Genel bakıldığında bu 2 maç farklı bir durumda. Ermenistan konusu tüm konu itibariyle hassas bir konuydu. Oynadığımız rakip çok değişiklikler yapmıştı. Yeni bir teknik direktör ve oyuncularla oynadılar. Maç başladığında da istediğimiz performansı sahaya yansıtamadık.
Olumlu görebileceğimiz şey, maç içinde taktiksel değişikliğe gidip buradan olumlu geri dönüş almamız bizim için bu maçta olumlu görebileceğimiz bir konuydu. Şu anda farklı bir ortam, evde oynuyoruz. Arkamızda 40 bin taraftar olacak.
Karşımızdaki rakip dünyanın en iyi takımlarından bir tanesi. Bireysel performansları çok yüksek ve oyunu domine etmeyi seven bir takım. Favori takım biz değiliz Ermenistan'a karşı olduğu gibi. Tüm bunların doğrultusunda aslında insanın kendisi sahaya çıkası geliyor. Biz hep söylediğimiz gibi en büyük takımlarla kıyaslanmak istiyoruz. Bu da yarın iyi bir örnek maç olacak.
-4-3-3'e dönme düşüncesi var mı?
Kasım ayındaki maçlarda aslında 3'lü oynadığımızda Çağlar da kadrodaydı. Son maçın hazırlığında bu konu üzerinde çalıştık ama belki sahaya yansıtmakta zorluk çekmiş olabilirler. İlk devrede aslında eksik olan futboldaki temel ihtiyaçlardı. İkili mücadeledeki gerekli olan güç-kuvvet, istek, uyanıklılık... Eğer siz bunları yansıtmadığınızda hangi sistem oynarsanız hiçbir anlamı kalmıyor.
Hırvatistan'ın son yıllardaki performansını biliyoruz. Hepimiz izledik. Futbolda böyle şeyler olabilir. Son dakikada taçtan atışmış bir golle yenilen bir golle şanssızlık olarak addedilebilir. Biz hazırlıklarımızı Hırvatistan'ı bildiğimiz şekliyle kafamızda analiz ettik. Ona göre hazırlandık. Galler maçını baz almıyoruz.
Bazı oyuncuları oruç tuttukları için kadroya almadığı iddialarının sorulması üzerine Kuntz şöyle cevap verdi:
"Ben Ramazan ayına saygı duyuyorum. Bunlar dedikodudan ibaret. Bütün kararlarımızı oyuncularımızın performansları doğrultusunda veriyoruz. Bu yüzde yüz olan bir yalandır. Bu Ermenistan maçından sonra da bana soruldu. Bugün de Hırvat basın mensubundan duyulan bir soru. Bu tarz durumları yayan ve yaymaktan zevk alan insanlarla nasıl bir iletişim halinde olmalıyız?"
"Yarın Hırvatistan karşısına çıkacak kadro şampiyonaya gidecek güçte mi?"
Stefan Kuntz: "Evet."
"Burada öncelikle yönetim kurulumuz, başkanımız aynı zamanda Hamit Bey, Avrupa'nın birçok yerinde farklı akademileri ziyaret ettiler. Burada sırf Almanya'ya endekslenmediler, farklı ülkeleri de ziyaret ettik. Belçika'yı da analiz ettiler. Zaten bu yola çıkıldığında hem yönetim bazında hem Hamit Bey tarafından şu biliniyordu; herhangi bir şekilde bir ülkenin futbolunu kopyalayıp Türkiye'ye yerleştirmek gibi bir imkanımız yok. Bu gerçekçi olmaz. Onların ziyaretlerden toplanan bilgileri analiz edip en doğru şekilde bir Türkiye futbol alt yapı sistemi nasıl oluşabilir, en doğrusu ne olur, bunun üzerinde çalışıyorlar. Bu da biraz süreç alacaktır."
Biz kamp için pazar günü toplandık. 4 günlük sürecin 3 gününü Abdülkerim hastanede geçirdi. Oradaki tedavi olduğu nöroloji bölümündeki uzman doktor bize rapor gönderdi. Bu raporda onun biraz dinlenmesi gerektiğini ve yaklaşık 2 haftalık tedavi süreci olacağı söylenmişti. Böyle bir net rapor aldığınızda uzmanlara güvenmeniz gerekiyor. Aynı zamanda futbolcular takımlar için çok önemli. Bize böyle bir rapor veriliyorsa, oyuncuları hiçbir şekilde riske sokamayız. Bu doğrultuda bu kararı verdik. Dün oynamasına şaşırmadım değil. Eğer bu süreçte tedavisi iyi gidiyorsa, oynayabilecek seviyedeyse buraya gelmesi sağlansa o bizim için daha olumlu olabilirdi.
