Fenerbahçe geçtiğimiz hafta kendi sahasında almış olduğu ağır mağlûbiyeti telafi etmek için çıktığı Gaziantep deplasmanından da eli boş döndü. Aslında Fenerbahçe Sportif Direktörü ve Teknik heyeti futbolculara hafta içi destek ve moral vermişler ve maça Fenerbahçe istekli başlamıştı ama geceye yine Fenerbahçe defansı'nın bireysel hataları damga vurdu.
Fenerbahçe'nin 3 stoperi ise bu sezon toplamda 6 penaltıya sebebiyet vererek yeni bir rekora imza atmış oldular.
İlk golde genç kaleci Oytun'un 33mt'den gelen topun direğe vurmasını engelleyememesi, ikinci yenilen gol öncesi Novak'ın rakiple girdiği hava topu mücadelesinde rakibin dengesini bozamaması ve sonrasında Tisserand'ın eliyle oynayıp penaltıya sebebiyet vermesi maçın sonucunu büyük ölçüde belirledi.
Aslında Fenerbahçe organize ve kolay gol atabilen bir takım olsa bu gollerin altından kalkabilirdi ama sezon başından beri bunu da göremiyoruz.
Fenerbahçe, Perotti, Samatta, Valencia ve Altay'ın eksikliğini de fazlasıyla hissediyor ama tüm bunları mazeret olarak görmek mümkün değil çünkü sezon başından itibaren sahada organize olan bir takım göremiyoruz.
Erol Bulut'un ilk 11 ile çok oynadığını, maç esnasında fazla oyuncu değiştirdiğini ve bu değişikliklerin bazı oyuncuların bölgeleri ve görevlerini de değiştirmesi sonucu Fenerbahçe'nin gittikçe dengesiz bir takım görüntüsü verdiğini düşünüyorum.
Hala Ozan'ın nerede oynadığı ve görevleri tam olarak belli değil. Ozan bu belirsizliği kaldıracak düzeyde bir futbolcu değil. Sosa ilk 11 oyuncusumu değilmi, bunu da bilmiyoruz. Forvet arkasında Pelkas'mı, Mert Hakan'mı yoksa Ozan'mı oynamalı onu da bilmiyoruz.
Fenerbahçe aslında iyi mücadele ettiği bir maçı kaybetti ve takımın özgüveni de epey sarsıldı, buradan toparlamak zaman alacak ama sakat ve cezalı futbolcuların geri dönmesiyle Fenerbahçe yeni bir galibiyet serisi yakalayacaktır.
Kelle koltukta giden Erol Bulut'un ise "kolayı zor'a sokmaması" ve ilk 11 ve oyuncuların ana mevkileriyle mümkün olduğu kadar oynamaması ve maç içindeki değişikleri minimum'a indirmesi gerekir.
Fenerbahçe'nin 3 stoperi ise bu sezon toplamda 6 penaltıya sebebiyet vererek yeni bir rekora imza atmış oldular.
İlk golde genç kaleci Oytun'un 33mt'den gelen topun direğe vurmasını engelleyememesi, ikinci yenilen gol öncesi Novak'ın rakiple girdiği hava topu mücadelesinde rakibin dengesini bozamaması ve sonrasında Tisserand'ın eliyle oynayıp penaltıya sebebiyet vermesi maçın sonucunu büyük ölçüde belirledi.
Aslında Fenerbahçe organize ve kolay gol atabilen bir takım olsa bu gollerin altından kalkabilirdi ama sezon başından beri bunu da göremiyoruz.
Fenerbahçe, Perotti, Samatta, Valencia ve Altay'ın eksikliğini de fazlasıyla hissediyor ama tüm bunları mazeret olarak görmek mümkün değil çünkü sezon başından itibaren sahada organize olan bir takım göremiyoruz.
Erol Bulut'un ilk 11 ile çok oynadığını, maç esnasında fazla oyuncu değiştirdiğini ve bu değişikliklerin bazı oyuncuların bölgeleri ve görevlerini de değiştirmesi sonucu Fenerbahçe'nin gittikçe dengesiz bir takım görüntüsü verdiğini düşünüyorum.
Hala Ozan'ın nerede oynadığı ve görevleri tam olarak belli değil. Ozan bu belirsizliği kaldıracak düzeyde bir futbolcu değil. Sosa ilk 11 oyuncusumu değilmi, bunu da bilmiyoruz. Forvet arkasında Pelkas'mı, Mert Hakan'mı yoksa Ozan'mı oynamalı onu da bilmiyoruz.
Fenerbahçe aslında iyi mücadele ettiği bir maçı kaybetti ve takımın özgüveni de epey sarsıldı, buradan toparlamak zaman alacak ama sakat ve cezalı futbolcuların geri dönmesiyle Fenerbahçe yeni bir galibiyet serisi yakalayacaktır.
Kelle koltukta giden Erol Bulut'un ise "kolayı zor'a sokmaması" ve ilk 11 ve oyuncuların ana mevkileriyle mümkün olduğu kadar oynamaması ve maç içindeki değişikleri minimum'a indirmesi gerekir.
