isimdir. Bayramda teşrik tekbiri başlangıç ve bitişi, Zilhiccenin muayyen günlerinde farz namazların ardından özel lafızlarla getirilen teşrik tekbirleri, arefe günü başlayıp, Ramazan Bayramının üçüncü günü sona ermektedir.
TEŞRiK TEKBiRi
Hanefi, Hanbeli, Zahiri ve Zeydi mezheplerine göre teşrik tekbirleri "allahüekber allahüekber la ilahe illallahü vallahü ekber allahüekber ve lillahi'l-hamd" şeklindedir.
Bazı kaynaklarda bu lafızlar Hz. ibrahim'e nisbet edilmiştir (ibn abidin, II, 178-180; ayrıca bk. es-Saffat 37/100-110). Malik ve Şafii teşrik tekbirlerinin üç defa "allahüekber" denilerek yerine getirileceğini söylerken sonraki dönem Şafii ve Maliki fakihleri diğer mezheplerce belirlenen tekbir ibaresinin okunmasını da uygun görmüştür.
Şafiiler ayrıca buna, "La ilahe illallahü vallahü ekber allahüekber ve lillahi'l-hamd; allahüekber kebiren ve'l-hamdü lillahi kesiren ve sübhanellahi bükraten ve asila" lafızlarının eklenmesinin uygun olacağını, ardından, "La ilahe illallahü ve la na'büdü illa iyyahü muhlisine lehü'd-dine ve lev kerihe'l-kafirun; La ilahe illallahü vahdeh sadaka va'deh ve nasara abdeh ve hezeme'l-ahzabe vahdeh; La ilahe illallahü vallahü ekber" ibarelerinin katılmasının müstehap olduğunu söylemişlerdir (Şirbini, I, 315).