Tümer Metin: "Fenerbahçe'de süreç irdelenmeli"

Bildiğimiz Emre Belözoğlu'nun futbolculuk karakterini soyunma odasında da yaşatacağını ve bunun sahaya yansıyacağı kanaatindeydim. Çok olmadı. Belki bizler de bu yorumu yaparken hatalıyız, kendi zamanımızdan değerlendiriyoruz, belki yeni nesil başka yaklaşıyor ya da bazen böyle kadrolar bir araya gelebiliyor. Birini itmek istesen de itemeyebiliyorsun, bir sıkıntı olabilir.

Ne olursa olsun, 3 puanla çıkmak zorunda olduğun bir deplasmandasın. Bu maçlar için, maç 0-0 biter, döversin, sağdan, soldan kesersin, santrforun altı pastan içeri atamaz, bir şekilde pozisyonları değerlendiremezsin ve son bölümde de yediğiniz gol gibi kalenizde pozisyon görürsünüz ve kaleciniz kurtarır ve o zaman dersiniz ki, çaba var, efor var ama olmadı. Öyle de olmuyor maçın görüntüsü.

17. dakika, öyle ya da böyle kazanmak zorunda olduğunuz deplasmanda tabelaya 1 yazıyorsunuz. Valencia vuruyor, 1 oluyor. Ondan sonra dakika 30'a kadar 3-4 tane Malatya'nın golünün sinyali geldi. Çıkış yakaladılar, arkada boşluk buldular, final pasını atamadılar, Fofana'nın değerlendiremediği var.

35'te korner atıyorsun, bunun antrenmanı yok. Gençlerbirliği, Göztepe maçında söyledik, Denizli maçında söyledik. Bunun antrenmanı büyük takımlarda 10 dakikada çalışılır, herkes yürüme temposunda pozisyonunu alır, bakarsın ve yerine gelirsin. Saha içinde uygulamıyorsan, istersen 3 gün çalış. Türk futbolunun en büyük sorunlarından biri, top sendeyken defansif zaaf var, çok büyük zaafımız var.

Gol aralığı, 1 adım kadardır. Yani 70 metre Fofana topu doğru getirdi demeyeceksin, 1 adım doğru alırsan isterse 100 metre getirsin, adımı doğru almak önemli. Bunun antrenmanı yok ama tecrübesi var. Geçmişte canın yandıysa, buna sahada uyanacak figürler olur. 'Arkadaş, burada yakın duracaksın' denir.

Fofana 70 metre sürüklüyor ama kovalayacağım diye İrfan'ın motoru yandı, Gustavocuğum bir zahmet kademeye gir, adam gidiyor, bir zahmet kademeye gir. İrfan da gel diye bağırıyor, bir kademeye gir. Girmedin, anlarım, sezgisi, duruşu vardır, Popescu yapardı, girmezdi ama 2 adım sonra bertaraf ederdi pozisyonu. Girmedin, kesmedin de. Bunu nasıl antrene edeceksin? Gustavocuğum gel bakalım hafta içi antrenmana, bu kariyerle, bu deneyimle sen burada duracaksın mı diyeceksin. Bunun antrenmanı yok.

Sezon başındaki bu kadroyu kimin önüne verirsen, buna kimse hayır demez. Her mevkinin iki alternatifi var ve mevkilerinin en iyi oyuncuları. Erol hoca yok şu anda, bu kadronun büyük inşasının sahibi Emre Belözoğlu'ydı. Emre Belözoğlu'nun hayalindeki kadro ve kenardan bire bir dokunabilecek bir yerde.

2 haftalık süreçte oyunda bir farklılık görmedik. Yolu açık olsun, istediği yerde olsun, geçen hafta ilk maçındır anlarım. 2. hafta da zor bir deplasmana gidiyorsun ve dönem de çok kritik bir dönem. 2 haftalık süreçte ama buraya da Emre Belözoğlu dokundu, farkı var diyemiyorsak, buraya kadar gelinen süreç de irdelenmeli.

İrfan bu kadar kötü oynuyorken, Pelkas girince bambaşka oynar, o zaman 'Hoca başka bir şey düşündü' derim. Emre Belözoğlu da alıp veremediği zamanlarda saha içinde sinirlenirdi, alıp verilmesi gereken yerde birini koydu.