Almanya Ligi Bundesliga'nın köklü ekiplerinden Borussia Dortmund formasını giyen Alman futbolcu Mario Götze, kariyeri hakkında konuştu.
24
"FUTBOL OYNAMAMAK CEHENNEM.."
"Benim için cehennem, futbol oynayamamak. Bu çok basit. Hayatımın büyük çoğunluğunda büyük zorluklarla karşılaşmadım. Her şey sakindi ve çok genç yaşımda hayallerimi yaşamaya başladım. 17 yaşında Sarı Duvar'ın önüne çıktım. Futboldaki iki harika teknik direktörün altında oynadım. 22 yaşında, Dünya Kupası'nda gol attım. "
23
"GÜZEL ANLARIM KLOPP"
"Dürüst olmam gerekirse, ne yaşadığımı kavrayabilmek için çok gençtim. Sizin hayal edeceğiniz şekilde yaşadıklarımın değerini bilemedim ve hasta oldum. Her şey neredeyse elimden kaydı. Ama buradan başlamayalım, güzel anılarıma dönelim, Klopp ile başlayalım."
22
"BANA İLK İNANAN KLOPP'TU.."
"Benim ilk teknik direktörüm oydu ve bana inanan ilk isimdi. Bana 17 yaşında oynama şansı verdi. Şimdi onu Liverpool'da görmek eğlenceli çünkü o her zaman medya önünde doğal bir adam. Eşssiz bir insan ve ne isterse onu söyler. Ancak birçok insan onun saha kenarındaki versiyonuna dikkat ediyor. Çok ciddi bir yanı da var bu yüzden. Ben 17-18 yaşındayken, idmanlarda %100'ümü vermiyordum ve hep gözümü korkutuyordu. Koşarak bana gelerek, tam yüzüme doğru bağırmaya başlıyordu."
21
"DİŞ GICIRTMASINDAN TAHMİN EDEBİLİRSİNİZ"
Almanca'dan tam olarak çeviremeyebilirim ancak dişlerini gıcırtadarak, nasıl konuştuğunu tahmin edebilirsiniz: "Daha tutkuluı olmalısın. Her şeyini vermelisin. S.... Haydi!!!" İdmandan sonra ise tamamen soğukkanlı haline dönüyor ve seni yanına alıp, "Mario, nasılsın? Haydi futbolu konuşalım. Ne olacak?"
20
SIRA DIŞI BİR TEKNİK ADAMDI...
"Benimle nasıl başa çıkacağını biliyordu. Sıra dışı bir teknik adamdı ve kişiliği de bir genç oyuncu olarak benim için en önemli şeydi. Futbolda doğal olarak bu kadar eğlenceli olabilen bir teknik direktörle hiç karşılaşmadım. Yaz aylarında Düsseldorf'ta ona koştuğum zamanı hiç unutmayacağım. Orada saç ektirmek için bir uzmana görünecekti."
19
"NUMARAYI SANA SAKLAYCAĞIM"
Bu haber Almanya'da çok dikkat çekti ancak bu konuda da çok eğlenceliydi. Gülüyordu ve bana nasıl olduğunu anlatıyordu. Ne kadar iyi görüntüğünü ve her şeyi anlatıyordu. Tam ayrılırken bana göz kırptı ve, "Mario, merak etme, telefon numarasını saklayacağım" dedi. Ben de, "Ne demek istiyorsun" dedim. "Doktorun numarasını" dedi, "Senin için saklayacağım. Birkaç yıl içinde ihtiyacın olacak".
18
KLOPP ÇOK EĞLENCELİ BİRİ..
Sonrasında güldü ve uzaklaştı. Birçok insan utanır veya bir şey söylemez ancak o umursamadı. Çok eğlenceli ve etrafındakilere pozitif etkisi olan biriydi. Ona teşekkür etmeliyim çünkü benim ilk adımı atmamıs sağladı ve sonraki yıllari içinde Dortmund'da birlikte harika şeyler başardık. 10 yaşından, 20 yaşına kadar ailem ile birlikte yaşadım, şehrimin takımında oynadım ve bir problem yaşamadım. Ve sonra, 20 yaşında, ayrılma kararı verdim.Bunu insanların anlayamayacağını biliyorum. Gecenin ortasında bir şey yapmıyordum. Hayarımın en zorlu kararıydı ve çok uzun zamanımı aldı. Önceki yıl Bayern Münih beni istedi ve ben gitmeme kararı verdim. Ancak Pep Guardiola açıklandıktan sonra tekrar teklif yapılınca, ne yapacağımı bilmiyordum
17
GUARDIOLA BENİ GELİŞTİREBİLİRDİ
20 yaşındaki bir oyuncu nasıl düşünür anlamalısınız. 20 yaşınızı hatırlayın. Dünyanın nasıl çalıştığını anlamadığınız bir dönem. Kişisel olarak benim üniversiteye gitme şansım yoktu, kendi hayatımı da hiç yaşamadım. Bu yüzden hayatımda bir değişikliğe ihtiyacım vardı ve futbol anlamında bakarsak, Pep ile birlikte çalışmak benim bir oyuncu olarak gelişmemi sağlayabilirdi.
16
FUTBOL BİR OYUNDAN FAZLASI
Kararımı verdim ve gittim. Sonuçlarının ne olacağını da düşünmedim. Birkaç hata sonra ailemin evinin önünde koruma için polisler duruyordu. Kim ortaya çıkardı, bilmiyorum. Ben değildim. Benim istediğim son şey de buydu. Zamanlama çok kötüydü. Ayrılacağım haberi, Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Real Madrid ile oynayacağımız maçtan 2 gün önce ortaya çıktı. Verilen reaksiyonu şimdi anlıyorum. Birçok insan, futbolu bir oyundan fazlası olarak görüyor.
