Spor yazarları, Galatasaray'ın Bursaspor ile 1-1 berabere kaldığı mücadeleyi köşelerinde değerlendirdiler.
İki tarafın da kazanmak için oynadığı, güzel bir maç oldu. İki tane duran topun devamında gelen benzer goller vardı. Ne Hamza hoca ne de Riekerink maçı asla berabere bitirmek istedi. Bu da doğru oyun olmasa da güzel futbola götürdü maçı. Süper stat, kötü zemine rağmen iyi maç izledik. Bir futbolsever olarak teşekkür ederim.
Kalesinde Avrupa’nın en iyi kalecilerinden birini bulundurmasına rağmen, daha şimdiden tersine tarih yazacak kadar kötü bir performans ortaya koyan Galatasaray defansıydı, maçı zorlaştıran!Nitekim, gol de dahil, verilen pozisyonlarda yapılan hatalar neden sıralamada burada olduğu gerçeğine ışık tutan anlardı. 3 kupa alan bir takımın daha 1 yılı dolmadan, tarihinin en kötü verilerine imza atması üzücü.
Bazı şeyleri anlamak da anlatmak da zor. Bir daha deneyelim;2. yarının sonlarına doğru Yasin’in kötü bir vuruşla bitirdiği akına bakın. Hani sonrasına Podolski’nin yerde yatan Yasin’e koşup bayağı isyan ettiği pozisyondan bahsediyorum. Ve bu pozisyonun anlattıklarından.Çaprazdan dalıyor. Yeteneklerini kullanarak bitirici pozisyonu alıyor. Ama şutu zeminin de azizliğine uğramakta tehlike yaratmadan auta gidiyor. Eğer Yasin bu pozisyonları sıklıkla gol yapan oyuncu olsa Podolski ve geri kalan herkes başını elleri arasına alır ve talihe lanet eder.
Galatasaray'da bence son haftalardaki en önemli artı, fizik kondisyonun yükselmesi. Bunun yanında da pas trafiğinde olumlu gelişme var. Ayrıca takım olarak sahaya hırs da yansıttılar. En çok Emre Çolak'ı beğendim. Yasin çok özel yeteneklere sahip bir forvet oyuncusu ancak futbol bilgisi çok yetersiz.
Yasin "Elekle su taşıyan" oyuncu tipi. Maç boyu en ufak dokunuşta yere yatan, adam geçemeyen, bir metreye düzgün pas vermeyen, egoist bir oyuncu.. Vermediği pasla Podolski'yi bile çıldırtacak duruma geldi. Alman yıldızın kızmasına gerek yok, çünkü Yasin'in sınırlı kalitesi ve kapasitesi var. Kaptan Selçuk, sakinliğinin yanısıra çalışkanlığıyla, etkili paslarıyla yeni takımının en iyisiydi. Galatasaray'da savunma zaafı sürüyor. Her hafta önündeki değişen savunma oyuncularına rağmen Muslera, Bursa'da da yine kurtarıcı rolündeydi. Bu Tarık Çamdal kimin torpillisi? Linnes gibi hızı ve orta yapma kalitesi yüksek bir oyuncu varken Tarık gibi çapsız ve sorumsuz biri oyuna girmez, girmemeli.
Galatasaray iyi olduğu dakikalarda kanatlar iyi çalıştı. Selçuk-Emre ikilisi iyi olan top kullanma özelliklerini iyi çalıştırdılar. Bu ikili maçta Galatasaray’ın en iyileriydi. Sabri oyun başında sağda çok etkiliydi. Solda Carole-Yasin iyi oynadılar. Muslera hatasızdı, güven verdi. Kısacası Galatasaray derli topluydu. Podolski zaman zaman gözüktü ama Umut topla hiç buluşamadı. Bu ikilinin takımlarına katkıları bu anlamda azdı.
İki kez avantaj oynatıp, sonrasında sarı kartları atladı. 19. dakikada ise Jem Karacan’ın neden olduğu penaltıyı yardımcı hakemin uyarısına rağmen vermedi. Kart göstermemekte de inat eden Aydınus, otoritesini ayaklar altına aldı.
