Fenerbahçe'de başkan ve başkan adayı Ali Koç, Sözcü TV'de açıklamalarda bulundu. İşte o sözler...
"Finansal açıdan baktığımızda önemli bir başarımız var. Amatör branşlara baktığımızda da başarılarımız ortada. Fenerbahçe şu anda Avrupa'da hem kadınlarda hem de erkeklerde EuroLeague'i kazanan tek kulüp... Bunu iki kere yaptı. Amatör sporlarda birçok madalya kazzandık. Son üç Olimpiyat Oyunları'nda da kafilenin yüzde 25'i Fenerbahçe sporcusu... Geçmişte olduğu gibi bizim dönemimizde de şampiyonluklarımız çalındı. Kulübümüzün yedi yıllık döneminde birçok başarımız var. Ancak futbolda başarı gelmeyince diğer başarılar unutuluyor.Bu sezon birlik olabilirsek şampiyonluğun en güçlü adayı olduğumuzu düşünüyorum."
"Jose Mourinho heyecanını kaybetti diyemem. Heyecanını kaybeden bir kişi bu kadar çalışmaz. Tam bir işkolik. Günlerce Samandıra'da yattı. Böyle çalışan biri için buraya tatile gelmiş demek haksızlık olur. Ailemizin bir parçası olmuştu Mourinho... Benim için zor bir karardı. Mourinho gelmeden önce nasıl bir futbol oynattığını biliyorduk. Bu sistem Avrupa'da çok iş yapabilir. Bizim lig kolay bir lig değil. Alışması da kolay değil. Özellikle de hakem performansları açısından... Ben Mourinho'yu transfer ederken de söyledim kendisine... 'Sen ikinci yıl kesin şampiyon olacaksın. İlk yıl olursan çok daha iyi olur' dedim. Mourinho ile yaptığım görüşmede 'Benim seninle futbol konuşmam için utanmam lazım... Ancak bunu söylemek zorundayım. Her maç ilk yarı geriye düşüyoruz. İkinci yarı iyi oynuyoruz ve galip geliyoruz. Ancak hep yüreğimiz ağzımızda. Bu futbolla Türkiye'de şampiyon olamazsın' dedim. Bu futbol Fenerbahçe'nin yapısına da uygun değil. Fenerbahçe baskılı, hücum futbolu oynamak zorunda... Göztepe ve Benfica maçlarında futbol olarak geçen sezonun benzerlerini görünce de ayrılık kararı aldık."
"Biz seçim için çalışmıyoruz. Biz Fenerbahçe'nin geleceği için çalışıyoruz. İstesek sponsorluk gelirlerimizi kırdırabilir ve harcayabilirdik. Ama biz bunu yapmadık. Bu Fenerbahçe'nin yararına bir şey değil. Sadece Covid döneminde bazı loca sahiplerinden localarını iki yıllık almalarını istedik. Onun dışında çok sorumlu davrandık."
"Öyle bir dönemden geçiyoruz ki biz hapşırsak yerden yere vuruluyoruz. Bazı insanlar var başka lisanda konuşup Türkçe'ye çevrildiğinde dil sürçmesi olabiliyor. Hamdi Ulukaya'nın da yaşadığı budur. Bundan kötü bir şey çıkarmak yanlış olur. Hamdi Bey, cebinde para olmadan ABD'ye gidiyor ve orada dünyanın en büyük yoğurt fabrikalarından birinin sahibi oluyor. Daha sonra da çocukluğundan bu yana tuttuğu Fenerbahçe'ye katkı yapmak istemiş ve tesadüfen benimle tanışmış. Bana ilk gösterdiği şey çocuklarının evde Fenerbahçe formasıyla oynadığı videolar oldu. Sonunda da böyle güzel bir anlaşmaya imza attık."
"20 yıl önceki futbol piyasası ile günümüz futbol piyasası arasında çok büyük bir fark var. Sportif branşlarda gelirler giderleri her zaman karşılamıyor. O nedenle yeni kaynaklar yaratmak gerekiyor. Biz bunu başardık. Erkek basketbolu ele alalım. En çok açık veren erkek basketbol takımıydı. 12 milyon açık veriyordu. Bunu 6 milyona düşürdük. Hem de başarılı olarak bunu yapmış bir şube... Futbolda da başarı gelince her şey yoluna girecek. Bir sürü şey zaten yolunda... Futboldaki başarıyla camia daha da kenetlenecek."
"Biz Fenerbahçe Spor Kulübü başkanlığını sosyal medyaya yatırım yapanlara, hakaretlerle, iftiralarla beni yıldırmaya çalışanlara bırakırsak o kapıyı bir daha kapatamayız. Ben hırsızlık mı yaptım? Yüz kızartıcı bir suç mu işledim? Hayır. Sadece futbolda şampiyon olamadık. Ben de bu kadar dirençli olduğumu bilmiyordum. Ancak gördüm ki beni yıkmak kolay değilmiş."
"Fenerbahçe'yi şampiyon yapacağım çok güzel bir söylem. Ben bunu söylemeyi bilmiyor muydum? Ancak bu sezon bunu söyleyebiliyorum. Çünkü bence yıldızlar bu kez yan yana geldi. Peki futbolda şampiyonluk dışında Fenerbahçe'ye ne yapacaksınız? Diğer branşlara yatırımlar devam edecek mi? Ben bunlarla ilgili bir şey duyamıyorum. Genel kurul üyelerimiz kadar verecek. Ektiğimiz tohumların meyvelerini almak mı yoksa yeni bir yönetimle sıfırdan başlamak mı? Bunun kararını verecekler."
"7-8 hocaya gittik. Alman ekolü isteniyordu. Artık bir Portekizli ismi kimse duymak istemiyorduk. Roger Schmidt ile Spaletti’ye gittik, onlar bu sene çalışmak istemiyorlardı. Sonra Alman ağırlıklı, bir tane de Filipe Luis, Flamengo’da harikalar yaratıyor. O da bizi çok istedi ama 'Aralıkta konuşabiliriz" dedi. Sebastian Hoeness vardı herkesin çok istediği. Tesadüfen Devin’in yakın arkadaşı. Devin konuştu, ‘Ben Stuttgart’tayım, iki senelik projem var.’ Marco Rose ile konuştuk, Terzic ile konuştuk, Tedesco ile konuştuk en çok aklımız Tedesco’ya yattı."