''Galatasaray'da en büyük pay''

Bir kere bu şampiyonluğu net olarak Terim’e yazmak lazım. Ancak Tudor’u bir kenarda bırakmak haksızlık olur. Terim geldiğinde takım bir puan gerideydi. 5-10 puan fark olsaydı Terim gelmezdi. O yüzden Terim’in bir yerlerde Tudor’a teşekkür etmesini beklerdim. Ama şu var; Tudor kalsaydı Galatasaray şampiyon olur muydu, hayır olamazdı. Şampiyonlukta tüm takımın katkısı var tabii ki. Ancak ön plana çıkan isimler önemli roller oynadı. Son haftalarda Muslera kilit isimdi. Çok kritik kurtarışlar yaptı. Ve tabii ki Bafetimbi Gomis ile Garry Rodrigues. Bu iki ismin hücumda yaptıkları ile şampiyonluğun en kritik isimleri oldular. (HALİL ÖZER)

Galatasaraylı oyuncular idmanlara çıkmadılar para alamadıkları için. Takım şampiyon oldu. Polat yönetimi Kalli’yi gönderdi, son 6 maça Cevat Güler ile çıkıldı, takım şampiyon oldu. 2 hoca ve 3 başkanla şampiyon olundu. Bu sene de 2 başkan ve 2 hoca ile şampiyonluk geldi. Galatasaray camiası hedefe kilitlendiğinde sezon içindeki sallantılardan çok az etkileniyor. Öncelikle bu genetik mirası inkâr etmeyelim. Sonrası 3 aşamalı aslında. İyi bir takım kuruldu. Cenk Ergün ve o dönemki Özbek yönetimi iyi bir kadro kurdular. (SERDAR ALİ ÇELİKLER)

İkincisi kritik dönemde Fatih Terim’in göreve gelmesi... Abdürrahim Albayrak da yerini alınca taşlar oturdu. Mustafa Cengiz yönetimi de bir katkı sağlamadıysa da işleyen sistemi bozmadı. 3. ve en önemli unsur ise oyuncuların Gençlerbirliği maçı sonrasındaki dönemdeki birliktelikleri ve hocalarının taktik planlarına ikna olmaları. Ancak ben bu şampiyonlukta en yüksek paylardan birini taraftara veriyorum. 20002001 sezonu Fenerbahçesi’nden sonra bir de bu sene “döve döve takım oynatan” camiayı ve yönetimleri inandıran inanılmaz destek veren ve 21’i bu kadar isteyen kitlenin de büyük katkısı var başarıda.

Son 5 haftada Muslera. Yine son düzlükte Donk, Terim geldiği günden bu yana Rodrigues çok etkiliydi. Tudor döneminde Tolga da öne çıktı. Nagatomo ve Mariano’nun yıldızlaşmaları da unutulmayacak. Elbette Fernando. Konya ve Alanya’ya kritik golleriyle Sinan Gümüş’e de ayrı bir parantez açmak gerek. Ama baştan sona Gomis.

Şampiyonlukta Dursun Özbek ile Tudor da dahil herkesin katkısı var ama taraftarı da ayrı bir yere koymak lazım. Bu sezon müthiş itici güç oldular. Net söyleyebilirim ki sezon başında da ilerleyen haftalarda da Galatasaray benim favorim değildi. Yepyeni bir kadrodan, hoca değişiklikleri yaşanmış kadrodan, seçim sürecinden geçip başkan değiştirmiş camiadan bu başarıyı beklemiyordum. Evet, bu kadroyu Özbek kurdu da yepyeni bir oyuncu grubunu şampiyonluk hedefine kilitleyebilmek, umut kesilmiş isimleri hayata döndürüp üst seviyede verim almak Terim marifeti. Bu iş sadece motivasyonla, konsantrasyonla olmaz. Ciddi maddi sıkıntılara rağmen bir futbol takımı için en önemli unsur olan futbolcu ödemelerini aksatmamak da bayrağı teslim aldığı günden itibaren seçimi değil şampiyonluğu ilk sıraya koyan Mustafa Cengiz’in yönetim becerisi. (MERİÇ MÜLDÜR)

Gomis, Muslera ve Taffarel’i ayrı bir yere yazarım. Gomis bu iştahıyla her takımı şampiyon yapar. G.Saray ile yarışıyorsanız işiniz zaten zor. Hele hele Muslera’lı G.Saray ile oynuyorsanız daha da zor. Sezonun ikinci yarısındaki dirilişini ve bu dirilişteki Taffarel faktörünü unutmamak gerekir. Devre arasında alınmasına rağmen çabuk uyum sağlayıp ekstra katkı yapan Nagatomo’yu da Mariano’yu da. Benim Galatasaray’da en beğendiğim oyuncu ise Rodrigues. İnişli çıkışlı bir grafik çizse de özellikle final etabında ciddi katkısı oldu.

Galatasaray tam zamanında Tudor’la vedalaştı. İmparator Fatih Terim takımın başına geldi. Şampiyonluğun öyküsü işte burada başladı. Fatih Hoca önce takımı derledi, topladı. Sonra Galatasaray’ın dinamiklerini bir araya getirdi. Emir ve komutayı ele aldı. Kusursuz sevk ve idareyle Galatasaray’ı hedefe taşıdı. Fatih Hoca şanslı diyorlar. “Hadi be oradan” diyesim geliyor. Tam 17 kupa kaldırmış Fatih Hoca’nın heykelini Galatasaray camiası Türk Telekom Stadı’nın önüne dikmelidir. (BÜLENT YAVUZ)

Gerçek şu ki; bu yıl da futbolseverlerin çoğunluğu ipi Beşiktaş’ın göğüsleyeceğini tahmin ediyordu. Ancak Beşiktaş’ın ‘süt kupası’ dediği kupaya Avrupa kupası gibi bakması, F.Bahçe ile kavgaya girmesinin faturası ağır oldu. F.Bahçe ile yapılan ilk maçtaki olaylar, Quaresma’nın 5 maçlık cezası Beşiktaş’ı bitirdi. Quaresma’sız Beşiktaş, 10 kişi kalmış Başakşehir’e bile yenildi. Bunlar G.Saray’ın avantajı oldu. Aykut Kocaman’ın takıntıları F.Bahçe’yi, Arda Turan transferi de Başakşehir’i olumsuz yönde etkiledi. Kurt hoca Fatih Terim, tecrübesini ve bilgisini konuşturunca G.Saray mutlu sona ulaştı. Bu arada Fatih Terim’in ekibine bir bakalım (Hasan Şaş, Ümit Davala, Taffarel), bir de diğerlerine. Bu farkı da yabana atmayın. (FAİK ÇETİNER)