Selim KORAY yazıyor
Fenerbahçe, Antalya deplasmanında rakibine oranla her açıdan çok üstün oynadı ve haklı bir galibiyet aldı.
Ceza sahasına yapılan sayısız ortalar, direkte patlayan şutlar, rakip defanstan dönen topları baskı yaparak yeniden atağa dönüştürme çabaları, kornerler, taç'tan gelen çalışılmış hamleler, ara pasları, çizgiye inilip yapılan ortalar...Kitapta ne varsa denendi.
Tüm girişimlere rağmen ilk devre berabere bitti ama 3 puan ibresi uzak ara Fenerbahçe'yi gösteriyordu nitekim Ozan'ın golü 2'ci devrenin hemen başında geldi ama Podolski usta işi bir golle cevap verince Fenerbahçe'nin sevinci 3 dk. sürdü.
Maçın sonu yaklaşıyor, Fenerbahçe herşeyi deniyor ama gol bulamıyordu. Geriye tek bir hamle kalmıştı; ceza sahasında çalımla adam eksiltebilecek Perotti'nin oyuna girmesi ve Perotti tam da en ihtiyaç duyulan günde hazırdı ve Erol Bulut tarafından 62 dk. oyuna alındı.
Perotti maça girdikten sonra uzun süredir 10 kişi oynayan yorgun Antalya defansını tek kelimeyle "bitirdi" ve sonrasında penaltıyı ve belki de maçı kazandırdı.
Eleştirebileceğim tek konu Fenerbahçe'nin gol girişimlerinde yan ortalara aşırı ağırlık vermesi ve rakipler tarafından fazla "öngörülebilir" hale gelmeye başlamış olması ayrıca Samatta, Valencia ve Pelkas'ın bu tarz uzaktan gelen ortaları kafa vuruşuyla gole çevirmeye yatkın oyuncular olup olmadıkları da tartışmaya açık bir mevzu.
Fenerbahçe'nin atakları yaratıcı ve rakibi şaşırtan hamlelerle birlikte geldiğinde daha etkili oluyor, nitekim ilk gol, korneri direkt kullanmak yerine Ozan'a yerden verilen sürpriz bir pasla geldi.
Fenerbahçe'nin daha fazla denemesi gereken ve daha etkin olan gol girişimlerine başka örnekler vermek gerekirse:
Fenerbahçe taktik taç atışlarında çok başarılı oldu, ilk devre 2 taç atışının 2'side mükemmeldi ve önemli gol pozisyonları yarattı, birisini Valencia kafayla, diğerini de Ozan ayakla üstten avuta attı.
Dk. 12, Caner'in ortasında Pelkas'ın rakibi şaşırtmak amacıyla topun üstünden atlamasından sonra hemen arkasındaki Samatta'nın topu yumuşatarak Valencia'nın önüne bırakması Antalyaspor defansının en zor anıydı.
Dk.36, Sosa-Gökhan verkaçında Sosa'nın altıpasa kadar inerek çok önemli bir gol pozisyonu hazırlaması rakip stoperin topu son anda kornere çelmesiyle sonuçlandı.
Önümüzdeki haftalarda, hücum setlerinin gelişmesi, yan orta ve kornerlere daha sürpriz ve yaratıcı hamleler eklenmesiyle birlikte Fenerbahçe'nin daha başarılı olacağını düşünüyorum.
Ozan en iyi maçlarından birini oynadı, ofansif hamlelerine ek olarak Antalyaspor'un bazı kontrataklarını da keserek çok değerli işlere imza attı.
Perotti için de ayrı parantez açalım. Perotti'yi gerçekten çok beğendim, eğer formda kalmayı başarırsa Fenerbahçe'ye karşı kapanan takımların baş belası ve Türkiye Ligi'nin de en iyi sol kanat oyuncusu olur.
Fenerbahçe, Antalya deplasmanında rakibine oranla her açıdan çok üstün oynadı ve haklı bir galibiyet aldı.
Ceza sahasına yapılan sayısız ortalar, direkte patlayan şutlar, rakip defanstan dönen topları baskı yaparak yeniden atağa dönüştürme çabaları, kornerler, taç'tan gelen çalışılmış hamleler, ara pasları, çizgiye inilip yapılan ortalar...Kitapta ne varsa denendi.
Tüm girişimlere rağmen ilk devre berabere bitti ama 3 puan ibresi uzak ara Fenerbahçe'yi gösteriyordu nitekim Ozan'ın golü 2'ci devrenin hemen başında geldi ama Podolski usta işi bir golle cevap verince Fenerbahçe'nin sevinci 3 dk. sürdü.
Maçın sonu yaklaşıyor, Fenerbahçe herşeyi deniyor ama gol bulamıyordu. Geriye tek bir hamle kalmıştı; ceza sahasında çalımla adam eksiltebilecek Perotti'nin oyuna girmesi ve Perotti tam da en ihtiyaç duyulan günde hazırdı ve Erol Bulut tarafından 62 dk. oyuna alındı.
Perotti maça girdikten sonra uzun süredir 10 kişi oynayan yorgun Antalya defansını tek kelimeyle "bitirdi" ve sonrasında penaltıyı ve belki de maçı kazandırdı.
Eleştirebileceğim tek konu Fenerbahçe'nin gol girişimlerinde yan ortalara aşırı ağırlık vermesi ve rakipler tarafından fazla "öngörülebilir" hale gelmeye başlamış olması ayrıca Samatta, Valencia ve Pelkas'ın bu tarz uzaktan gelen ortaları kafa vuruşuyla gole çevirmeye yatkın oyuncular olup olmadıkları da tartışmaya açık bir mevzu.
Fenerbahçe'nin atakları yaratıcı ve rakibi şaşırtan hamlelerle birlikte geldiğinde daha etkili oluyor, nitekim ilk gol, korneri direkt kullanmak yerine Ozan'a yerden verilen sürpriz bir pasla geldi.
Fenerbahçe'nin daha fazla denemesi gereken ve daha etkin olan gol girişimlerine başka örnekler vermek gerekirse:
Fenerbahçe taktik taç atışlarında çok başarılı oldu, ilk devre 2 taç atışının 2'side mükemmeldi ve önemli gol pozisyonları yarattı, birisini Valencia kafayla, diğerini de Ozan ayakla üstten avuta attı.
Dk. 12, Caner'in ortasında Pelkas'ın rakibi şaşırtmak amacıyla topun üstünden atlamasından sonra hemen arkasındaki Samatta'nın topu yumuşatarak Valencia'nın önüne bırakması Antalyaspor defansının en zor anıydı.
Dk.36, Sosa-Gökhan verkaçında Sosa'nın altıpasa kadar inerek çok önemli bir gol pozisyonu hazırlaması rakip stoperin topu son anda kornere çelmesiyle sonuçlandı.
Önümüzdeki haftalarda, hücum setlerinin gelişmesi, yan orta ve kornerlere daha sürpriz ve yaratıcı hamleler eklenmesiyle birlikte Fenerbahçe'nin daha başarılı olacağını düşünüyorum.
Ozan en iyi maçlarından birini oynadı, ofansif hamlelerine ek olarak Antalyaspor'un bazı kontrataklarını da keserek çok değerli işlere imza attı.
Perotti için de ayrı parantez açalım. Perotti'yi gerçekten çok beğendim, eğer formda kalmayı başarırsa Fenerbahçe'ye karşı kapanan takımların baş belası ve Türkiye Ligi'nin de en iyi sol kanat oyuncusu olur.
