Sabah gazetesi yazarı Ahmet Çakar, MHK başkanlığı, Namoğlu'nun istifası ile ilgili yorum yaparken VAR Koordinatör Barış Şimşek'in UEFA'nın eğitiminden geçemediğini iddia etti.
Kuddusi Müftüoğlu'ndan değil MHK Başkanı, Alanya Atatürk Lisesi'nde sınıf başkanı bile olmaz. Kötü adam mı? Hayır. Geçmişi kirli mi? Hayır. Ama hakemliğe bakışı, zamanında yaşanan olumsuz olaylar ve en önemlisi insan yönetmedeki başarısızlığı, onu ancak ailesinin başkanı yapabilir.
Konuşması, konuşma değil, hitabeti hitabet değil, bir duruşu yok. Hakemlere nasıl güven verecek? Nasıl inandırıcı olacak? Mesela onun zamanında yaşanan birçok yanlış olaydan birkaçını hatırlayalım…
Yıllar önceydi, o MHK Başkanı'ydı. İstanbul'da bir Galatasaray-Trabzonspor maçı oynanmıştı. Müftüoğlu, bayram değil seyran değil bu maça Deniz Ateş Bitnel denen bir hakemi atadı. Nasıl, neden, hangi sebeple atadılar, bilmiyorum. Ama atadılar.
Hakem Bitnel, maçın içine etti. Hatırlayın, dünya futbol tarihinde de sahada oyuncudan (Salih Dursun) kırmızı kart görmüş yegane hakem olarak tarihe geçti. Peki sonra ne oldu? Trabzon yönetimi basın toplantısı yaptı, Kuddusi apar topar İstanbul'a çağrıldı ve Trabzon haklı olarak Kuddusi'nin kellesini istedi.
Peki Kuddusi ne yaptı, "Benim kellemi almayın, ben size Deniz Ateş Bitnel'in kellesini vereyim" dedi ve verdi. O gün bugündür, Deniz Ateş Bitnel hakemlik yapamıyor. Oh ne güzel değil mi Kuddusi!
Onu maça veren sensin, Trabzon'un haklı isyanında da kendi kelleni kurtarmak için onun kellesini feda eden yine sensin. Sonuçta baktığımızda Fenerbahçe idarecisi Semih Özsoy, dünkü konuşmasında, infialinde haklıydı. Namoğlu gitti ama Kuddusi'nin gelmesi demek, rezillik demektir. Sayın Demirören ve federasyon da bunu böyle bilsin.
UEFA, Türk Merkez Hakem Komitesi'ne öyle bir tokat attı ki sesi Cenevre'den duyuldu. Artık Şampiyonlar Ligi'nde de VAR uygulamaya konuldu.
Şampiyonlar Ligi'nde dünya çapında bir hakemimiz var: Cüneyt Çakır... Bundan böyle Şampiyonlar Ligi'nde VAR yardımcılarıyla maç yönetecek. Tıpkı Türkiye ve Dünya Kupası'nda yaptığı gibi. Bu doğrultuda Türk hakemleri Barış Şimşek ve Hüseyin Göçek, İsviçre'ye çağrıldı, eğitimden geçti, ama maalesef sınıfta kaldılar.
Diğer bir deyimle, mesela Çakır, önümüzdeki hafta Şampiyonlar Ligi'nde maç yönettiğinde, VAR hakemleri, belki Alman, belki Hollandalı, belki de Rus olacak. Ama Türk olmayacak. Hüseyin ve Barış yetersiz bulunurken, Namoğlu komitesi Murat Ilgaz'ı yiyip Barış Şimşek'i VAR koordinatörlüğüne getirmişti.
Görüyorsunuz değil mi, Türkiye'de hatır gönül ve eyyam ile yapılan bazı faaliyetler, UEFA tarafından bile patlatılabiliyor. Bu şu demektir, Türkiye'nin VAR hakemleri yetersiz ve Türkiye'de VAR hastalıklı. Bunu ben söylemiyorum, UEFA'nın bu kararı, mevcut durumu ispatlıyor.
