Fenerbahçe, “Yaşlı ve yeni bir takım” kuruyor. TFF, aldığı oyuncuların lisanslarını tescil eder mi, bu transferlere vize verir mi bilemem, hatta pek ihtimal vermem. Buna rağmen yazayım; Başkan Ali Koç’un kestirmeden, en kısa sürede şampiyonluğa ihtiyacı var ve buna uygun kadro kuruyor. Dinamizmin, performansın iyiyse yaşın ne önemi var? Üstelik o zaman yaş, zarar değil, yarar yazar.
-Fenerbahçe’de Erol Bulut, “Hızlı hücum edeceğiz” dedi. Fenerbahçe’nin sihirli formülü bu olmalı... Ancak geçen sezonun hücuma en ağır çıkan takımı olan Fenerbahçe’nin hızlı hücum için iki bekinin önünde “uçurtma” gibi iki kenar adamına ihtiyacı var. Ne Deniz, ne Ferdi, ne Rodrigues... Rakip kaleye direkt giden, savunmanın arkasına sarkan iki “uçurtma” henüz Fenerbahçe kadrosunda yok.
-En az bir çok iyi, çok kontrollü stoper, “Allah’ın emri” şart... Serdar Aziz iyi ama “camdan adam”... Sakatlıktan, karttan takımı her an eksik bırakabilir. Bu kadar ağır sakatlıktan sonra Sadık kendine nasıl gelir, o da belli değil... Orta alanda Gustavo dahil, rakip savunmanın arasına arkasına top atan, oyunun yönünü çeviren çok teknik, buna rağmen çok mücadeleci bir orta saha adamına ihtiyaç var. Alanyasporlu Bakasetas ya da Trabzonsporlu Sosa olabilirse mükemmel... Olamazsa benzer bir oyuncu şampiyonluğun olmazsa olmazı...
- Fenerbahçe, Avrupa kupalarında yok. Buna rağmen takım sayısı arttırılmış ligde en az 10 hafta arası maçı yapacak. Çok sağlam, derinliği ve genişliği olan bir kulübeye ihtiyaç var. Laf olsun diye doldurulmuş bir kulübe değil, dertte, sıkıntıda oyuna girip sonucu değiştirecek, maçın kaderini değiştirecek bir kulübe...
-Yaşlarına bakmayın, Gökhan ve Caner çok iyi transferler... Caner bu ligin en fazla asist yapan, topu kenardan en etkili kullanan oyuncusu... Solda Novak- Caner mükemmel... Ancak Novak, Trabzonspor forması ile 7 gol atarken, önündeki Nwakaeme hareketli oyunuyla kendisine geniş alanlar açmıştı. Novak aynı alanları Fenerbahçe’de de bulmalı...
-Şampiyonluk için Vedat Muriqi yetmez. Vedat gitsin ya da gitmesin, Fenerbahçe’ye mutlaka çok iyi bir ceza alanı içi golcüsü lazım... Gerekirse ceza alanı içinde, hatta çevresinde “beleşe yatsın”, yeter ki gol atsın. Böyle bir oyuncuya ihtiyaç var.
Bu ülkenin TFF’sine 1905 liralık sözleşmeler gitti, onaylandı. Bu ülkenin TFF’sine bir önceki yıl 700 bin liralık sözleşmesi giden futbolcunun, bir yıl sonra bir başka kulüple 45 bin liralık sözleşmesi gitti, aradaki uçuruma rağmen onaylandı. Bu ülkenin TFF’sine 2. amatör kümeden bile alamayacağınız fiyatla, bir Süper Lig kulübünden 100 bin liralık futbolcu kontratı gitti, onaylandı. Şimdi 1907 liralık, 1900 liralık, 1000 liralık sözleşmeler gider mi, giderse geçmiş yıllarda olduğu gibi onaylanır mı, TFF tarafsızlık ve samimiyet testinden geçebilir mi, meraktayım.
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Bankalar Birliği ile limitleri arttırmak uğruna sözleşme imzalarsa, kendi dönemine ait olmayan kaba hesapla 400-500 milyon euronun altına da “kefil” olarak, “borçlu” olarak kişisel imzasını atmış olacak ve bu 400-500 milyon euro borcun sorumluluğunu kişisel olarak üstlenecek.Kendinizi Ali Koç’un yerine koyun; ne kadar paranız olursa olsun, sizin yapmadığınız bir borcun altına imzanızı koyar mısınız? Aklıma takılan bir konu daha; Ali Koç, bu yeniden yapılandırmayı kendi bankası ile imzalarsa, gene kişisel olarak bu sorumluluğun altına giriyor mu acaba?
