Tarihi yayın sonrası beklenen iki gelişme!

4 büyük kulübün başkanı ilk kez ortak akılda buluşup bir araya geldi. TFF ve kurulları ile yayıncı kuruluş hakkındaki rahatsızlıklarını haklı olarak dile getirdiler. Ortak akıldan çıkan sonuç şu; 'TFF ben yaptım oldu' dememeli. TFF eğer kulüpleri temsil ediyorsa bir karar almadan önce paydaşları ile sorunları masaya yatırmalı.

Eğer kurullarla ilgili bir güvensizlik söz konusu ise kulüplerin hassasiyetlerini gözeterek gerekirse kurulları değiştirmeli. Ayrıca 4 büyük kulübün yayın ihalesi ile ilgili anlattıkları ve 'yayın ihalesini biz yapalım' demeleri çok mantıklı. Sonuçta TFF kulüplerin hakkını pazarlıyor. Bir sözleşme yapılıyor ama yayıncı sözleşmeye uymuyor, kulüplerin hakkı yeniyor.

TFF teslimiyetçi bir ruhla eli kolu bağlı kalıyor. Bundan sonraki ihalede kulüplerin de temsilcilerinin yer alması hatta sözleşmeye dahil olması şart. 4 kulübün başkanı artık birlikte hareket edeceklerinin bir mesajını verdiler ve hareket etmek zorundadırlar. Eğer çatlak olursa, güvensizlik ortamı büyür.

Aslında tarihte bir ilk gerçekleşti. Futbolun lider takımları 'Türkiye'de son sözü biz söyleriz' dediler. Tartışmanın ana konusu federasyon ile kulüpler arasındaki iletişim eksikliğinin ortaya çıkmasıydı. 4 başkan da problemleriyle ilgili yaptığı görüşmelerden sonuç alamadıklarından, muhatap olarak görülmediklerinden, Kulüpler Birliği olarak da değersizleştirildiklerinden şikâyetçiydiler.

Gerçekten de kulüplerin ligde yaşadıkları sorunları da devletle olan problemleri de çözemeyen, çözmek için fikir oluşturmayan, bir federasyon yönetimi tarif edildi. Şimdi iki önemli gelişme bekleniyor. Birincisi yayın ihalesi, ikincisi 8+6 kuralı. Futbol oynayanlar ile yönetimlerin inatlaşmaması gerekir. Çünkü gösteri sahnesi kulüplerde, kuralları koyanlar da federasyon. Bu noktada en doğrusu bulunmalı.

Birlikte olabilmek önemli. Marka değerini geliştirmek, büyütmek, gelirleri artırmak açısından faydalı. Gelişmiş futbol ekonomilerine baktığımızda gelirlerdeki menfaatleri geliştirmek açısından aynı yolların izlendiğini görüyoruz. Bizdeki genel sıkıntı işin biraz daha bu kısmını aşıp TFF'yi yönetme şekline döndüğünde ortaya çıkıyor.

Kulüpleri yönetenler açısından esas sorun sistem içerisinde hesap vermemeleri. Sürekli, gelirler üzerinden TFF'yi baskı altına almaya çalışıyorlar. Keşke yıllardan beri bekleyen Kulüpler Yasası'nın da çıkması için aynı birlikteliği ve samimiyeti gösterebilseler.