Turgay Demir: "Sergen Yalçın haklı"

Beşiktaş, Trabzonspor karşısında muhteşem oynarken, attığı taş, ürküttüğü kurbağaya değmese de gelecek adına umut veren bir görüntü vardı. Demek ki, neymiş, at sahibine göre kükrermiş. Trabzon deplasmanında Abdullah Avcı'nın Beşiktaş'ına bakın, İstanbul'da aynı rakip karşısındaki Beşiktaş'a bakın. Skoru boş verin, oynanan oyuna, özgüvene, sahaya yansıyan sinerjiye bakın.

Beşiktaş kazanamadı, çünkü Uğurcan gibi bir kaleci vardı karşısında, Beşiktaş kazanamadı çünkü Sörloth gibi bir golcünün karşısında Karius gibi bir kalecisi vardı. Öyleyse gelecek adına umutsuz olmaya gerek yok. İyi bir kaleci, daha iyi bir golcü alınır ve kervan yürür.

Sergen Yalçın da işin farkında, iyi bir golcü istiyor, geresini ben çözerim diyor. Doğru bakış açısı da budur. Trabzon karşısında merkez orta sahada ikili oyunu tercih etmesi de doğruydu Sergen hocanın, bu şekilde devam etmesi halinde başarısız olması sürpriz olur.

Gelelim yıllardır bizim kulüplerimizi "sağ bek, sol bek, stoper lazım" muhabbetiyle sömürenlere... Son on yılda, dört büyükler, savunmanın bu bölgelerine muhtemelen 100 civarı oyuncu aldılar, şimdi sorsam on sene önce gelen bir yabancının adını bile hatırlamazsınız.

Görmek isteyenler için gerçekler bu kadar basit; bu kulüpler önce orta saha ve forvet hattını, isimlerine yakışır hale getirmektir. Sağ bek, sol bek, hele hele, standart bir stoper, masadaki tuzluk bile değildir. Golcü masadaki ekmek, orta saha ve gole dönük orta sahalar ise çorba, ana yemek, salata, pilav vs gibidir.

O nedenle bu kulüplere en başta, futbolu bilen akıllı başkanlar lazım. Kandırılamayacak kadar futbolu bilmeleri şart. Misal yarın bir kişi gelip her hangi bir başkana SİZE STOPER lazım derse, o başkan şunu demeli; hadi ordan!

Net söylüyorum, yer yüzünde, bizim paralarımızla alabileceğimiz, bizim takımlarımızı şampiyon yapacak savunma oyuncuları yok. O nedenle, noktayı koyalım; akıllı başkan ön tarafa yatırım yapar ve yediğinden fazlasını atabilecek bir takım kurar... Diğer türlüsü işi bilmemektir.