15
GİTTİĞİME PİŞMAN DEĞİLİM...
O zaman şoke ediciydi. Kendi taraftarların tarafından ıslıklanmak, açılan pankartlar... Kişisel olarak bununla başa çıkabilirdim ama kardeşim o dönemde 14 yaşındaydı ve okulda hedef haline geldi. İnsanlar anneme bir şeyler söylüyordu. İnternette aileme tehditler vardı. Buu yaşamak inanılmazdı, özellikle de evinde yaşamak inanılmazdı. Ben yaz aylarında gidebilirdim anccak ailem kalacak ve Dortmund'da yaşayacaktı. Bu onlar için daha kötüydü. Hayatımızın en zor zamanıydı ancak yine de pişman olduğumu söylemek zor.
14
NE OLACAĞINI BİLEMEZSİN
Hayatta öğrendiğim en önemli şeylerden biri, ne olacağını tahmin edemezsin. Futbolda yaşadığım en harika zamanların bazıları, en karanlık günlerin ardından geldi. Bazıları da tam tersi. Eğer medyayı dinlersen, ben bir kahraman, hemen sonra bir hayal kırıklığı, hemen sonra futbol oynamaması gereken biri olabilirdim. Bunların tamamı 4 yıl içinde oldu.
13
BAYERN MÜNİH HATAYDI DİYEMEM
Bayern Münih'e gitmek bir hataYdı demek, benim için zor çünkü Pep'ten futbol anlamında çok şeyler öğrendim. Taktikle ilgili seninle saatlerce konuşabilirdi ve onun bakış açısından oyunu öğrendim. İdman seviyesi çok yüksekti ve hiç deneyimlemediğim kadar titizdi.Bir teknik direktör ve insan olarak onunla çalışmak çok özeldi, aynı Klopp ile olduğu gibi. Dortmund'dan ayrılmak inanılmaz zordu ancak bu değişikliği yapmamış olsam ve Bayern Münih'e gitmesem, Dünya Kupası aynı şekilde olur muydu?
12
HERKES UNUTTU BEN UNUTMADIM
Hayat garip. İnsanlar Dünya Kupası hakkında, finalde attığım gol hakkında konuşuyor ve sonuna kadar benim içi ne kadar b.ktan bir turnuva olduğunu unutuyorlar. Şu anda herkes, son 16 turunda Cezayir maçının devre arasında oyundan alındığımı unutmuş durumda. Ama ben unutmam. Fransa ile çeyrek finalde oynadığımız maçta 11'de değildim. Brezilya ile oynadığımız yarı final maçında süre alamadım. Bunu olgunlukla karşıladığımı söylemek isterdim ancak muhtemelen hayatımın en üzücü anıydı. Pozitif bir şey yoktu. Finalden önce, depresyondaydım. Ne olacağını da göremiyordum.
11
ÖNEMLİ OLAN GOL DEĞİL TOPA VURMAK..
İnsanlar sürekli gol, gol, gol diye konuşuyor. Benim için gol, en az önemli olan parça. Topa vurmak... Bunu binlerce kez yapabilirim. Attığım gol, finalden önce idmana olabildiğim kadar odaklandığım ve otel odasında işlerin gidişatı ile ilgili depresif olmayı bıraktığım için geldi. Golün içinde şans vardı. Teknik direktör beni oyuna sokmayabilir ve birçok farklı seçeneğini değerlendirebilirdi. Schürrle bana orta yapmamayı seçebilirdi, pek de bakmıyordu. Top ceza alanına çok farklı bir şekilde düşebilirdi, 1 metre sağa ya da sola gidebilirdi. Kaleci dokunabilirdi. Göğsüme temas ettiğinde, belki de ben negatif bir yaklaşımda olurdum, inanmazdım. Belki de bu hiçbir zaman gerçekleşmezdi. Benim Maracana'da Dünya Kupası'nı getiren golü atmamış olduğm milyonlarca farklı senaryo var.
10
BİR RÜYADAN FAZLASIYDI...
O gol bir rüyadan fazlasıydı. Ancak beni en çok sevindiren, maçtan önceki durumla başa çıkmayı başarmamdı. Kariyerimdeki en dip noktadaydım ve 3 gün sonra bir anda kahraman olmuştum, biz de dünya şampiyonuyduk. Bu geçiş beni çok etkiledi.
9
MESSI'DEN İYİ OLDUĞUNU GÖSTER
Beklentileri karşılamaya hazır değildim. Joachim Löw'ün Messi yorumu basında çok dikkat çekmişti. Beni kulübeden çağırdında bana, 'Dünyaya Messi'den iyi olduğunu göster' dedi galiba. Ancak ben açıkçası bunun farkında bile değilim. Taktiğe çok odaklanmıştım. Tam olarak duymadım.
8
BAŞA ÇIKMAM KOLAY DEĞİLDİ..
O basın toplantısında bunu söylediğinde olay çok büyük bir şeye dönüştü. Bayern Münih'te zaten çok baskı vardı. Bu karşılaştırma büyük ihtimalle 22 yaşında benim için en iyi şey değildi. İnsanların benden beklentisi bu seviye oluyordu ve mental olarak benim bununla başa çıkmam da kolay değildi.
