Milliyet Gazetesi yazarı Attila Gökçe, Süper Lig'in yeni hocaları ile ilgili bir yazı kaleme aldı. İşte Gökçe'nin "Süper Hocalar ligi" başlıklı yazısından öne çıkanlar...
Süper Lig’in değişim maratonuna hazır olalım… Hareketli, canlı ve gerçekçi hesaplarla yapılan transferler bir yana, değişimin öncülüğünü futbolcular değil, öncelikle antrenörler yapacak. Daha sıkı rekabet, daha farklı planlar, yepyeni oyun anlayışları bizi bekliyor. Bu değişim ve yenilenmenin baş rolü, teknik direktörlerin, antrenörlerin, yardımcıların da katılımıyla teknik ekiplerin olacak. Birer Portekizli ve Fransız... 3 İtalyan ve 14 yerli hoca... Her birinin ince hesapları var. Hemen hepsi iddiaları ve vizyonlarıyla farklı rüzgarlar estirecek.
Şampiyonlukların peşin favorisi olarak kabul edilen Fatih Terim bu sezon yok. Üç Büyük kulübe de şampiyonluklar armağan eden Mustafa Denizli yok. Trabzonspor’da adanmışlıkla mücadele edip göremediği şampiyonlukları 2 kez Beşiktaş’ta yaşayan Şenol Güneş, Fenerbahçe’ye son şampiyonluğunu kazandıran Ersun Yanal, yeni lig maratonunda start almayacaklar. Listeye baktığımızda bizim hocalardan Okan Buruk ve Abdullah Avcı’nın şampiyonluk yüzükleri var. Yabancılardan da Jorge Jesus dışında kalanların henüz şampiyonluk yaşadıklarını duymadık. Tıpkı tenis turnuvalarındaki gibi “açık” bir yarış başlayacak bu ligde...
İyi hazırlanan, sağlam kadrolar kuran, iyi yönetilen takımlar başa güreşecek. O takımların başındaki antrenörlere gelince... Hepsi de yenilik peşindeler. Bu bir heves değil, bilinçli, hesaplı, kararlı vizyonlara dayanan arayışların sonucu. Hemen söyleyelim ki hepsi de birbirlerine saygı duyuyor, dayanışma halindeler. Sık sık görüşüp konuşuyorlar. Bilgilerini ve düşüncelerini paylaşıyorlar.Önceki şampiyonluk görmüş “babalar” kuşağının kenara çekilmesiyle Abdullah Avcı, hem hocaların hocası, hem de meslek büyüğü olarak “abi” statüsüne geçmiş durumda. Abdullah Avcı, cumartesi günü Süper Kupa finalinde takımının 4-0 kazandığı maçı yönetti. Ertesi gün, 31 Temmuz Pazar, ailesiyle birlikte doğum gününü kutlayacaktı. Annesi Feriha Avcı, tam da oğlunu doğurduğu günün yıl dönümünde aniden rahatsızlandı ve hastaneye kaldırıldı. Hoca üç gün annesinin başından ayrılamadı.Geçen sezon şampiyonluğu kucaklarken, genel değerlendirmede hep “Üç Büyükler yarışta yok” ezberi dillendirildi. Avcı, bu tür yorumlara karşı hep “Trabzonspor var!” yanıtını verdi. Dün geçmiş olsun dileklerimizle konuşurken, ekledi: “Yeni ligde de var olmaya devam edeceğiz.” Elbette bu bir çalenç… Meydan okuma!
Şu farkla ki bu defa başka meydan okuyanlar da var. Jesus mesela... İsmael, Okan Buruk. Üç Büyükler, hocalarıyla iddialarını tekrarlayıp yüksek sesle “buradayız” diyorlar. Yine de meydan okuyanlar sahnesine daha çok hocanın çıkacağını göreceğiz. İlhan Palut, Nuri Şahin, Emre Belözoğlu, Çağdaş Atan, Sami Uğurlu ve diğerleri. Her biri farklı tonda seslerle iddialı bir koro oluşturacak. Oyunun kalitesini artıracaklar, modern futbol arayışlarına katılacaklar, tepkilerle, gündelik reflekslerle değil, ilkelerle ve planlarla yola devam edecekler.Futbolun yeni perdesi açılıyor: Yeniliklere hazır olalım!.
Galatasaray’ın “efsane” hocası Okan Buruk, çok doğru hamleler yapıyor. Kadroyu sadeleştirirken de zenginleştirirken de ölçülü adımlar atıyor. Maceradan kaçınıyor. Galatasaray’ın “efsane” hocası Okan Buruk, çok doğru hamleler yapıyor. Kadroyu sadeleştirirken de zenginleştirirken de ölçülü adımlar atıyor. Maceradan kaçınıyor. Çalışkanlığını, vizyonunu, efendi ve çelebi tavırlarını biliyoruz. Hakçası Galatasaray’a çok yakışıyor. Başarılı olacağını düşünüyorum.
Yeni oyuncular, yeni oyun biçimi ve yeni bir mücadeleye yelken açıyor. İlk haftalar işler ters giderse... Arızalar çıkarsa, Galatasaray’ın huzuru kaçar. En başta sosyal medya, sonrasında da eski-yeni yöneticiler arasında Terim rüzgarı esmeye başlar. Fatih Hoca eski oyuncusunun yolunu kesmez ama, Terim’in adı üzerinden Buruk’un yolunu kesecek başka birileri çıkacaktır. O nedenle Galatasaray’ın hocalığı “ateşten gömleği giymek”tir.
