Fatih Altaylı'dan Fenerbahçe değerlendirmesi

Burada çıkarılacak dersler var. Ali Koç, daha önce Ersun Yanal cümlesi geçtiğinde 'Siz benim vizyonumu bilmiyorsunuz' gibi bir cümle kullanmıştı ve aradan 4 ay geçince Ersun Yanal göreve geldi. Burada ya Ali Koç hayallerinden vazgeçti ya da başka bir şey... Büyük lokma ye, büyük laf söyleme. Ali Koç'u başkan yapan, Fenerbahçe taraftarıydı. Taraftarın istediği teknik direktör de Ersun Yanal'dı. Fenerbahçe'de çok açık bir şekilde taraftar kulübe el koydu. İyi mi kötü mü yaptı, sonuçlarını göreceğiz. Şu anda bir şey söylemek mümkün değil.

Fenerbahçeliler için de yarım kalmış bir Ersun Yanal hikayesi var, bir Mustafa Denizli bir Zico hikayesi var yarım kalan. Bunlar takımı şampiyon yapan ve kovulan isimler. Ya bu hikayeyi bu sene değilse de bundan sonraki süreçte tamamlar ve efsane olur. Bir anlamda Fatih Terim, Galatasaray için neyse, Ersun Yanal da Fenerbahçe için bir anlamda böyle bir simge olur ya da hayalleri yıkar. Bu sene için söylemiyorum. Bu sene, Ersun Yanal için sıfır riskli bir sene. Takımı 17. sırada aldı yani sondan bir üsttte. Fenerbahçe herhalde ligi buradan daha yukarıda bitirecektir. Ne yaparsa yapsın, küme düşürmediği müddetçe zaten başarılı.

Ersun Yanal, Türkiye ligini daha iyi bildiği için daha ısıran, pres yapan, ateşli bir takım haline getirecektir Fenerbahçe'yi. Bir süre de böyle gidecektir. Ama bu takım, bunu ne kadar sürdürebilir? Bu tempoyu kaldırabileceklerini, bu anlayışla uzun süre devam etmelerini zor görüyorum. Fenerbahçe, bu kadroyla Ersun Yanal'ın istediği futbolu sezon sonuna kadar sürdürecek noktada olmaz. Transfer gerekir. Fenerbahçe kadrosunun kaliteli iki üç oyuncusu var.

Ayew deniyor, Ayew bana sorarsan Fenerbahçe'de oynayacak ayarda bir oyuncu değil. Bir zamanlar öyleymiş herhalde. Skrtel iyi bir oyuncu. Mehmet Ekici'den, Valbuena'dan, Mehmet Topal'dan, Hasan Ali Kaldırım'dan faydalanabilirsiniz. Fenerbahçe'nin hücumda bir şeyi yok. Slimani büyük paraya transfer edilmiş bir adamdı. Kötü olduğu için kiraya verildi. Bekleneni veremediği için geldi. Bir sürpriz değildi ki. Fenerbahçe, 50 milyon Euro bonservis verip İngiltere'de gol kralıyken almadı ki. İngiltere'de de çökmüş, aşağı doğru giden ve 'Bundan bir halt olmaz' denildiği için geldi.

Fenerbahçe kadrosu bugünkü sistem içerisinde ligi ilk 5, ilk 4 içerisinde bitirebilir. Herkes çok puan kaybediyor. Transfer yapmazlarsa bu ısırtan futbolunu zor oynatır.

Sosyal medyada, tribünde söylenenlerle bu kulübü yönetemeyiz. Dün olmadı, yarın da olmayacağını düşünüyorum. Yarın da olmayacağını söylüyorum, bu sezon için söylüyorum, bu sevdaya son verin" açıklamasına değinen Altaylı, "Ben Fenerbahçeli olsam Ali Koç'a inanmaya ve güvenmeye devam ederim, elinizde daha iyi bir başkan adayı yok. Ali Koç'un belli bir vadede başarılı olacağı inancını hala koruyorum.

