Haber Tarihi: 19 Haziran 2017 17:21 - Güncelleme Tarihi: 19 Haziran 2017 17:21

Oruca nasıl niyet (dua) edilir? Ramazan'da oruç tutmak için gerekli şartlar

Oruca nasıl niyet ve hangi dua edilir? sorusunun yanıtı haberimizde. Birçok insan Ramazan'da oruç tutmak için gereken şartları merak ediyor. İşte oruç tutmak için tüm merak edilenlerin yanıtı...

Oruca nasıl niyet (dua) edilir? Ramazan'da oruç tutmak için gerekli şartlar
Abone Ol
Oruç tutmak için nasıl niyet edilir? sorusunun yanıtı burada! Ramazan'da oruç tutmak isteyenler hangi şartları yerine getirmeli? Diyanet, oruça niyet etmek için yapılması gerekenler hakkında açıklama yaptı. İşte detaylar...

ORUÇ İÇİN NASIL NİYET EDİLİR?
Ramazan orucuna, zamanı belirlenmiş adak orucuna ve n,file oruçlara; akşamdan itibaren ertesi günü kuşluk vaktine kadar niyet edilebilir. Ramazan orucunun kazası ile vakti belirtilmemiş adak orucuna, n,file olarak başlanıp bozulmuş oruçların kaz,sına ve kef,ret oruçlarına niyet ise, akşamdan itibaren ims,k vaktine kadar yapılır. Bu vakitten sonra yapılan niyetle bu oruçlar sahih olmaz. Ş,fiîlere göre, n,file oruç için, güneş batana kadar niyet c,izdir. Yeter ki niyete kadar orucu bozucu bir şey yapılmasın.
* Bir kimse geceleyin herhangi bir oruç için niyet ettiği halde, ims,k vaktinden önce bu niyetinden dönse, bu dönme sahihtir.

* Ramazan-ı şerîfin her günü için ayrı niyet l,zımdır. Çünkü araya geceler girmekte ve her günün orucu, ayrı bir ib,det sayılmaktadır.

* Bir kaz, orucuna güneşin doğuşundan sonra niyet edilse, o oruç kaz, yerine geçmez, n,file oruç tutulmuş olur. Kaz, oruçlarına mutlaka ims,k vaktinden önce niyet edilmesi şarttır.

* Bir kadın, henüz hayız h,linde iken geceden oruca niyet etse, ims,k vaktinden evvel de hayız h,linden çıksa, niyeti sahih olur, oruç tutması gerekir.

Şafii mezhebine göre niyetin vakti oruç farz olursa gecedir; gündüze bırakılmaz. Gece niyet getirilmediği takdirde bayramdan sonra gününe gün kaza etmek lazımdır. Ancak, İbn Hacer diyor ki: "Şafii olan kimse Ramazan'da niyetini unutup gece vaktinde getirmeyen kimse Hanefi mezhebini takliden gündüz öğleden evvel niyet getirsin."

Maliki mezhebine göre Ramazan-ı Şerifin başında bir niyet getirilirse kafidir. Her gece niyet getirmek gerekmez. Bunun için Şafii veya Hanefi olan kimse Ramazan-ı Şerifte "Ben şu Ramazan-ı Şerif ayında oruç tutmağa niyet ettim." dese iyi olur. Çünkü bir günün niyetini unutacak olursa da Maliki mezhebine göre orucu geçerli olur...

NİYET EDERKEN OKUNACAK DUALAR

İbadette en önemli esaslardan biri niyettir. Oruç ibadeti için de niyet şarttır. Eğer Sahura kalkmışsanız İmsak Vaktini haber eden Ezan başlayana kadar en basit olarak;

Niyet ettim Ramazan'ı şerifin bugünkü orucuna veya aynı anlama çıkan kelimeler ile niyet edebilirsiniz.


Eğer geceden Sahur yapıp, İmsak Vakti öncesini uykuda geçirme durumunuz var ise, aynı sahur vaktinde olduğu gibi yemek yiyerek aynı şekilde oruca niyet edebilirsiniz.
Ramazan'da her gün için ayrı niyet etmeniz gereklidir. İlk gün yapılan niyet başka günlerde geçerli değildir.

İb,det niyet ile olacağı için, oruç ib,detinde de niyet şarttır. Niyet, asıl insanın kalbindedir. Yarın oruç tutacağını bilmek ve içinden geçirmektir. Dil ile söylemek ise, şart olmamakla beraber sünnettir. Gece sahura kalkmak da niyet yerine geçer.

