Milliyet gazetesi köşe yazarı Osman Şenher, Galatasaray ve Fenerbahçe'nin gündemini değerlendirdi.
Mali durumu iyi olan sadece üç kulüp var... Başakşehir, Kasımpaşa ve Akhisar. Diğerleri zor nefes alıyor. Bunlardan biri de Galatasaray. Yılların verdiği savurganlığın faturasını Başkan Mustafa Cengiz ve arkadaşları ödüyor. UEFA tarafı ayrı bir konu. Ya kendi içinde yaşanılan sorunlara ne demeli?
Kendi camiasındaki insanlar, tuttuğu kulübün başkanı başarısız olsun diye yenilmesini, yerle bir olmasını ister mi? Maalesef bunu isteyen çok kişi mevcut. Bir sürü sorun var, hangi yola girsen tıkalı. Ancak bu Galatasaray hepinizin... Neden yönetime yardımcı olmuyorsunuz?
Daha acısı tehdit ediyorsunuz. Sizler kimsiniz, gücünüz ne? Fedakarlık yapan, 30 milyon kulübün gerçek sahibi taraftardan daha mı çok seviyorsunuz Galatasaray’ı!
Son yaşanan olaya gelirsek... 139 tane pırıl pırıl liseli genç, bu çocuklar hakikaten aslan parçası. Kongre üyesi olma hakları var. Bu evlatları kim kandırdı, sahte imzaları kim attı? Buna ne gerek vardı? Bu çocuklar kendileri müracaat eder ve üye olurlar. Bu kadar basit bir konu aslında.
Sizler kimsiniz, neden lekeliyorsunuz herkesi! 113 yıllık kulübü neden bölmeye çalışıyorsunuz? Bu yetmiyormuş gibi Başkan Cengiz’i devirmekle tehdit ediyorsunuz. Neden, Riva ve Florya satılırken sustunuz, sesiniz çıkmadı? Galatasaray’ın paraları çarçur edilirken hiç ortada yoktunuz!
Store’ların parası hortumlanırken, koca bir tır kaybolurken, Çatalca’da lüzumsuz tutulan depolara bir dünya para ödenirken siz neredeydiniz? Yine üstüne basa basa söylüyorum; Liseye sözüm yok. Onlar bizim gururumuz. Ama sizin gibiler olduğu sürece kulüpte huzur kalmayacak... Bunun için Galatasaray’ın sahibi taraftardır. Çünkü onlar sizden daha çok başkanına, hocasına, futbolcusuna sahip çıkıyor.
Gündemde hep Galatasaray var. Halbuki Fenerbahçe de, Beşiktaş da aynı sıkıntıları çekiyor. UEFA avaz avaz bağırıyor, ‘Avrupa kupalarına katılacak takımları daha çok denetleyeceğim’ diye.
Bu konu Türkiye’de yanlış anlaşılıyor. Galatasaray’ın Avrupa’dan men cezası almadan kurtulması tamamen Başkan Mustafa Cengiz ve ekibi ile Servet Yardımcı’nın başarısıdır. 25 Haziran’da ‘Galatasaray Avrupa kupalarına katılabilir, ancak üç sene çok sıkı denetim altında olacak’ kararı çıktı. Başkan, bunun garantisini verdi ve şu anda kulübün bütün girdi-çıktıları, elektrik-su faturasına kadar UEFA’nın denetçileri tarafından inceleniyor.
UEFA merkezindeki birimlerden biri ‘Galatasaray’ın ceza alması gerekirdi’ diyerek devamlı en üst kademe olan hakimler kuruluna itirazda bulunuyor ve bir türlü kulübe yaptırım uygulanmamasını içlerine sindiremiyorlar. Bunun üzerine Başkan Mustafa Cengiz, avukatlarıyla CAS’a başvurdu ve ‘Biz çok sıkı denetim altındayız. Verdiğimiz sözleri tutuyoruz. Buna rağmen devamlı ceza almamız için taciz ediliyoruz. Bunun olmamasını istiyoruz’ savunmasını yaptılar.
CAS’taki durum bu. Özellikle söylüyorum, gündemde Galatasaray olsa da Fenerbahçe ve Beşiktaş da UEFA’ya verdiği sözleri tutmazsa Avrupa’dan men cezası alabilirler.
Evet, Fenerbahçe sıkıntılar yaşıyor. Ama şunu özellikle söylemek gerekir ki Başkan Ali Koç ve ekibine zaman lazım. Vizyonuyla, misyonuyla, başkan ve ekibi kulübü başka bir yere taşıyacaklar. Buna inanıyorum. Taraftar da Başkan Koç’a güveniyor.
Şu yaşananlara bakın. Birçok kişinin garibine gidebilir. Ama kulübün içinde neler yaşanıyormuş. Başkan da ‘şimdi temizlik zamanı’ diyerek neşteri vurdu. Bu değişimlerin yaşandığı her takımda böyle sorunlar olabilir.
Benim tek üzüldüğüm şey 15-16 sene kulübün kaptanlığını yapan futbolcunun bir özür dilemek için kırk dereden su getirmesi.
Ne demek yani... ‘Bu konuşulanları ben yapmadım, ama Fenerbahçe için özür dilerim...’ Bunun anlamı ne. Başkan iftira mı atıyor? Maalesef oyuncularımızın hepsi kendini bulunmaz Hint kumaşı zannediyor. Hak edenlere sözüm yok.
