Spor yazarlarının Sivasspor-Fenerbahçe maçı yorumları

İLKER YASİN: Mesut gelecek dertler bitecek diye hiç kimse umutlanmasın. Bu F.Bahçe’de Mesut’un yanına Ronaldo gelse fazla bir şey değişmez. Şaşkınlığım Erol Bulut’a. Bir lider için amaç statükoyu korumak değil, etkilemek ve sonucu değiştirmektir. Lider değişim yaratacak, anlam duygusunu aşılayacak, birleştirecek, harekete geçirecek ve iz bırakacaktır.

İLKER YASİN: Nerede ışık verdi Erol Bulut? Erzurum, Kasımpaşa, Ankaragücü kantarında yapılan tartının gerçek ağırlığı göstermeyeceği F.Bahçe’yi izleyenlerin malumu. Mevsim başında bu yana başta stoperler olmak üzere savunma sorununu çözemeyen, orta sahası hem pasla hem kontrayla rakip kaleye gidemeyen, gol pozisyonu üretmekte zorlanan takımın inancım o ki büyük psikolojik sorunları var. Bu tükenmişlik sendromu Mesut’un gelişiyle de çözülmez. Ben Erol Bulut’un yerinde olsam hafta içi 1-2 antrenman iptal eder futbolculara F.Bahçe’nin büyüklüğünü anlatan, tarihini gösteren taraftarın aşkını dile getiren filmler izletirim. Ama daha önce de yazdığım gibi bu görüntüleri önce Erol Bulut’un izlemesi lazım.

AHMET ÇAKAR: Gündüz Beşiktaş'ı izledik, ama Fenerbahçe'yi izledikten sonra aralarında ciddi fark var. Fenerbahçe, hem puan kaybetti hem de kötü oynadı. Kaleye gitmekte zorlanıyorlar, pozisyon üretmekte zorlanıyorlar, şut çekemiyorlar, kanatlardan sıfıra inemiyorlar. Tamam, Sivasspor da iyi oynamadı ama şampiyonluk adayı Fenerbahçe'den farklı şeyler beklerdik. Yedikleri gol tamamen şans. Karambolde Yatabare'nin topuğuyla vuruşunda Altay'ın yapacağı bir şey yok ama Fenerbahçe'nin kazandığı penaltıda da Sivassporlu oyuncunun çıkarken kaptırdığı bir top var.

AHMET ÇAKAR: Aslında tüm maça baktığımızda Fenerbahçe'nin ilk yarıda çaprazdan Samatta ile vurduğu şut dışında fazla ciddi bir pozisyonu olduğunu da söyleyemeyiz. Sonuçta Sivas deplasmanında beraberlik kötü diyemem ama oynanan futbol iyi değil ve Fenerbahçe haftalardır kazanmasına rağmen çok iyi oynuyor diyemeyiz. Hakem Yaşar Kemal Uğurlu'nun bir-iki faul hatası var ama oyun genelinde oldukça iyi. Fenerbahçe lehine verdiği penaltı tartışılmaz. Açık bir elle oynama penaltısı oldu.

ERMAN TOROĞLU: Sivasspor takımı daha bir takım olarak oynuyor, daha bir takım olarak oynadılar. Araları fazla açmadılar, sürekli yardım yaptılar birbirlerine. Yedikleri gol, futbol ukalalığı. Topa vuracağına artistlik yaparsan, sonunda penaltı olur gol yersin. Sivasspor daha net pozisyonlara girdi ama gollük yerdeki arkadaşına topu vereceğine kaleye vuranlar oldu. Yani galibiyete Sivasspor daha yakındı. Berabere bitti. Son 10 dakikada zaten neticeye Sivas da razıydı, Fenerbahçe de hakem de. Zaten öyle bitti.

GÜRCAN BİLGİÇ: Galibiyet katarını peşine takarak, kazanan formülü de cebine koyarak Sivas'ta yeni plan yapmaya pek gerek görmedi Erol Bulut. Oysa, Ozan Tufan'ın olmadığı orta sahanın hem hücum hem de defansif akıldan eksileceğini tahmin ederek, öndeki üçlüsü için yeni setler hazırlamalıydı. Mert Hakan'ın merkezde ikinci olması da bu nedenle. Geniş kadro veya seçenekler üstünden hareket etmeden, başarmışlardan kazanmalarını bekledi. Denge oyunundaki sıkıntılar da elbette artarak devam etti. Düşük tempo, Fenerbahçe adına oyunu "kısır" yapsa da, rakibi de kaleden uzak tutuyor. Zaten tartışmalar da burada başlıyor. Sivasspor'un öne geçmesiyle birlikte, üç puan için iki gol şartı geldiğinde, "denge oyunu" bunu üretecek sinyalleri vermedi.

GÜRCAN BİLGİÇ: Neredeyse bütün ikinci topları rakibe bırakan orta saha yetersizliğinde, farkı yaratacak oyuncuların da performans sıkıntıları vardı. Önceki maçların iki kahramanı Valencia ve Pelkas'ın dün "elektrikleri" kesildi. Samatta ön taraf yalnızlığındaydı ve Nazım ile Novak rakipten açık tehdit gördüklerinden, ofansif riskleri "düşünerek" aldılar. Ne topa doğru sahip olabildi Fenerbahçe, ne de rakibe hata yaptıracak baskıyı üretebildi.