Galatasaray'ın bu sezon tek hedefi var o da ligi 5. bitirmek. Peki sahada Podolski'den başka bunun bilincinde olan futbolcu var mı? Kesinlikle yok. Alman yıldız takımı galip gelsin diye kendini yırtıyor. Maçın içinde öyle pozisyonlar oluyor ki Yasin, kaleye şut atacağına topu Podolski'ye gönderse Galatasaray kötü futbol oynamasına rağmen üç puanı alıp biraz nefeslenecek. Ama Yasin'in takım umurunda değil. Alman oyuncu, Yasin'in yanına gidiyor -˜neden bana pas vermiyorsun' diyor. Yasin öyle bir tepkiyle yerden kalkıyor ki hakem Fırat Aydınus araya girmese iki futbolcu birbirine girecekler.
Galatasaray, geçen haftaki 4-1'lik Kasımpaşa galibiyetiyle geç de olsa üzerindeki ölü toprağını atmıştı. Sarı-kırmızılılar, Bursa deplasmanında 1-1 berabere kalırken, sayısız gol pozisyonundan yararlanamadı. Bu karşılaşma geçen yıl takımı şampiyon yapan Hamza Hamzaoğlu'na rakip olan Galatasaray açısından duygusal bir mücadeleydi. Bu duygusal ve güzel tabloyu tek bozan isim maç öncesi diğer takım arkadaşlarının aksine Hamzaoğlu'nun yanına bile gitmeyen Lukas Podolski'ydi. Podolski'ye bu konuda sitem etsek de, Yasin Öztekin'e isyanına da bir o kadar hak verdik.
Oyunun G.Saray adına aslında özeti, 78. dakikadaki olay... Yasin sol çaprazdan girdiği anda topu Podolski'ye çıkartsa galibiyet gelecekti. Ancak olmadı. O pozisyonda pas vermeme tercihi eleştirilir. Abartılı gözükse de tepkisinde Podolski haklı mı, haklı! Yasin için belki o pozisyon şunu akıllara getirdi. Dortmund seviyesine yükselip Bundesliga'da kalamadığının açık bir göstergesi..
Maçın son 10 dakikasında Galatasaray’ın Yasin’le 2, Podolski ve Olcan’la birer net pozisyonu harcaması puanların bölüşülmesine neden oldu. Böylece Galatasaray üst üste 12. deplamanında da gülemedi. Cim-Bom tarihinin en çok gol yediği sezonunu yaşıyor. Bu da size Galatasaray’ın defansının ne kadar kötü olduğu hakkında net bir fikir vermiyor mu?
Ne Bursaspor istediğini alabildi ne de Galatasaray... İzleyenler ise beklediklerinin çok ama çok üstünde bir futbolla karşı karşıya kaldılar... İstisnasız maçın hemen hemen her dakikasında heyecan, tempo ve karşılıklı olarak sürekli kaçan gol pozisyonları vardı ama sonuçtan iki taraf da mutlu olmadı. Hem Hamza Hamzaoğlu hem de Riekerink maça mutlak kazanmak için çıkmışlardı, bundan dolayı da 90 dakika boyunca orta sahalar yol geçen hanına döndü...
Galatasaray’ın Avrupa Kupaları’na katılmak için ümidini Türkiye Kupası’na bırakmama maçıydı. Futbolcular açısından ‘gönderdikleri’ Hamza Hamzaoğlu’nun Bursaspor’una karşı kazanıp, ‘Dursun Özbek’i haklı çıkartma’ maçıydı. Kazanamadılar. Şimdi kendilerini 2 kez yenmiş Osmanlıspor’un maçlar kaybetmesini bekleyecekler.
Galatasaray kalesini en çok zorlayan isimlerden birisi Denayer'di. Bu çocuk gerçekten Belçika Milli Takımı'nın ne denli şişirme olduğunun kanıtı adeta. Tamam; fena oyuncu değil, belki bir gün üst düzey bir futbolcu olabilir (çok yüksek bir ihtimal değil) ama şu an Galatasaray'ın stoperi değil. Gerçi; kadroda "Galatasaray stoperi" sıfatına uygun herhangi bir oyuncu var mı, o da işin ayrı yanı....
