Galatasaray'ın İsviçre kamp raporu!

Galatasaray için dört dörtlük bir kamp olmadığını söyleyebiliriz. Politik nedenlerden dolayı Hollanda ve Avusturya gibi ülkelerle yaşanan sorunlar, ister istemez kamp yeri konusunda zaten karar verirken biraz elinizi kolunuzu bağlıyor. Bunun handikapları iki ayaklı İsviçre kampında kendini gösterdi. Geçmiş yıllarda örneğin Slovakya ve Avusturya’da futbolcular otel antrenman sahasına yakın olduğu için yürüyerek giderdi. Bu durum onları fazlasıyla memnun da ederdi.

Bu kez çok uzun olmasa da otelden tesislere giderken otobüse binmek zorunda kaldılar. İkinci nokta ise hava şartları... Özellikle Montrö ayağında sıcaklar resmen bunalttı. Gurbetçiler antrenmanların kapalı olmasından dolayı özellikle Zürih’te büyük hayal kırıklığı yaşasa da bu kararın alınmasında İsviçre’de son olarak yapılan Türkiye-Tunus maçındaki olayların etkisi olduğunu öğrendik.

Bir taraftan UEFA’nın dosyayı yeniden değerlendirmesi, diğer tarafta satış yapmadan oyuncu alınamaması şartı, kampta da ana gündem maddeleri arasında yer aldı. İkinci Başkan Aldurrahim Albayrak’ın bir sohbetimizde, “Kimi istesek parlıyor, fiyatı artıyor. Bizim futbolcularımıza ise doğru dürüst bir teklif yok” sözleri aslında içinde bulunulan durumu anlatıyor.

Şu ana kadar hep olumsuzluklardan söz ettim. Ancak bütün bu kara havayı dağıtan bir kişi vardı; Fatih Terim... Hoca bu kampta lider yönünü gösterdi. Ne gerçekleşmeyen transferler ne de içerdeki sorunlar karşısında çaresiz göründü.

İlk günden itibaren basına yakın durdu. Bize özel işler yapmamız için izin verdi. Bu kampta Fatih Terim’in bilime verdiği önemi, bilinen yardımcıları dışında mutfakta kimsenin tanımadığı ne kahramanlar olduğunu keşfettik. Analistler, performans ve beslenme uzmanları, doktorlar bize yaptıkları özel sunumlarla bugüne kadar alışık olmadığımız bir fotoğraf verdiler. Bunu kolay kolay her hoca yapmaz.

Örneğin Galatasaray’ın şampiyonluk yolunda çok önemli olan Beşiktaş maçını nasıl kazandığı analistler tarafından bize yapılan sunumda anlatıldı. Yani ortada tesadüfi başarılar yok.

Terim’in neşesi, güven veren duruşu kampın havasını da en baştan yazdığım sorunlara rağmen pozitif yönde etkiledi. Örneğin geçen sene Tudor döneminde antrenman sahası otele yakındı ve futbolcular yürüyerek gidiyordu. Hava da gayet serindi. Kamp için ideal tesis ve hava vardı özetle. Ama futbolcusundan malzemecisine kadar suratlar asıktı. Terim ve ekibinin pozitif yönü, güler yüzü işte farkı anlatıyor.

Galatasaray’da İsviçre kampının yıldızı tartışmasız Sinan Gümüş oldu. Aslında ilk günlerde fiziksel olarak bazı sorunlar yaşadı. Hatta birkaç antrenmanda takımdan ayrı çalıştı. Ancak PSV Eindhoven ve Valencia ile yapılan hazırlık maçlarında oyuna girip gol paslarını verdi. Süre aldığı dakikalarda etkili bir görüntü sergiledi.Geçen sene şampiyonluk yolunda çok kritik gollere imza atan Sinan Gümüş üzerine koyarak gidecek gibi görünüyor. Hem incelmiş hem de hızlanmış. Galatasaray için yeni sezonda Sinan’ın performansı çok önemli. Yeni bir sözleşme ve zam da şimdiden ufukta belirdi.

Geçen sezon ikinci yarıda gösterdiği performansın ardından yeni sözleşme yapılan Ryan Donk ve kiradan dönen Lionel Carole antrenmanların neşe kaynağı oldu. İkilinin boks maçları, cirit atmaları, sık sık şakalaşması antrenmanlarda keyifle izlendi.

Kampta yaptığı en iyi şey gurbetçilerle bol bol fotoğraf çektirmek ve imza dağıtmak oldu. Performans olarak yine döküldü. Nagatomo’nun yokluğunda fazlasıyla şans buldu. Onu almayı düşünen kulüpler umarım bu hazırlık maçlarını takip etmemiştir!

Belki durumu ciddi değil ama yine de sakatlığı yüzünden hazırlık maçlarında forma giyemedi. Antrenmanlarda da neredeyse tamamında takımdan ayrı çalıştı. Kamptan istediğini alamadı. Zaten savunmadaki sorunlar ortada iken maçlarda eksikliği hissedildi.

Genç oyuncular bu kampta iyi çalıştılar ve hocanın gözüne girmek için ellerinden geleni yaptılar. Şüphesiz Fatih Terim bu gençlerden 2-3’ünü mutlaka değerlendirecek. Celil Yüksel, Yunus Akgün, Doğan Can Davas, Ahmet Sivri.. Örneğin son maçta Doğan Can verilen şansı iyi kullandı. Celil çalışkan, Griezmann lakaplı Yunus ise klas ve teknik. Ahmet de yine çok çalıştı göze girmek için.

Muslera’nın arkasında bekleyecek ikinci kaleciyi arayan Galatasaray’da İsmail Çipe kampın sürprizi oldu. Alt liglerde deneyim kazanması belli ki onu geliştirmiş.. 23 yaşındaki eldiven pekala ikinci kaleci olarak kulübede bekleyebilir. Üç hazırlık maçında da kaleyi korudu. Galatasaray, FC Wil maçını 1-0 kazanırken, PSV Eindhoven’a 3-1, Valencia’ya 2-1 yenildi. Kaybedilen maçlarda da İsmail çok iyiydi.

Nijeryalı genç yeteneğin kumaşı gayet iyi. Bunu da Valencia maçında oyuna girer girmez attığı golle de gösterdi. Ancak gerek saçları gerek de 30 dereceyi aşan havalarda dahi alt eşofman giymesi dikkat çekti. Aşırı sıcaklarda şort yerine eşofmanı tercih etmesi onu farklı kıldı.

Garry Rodrigues tatilde yan gelip yatmamış. Yeşil Burun Adalı futbolcu fiziksel olarak belki de en diri ve hazır isim. Hızının yanında biraz daha teknik ve gol vuruşu becerisi olsa 40-50 milyon euro olur değeri. Terim bu eksikliği gidermek için ekibine talimat verdi. Garry gol vuruşları noktasında özel olarak eğitiliyor.

Gomis’te belli ki ciddi bir problem var. Fiziksel olarak zaten hazır olmadığı ortadaydı. Psikolojik olarak da hiç iyi görünmedi. Mutsuzdu.. Zam meselesi canını sıkmış gibi. Bu sorunlar lige taşınırsa Galatasaray için hiç de iyi olmaz. Hazırlık maçlarını da gol atamadan geçti zaten. Gomis varken bile 1 forvet bakılıyordu bir ikincisi bakılırsa şaşırmam.

Teknik Direktör Fatih Terim her antrenmanda tarzı ile konuşturdu. Giydiği spor kıyafetler çok beğenildi.