Atletico Madrid Teknik Direktörü Diego Simeone, The Coaches Voices'a kulüpte geçen 13 yılını ve neler yaşandığını anlattı.
11
"NE YAPACAĞIMI BİLEMİYORUM"
O günü çok iyi hatırlıyorum, her şeyi değiştiren telefon görüşmesini. Gelen telefonda, Atletico Madrid başkanının benimle konuşmak istediğini söylüyorlardı. O gün en küçük oğlum Giuliano ile birkaç gün geçirmek için Arjantin'de bir sahil kasabası olan Mar Del Plata'daydım. Oğlumla bir cafede oturuyorduk, sadece 8 yaşındaydı. Aramızda ilginç bir diyolog yaşandı: "Atletico'dan teklif geldi oğlum ama ne yapacağımı bilemiyorum." dedim.
10
"FALCAO'YU SEN Mİ YÖNETECEKSİN"
Giuliano bunu biraz düşündü, "Baba Falcao'yu sen mi yöneteceksin? Peki ya Messi'ye ve Ronaldo'ya karşı sen mi mücadele edeceksin?" dedi. Bunların hepsini bana sordu. Ben de bütün sorularına "Evet" dedim. Daha sonra kruvasanını süte batırırken bana döndü, "Baba eğer iyi iş çıkarırsan bir daha geri dönemeyeceksin" dedi.
9
"27-28 YAŞIMDA KARAR VERDİM"
Elbette bu işin iki tarafı var. Bir yandan çok iyi iş çıkarmak istiyorum ama diğer yandan çocuklarımın büyüdüğünü görememek çok üzücü. Teknik direktör olmaya karar verdiğimde 27 veya 28 yaşındaydım. Lazio için oynuyordum. Antremandan eve giderken düşündüm ve gerçekten bu işin benim işim olduğuna karar verdim. Eve gider gitmez bir dosya kaptım ve bir antreman kampı yapıyormuş gibi davrandım.
8
"ÇOCUKLAR GİBİ HAYAL ETMEYE BAŞLADIM"
Çocukların nasıl hayal ettiğini bilirsiniz. Aynı çocuklar gibi hayal etmeye başladım. Kendimi teknik direktör olarak düşündüm. Bir sonraki maçı düşündüm, nasıl sahaya çıkabileceğimi ve buna benzer şeyleri hayal ettim. Eğer bir şeyi gerçekten istiyorsam sonuna kadar giderim.
7
"ÜÇÜNCÜ KEZ SORDUKLARINDA 'EVET' DEDİM"
Futbolu memleketimin takımı Racing Club'da bıraktım. Bana burada teknik direktörlük görevini ilk önerdiklerinde "Hayır" dedim. İkincide de aynı şekilde, üçüncü kez sorduklarında ise "Evet" dedim. Takım çok kötü durumdaydı ama oyuncuları çok iyi tanıyordum. Çünkü onların aynı zamanda eski takım arkadaşıydım ve iyi bir iş çıkarabileceğimize inanıyordum. İlk defa kulübede oturmak, bir yöneticinin başına gelebilecek en zor şeydir. Benim için kolay olması biraz zaman aldı. İlk 3 maçımızı da kaybettik. Bir gol bile atamadık. Herkes çok gergindi. Üstesinden gelmek zorunda olduğumuz birçok problemimiz vardı. Bunların üstesinden gelmek bize güç verdi.
6
"ATLETICO'DA OYNAMAK BİR AVANTAJDI"
Atletico'dan çok iyi bir oyuncu olarak ayrılmadım ama ayrıldığım andan itibaren oraya dönüşümü düşünmeye başladım ve hazırlandım. Asla söyleyeceğim şeyi ayrıntılı olarak hazırlayan biri olmadım. Doğal olmaya çalışıyorum, hissetiğim gibi konuşuyorum. 5.5 sene Atletico'da oynamak benim için avantajdı. Bunu çok iyi biliyordum. Başkanından çalışanlarına kadar herkesi tanıyordum. Bütün bu bilgiler, bana doğrudan yönlendirme şansı verdi.
5
"YENİ DÖNEMİN BAŞLANGICIYDI"
Ben geldiğimde Atletico'nun durumu çok kötüydü La Liga'da 10. sıradaydılar ve İspanya Kral Kupası'ndan elenmişlerdi ama ben inanmıştım. Taraftar ve oyuncular arasında çok önemli bir bağ vardı. Benim için asıl başlangıç noktası ben geldikten 5.5 ay sonra aldığımız UEFA Avrupa Ligi şampiyonluğu. Bu yeni dönemin başlangıcıydı. İkici sezonumda antrenör olarak şansım inanmamız oldu.
4
"CAMP NOU'DA ŞAMPİYONLUK, NEŞE!"
Sezonun son gününde kupayı almak için Barcelona'nın evine, Camp Nou'ya gittik. Sahaya kendimizi çok iyi odaklamamız gerekiyordu. Son düdük çaldığında yardımcım German Burgos ile gülmeye başladık. Kupayı kazanabileceğimizi biliyorduk ama gerçekten kazandığımızda ilk olarak hissetiğim şey neşeydi. İspanya futbol tarihinde hatırlanacak bir sezon.
3
"150-200 HARCAYACAK DURUMUMUZ YOK"
Futbolda gerçekten durup düşünmek ve zevk almak imkansızdır. Çünkü, siz uyurken başka biri çalışıyor. Futbol çok zorlu bir market. Bir oyuncuya 150-200 milyon euro harcayacak durumumuz yok. Bu yüzden neye ihtiyaç duyduğumuzu ve hangi parçaları geliştirmemiz gerektiğini göz önünde bulundurarak yaratıcı olmaya çalışmalıyız.
2
"HER ŞEYİ İYİ YAPMALISINIZ"
Yönetmek ve oynamak iki farklı dünya. Futbolcuyken sadece kendini düşünürsün ama bir antrenörken tam tersi, her şeyi düşünmelisin. Her şeyi iyi yapmaya çalışmalı, rakiplerinizi zayıflatmalı ve kendinizi geliştirmelisiniz. Her şeyden önce güçlü olmalısınız, çünkü sezon boyunca sizi takip eden bir oyuncu grubu var.
1
"13 YILLIK BAĞIM VAR, BU İMKANSIZ"
Giuliano ile o cafede oturduğumda dediğim gibi, ne yapacağımı bilmiyorum, ne diyebileceğimi. 7 yıl sonra diyebilecek hiç bir söz yok. Bu kulüple 13 yıllık bir bağım var ve bu neredeyse imkansız.
