Bülent Tulun'dan Galatasaray'a ağır eleştiri

Östersunds maçında Galatasaray'ın gol pozisyonu yok. Bir tane yarım yamalak bir karambol var, Selçuk'un 35 metreden frikiği var o kadar. İskandinav takımları zordur ama büyük takımsanız yeneceksiniz, başka çaresi yok.

Galatasaray'ın hangi şartlarda olursa olsun bu seviyede bir takım karşısında garantileyerek dönemsi lazım. Tek gol pozisyonuna giremezseniz, orta sahanız yumuşaksa, rakip çok disiplinli oynaması sürpriz değil. Adamların geri dörtlüleri santrayı geçmedi. Topa sahip olmaya bakarsanız top hep rakipteydi.

Sneijder'in Galatasaray'a sağladığı katkıları inkar etmek mümkün değil. Büyük bir futbolcu. Sneijder'in ligler bittikten sonra Temmuz 13'e kadar problemini çözmek, Mayıs ayında çözülecek bir problemdi. Nisan-Mayıs'ta varsa problem oturup konuşacaksınız ve çözeceksiniz.

Galatasaray'da Sneijder'e gelene kadar pek çok büyük oyuncular oynadı. Bu işin bir sahibi olmalı ve o sahibi raconu kesip problemi çözmeli. Çözümsüzlük çok büyük sıkıntıç Sneijder olsaydı Östersunds maçında çok şey farklı olurdu.

Sezon açıldığında mukaveleli oyuncularınızın problemleri olmamalı. Siz yeni oyuncularla uğraşmalısınız ama hala Sneijder ile uğraşıyorsanız büyük problem var demektir. Güle güle demek bile bir çözümdür. Ama şu an ortada büyük kararsızlık var demektir.

Bir oyuncuya 8 milyon euro verip alıyorsunuz ama Sneijder, Hollanda milli takımının değişilmez oyuncusuyken 7.5'a gelmişti. 8 milyona aldığınız oyuncuyu da sakatlığı sebebiyle oynatamıyorsunuz.

Orta sahada 3-4 pasla defansif orta saha oyuncularının yanından adamlar çok rahat geldiler. Galatasaray'da bir sol bek var, dikkat edin sağ bekin üstünden gelmediler. Hep sol bek Carole'den geldiler. Östersunds dersine iyi çalışmış.

Carole de scout ekibinin iyi buluşudur. Hakan Balta'yı yollamayıp sol bek oynatsan daha büyük katkı sağlar. Carole'ün oynadığı bütün maçlarda rakipler sol kanadı imha ediyorlar. Bunu görmek için çok büyük futbol uleması olmaya gerek yok. Maicon geldi daha 1 hafta sonra maça çıktı ama iki golde de pozisyon hatası vardı.

Galatasaray'a lazım olan stoper, biz ona takım omurgası deriz. Bu stoperde iki kişiden biri patron olmalı. Popescu, Uche-Högh, Ujfalusi, Zago-Ronaldo. Ujfalusi aldı götürdü Semih'i Prag'a. Ujfalusi nasıl oynatıyordu Semih'i? Popescu topu taca atardı, kornere atardı ama risk sıfır. Stoperle kaleci sevgili gibi olacaklar birbirlerini ezberleyecekler. Rigobert Song arkaya bakamadan kafasıyla Mondragon'a pas veriyordu.

Kısa sürede takımı ne kadar toparlamak gerekirdi bir tartışma konusu. Ben değişik bir pencereden bakıyorum. Bence Galatasaraylı oyuncuların bir çoğu hocalarına inanmıyor.

Hocayla kafalarında bir soru işareti varsa futbolcular kendi aralarında konuşurlar ama çok fazla göstermezler. Vücut dili bunu ortaya koyar. Bana göre Riekerink çok daha başarılıydı Tudor'dan. Sebep sonuç bağlantısına bakmak lazım.

Riekerink düzgün, futbolcuyla yakın, Hollandalı hüviyetine rağmen sıcaktı. Belki Tudor gibi futbol kariyeri olmayabilir ama iyi bir futbol kültüründen gelmiş adamdı. Galatasaray daha iyisini bulmak zorunda mıydı, belki evet. Tudor'un futbolculuğuna söz etmeyiz ama hocalığı, her iyi futbolcu, iyi hoca olmaz.

Bursaspor'da Paul Le Guen'in geçmişine bakarsanız senelerce PSG, Lyon, Fransa Kupası, Nijerya milli takımı, Gana vb iyi bir geçmişi var. Ama Tudor'a baktığınızda Hajduk Split ve Karabük'ten başka cv'si yok.

Tudor'u zor zamanda getirip risk aldıklarından da yönetim mecburen arkasında duruyor. Hem Tudor için hem de Galatasaray için zor günler. Futbolcu, adamın kariyerine bakar. Hem futbolculuğuna hem hocalık geçmişine bakar.

Mancini geldiği zaman kimsenin söyleyecek sözü yoktu. Prandelli hafif soru işaretiydi ama bunlara göre çok daha iyiydi. Bence Galatasaray'ın hocası Saffet Susic olmalıydı. Türkiye'yi avcunun içi gibi biliyor. Susic'in başarısı nedir? 8-10 sene Halilhodzic'le beraber PSG'de oynamış. 3.5 milyonluk Bosna'yı Dünya Kupası'na götürdü. Bakırköy'ün nüfusu kadar Bosna Hersek. Bence böyle bir hoca olmalıydı.

Ekonomik davranıldığını düşünerek böyle yapıldığını düşünüyorum. Biz hocaya 3-4 milyon euro vermem diyorsanız ben Saffet Susic'i getirirdim açıkçası. Eric Gerets geldiği zaman Wolfsburg'u bırakıp geldi ve o zaman şampiyonluğa oynuyordu. Müthiş bir iletişim kurdu, çok cesurdu. Kendi de PSV'de oynadığı için biliyordu her şeyi. Çoğu maça Sabri-Uğur ikilisiyle başlıyorduk sağda solda. Daha tıraş olmuyordu bu yavru ceylanlar.

Galatasaray deplasmana gittiği zaman takımın başında tercüman olmaz. İyi bir tercümandır Mert. 3-4 dili iyi çevirir ama orada en deneyimli adam Mert. Hazırlık kampına gitmişsin Slovakya'ya. Orada mevcut birileri olmalı. Küçük küçük şeyler ama önemli bir faktör bunlar. Mayıs başından beri belli bu yol haritası. Bu haritaya göre çabuk hareket edip sistemi düzgün kurmak lazım. Futbolcularda inanç yok gibi geliyor bana.