Süper Lig'de Galatasaray'ın Ankaragücü'ne deplasmanda 2-1 mağlup olduğu maçı spor yazarları değerlendirdi. İşte spor yazarlarının yorumları...
ŞANSAL BÜYÜKA: Mustafa‘nın kırmızı kartı... Dirsek var, doğru... Ama kırmızı doğru değil... Sarı doğru olurdu, kırmızı yanlış oldu. Daha önce bir-iki defa daha yazdım. Bu pozisyondan bağımsız yazıyorum; göreceksiniz bu “el-yüz” temasları Türk futbolunun başına bela olacak. Penaltı da ayaktan ele geliyor. Ayaktan temas varsa kabul ama, ayaktan sekip ele geliyorsa bu penaltının doğruluğu ciddi anlamda tartışılır. Yanlış bir karar...
AHMET ÇAKAR: Gelelim hakem Halil Umut Meler'e... Penaltı kararı belki tartışılabilir ama bana göre kimse 'Neden verdin' diyemez. Ceza alanı içinde Arda'nın ayağından geliyor, kol açık. Bunu kabul ettik ama kırmızı karta kesinlikle iştirak etmiyorum. Mostafa Mohamed'in amacı adamı sakatlayıp kafasını gözünü yarmak değil. Doğru karar sarı olmalıydı. Haa! Mohamed atılmasıydı Galatasaray kazanır mıydı, o da çok zor. Bence Galatasaray ve Fatih Terim kendi iğnesini kendine batırmalı. Herkes Beşiktaş'a çalıştı. Şu anda Beşiktaş 3 puan ileride gibi görünüyor. Böyle mağlubiyetler Galatasaray için şampiyonluk yarışında çok önemli bir yaradır.
ÖMER ÜRÜNDÜL: İlk yarıda oyunun kontrolü Galatasaray'daydı. Ankaragücü kısıtlı kadrosuna ve eksiklerine rağmen kora kor bir mücadele sergiliyordu. Galatasaray'ın ise hücum girişimleri yeterli etkinlikte değildi. Baskılı oyunda hazırlanmış tek pozisyon Onyekuru'nun kalecide kalan kafa vuruşuydu. Sonrasında ise belki de maçın kırılma anı yaşandı. Geri pasını yakalayan Emre Kılınç boş kaleye topu yuvarlayamadı. Devrenin son 5 dakikasında hep savunmada kalan Ankaragücü, karşı kalede görünmeye başladı. Son dakikada da Arda'nın gereksiz yere neden olduğu penaltı ile Ankaragücü skor avantajı yakaladı.
ÖMER ÜRÜNDÜL: İkinci devreye Fatih Terim 3 değişiklik ile başladı. Çıkanların hepsinde haklıydı ancak girenlerden Falcao tercihi ilginçti. Tabii çift santrfora dönüp, bir de ikinci yarıya çok erken aşırı riskle başlanınca geniş alan sprinteri Lobjanidze'ye elverişli bir ortam çıktı. O da çok kaliteli bir gole imza attı. Tabii ki bundan sonraki dakikalarda da sahada herşey olabilirdi ama bu sefer Mohamed kırmızı kartla oyundan atılınca Ankaragücü'ne büyük avantaj doğdu. Bu arada son 20 dakikayı Ankaragücü hiç iyi değerlendiremedi. Galatasaray uzatmada farkı 1'e indirdi ama bu beraberlik için yetmedi. Tabii kaybedilen çok önemli üç puanın yanında takım 10 kişiyken skoru döndürmek için aşırı güç harcadığından G.Saray, Sivas maçı öncesi fizik açıdan da yıprandı.
ÖMER ÜRÜNDÜL: İki tane önemli hakem kararı var. Penaltı bana göre yoruma açık. Ama Mohamed'in kırmızı kartı yüzde yüz doğru... Direkt kırmızı...
