"Beşiktaş'ta çalışırken İstanbul'a bayılıyordum ama insanlar gelip, 'Anadolu'yu görmeden konuşma' diyordu. Oraya gittiğimizde gördüğüm şey Bosna'dan farklı değildi."
"Balkan bölgesinde yetişmiş teknik direktörler kültürlere kolay alışabiliyor. Bir İngiliz veya Alman farklı kültürlere girdiğinde şok yaşayabiliyor. Örneğin Türkiye'de maaşım biraz geç yatıyordu ancak buna şaşırmadım. Hajduk Split'teyken de maaşım geç yatıyordu ama elbet yatacağını biliyordum."
"Beşiktaş'a gittiğimizde araba vereceklerini söylediler ama araba hemen gelmedi. Maaşlar da gecikince diğer yardımcılarım 'Yine aynı hikaye' demeye başladı. Edin ise büyük panik yaşadı. 'Bu ne böyle! Maaş nerede, Araba nerede?' diye söylenmeye başladı. Çünkü Almanya'da yetişmişti. Ona rahat olmasın söyledim ve maaşlarımız da eninde sonunda yattı."
"Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray sadece futbol kulübü değiller. Bu camialar birer yaşam biçimi. Devlet gibiler. Sonuçlar iyiyse her şey harika ama kötü sonuçlar için aynı şeyi söyleyemem."
"Arsene Wenger bana gelip, 'Türk kulüpleri ile birçok kez iki ayaklı maç oynadım ama ilk kez 180 dakikada kırılma yaşamayan bir Türk takımı gördüm. Tebrik ederim.' dedi. Benim için büyük bir andı."