beIN Sports yorumcusu Tümer Metin, maç sonrası beIN Asist ve beIN Extra programlarında Fenerbahçe ile Konyaspor arasında 1-1 sona eren mücadeleyi değerlendirdi.
Maç 11'e 10 değil, 10'a 10 oynandı. Nedeni; Slimani. Mücadele Konya'ya yarar, onun dışında bireysel, ince işler Fenerbahçe'nin hanesine yazılır. Günün sonunda tabela Fenerbahçe'nin lehine olur diye düşünüyordum. Konyaspor kaç tane pozisyon verdi? Kadıköy'e gelmişsin, bu kadar pozisyon elbette görebilirsin.
Ahım şahım bir Fenerbahçe gördük mü? İşin üzücü yanı; Jailson'un mücadeleden dem vuruyor olması. Senin savaşa falan ihtiyacın yok. Senin ince işe ihtiyacın var. İçeride 10 kişi rakibe karşı puan bırakırsak o röportaja çok zor gelirsin. Jailson kardeşim, şu anda lig bitse durumun sıkıntılı.
İçeride 60 dakika 10 kişiye 2 tane pozisyon bulmuşsun. Konyaspor, 11'e 11 olduğunda iyi oynamasıyla ünlü bir takım. Yine iyi kapandılar. Konyaspor'un hücum bağlantısı kesildi. 10 kişi oynayan takımı nasıl açarsın? Kenara gidersin. Orta sahanla yüklenirsin. Dönen topları da alırsan yeme, yanında yat. Yığılan takıma şut atarsın, şut. İnce işcilik yaparsın, frikik çıkarırsın. Bunların hiçbiri yok.
Valbuena kenardan orta yapıyor. Atıyor da kime? Hiç bilmeyen bir seyirciye sorsak kim duran topa kafa vurur diye... Kimse vurmuyor. İnce işi yapan oyuncun da çok az. Suni bir baskı var.
Bu maç Fenerbahçe'nin sezon finalidir. 11'e 10'da işi çözememiş Fenerbahçe'nin kalite eksikliği göze battı. Valbuena çekecek, orta yapacak daha sonra da Slimani kafa vuracak da gol atacaksın. Böyle bir şey yok. Fenerbahçe hep ilk akla gelen yerden oynuyor. Bir ekstrası yok. Bir sürprizi yok.
Oyuna sonradan giren adamlar da 3 dakikada yok olur sahada. İşin kolay yanı kenardan orta yapmaktır. Özellikle 10 kişi kalmış rakibe karşı. Bir duvar pasıyla vurdun mu, 2 çalım atıp birini geçtin mi? Yok. Bugün Fenerbahçe'nin 1 kişi eksik oynayan rakibe karşı kalite eksikliğini konuşuyoruz.
Bence de Skrtel'in pozisyonu kırmızı karttır. Hakemlik doğru karar verebilme mekanizması ve pozisyonu süzmektir. Markus Merk ile program yaptım. Oyuncuların kafasından farklı düşünüyorlar. Bir frekans farkı var.
Jahovic, Sadık'ın üstüne basmaya gitmiş diyemem. Arka baldıra basmak için bassa, Sadık kalkamaz. Jahovic ayağını çekemiyor. Jahovic bastı mı? Bastı. Ama bunu iyi okumak gerekiyor. Jahovic'e gösterilen kart bana ağır geldi. Fırat hocanın, Jahovic'in dilinden anlamasını istiyorum. "Ben bu Sadık'ın canını yakmak için gideyim" mi diyor, yoksa ayağını çekemiyor mu? Hakem bunu süzmeli.
Fofana'nın gol attığı ana kadar 5 Fenerbahçeli oyuncu gördüm. Yetenek diyenler olabilir. Başımla beraber. Haftanın golünü de atmış olabilir. Ama futbolcular önleyemedi.
Serkan Kırıntılı, Mehmet Topal'ın yaptığı aksiyon sebebiyle yanıldı. Onun hamlesine reaksiyon gösteriyor. Topal girmeyecek görüş alanına. Dışında kalacak. Mehmet Topal sıyırdı mı diye bakıyor. Topal da Alper de ofsaytta.
Hakemlerin VAR'da faul konusunda özellikle bir standart yakalaması gerekiyor. Hakemler arasında da yorum farkı var. Biz, Fırat Aydınus'un VAR yokken verip vermediği pozisyonlarda Fırat Aydınus yorumu olarak değerlendiriyorduk. Süzememiş, vermemiş diyorduk. Şimdi Fırat Aydınus böyle yorumluyor, VAR odasındaki hakem başka bir şey düşünüyor.
İnsanlar da o anda ofsayta düşebiliyor. Jailson'un pozisyonunda, VAR hayatımızda olmasın saatlerce araştırıp cımbızla çıkarabiliriz. Fakat; şu anda aman bir şey olmasın, bu da kaçmasın diye uğraşılıyor.
Slimani beni halı sahaya çağırsa ve haftalarca gol atamasa, yine de ben oynayacağım derse, "Sen git evine" derim.
Tarih boyunca bir oyuncu ile teknik adam arasındaki anlaşmazlıklar oldu. Aykut Kocaman, "Şu anda ben hayatımda başka bir şeye kanalize olmuşum o başka bir yere" diyor. Ona hak veririm. Geçmiş gitmiş bir şey. Aykut Kocaman beni de sever. TFF'den lisans almış herkes, Milli Takıma hayır diyemez. Oraya giden kişi de bir kontrat alıyor. Kulüpten daha fazla kazanıyor hocalar.