'Planlarımız yok' diyordu anlaşılan planlar değişmiş. Ogünkü planlarla bugünkü planlar arasında değişiklik var. Demek ki bazen soyadınız, daha önceki kariyeriniz, başarılarınız sizin yeni bir iş alanında, yeni bir merkezde aynı başarıyı, aynı yaklaşımları gösterebileceğinizi kanıtlamıyor. Koç Holding'i yönetmek başka bir şeydir, Fenerbahçe'yi yönetmek başkadır. Holdingin başına beni geçirsen hiçbir şey yapmasam batırmam 30 sene sürer. Fenerbahçe, Galatasaray gibi borçlar içerisinde ve her hafta kamuoyu önünde sınav veren camia farklıdır...

Atıyorum bir şirkette hata yaparsınız satışlar düşer, toparlarsınız. Müşterileriniz, 50 bin kişi toplanıp genel müdürü değiştirmenizi istemez ama Fenerbahçe'de bağırırlar. Burada inatların üzerinden kişilik savaşını yapmak, bildiğini okumak kolay bir şey değildir. Bana sorarsan doğrusunu yaptı. Bunu Galatasaray da yaptı. Galatasaray hem de defalarca yaptı, Özhan Canaydın yaptı, Ünal Aysal yaptı. Bunu herkes yapıyor çünkü kulüpleri yönetmek o kadar kolay bir iş değil. Kendi ideolojinizle başarılı olamadığınızda ya da geciktiğinde taraftar size bunu dayatıyor, yapacak bir şey de kalmıyor.

Ali Koç bunu yapmasaydı çok hızlı yıpranır ve kafasındakileri yapamadan ayrılmak zorunda kalabilirdi. Kendisi açısından da Fenerbahçe açısından da doğruyu yaptı. Zaten başarısız giden bir işte taraftarı ortak etti. Ersun Yanal'la kötü sonuçlar alınsa da 'Benim planlarımda yoktu, siz istediniz' diyebilir. Siyasi bir hamle olarak doğru, ilkesel duruş açısından ağır bir tavizdir.

Bana sorarsan Terim ile Yanal arasında hiçbir benzerlik yok. Ersun Yanal, Fatih Terim'e öykünüyor ve benzemek istiyor olabilir ama benzerlik yok. Niye? Kariyerlerine bak. Galatasaray, Milli Takım, Milli Takım'daki ilk döneminde başarı, Galatasaray, üst üste 4 şampiyonluk, Avrupa kupası, arkasından Fiorentina, Milan, yeniden Galatasaray yeniden şampiyonluklar... Karşılaştırdığınızda terazi bile bozulur. Ersun Yanal kötü demek değildir bu.

Geçmişe baktığınızda ve Terim&Galatasaray bağlantısıyla Yanal&Fenerbahçe bağlantısı çok örtüşmüyor. Benim söylediğim iki hocanın da taraftar beklentisiyle göreve getirilmesi. Ama Ersun Yanal'a 'Büyüyünce ne olmak istersin?' diye sorsan 'Fatih Terim olmak istiyorum' der. Aradaki fark bu kadar net. Bugünkü pozisyondan bahsediyorum, belki ileride Terim'den daha da büyük bir hoca olabilir. Belki Ali Koç'la öyle bir uyum sağlar, öyle transferler yaparlar, Şampiyonlar Ligi şampiyonu olurlar -rakamlar ve Türk futbolunu düşündüğünde hayal ama olur mu olur- o zaman diyebiliriz.

Bu şanslarda herkesin tur şansı var. Oyuncuya dersin ki 'Yırt bir yanını...' ama doğru taktik, doğru oyunla olabilir. İki maç sonuçta. Ha dünkü Fenerbahçe'ye baktığında imkansıza yakın ancak ikili eşleşmede imkansız diye bir şeyin olmadığını defalarca kez gördük. Fenerbahçe, Manchester United'ı Manchester iken, Galatasaray, Manchester United'ı eledi. Sonra da bir daha böyle bir kaza olmasın diye Şampiyonlar Ligi'nin statüsü değişti. Zor mu, evet çok zor ama olabilir" yorumunda bulundu.