Dün play-off vizesi alan Fenerbahçe’nin Ağustos takvimi malum. Bir ay içinde Slovacko, Ümraniye, Slovacko, Kasımpaşa, Austria Wien, Adana Demir, Austria Wien ve Konya ile oynuyorlar. 25 gün içindeki bu 8 maçın en risksizi dünkü idi, Jesus da as-yedek karışımı bir kadroyla sahaya çıkmayı tercih etti. Sahada birkaç test vardı: Arda’yı ikinci santrfor rolünde görmek. Crespo’nun müsabaka alışkanlığını artırmak. Sol bekte Peres’in gerçek bir alternatif olup olmadığını anlamak gibi.
Sonuçlarsa netameli: Fenerbahçe geriden oyun kurarken zorlandı. Baskıyla çok top yitirdi. Luan Peres ikinci maçında da olumlu sinyaller vermedi. Fenerbahçe, beklerinin bindirmelerinden mahrum bir akşam geçirdi. Crespo yavaş yavaş maç ritmini yakalıyor. Arda, fiziksel bir oyun oynayan ve çok faul yapan Slovacko’lularla didişmekte zorlandı. Rossi’de bir özgüven kaybı var. Takımın en iyisiyse Serdar Dursun’du dün. İştahlı oyununu süper bir golle taçlandırdı milli futbolcu. (UĞUR MELEKE - HÜRRİYET)
Ciddi bir skor avantajı ile gittiğin rövanşta, sahaya çıkan takımı isimler veya istikrar üzerinden eleştirmek "mantıklı" değil. Jesus elbette elindeki kadroyu en ekonomik ve en adil biçimde kullanmak isteyecek. 3-0 biten ilk maçın ardından, sadece turu geçmesi beklenen bir maçı, görmediği, beklentisi olduğu, ne durumda olduklarını bilmek istediği oyuncularla oynaması kadar normal bir şey yok. Çünkü maçın hikâyesinde oyundan ziyade, İstanbul'a az hasarla ve Viyana bileti ile dönmek var. Sonrasına döndüğümüzde Luan Peres'in sol bek oynayamayacağını da tescillemiş olduk. Kafa olarak sahada değil sanki. Yine adamını kaçırdı, gol geldi.
Arda Güler tüm takım baskı yerken, yeteneklerini gösterebileceği alan da bulamadı, sertliğe yanıt da veremedi. Daha zamanı var, bunları da yaşaması gerekiyor. Sonuçta, sahadaki oyuncuların bile bitmesini beklediği maçtı. Fenerbahçe hedefini de korudu, oyuncularını da. "Önce lig" diyen bakışı açısının gereğini yapıldığı kadrosu ve kurgusuyla önümüzde durdu. (GÜRCAN BİLGİÇ - SABAH)
İlk maçtaki 3-0'lık skor tur için Fenerbahçe'ye yeterliydi. Dolayısıyla da oyuncuların fazla hırpalanmadan bir sakatlık yaşamadan ve büyük bir sürprize imkan vermeden maçı bitirmeleri önemliydi. Öyle de oldu. Çok iyi bir oyun yoktu. Ama kontrol Fenerbahçe'deydi. Rakibe hemen hemen hiç pozisyon vermedi.
Serdar enteresan bir oyuncu. Attığı golden bir dakika öncesine kadar nerdeyse sahada yoktu. Önce Arda'ya harika bir gol pası verdi, sonra da bireysel olarak müthiş bir gol attı. Bir teknik direktör için zor bir oyuncu. Oynatsan bir türlü, oynatmasan bir türlü. (İLKER YAĞCIOĞLU - TAKVİM)
Portekizli hoca, Çekya'daki 8 bin kişilik statta, toplam kadro değeri 8 milyon Euro kadar olan rakibi karşısında her ne kadar rotasyonlu oyuncularıyla çıksa da dünkü Fenerbahçe'nin Slovacko'yu çok rahat yenmesi gerekirdi.
Serdar Dursun'un, King'den eksiği yok fazlası var… Kendisinin hazırlayıp, kendisinin attığı golde yeteneğini ve ustalığını gösterdi. Fenerbahçe şu ana kadar beş resmi maç oynadı, bunun dört tanesi Avrupa mücadelesiydi ve bu beş karşılaşmada alınan sadece bir galibiyet var. Dolayısıyla bu rakamlar bize şunu gösteriyor ki Fenerbahçe daha hazır değil, sarı-lacivertlilerin hocası Jesus daha hazır değil. Fakat bu zamanı verebilecek sabır taraftarda var mı derseniz bunun yanıtı 'hayır' olur. Eğer Jesus'un yerinde başka bir teknik direktör olsaydı ve bu istatistiği yakalasaydı çok daha sert eleştiriler alabilirdi. (MURAT ÖZBOSTAN - SABAH)
Kadıköy’deki ilk maç, skoruyla dünkü karşılaşmayı rövanştan çok bir hazırlık sınavına çevirmişti; böyle olunca da Jesus hem sistem hem de oyuncu denediği sevimsiz bir karşılaşma oynadı. Doksan dakika son derece keyifsiz, temposuz, Fenerbahçe camiasını tedirgin edecek mücadele seyrettik. Bruma, Lemos, Arda Güler, Crespo ve Serdar Dursun, Jesus’un ilginç 11’indeki sürpriz tercihleriydi.
Dünkü sevimsiz oyunun ana nedeni, paslanmış Crespo ile İsmail’in hem birbirlerine hem de stoperlere çok yakın oynamalarıydı. Bu ikilinin orta alanı çok geniş biçimde rakibe bırakması, forvetlerin ve kanat oyuncularının birbirleriyle bağını kopardı, ayrıca pas trafiğini de alt üst etti. Arda, ne istediği gibi orta alandan top alıp, Serdar Dursun ile paylaşabildi ne de o bölgedeki geniş boşluk yüzünden pas dağıtabildi. (TAYFUN BAYINDIR - MİLLİYET)