Fenerbahçe, Türk Telekom Arena'daki maça 1 puan önde başlıyor ama kalan 7 hafta öncesi Başakşehir ile arasındaki fark 6. Üçüncülük ise mevzubahis kazanmak zorunda değil ama zayıf Şampiyonlar Ligi umuduna tutunmak için kesinlikle kazanmalı. Fakat, Galatasaray'ın galibiyete daha çok ihtiyacı olması Fenerbahçe'ye Vodafone Arena benzeri bir oyunla galibiyeti getirebilir.
Fenerbahçe, bu sezon performansıyla hayal kırıklığı yarattı ama derbi performansları şu ana kadar kusursuz. Zira, pozisyon dahi vermediler diyebiliriz. Fenerbahçe, bir şekilde 0-0'ı tutabiliyor ama 1-0'ı yapmakta da güçlük çekiyor.
Fenerbahçe orta sahası Mehmet Topal ve Josef de Souza ile birlikte defansif açıdan güçlü. Anadolu ekiplerine karşı üretmek zorunda oldukları için sıkıntı yaşadılar. Fakat, üretmek değil karşılamak tercihini yapabildikleri maçta çok başarılı oldular. Selçuk İnan, Nigel de Jong, Wesley Sneijder gibi Galatasaray merkez oyuncularına karşılık yine başarılı olacaklarını tahmin etmek zor değil...
Fenerbahçe'nin merkezinde oynayan oyunculardan en tekniği Josef de Souza. Mehmet Topal malum, 8 numara olarak parlayan Ozan Tufan savunmadan bozma bir 10 numara olarak bile denendi ama olmayacak duaya defalarca amin denmekten sonunda vazgeçildi. Alper Potuk bir bağlantı oyuncusu olabilir ama derbi atmosferinde Josef'in ekstra pasları, hareketleri ve düşünceleri sonucu değiştirecek hamle olabilir.
Fenerbahçe'nin bu sezon A Planı hep Jeremain Lens oldu. Rakiple birebir bırakılan Jeremain Lens, Manchester United maçında bile çok etkili oldu. Fakat, 2-3-4 oyunculu, kademeli savunmalara karşı kaybolup gitti. Alternatif plan üretmekte güçlük çeken Fenerbahçe Lens tıkandığında boğuldu ve atak yapamadı.
Lens ile bir üretim sağlanamıyorsa çoğu zaman Alper Potuk'un merkezden dalışları ve kanat ortaları Fenerbahçe'nin çaresizce yaptığı hamleler olageldi. Fakat, derbide durum daha farklı. Fenerbahçe'yi sürekli atak yaparken görmeyeceğiz muhtemelen. Lens ile hücum edilemiyorsa 0-0 beklenecek ve bir kontra atak fırsatı aranacaktır. Tıpkı kupadaki Beşiktaş maçı gibi...
Robin van Persie, kariyerinde büyük anların büyük oyuncusu oldu ama Zeljko Obradovic'in Panathinaikos döneminde yaptığı basın toplantısı da geçerli. Hani ıslık çalıp elini soldan sağa götürerek, "İşler böyle bir anda yoluna girmez" dediği an. Uzun süredir çok formsuz olan Van Persie de bir anda çıkıp maçı getirecek adam olmayacaktır. Fakat, tek vuruş yapabileceği bir fırsat gelirse de affetmeyecektir. Zira, minare yıkılsa da mihrap yerinde kalır.
Galatasaray yönetimi için bu son perde. Kazanılamazsa son yakın gibi görünüyor. Taraftar da bu maçı düşünerek derin nefesi içine çekti ve bekledi. Maç 0-0 devam ederse, Galatasaray hücum edemezse ve üst üste hatalar gelirse, sarı kırmızılılar için taraftar desteği tam tersine dönecektir. Böyle bir senaryo gerçekleşmeye başlarsa Fenerbahçe için umulmadık kolaylıkta bir derbi galibiyeti gelebilir.
Fenerbahçe, ilk golü yerse ve taraftar coşkusuyla Galatasaray giderek daha iyi oynamaya başlarsa hava sarı lacivertliler için kurşuniden siyaha dönmeye başlar. Zira, Galatasaray'ın böyle bir şeye çok ihtiyacı var. Fenerbahçe, ilk golü yerse oyunu soğutmaya, yavaşlatmaya ve uyutmaya çalışmalı. Bir nefeslendikten sonra A planı olan Jeremain Lens ile eşitliği aramalı.
Fenerbahçe ilk golü atarsa, tam istediği ortamı bulabilir. Biraz maçı beklettikten sonra tribünün Galatasaray aleyhine dönmesini bekler ve ardından açık alanda bolca hata yapan Galatasaray savunmasının üstüne Jeremain Lens gibi ligin üstünde bir kaliteye sahip silahıyla, Alper Potuk ve Volkan Şen gibi kontra ataklara uygun oyuncularıyla tek soru işareti kaç gol atacağı bir derbinin içerisinde kendisini bulabilir.