3 Temmuz’dan bir-iki gün sonrasıydı. Mehmet Ali Aydınlar’ın da Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olmasının üstünden bir hafta ya geçmiş, ya geçmemişti ki “şike kumpası”nı kucağında buldu.3 Temmuz’un hemen sonrasında, 5-6 Temmuz tarihiydi sanıyorum. Aydınlar’ın Maslak Acıbadem Hastanesi’ndeki makam odasındaydık. Ben vardım, işadamı Yüksel Çağlar vardı, Aydınlar vardı ve Aydınlar’ın yakın bir arkadaşı, sanıyorum Fenerbahçe genel kurul üyesi bir avukat vardı. Hiç unutmuyorum, o gün Mehmet Ali Aydınlar, “Ben tarihe Fenerbahçe’yi küme düşüren TFF Başkanı olarak geçmem. Bunu yapmam” dedi. Ancak sonraki süreçte, belki UEFA’ya olan uzaklığından, belki de ekibindeki üyelerden kaynaklanan yanlışlar oldu, süreç iyi yönetilemedi ve Mehmet Ali Aydınlar, Fenerbahçe düşmanı ilan edildi. Oysa, “Fenerbahçe’yi küme düşürmem” diyen de Mehmet Ali Aydınlar’dı, Fenerbahçe düşmanı ilan edilen de...
Sonrasına çok dikkat ettim. Fenerbahçe, başı ne zaman dara düştüyse Mehmet Ali Aydınlar’ın kapısını çaldı. Aydınlar her defasında kapıyı açtı, her defasında çok önemli katkılarda bulundu. Son katkısı 20 milyon lira... Kaba tabirle “çakıl taşı” değil, ekonominin can çekiştiği, Fenerbahçe’nin delikli kuruşu aradığı bir dönemde tam 20 milyon lira...Fenerbahçe’yi batıranlar her fırsatta büyük Fenerbahçeli, “Fenerbahçe’yi küme düşürmem” diyen, her fırsatta milyonlarca lira katkı sağlayan Mehmet Ali Aydınlar Fenerbahçe düşmanı (!)...Her Fenerbahçeli keşke Mehmet Ali Aydınlar kadar Fenerbahçeli olabilse...
Trabzonspor’un transferini açıkladığı Rosenborglu Trondsen için iyi sinyaller geliyor. Hem sol bekte, hem orta alanda oynaması ekstra bir avantaj... Çalışkan, hırslı, mücadeleci ve kuzeyin sertliğine sahip olduğu söyleniyor.Ancak sol bek oynarsa, bir Novak olmadığı özellikle belirtiliyor. Benim görüşüm; görüntülerini izledim. Genellikle orta sahada oynuyor, hareketli, topa iyi vuruyor, gol şansı yüksek...
Genç yaşta kaybettik Emre Gönlüşen’i... Gönlümüz gerçekten kırık... Sevgili Emre’nin iyiliğin çok üstündeki insanlığını iki gündür okuyup dinliyoruz. Hatır için konuşup yazılmıyor, bir hak teslim ediliyor. Ancak devamı gelmeli... İki dünya tatlısı kızı Ada ile Koza’ya kucak açılmalı... Beşiktaş erken davrandı. Başkan Ahmet Nur Çebi ve arkadaşları çocuklara Beşiktaş Koleji’nin kapılarını açtılar ve bütün sorumluluğunu üstlendiler. Bize de düşenler var, buna varız. Hazırız. Merhemi yara tazeyken sürelim.
Haber gece yarısına yakın patladı, “Trabzonspor kalecisi Uğurcan Çakır, Sheffield United’e gidiyor” diye... Şaşırdım, üzüldüm. Sheffield United’in ne kadar eski geçmişi olursa olsun, Trabzonspor’dan daha büyük kulüp, takım değil ki? Allah’tan Başkan Ahmet Ağaoğlu hemen açıklama yaptı ve haberin doğru olmadığını söyledi. Uğurcan Çakır, Avrupa’ya elbette gider. Ama şanıyla, şöhretiyle, parasıyla, kendine ve kalitesine yakışacak büyük bir takıma gider.
Transferin gözdelerinden Kayserisporlu Mensah’ın 25 lig maçında 5 gol, 8 asisti var. Gole katkısı % 32... Mensah iyi oyuncu... Rahat adam geçen, savunmadan hücuma iyi ve hızlı çıkan ,uzaktan isabetli şut atan bir oyuncu...Ama takım disiplini yok, kişisel oyunu ve ayağında top tutmayı seviyor. Fazla sorumlu olduğu söylenemez. 25 maçta 8 sarı, 1 sarıdan kırmızı, 1 de direkt kırmızı kartı var.Kayserispor’u kurtardığı maçlar da oldu, ciddi anlamda yaktığı maçlar da...
Barcelona - Napoli maçında sonradan oyuna giren Eljif Elmas’ı izledim. Hayran kaldım. Eljif kısa bir süre sahada kalmasına rağmen, maçı tek kaleye çeviren Napoli’nin bütün ataklarını hazırlayan adamdı. Tek pası boşa atmadı, ikili mücadelelerde tek top kaybetmedi. Napoli’yi müthiş yönetti. Eljif mi kendini çok geliştirdi, bana mı öyle geldi, anlamadım.