Selim Koray

facebook icon instagram icon twitter icon

Fenerbahçe'nin Altay'ı VAR

Fenerbahçe'nin deplasmanda Denizlispor'u 2-0 yendiği karşılaşmayı Selim Koray değerlendirdi.

Denizli deplasmanına Fenerbahçe ilk 11'inden Samatta, Perotti ve Gustavo'dan yoksun olarak çıktı. Maça çok istekli başlayan Fenerbahçe özellikle Pelkas, Ferdi, Ozan, Mert Hakan ve Sosa ile ilk dakikalardan itibaren rakibe etkin pres yaptı. Defansın da diğer maçlara oranla daha önde oynamasıyla beraber Denizli'nin manevra alanı daraldı.

Maçın daha 9 dk.'sında Mert Hakan'ın sağ açıktaki hareketliliği sonucu Denizli sol bekinin bölgesini bırakıp oraya doğru hamle yaptığını ve açılan alanı farkeden Sosa'nın Ferdi'ye attığı mükemmel pasla gelen çok iyi hazırlanmış bir Fenerbahçe golü seyrettik. Topu sağ kanatta alan Ferdi'nin rakibe "topu durdurup yavaşlayacağı" izlenimini vererek birdenbire hızlanıp kaleye doğru gitmesi ve sonrasında verdiği harika pası Cisse'nin boş kaleye yuvarlaması Fenerbahçe'yi 1-0 öne geçirdi. Gol sonrası morallenen Fenerbahçe daha da iyi oynamaya başladı. 12 dk.'da Gökhan'ın Ferdi'den aldığı pasa yaptığı ortaya ise Cisse dokunamadı çünkü çoğu zaman yaptığı gibi ön direğe koşu yapmak yerine topu arkada ayağına bekliyordu!

Zamanı gelmişken yazalım, bugüne kadar maalesef Cisse, Samatta, Valencia, Thiam gibi forvet ve kanat forvetlerinin hem defansta hem de ofansta attıkları deparların yetersiz sayıda ve şiddette olduğunu gördük. Fenerbahçe için epey önemli bir problem! Detayına yazımın sonunda gireceğim.

Denizli-Fenerbahçe maçının ilk yarısında Denizli'nin bir tane dahi etkili atağını göremedik çünkü Fenerbahçe agresifti ve iyi mücadele ediyordu.

Fenerbahçe maçı rahat kazanır derken yine ortaya işgüzar ve sağduyu'dan uzak hakemler çıktı. Hiç kimseyi kolay ikna edemeyecek bir penaltı verilirken, kaşla göz arasında Serdar'a 2 sarı karttan kırmızı kart çıktı.

90'cı dk.'da ise Ali Palabıyık en büyük hatasına imza attı. 10 açıdan 10 defa ağır çekim seyredildiğinde dahi penaltının hangi aksiyondan kaynaklandığı belirsizken, anlaşılmaz bir sebepten dolayı penaltı verdi ve kendi penaltı kararını VAR tavsiyesi sonrası iptal etmek zorunda kaldı.

Hakemleri bırakıp yine maça dönelim. Fenerbahçe ilk yarı iyi oynadı ama ikinci yarı 10 kişi kaldıktan sonra takımın tamamen ceza sahasına çekilerek "topa hamle yapmaksızın ve rakipten uzak" bir şekilde anlamsız bir alan savunmasına geçmesi şampiyonluğa oynayan bir takım görüntüsü vermedi. Altay'ın müthiş performansı hem Fenerbahçe hem de hakemleri çok büyük bir felaketten kurtardı.

Maça sonradan giren Thiam ve Valencia'nın "aciliyet duygusundan uzak, sağlıklı spor temposundaki koşuları" ise çoğu taraftarı rahatsız etti.

Onbirinci haftayı geride bırakırken Fenerbahçe ile ilgili en önemli hastalığı teşhis etmekte fayda var. Fenerbahçe'nin yetenekli oyuncu sıkıntısı yok ama Fenerbahçeli futbolcuların topsuz oyundaki hareketlilikleri zayıf.

Daha net açıklamak gerekirse, Fenerbahçe'nin ofansta ve defansta yaptığı koşular, depar sayıları ve şiddetleri itibariyle epey büyük bir gelişim göstermek zorunda ve bunları yapmak için de Fenerbahçe'nin Türkiye'nin en motive, en çalışkan ve en çok koşan takımı olması lazım.

Bu kadro bunu yapabilir mi?!

Yapar ama çok büyük irade ve fedakarlık gerektirir. "Sağlığımız için spor yapalım" temposunda olmaz.

 Reklam 
Yazarın Diğer Haberleri