FİDYE NEDİR? NEDEN VERİLİR?

Fidye konusunu içeren ayetteki "ve ale'llezine yut ifadesinin (el-Bakara 2/184), dil açısından oruca güç yetiremeyenler anlamına gelebileceği gibi zorlukla güç yetirenler anlamına da gelebileceği dile getirilmiştir. Hatta kimi rivayetlerde, "Sizden ramazan ayına yetişenler o ayda oruç tutsun" (el-Bakara 2/185) mealindeki ayet nazil oluncaya kadar, fidye ayetinden hareketle, ashaptan dileyenin oruç tuttuğu, dileyenin de tutmayıp fidye verdiği, bu ayet nazil olduktan sonra ise oruç tutmaya gücü yetenler hakkında fidye hükmünün kaldırılıp sadece hasta ve yaşlılar için bir ruhsat olarak devam ettirildiği belirtilmektedir (Müslim, "Sıyam", 149-150). Hz. Peygamber ve sahabenin uygulamasının da bir sonucu olarak ayetteki "oruç tutmakta zorluk çekenler" ifadesiyle, şeyh-i fani (düşkün ihtiyar) denilen yaşlı kimselerin kastedildiği yaygın olarak benimsenmektedir. Buna göre ayet, oruç tutmaya gücü yetmeyen yaşlıların tutamadıkları oruç için fidye vermesi hükmünü getirmiş olmakta ve fidyenin miktarını "bir fakir doyumluğu" olarak belirlemektedir. Ağır bir hastalığa yakalanan ve iyileşme umudu bulunmayan hasta, orucu ileride kaza etme ihtimali çok düşük olduğu için, bu ihtimal yok sayılarak şeyh-i fani gibi değerlendirilmiş ve fidye hükmü kapsamına alınmıştır. Bu kimselerin, tekrar sağlıklarına kavuşup oruç tutabilir hale gelmeleri ümit edilmediğinden tutulamayan orucun, aynı cinsten bir ibadetle telafisi talep edilmemiş, ibadet şevkinden mahrum kalmamaları için, bunun yerine "her bir oruç için bir fakiri doyurma" şeklinde, orucun mahiyetiyle alakalı olması yanında sosyal amacı da bulunan bir telafi şekli önerilmiştir. Her geçen gün bünyesi zayıflayan hasta ve yaşlılar, tutamadıkları her bir oruç için bir yoksulu doyurabilecekleri gibi, bir fakir doyumluğu fidyeyi ramazanın başında veya sonunda, nakit para veya mal olarak da verebilirler. Bu fidyeyi sağlıklarında ödeyemezlerse, fidyenin ödenmesini vasiyet etmeleri gerekir. Böyle bir vasiyetin mevcudiyeti ve terekenin üçte birinin de yeterli olması halinde mirasçıların bu fidyeyi ödemeleri din, bir vecibedir. Vasiyeti yoksa veya terekenin üçte biri fidyeyi karşılamaya yeterli değilse, mirasçıların teberru kabilinden bunu ödemeleri tavsiye edilmiştir. Fidye yoluyla telafi biçimi, devamlı hastalık ve yaşlılık sebebiyle oruç tutamayanlara mahsus olup bu iki durumun dışındaki mazeretler (bk. "Orucun Şartları"), oruç tutmamaya veya başlanmış bir orucu bozmaya ruhsat teşkil etse de, tutulamayan oruçlar için fidye ödenmesini caiz kılmaz. Fakat bu kimseler kaza edemeden vefat etmişlerse, mirasçıların aynı şekilde bu oruçlar için de fidye vermesi İslam alimlerince c,iz, hatta mendup görülmüştür. Çünkü kaza borcunu geciktirmemek gerekli ise de, burada söz konusu olan terk, başlangıçta mazerete, devamında ise ileride kaza etme ümidi taşınan hoş görülebilir bir ihmale dayalıdır. Ayrıca vefat, bu kimsenin orucunu kaza etme imkan ve ihtimalini ortadan kaldırdığından yaşlı ve hasta için söz konusu olan acz halinin bunlar için de söz konusu edilmesi mümkündür. 

Haber ile daha fazlasına ulaşın:
Ramazan Özel
Daha fazla göster
 Reklam 

SON HABERLER

yukarı ok