Selim Koray

facebook icon instagram icon twitter icon

"Fenerbahçe'de hava güneşli ama Erol Bulut'un keyfi parçalı bulutlu"

Fenerbahçe'nin deplasmanda Gençlerbirliği'ni 5-1 yendiği karşılaşmayı Selim Koray değerlendirdi.

Selim KORAY yazıyor...

Fenerbahçe ligin 9'cu haftasında alışılagelmiş 11'inden, Samatta, Valencia, Ozan, Caner ve Gökhan Gönül'den yoksun olarak yani 5 eksikle çıktığı Gençlerbirliği deplasmanından 5-1'lik galibiyetle döndü. Üstelik sağ bekte de Lemos oynadı.

Bu kadar eksikle deplasmanda gelen farklı galibiyet taraftar için hoş ama teknik heyet için ekstra analiz gerektiren bir durum olabilir.

Çoğu futbolsever gollerin bireysel beceriyle geldiğini düşünebilir ama videolar pek öyle demiyor. İlk goldeki Lemos pası ve Mert Hakan-Sosa verkaçı, üçüncü goldeki Mert Hakan gayreti ve sonrasındaki Pelkas-Sosa paslaşması müthiş ve üzerinde düşünülmesi gerektiren görüntülerdi.

Sosa'nın attığı gol belki de Fenerbahçe'nin bu sezon attığı en mükemmel "takım golüydü"

Bu goller Valencia ile atılır mıydı bilemiyorum, tabii ki bunların cevabını Erol Bulut daha iyi verir ama benim kafam biraz karıştı.

Kafamın karışmasının bir nedeni de Perotti'nin meydanı boş bulması. Kafamda deli sorular! Acaba meydanı boş bulmasının bir sebebi de Caner'in yokluğu olabilir mi?

Caner sağolsun çok iyi hücum oyuncusu ama egemen bir karakter. Topu çok seviyor, orta yapmayı da çok seviyor ama Fenerbahçe şunu unutmamalı, Fenerbahçe'nin zamanı dar çünkü Fenerbahçe kaybettiği topu çabuk kazanan, kazandığında topa uzun süre hakim olarak rakibin üzerine çökebilen bir takım değil.

Türkiye'de topun ortalama oyunda kalma süresi 55 dakika ve Fenerbahçe topa ortalama % 45 sahip olursa bu istatistik Fenerbahçe'ye gol atmak için 25 dakika verir. Benim 25 dakikam olsa ben topu Mert Hakan, Perotti, Sosa ve Pelkas'a veririm, uzun paslar ve uzun ortalardan da mümkün olduğunca uzak dururum.

Gelelim bireysel performanslara, Tisserand rakip takımın tek kafa vurabilen Diego adlı oyuncusuna 3 kez kafa vurdurdu, biri gol oldu, diğer ikisinde de verilmiş sadakamız varmış diyelim!

Novak defansta iyiydi ama hiç ileri çıkmadı. Enteresandır, iki sol bekimiz var, biri Novak hiç ileri gitmiyor, diğeri de Caner bütün maçı rakip sahada oynuyor.

Stoper Serdar-sağ bek Lemos tabii ki işlemedi, bazı pozisyonlarda birbirlerine girdiler ama geçici ve normal bir durum.

Mert Hakan ise çok iyi oynadı, rakibe Ozan'dan daha etkin pres yapar mı ve şutları/pasları Ozan'dan daha iyimi diye beni düşündürdü. Cisse varlık gösteremedi çünkü Cisse bu maçın santrforu değildi. Mert Hakan, Pelkas, Sosa, Perotti dörtlüsü ayağa oynadılar, Cisse'ye dönüp bakmadılar bile.

Perotti'ye özel parantez açalım. Fiziksel olarak hazır olduğu her maçta Fenerbahçe'nin en büyük silahı olur.

Özetle, bu maç sonrası, Fenerbahçe 25 dakikalık kısıtlı zamanını uzun paslar ve uzun ortalar yerine ağırlıklı Perotti olmak üzere, Pelkas, Sosa ve Mert Hakan'ı daha sık kullanarak değerlendirirse daha mantıklı olabilir mi diye düşünmemek elde değil.

 Reklam 
Yazarın Diğer Haberleri