Spor yorumcularından Levent Tüzemen, Galatasaray'ın Denizlispor'u 6-1'i yendiği maçın ardından değerlendirmelerde bulundu.
Öncelikle Fatih Terim'in dediği gibi Muslera'nın bir kaleciden çok daha farklı olduğunu, farkını yarattığını bu maçta net gördük. Topu oyuna sokuşu, çabuk atak başlangıcı, topu dağıttıktan sonra kalesinden arkadaşlarını sürekli uyarması, vücut dilini çok iyi kullanması, sürekli konuşması ve bütün takımın sıkışık anlarda gözü kapalı arkası dönük Muslera'ya topu vermeleri...Bu bir takım için özgüven. Muslera bu dönemde Galatasaray'ın en önemli transferi olacaktır. İlk yarıdaki maçları Galatasaray Muslera ile oynayabilseydi çok daha fazla puana sahip olurdu. Kalecileri yüzünden kaybettiği çok ciddi puanlar var Galatasaray'ın
İkili oyunlar, geçiş oyunları.... Galatasaray bugün Feghouli'nin gelmesiyle bunları zaman zaman çok iyi uyguladı. Belhanda, Arda, Emre Akbaba devreye girdi. Yani Feghouli oynayan değil oynatan da bir oyuncu.
Babel'i her ne kadar devşirme santrfor gibi görsek de bugün duvar oldu. Birçok hücum organizasyonu öncesinde o duvar oluşuyla pas dağıtımına ciddi bir katkı sağladı.
Bana göre haksızlık yapılıyor Galatasaray'da. Linnes'in sağ bekte ne kadar etkili olduğunu gördük. Norveç Milli Takımı'nda da bunu oynayan bir oyuncu. Kabul edelim ki Linnes çok atak başlangıcında vardı Galatasaray'ın.
Saracchi'yi geçmişe oranla dah derli toplu gördüm. Ama Galatasaray'ın kadrosu dar, dar olduğu için oyuncuların eksilmemesi lazım. Eleştirdiğimiz oyundaki bozulmalar, bazı oyuncuların eksikliğinden kaynaklanıyor. Bunlardan biri de Feghouli. Feghouli geldi, hem Belhanda'yı topladı, hem Arda'yı topladı, hem de Emre Akbaba'yı daha aktif hale getirdi.
Şimdi burada Donk daha tecrübeli, daha akıllı oynadı. Luyindama gibi fantezi yapmadı. Galatasaray'ın Luyindama'yla kaybettiği 2 maç var. Beşiktaş ve Konya maçı. Luyindama bu ölümcül hataları yapmasaydı, buralardan puan alabilirdi Galatasaray. Donk ve Marcao da bu hataları yapıyorlar, yenilen golde bence Marcao'nun da hatası var. Kademeyi doğru kontrol edememesi, oyuncuyu kaçırması..
Galatasaray'ın kafamızda kalan bir ezber 11'i var. Nedir bu? Muslera, artık sayıyorsun. Ön tarafa Galatasaray'ın bu transfer bitinceye kadar kalıcı bir santrfor bulması lazım. Falcao'dan bunu bekleyemez. Falcao herhalde ayaklarına kas enjekte etmiyor, kaslarını değiştirmiyor. Çünkü sakatlıktan kurtulamıyor. 30 maç oynamamış. Fatih Terim "1 sezon oynamamış adam" diyor.
Diagne ile bu çabuk oyunları oynayamıyorsun. Babel daha mobil oyuncu. Daha çok gezinen, daha fazla deplase olan bir oyuncu. Bu da birçok oyuncunun yer değiştirmesine, çabuk oynamasına ciddi katkı yapıyor.
İyi oyuna, iyi oyuncuların katkısı farklı olur. Lippi'nin çok güzel bir lafı var. "Elinizde iyi oyuncular olmadan maç kazanamazsınız." Ama o iyi oyunculara hem haklarını vereceksiniz hem de vazgeçilmez olduklarını göstereceksiniz. Dolayısıyla kulübeden onları vazgeçilmez hale getirebilcek oyuncu grubu da yok. Bugün skor avantajından dolayı, Ömer Bayram girdi, Sekidika girdi. Hadi bu tür oyuncular girebilir. Keşke daha fazla değişiklik yapabilseydi.
Belhanda Beşiktaş maçının etkisiz oyuncusu, bugün etkili bir oyuncu. Yaptığı koşu, o koşu yoluna Feghouli'nin bıraktığı.. Feghouli-Belhanda ortaklığı var saha içinde. Bu ikililer hep vardı. Mesela Oğuz ile Aykut'u Fenerbahçe'den ayırabilir misiniz?
Biz Luyindama ve Marcao'ya Türkiye'nin en iyi iki stoperi olun dedik ama Luyindama'nın ciddi bir kilosu var, hantallığı var ve çabuk geriye dönüşleri var. Aşırı özgüvenden de takıma verdiği zarar var. Muslera olsa bu hataları yapamayabilir. Belki kaleciye güvensizlikten oluyor.
Galatasaray'ın bana göre arkadaki takım içerisindeki 10 numarası Muslera'dır. Bu tartışılmaz. 10. yılına giriyor. İlk defa Türkiye'de 10 yıldır oynayan yabancı var. Yani büyük takımda herhalde. Kabul edelim ki Muslera'nın dönüşü takıma, teknik heyete, yönetime, taraftarlara "oh, şükür" dedirtmiştir. Efsane geri döndü oldu bu iş. Mekanın sahibi diyorsunuz ya, mekanın sahibi geldi. Mekanın sahibinin neler yaptığını gördük.
Galatasaray için Denizlispor önünde 6-1'lik skoru çok abartmamak lazım. Buradaki oyunu biraz değerlendirebiliriz. Bu geçiş oyunları ikili oyunlar, üçlü oyunlar, pas oyunları, bunlarda Galatasaray'ın coşkusu, kazanma duygusu ön plandaydı. İkinci yarıda da ciddiyetten uzak değildi 3-0'a rağmen. 3-1'den sonra tamamen direksiyonu da ele aldılar. Galatasaray'ı bu şekilde değerlendirebiliriz.
Galatasaray'ın bu kadrosunun dışına belki 2-3 tane oyuncu kulübeden gelir ama Glatasaray'ın bugunkü oyununda rakibin açıldığını düşünürsek, bir Onyekuru'nun olduğunu düşünürsen arkaya atılacak her toplarda seni uçurur. Mesela Hulk gibi bir santrfor olursa Galatasaray'da bu da farklılıklar yaratabilir.