GÜRCAN BİLGİÇ: Eksi sekiz derecede, her futbolcuyu zorlayacak şartlarda oynanması, maçın "beraberlik" havasından galibiyet sıcaklığına geçişinde problemdi belki de. Kadro şartlarını düzeltip, yeni transferlerini ekibe katıp, kaliteyi arttırıp, birlikte oynama alışkanlığını yaratınca daha farklı oyun ve güven veren bir takım görür müyüz? Erol Bulut bu önemli ayrıntıyı mutlaka dikkate alsın.

ÖMER ÜRÜNDÜL: F.Bahçe'de en çok Sangare, Gustavo ve daha da önemlisi iki stoperi beğendim! F.Bahçe'nin şu anda elinde 5 tane stoperi var. Tisserand, Serdar Aziz, Lemos, Sadık, Attila Szalai. Bunlardan hangi ikili en son tercih olur diye sorsanız Erol Bulut'a ve medyaya aynı cevap gelir: Lemos ve Sadık... Ben yeri geldikçe vurgularım. Futbolda en önemli şey 10 kişi ile yayılan takım savunmasıdır. Yoksa sadece stoperlerde sorun aranmamalı. Dün de bu iki stoperde takım olarak yardımlaşma alınca görevini yaptı.

ÖMER ÜRÜNDÜL: Yine tekrarlıyorum. Hem fiziksel açıdan hem de yapıları kanat forvete uymadığı için en büyük sorun ileri uçta... Hatta maç izlerken bir ara düşündüm. Mesut bu forvetlerle nasıl diyalog kurup çok özel yeteneklerini sergileyecek. Her zaman beğendiğim Rıza hocayı da hayretler içinde izledim. En büyük hücum silahı Gradel, Sangare'nin markajına teslim oldu. Gradel'i sağ tarafa çekmeyi neden düşünmedi anlayamadım!

SERCAN HAMZAOĞLU: "Bu maça 5'te 5'le gelen bir takımın böyle bir deplasmanda puan kaybetmesi hoş görülebilir. Her maç kazanılamaz. Alınan bir puan bazen sizi sezon sonu zirveye taşıyabilir. Ancak Fenerbahçe'nin ne olursa olsun bu kadar tutuk olmaması gerekiyor. Mesut Özil'in geleceği takımın, kesinlikle oyununu daha fazla rakiplerine kabul ettirmesi lazım. Gustavo'ya da parantez açmak lazım. Hiçbir zaman kötü mücadele ettiğini göremezsiniz. İki iyi oynamayan takımın maçında bile performansıyla göze çarpıyor. Brezilyalı, adeta tek başına bir takım gibi. Fenerbahçe'nin önünde iyi bir fikstür var, en azından Galatasaray derbisine kadar. Sarı-lacivertlilerin önündeki 3 maçı kazanıp hatta liderliği de alarak derbiye çıkması gerekir. Fenerbahçe, Mesut'un da katılımıyla artık iyi futbol da oynanarak alacağı galibiyetlerle rakiplerine net mesaj vermeli." [Sözcü]

İLKER YAĞCIOĞLU: Sivas'ın dondurucu soğuğunda her iki takımın da soğuğa ayak uydurduklarını söylemek yanlış olmaz. Sadece mücadeleye dayalı pozisyonların olmadığı sıkıcı bir maç izledik. İlk devrede Tisserand'ın maçın başındaki hatası, sonucu gelen pozisyon bir de devrenin sonlarında Samatta'nın girdiği pozisyon haricinde iki takım da pozisyon üretemedi. Sivasspor kornerden Fenerbahçe penaltıdan birer gol buldu... Açıkçası oyunun karşılığı da buydu. Devrenin sonlarında Mert Hakan Yandaş'ın yaptığı baskı ve kazandığı top sonrasında yarattığı penaltı pozisyonu gecenin pozitif taraflarındandı. Biraz da Pelkas'ın çabaları vardı.

İLKER YAĞCIOĞLU: İkinci yarının büyük bölümünde Fenerbahçe baskılı ve rakip yarı sahada oynadı. Ama bir türlü pozisyon üretemedi. Açıkçası ikinci devredeki oyun bas bas Mesut Özil'i çağırıyordu. Sonuçta bu havada Sivas deplasmanından alınan 1 puan kötü değildir. Sadece liderin iki puan gerisinde kalmak galibiyet serisinin bozulması gecenin üzücü tarafıydı..

REHA KAPSAL Fenerbahçe istim üzerindeyken maçları kazandığında belki keyif veren bir oyun oynamıyordu. Ama saha içinde daha fazla mücadele ortaya koyan bir görüntüdeydi. Sivasspor karşısında 'sorumluluk' almayan futbolcu sayısı çoğalınca işler kötüye gitti. Bunun nedeni saha içindeki oyun kalitesinden daha çok mücadele, coşku, tutku, kazanma arzusu son maçlardaki gibi olmayınca üretkenlikte sıkıntı çekti. Çözümü üretmekte de zorlanınca ve eldeki çıkan kadro oynamayan oyuncuların eksikliğini hissederek çıktığı bir deplasmanda son haftalardaki benliğinden uzak gözüktü. Oynadığı 90 dakikada pozisyon bulamadığı gibi rakibine mental anlamda da galip geleceğini hissettiremedi. Ancak 1 puan alabilirdi. Erol Bulut'un bu maçla ilgili ajandasına yazacağı takımın olumsuz görüntüsüyle ilgili çok notlar olmalı.