Farklı bir futbolcu portresi: Thomas Meunier

Çocukluğunda Standard Liege altyapısında oynayan Meunier, annesinden aldığı haberle yıkıldı. Annesi, küçük Meunier'i yanına çağırarak 'Thomas... Biz babanla ayrıldık.' dedi. Bunun ardından bunalıma giren Meunier, futbolu bırakma noktasına geldi.

Annesi, 'Hayır, hayır! Futbol senin hayatın. Onu bırakamazsın.' dedi ve Meunier'i devam etme konusunda ikna etti. Standard alt yapısında ilk maçına çıkan Meunier, ailesinden sinirini sahada çıkarttı. Takımı 15-3 kazanırken tam 10 gol attı.

Meunier, yine bir ikilemin arasında kendisini bulmuştu. O zamanları, ''Ayda 400 euro alıyordum. Normal bir yaşam için yeterli değil. Okulu bitirmiştim ve kendimi boşluğun ortasında buldum. Bir futbolcu olarak yeterince para kazanamıyordum, aynı zamanda üniversiteye gidecek boş zamanım da yoktu.'' diye anlatıyor.

Daha fazla para kazanması gerektiğini anlayan Meunier, araba tamircisi olarak işe başladı. Sabah 5'te kalkan Meunier, Mercedes, Renault, Citroen, Opel arabalarına cam takarak kendini bir anda bambaşka bir yerde buldu.

Futbolculuk kariyerinde de yükselişe geçen Meunier, forvet pozisyonunda oynamaya başladı. Sezonu 11 golle kapattı. Brugge kapısını çaldı ve 100 bin euro gibi ucuz bir bonservis ücretiyle transfer etti.

Anne ve babasının boşanmasıyla büyükannesiyle çok zaman geçiren Meunier, o zaman kendisini futbolun yanı sıra sanata da vermişti. Sürekli resim çizen Meunier, sanatçıların albümlerini teker teker okumuştu. Haftada 8-10 saat sanat dersi alan genç Belçikalı, sanat sınıfıyla Londra, Paris ve Amsterdam'a da gidip müzeleri gezme şansına sahip olmuştu.

Thomas Meunier, öylesine bir sanat aşığı ki telefon ekran fotoğrafı Salvador Dali'ye ait. O fotoğraf için ''En sevdiğim resim, zaman kavramını anlatıyor. Sürreal ve sıra dışı bir tablo olduğu için çok hoşuma gidiyor.''  yorumunu yapıyor.

Meunier'in en sevdiği sanatçı ise Vasiliy Kandinskiy. Rus sanatçı hakkında konuşan PSG'nin sağ beki, ''Harika bir insan. Onun çizimleriyle kendimi buluyorum. Ne anlatmaya çalıştığını gayet iyi anlayabiliyorum.'' diyor.

Belçikalı, sanata olan sevgisini şöyle anlatıyor: ''Bir artistin sadece bir resmine aşık olamazsın. Onu bir bütün olarak görmelisin. Sanatçılar bir bütündür. Tek resim ile değerlendirilemez. Vasiliy Kandinskiy ve Dali dışında Picasso ve Manet'i de çok beğenirim.''

Sadece resim değil, heykel yapmak da Meunier'in büyük arzularından. Bunun için de ders almış. ''Yeni ve modern heykeller yapmaya çalışıyorum, 17. yüzyıl çalışmaları gibi değil. İnsanlara sadece futbol oynamadığımı, başka şeyler de yapabileceğimi göstermek istiyorum.'' diyen Meunier, çok yönlü bir sporcu olduğunu gösteriyor.

Ancak sanata olan ilgisi, futbola olan merakıyla boy ölçüşemezdi. 5 yaşından beri futbol oynadığını belirten Meunier, ''Çocukken her zaman her yerde futbol oynadığımı hatırlıyorum. Ben futbol çalışacağım diye insanları zorla benimle futbol oynamaya ikna ederdim, hatta bir kere babaannemi kaleci yapmıştım'' şeklinde açıklamalarda bulundu.

Forvet olarak başladığı kariyerine sağ bek olarak devam eden PSG'nin değişilmez ismi, hem futbolu hem de sanata olan ilgisi ile farklı bir oyuncu portresi çiziyor.

Bu durumun kendisi de farkında. ''Muhtemelen diğer futbolculara benzemiyorum.'' diyor. Haksız mı? Bizce değil. Farklı bir futbolcu, farklı bir insan... O bir Thomas Meunier...