OSMAN ŞENHER: Bütün maçlar zor bunu kabul ediyorum ama dün gece maçın hakemi Halil Umut Meler’in davranışları sarı-kırmızılılar için çok daha zor bir maç olacağının göstergesiydi. Daha maçın başında Arda’nın hiç kimseye dokunmadığı pozisyonda hakem üzerine koşarak aleyhine faul çaldı. Bu zaten her şeyi belli etti. En önemlisi de Mustafa’nın dirseğinin rakibinin suratına geldiği pozisyondu. Ben merak ediyorum; şampiyonluğa oynayan bütün takımların bir çok futbolcusunun kolu, dirseği rakibinin suratına bu şekilde geliyor. Bugüne kadar hangi hakem bu futbolculara kırmızı kart gösterdi? Mısırlı futbolcunun pozisyonu da sarı kart olmalıydı. Zaten Galatasaray kötü gününde, bir darbe de Halil Umut Meler vurmamalıydı. Ama hep söylüyorum Alper Ulusoy Türkiye’de 6 saniye kuralını ilk defa Galatasaray’a karşı uyguladı, bu kurala bir daha başvurulmadı. Aynı şekilde dört büyük kulüpte ilk kez bu tip bir pozisyonda, sarı-kırmızılı bir isim direkt oyundan atıldı. Böyle adaletsiz şampiyonluk yarışı olmaz, olmamalı!
ALİ GÜLTİKEN: Galatasaray açık ara favori çıktığı bir maçta kimsenin beklemediği büyük bir şok yaşadı. Agresif, çabuk oynayan ve pozisyon bulan bir takım olarak maçı ilk yarıda istediği şekle getirebilirdi Galatasaray. Fakat Arda'nın ilk yarının son dakikalarında yaptığı penaltı Galatasaray adına maçın ayarlarını bozdu. Fatih hoca bir an önce bu gidişatı değiştirebilme adına Falcao'yu oyuna alarak radikal bir değişiklik yaptı. Santrforları çiftledi ama oyunu istediği noktaya getiremedi. Bu değişiklik doğal olarak orta alanda Galatasaray'ı 1 eksiltti. Bu eksiklik ve boşluğu kontra için etkili kullanan Ankaragücü, Lobjanidze ile hem 2. golü buldu hem de G.Saray'ın sinir sistemini bozdu. Bu tür şok durumlarında oyuncuların sakin kalması çok önemli. Çünkü güçlü takımlar bu tür zor durumların da altından kalkabilir. Fakat kontrolünüzü kaybettiğinizde Mostafa Mohamed'in kırmızı kart pozisyonunda olduğu gibi hem eksilirsiniz hem de maç artık tamamen elinizden kayar gider.
SERKAN KORKMAZ: İlk yarının sonunda ev sahibi lehine verilen penaltı, Arda eliyle oynadığı için gerçekleşti anladığımız kadarıyla. Vücuttan gelen bir top ve Arda'ya avantaj sağlamayan bir enstantane gibi geldi bana. Aynı pozisyona penaltı çalmayacak pek çok hakem olur tahminimce. Hadi pozisyon "gri" ve hakemin yorumu ağır olsa da "penaltı" deyip, susalım. Skor 2-0'a geldikten hemen sonra Mostafa Mohamed'e gösterilen kırmızı kartsa çok yanlış bir karardı kanaatindeyim. Belki sarı kart olabilirdi, o da "belki"... Hakem bu yanlış karara imza attığında skorun 2-0 Galatasaray aleyhine olmasından ötürü, iğne ya da çuvaldızın birinin de mağlup olmak için neredeyse uğraşan tarafa batırılması şart..
SERKAN KORKMAZ: "Kazanan takım bozulmaz" diye bir laf vardır; "eğer iyi oynuyorsa" diyerek katılmıyorum... "Çatır çatır" bozulur hem de; hele hele kötü oynayan bir takım ivedilikle bozulmalıdır. Erzurum maçından beri yazılarımda ve ekrandan yaptığım yorumlarda Ankara'da sahaya çıkacak Galatasaray'ı çok merak ettiğimi belirtmiştim. Son derece doğru bir şekilde sezonun en iyi savunma ikilisi Donk-Marcao'ya dönülmüş, Luyindama yedek kalmıştı. Fakat geri kalan herkes aynıydı. İnanın anlamakta zorluk çekiyorum; hazır olmadığı her halinden belli bir Gedson, vasat bir oyunla yere göğe sığdırılamayan bir Etobo sahadayken, Taylan nasıl yedek soyunabiliyor..